Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/482 E. 2023/20 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/482 – 2023/20
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/482
KARAR NO : 2023/20

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2020
NUMARASI : 2018/566 Esas 2020/353 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 18/01/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 19/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; Afyonkarahisar ili Şuhut ilçesi sınırları içerisinde 20.02.2016 tarihinde saat 10:30 sıralarında Altıgöz Mahallesi sınırları içerisinde … plakalı … yönetimindeki davalının sigortalısı olan motosiklet Şuhut Devlet Hastanesi’nden çıkış yapmakta iken Adliye yönünde hareket eden sürücü … yönetimindeki … plakalı araç ile çarpışması sonucunda motosiklette yolcu olarak bulunan …’ın hayatını kaybettiğini, belirsiz alacak davası olarak ikame etmekle fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak şimdilik, hesaplanacak müvekkilinin ölenin eşi lehine doğan destekten yoksun kalma zararı konulu maddi tazminatın davalıdan poliçe limiti içerisinde resen belirlenecek temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile, birlikte tahsiline, bu kapsamda (HMK kapsamında harca esas değer olarak şimdilik 6.000,00-TL’nin belirlenmesine) karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; söz konusu kaza ile ilgili davadan önce Müvekkil Şirkete müracaat edilmediğini, herhangi bir hasar dosyası açılmadığını, müvekkili şirkete gönderilen dava dilekçesi ekinde de zarara ilişkin hiçbir belge yer almadığını, bu nedenle dava konusunu, talebi, delilleri görüp değerlendirmeden davaya yanıt verebilmenin mümkün olamayacağını, kazanın meydana geldiği sırada müvekkil şirket sigortalısı olan motosiklet yolcu taşımaya uygun bir araç olmadığından, motosiklette yolcu aynı zamanda işleten …’ın vefat ettiğini, hayatın olağan akışına göre, sigortalı araç sürücüsü … plakalı araç sürücüsü annesi … ile motosiklette yolculuk yapmamış olsa idi, kaza belki de meydana gelmeyecek ya da ölümle sonuçlanmayacağını, davaya konu kazanın sürücünün ehliyetsiz olmasının yanı sıra, istiap haddinin aşılması suretiyle meydana geldiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, olay tarihinde davalı sigorta şirketine ZMMS sigortası ile sigortalı motosiklet sürücüsünün tam kusurlu davranışı sonucu meydana gelen çift taraflı trafik kazası sonucu davacının eşi olan yolcu durumundaki …’ın vefat ettiği, müteveffa ev hanımı olduğundan kabul edilecek asgari ücret olan geliri nazara alınarak bilirkişi marifetiyle maddi zararın tespiti yoluna gidildiği, SGK’ya yazılan yazı cevabına göre ölüm nedeniyle davacıya gelir bağlanmadığı, mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda müteveffanın kask takmaması nedeniyle yüzde 10 kusurlu olmasının yanı sıra aynı nedenle ayrıca yüzde 20 müterafik kusuru indirimi yapılarak maddi tazminatın tespiti yoluna gidildiği, oysa ki Yargıtay içtihatlarına göre de tespit olunduğu üzere müteveffanın kask takmaması nedeniyle oluşan müterafik kusur nedeniyle ancak yüzde 20 oranında maddi tazminattan indirim yapılabileceği, aynı nedene dayalı olarak başkaca kusur indirimi yapılmasının mümkün olmadığı, bu yönüyle bilirkişi raporuna katılmanın mümkün olmadığı, ancak davacı vekili tarafından bu yönüyle bilirkişi raporuna itibar edilerek talep arttım dilekçesinin sunulduğu, diğer yönler itibarıyla maddi tazminatın hesap yöntem ve gerekçesi yönüyle bilirkişi raporunun yargısal denetime elverişli olduğu, taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının davalıdan 146.214,99-TL destekten yoksun kalınması nedeniyle maddi tazminat talep hakkının bulunduğu, davadan önce davalı tarafa yapılan zorunlu başvuru sonrası 02/05/2017 tarihinde davalı sigorta şirketinin temerrüde düşürüldüğü, ayrıca sigortalı aracın cinsi ve kullanım şekli gereği tespit olunan bu miktara temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile; 146.241,99-TL maddi tazminatın 02/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (poliçe limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak üzere) davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; davacının talebinin, sigorta poliçesi teminat kapsamı dışında olduğunu, Hazine Müsteşarlığı tarafından 02.02.2016 tarihinde yayınlanan genelge ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartların yürürlük tarihinin, 01.06.2015 sonrası tanzim edilen poliçeler olarak belirlendiğini, 20.02.2016 tarihli kazaya karışan, … plakalı aracın, müvekkil şirkete 09.10.2015-2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 25524029 numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, kazaya 01.05.2016 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları uygulanacağını, “….d) Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri.”nin teminat kapsamında olmayacağını, trafik sigortası poliçesinde görüleceği üzere müteveffa …’ın sigortalı konumunda olduğunu, araç sürücüsünün ehliyeti bulunmadığını, istiap haddinin aşıldığını, işleten vefat ettiğine göre, söz konusu tazminat işletenin mirasçılarına rücu edilecek olup, somut olaydaki davacı, aynı zamanda işletenin mirasçısı olduğundan ödenen sigorta tazminatının oğlu …’a ve …’a rücu edilmesi söz konusu olacağını ve alacaklı ile borçlu sıfatının birleşeceğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle, ZMMS kapsamında sigorta şirketinden destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık; davalıya zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı araçta yolcu olan işletenin vefatı halinde, davacının destekten yoksun kalma zararının sigorta teminatı kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.
Karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatının kapsamı, poliçe ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlara göre belirlenir. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde; “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise Genel Şartlar A.3. maddesinde; “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. Kapsama giren teminat türlerinden olan destekten yoksun kalma tazminatı A.5. maddesinin (ç) bendinde; “Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tazminattır.” şeklinde ifade edilmiştir. Genel Şartlar A.6. maddesinde ise teminat dışı kalan haller düzenlenmiş, belirtilen maddenin (c) bendinde; “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ile (d) bendindeki; “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatının dışında kalan haller kapsamında sayılmıştır. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.1. maddesi, A.3. maddesi, A.5. maddesinin (ç) bendi, yine A.6. maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde bir motorlu aracın işletilmesi sırasında oluşan destekten yoksun kalma zararının, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olması için; talep edilen destek tazminatının sigortalının hukuki sorumluluğu kapsamında kalması, ölenin üçüncü kişi olması ve sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna da denk gelmemesi gerekmektedir. Bu üç şarttan birini taşımayan taleplerin zorunlu mali mesuliyet sigortasının teminat kapsamında olamayacağı açıktır. Sonuç olarak; 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Malî Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre, karayolu motorlu araçlar zorunlu malî sorumluluk sigortası, bir motorlu aracın işletilmesi sırasında üçüncü kişinin ölümü veya yaralanması veya malının zarara uğraması durumunda zararı teminat kapsamına almaktadır. “Üçüncü kişi” ise işletene göre belirlenecektir. Bir başka deyişle sigortacı, işletene göre üçüncü kişi olan kişilerin ölmesi veya yaralanması veya malına zarar gelmesi durumunda işletenin bu sorumluluğunu üstlenmektedir.
6704 Sayılı Kanun 4. maddesi ile 2918 Sayılı Yasanın 92. maddesine eklenen “h” ve “i” maddelerinde de bu konuda düzenleme yapılmış, ilgili maddelerin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle yapılan iptal başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesince 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı ve 17/07/2020 tarihli karar ile teminat kapsamının belirlenmesine ilişkin 2918 Sayılı Yasanın 92. maddesinin “i” bendinin Anayasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilmiş, “h” bendinde yer alan sigorta teminatı kapsamında kalmadığı belirtilen “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” maddesine ilişkin gerekçesinde ise “2918 sayılı Kanun’un 92. maddesinin itiraz konusu (h) bendinde ilgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat taleplerinin zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olmadığı belirtilmektedir. Kanun’da ilgililerin kimler olduğu belirtilmemiş ise de anılan ibareyle ifade edilenin kazaya uğrayan kişi dışında tazminat talep edebilecek kişiler olduğu anlaşılmaktadır. Kuralda yer alan “…sigortalının sorumluluk riski…” ibaresinin anlamı da değerlendirilmelidir… zorunlu mali sorumluluk sigortasının amacı işletenin Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen hukuki sorumluluğunu güvence altına almaktır. Dolayısıyla bu hukuki sorumluluğunu sigorta ettirmekle yükümlü olan işletenin sigortalı konumunda olduğu, sigortalının sorumluluk riskinin ise Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen hukuki sorumluluk kapsamında gerçekleşmesi olası risklerle sınırlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu yönleriyle kuralın belirsiz olduğu söylenemez. Kural uyarınca sigortalının sorumluluk riski kapsamında değerlendirilemeyecek risklerden doğan tazminat taleplerinden dolayı zorunlu mali sorumluluk sigortasına dayanılarak sigorta şirketinden talepte bulunulmayacaktır. Mali sorumluluk sigortasının sigortalının kanundan doğan hukuki sorumluluğunu teminat altına almak amacıyla zorunlu kılındığı dikkate alındığında, sigortalının hukuki sorumluluğu kapsamında olmayan tazminat taleplerinden dolayı sigorta şirketinin de sorumlu tutulamamasının işin niteliği gereği olduğu anlaşılmaktadır. Sigorta şirketinin sorumluluğunun zorunlu mali sorumluluk sigortası ile teminat altına aldığı riskler ile sınırlandırılması suretiyle ilgililerin, işletenin dahi sorumlu olmadığı tazminat taleplerini sigorta şirketine yöneltmelerinin önüne geçilmesinin ve sigorta şirketinin mülkiyet hakkının korunmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Bu bağlamda esasen sigortalıdan talepte bulunması mümkün olmayan ilgililerin, sigorta şirketinden de talepte bulunamamasının Anayasa’nın 17. ve 35. maddelerinde düzenlenen hakları ihlal ettiği söylenemez. Kuralın ilgililerin menfaatleri ile sigorta şirketinin menfaatleri arasında makul bir denge kurulmasını engelleyen bir yönünün bulunmadığı görülmektedir.” denilerek, 2918 sayılı Yasanın 85. maddesi kapsamında kalmayan üçüncü kişilerin zararlarının sigorta kapsamında kalmadığına yönelik bir düzenleme olduğundan bahisle, düzenlemenin belirli olduğu ve Anayasaya aykırı olmadığından iptal talebinin reddine karar verilmiştir. Buna göre, davalı sigorta şirketine trafik sigortalı aracın işleteni olan müteveffa …’ın işleteni olduğu gerçekleşen trafik kazası sonucu meydana gelen ölüm olayında, hak sahibi davacı eşin, destek zararından sigortacının sorumlu olup olmadığının, 6704 sayılı Yasanın yürürlüğünden önceki dönem açısından 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Karayolu Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereği, KTK 85. maddesinde belirtilen bir motorlu aracın işletilmesinin bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur.
Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerir.Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartlar C.10. maddesi ile de 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni Genel Şartlar C.11 maddesine göre, Genel Şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Karayolları Trafik Kanununun 93. maddesi (Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih 2019/40 Esas-2020/40 Karar sayılı kararı ile de Anayasa’ya aykırı olmadığına hükmedilmiştir.) gereği, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır. Böylece Hazine Müsteşarlığı Kanundan aldığı yetki ile zorunlu sigorta genel şartlarını belirler. Sigortacılık Kanunu’nun “Sigorta Sözleşmeleri” başlıklı 11. maddesinin birinci cümlesinde; “Sigorta sözleşmelerinin ana muhtevası, Müsteşarlıkça onaylanan ve sigorta şirketlerince aynı şekilde uygulanacak olan genel şartlara uygun olarak düzenlenir.” ifadesi mevcut olup bu doğrultuda, yapılacak sözleşmeler (poliçeler) genel şartlara uygun olmak zorundadır. ZMSS Genel Şartları, sözleşmede taraf olmayan Hazine Müsteşarlığı tarafından, Kanundan alınmış olan yetkiye dayalı olarak belirlenir. Hazine Müsteşarlığı, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası hizmeti veren bir kuruluş olmadığı gibi hizmeti alan taraf ile bir sözleşme ilişkisi içinde bulunmamaktadır. 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın uygulanmasının, Karayolları Trafik Kanunu’nun 95. maddesinde belirtilen; “tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği” ilkesine aykırı olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu ilkenin uygulanabilmesi için her iki tarafın özgür iradesi ile poliçe düzenlendikten sonra zarar görenin aleyhine tazminatın kaldırılması yada azaltılmasını gerektirecek değişikliklerin yapılması gerekmektedir. Oysa 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları, yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibarı ile Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası’nın kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Sigortacı, işletenin sorumluluğunu poliçe ve genel şartlar kapsamında üstlendiğine göre, sonradan bir değişiklikten bahsetmek mümkün olmayacaktır. Kaldı ki, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1423. maddesine göre sigortacı, sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerinden oluşan aydınlatma yükümlülüğünü sigortalıya karşı yerine getirmese dahi sigortalı, sözleşmenin yapılmasına 14 gün içinde itiraz etmemiş ise sözleşme poliçede yazılı şartlar ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlar kapsamında yapılmış olur. 01.06.2015 tarihinde düzenlenen Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı dışında kalan hallerden sayılmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi de, 2019/3490 Esas – 2020/4957 Karar sayılı 08.09.2020 tarihli kararında; “Yeni genel şartlar 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır.” denilerek, sorumluğun belirlenmesinde poliçe tanzim tarihindeki genel şartların nazara alınacağını belirtmiş, yine aynı kararında; “01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde; “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür.
Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. Kapsama giren teminat türlerinin tanımlandığı A.5. maddesinin (ç) bendinde ise; “destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı ‘Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tazminattır.” şeklinde ifade edilmiştir. Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde ‘İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri’ ve (d) bendinde ‘Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri’ zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı dışında kalan hallerden sayılmıştır” denilerek, 01/06/2015 tarihinden sonra tanzim edilen ZMMS poliçelerine istinaden yeni genel şartlar uygulanacağından, işletenin kendisinin vefatı nedeniyle desteğinden mahrum kalan üçüncü kişilere karşı, sigortalının (işletenin) sorumluluğu olmamasına göre, yapılan düzenleme ile sigortanın da sorumlu olmayacağı belirtilmiştir. Bu itibarla, 2918 sayılı Yasanın 91. maddesinde, işletenin 85/1 madde kapsamında oluşan sorumluluğu yönünden ZMMS yapılmasına ilişkin zorunluluk bulunması, 2918 sayılı Yasanın 85/1. maddesi kapsamı dışındaki zararlar yönünden ise kanunda ZMMS yaptırılmasına ilişkin emredici hüküm bulunmamasına göre, işletenin sorumluluğunda olmayan zararların sigorta teminatı kapsamında olmayacağı da genel şartlar ile belirlenebilir. Kanun gereğince ZMMS yaptırılması zorunlu olmayan hususun genel şartlarda belirtilmesi kanuna aykırılık oluşturmayacağından, sigortanın sorumluluğunun belirlenmesinde nazara alınır.
Somut olayda, davaya konu trafik kazası 20/2/2016 tarihinde meydana gelmiş olup, 9/10/2015 -2015/2016 vadeli ZMSS poliçesi de davalı sigorta şirketince 9/10/2015 tarihinde düzenlenmiştir. Davalı, kaza yapan aracı ZMMS ile sigortalayan sigorta şirketi olup kanunla sınırları belirlenen işletenin zararlarından sorumludur. ZMMS poliçesinin düzenlenme tarihi ve kaza tarihi itibari ile davaya konu olayda 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS genel şartları hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Somut olayda söz konusu ZMSS Poliçesinde, davacının eşi olan desteği sigortalı, aracın işleteni olan … dava konusu trafik kazası nedeni ile hayatını kaybetmiştir. Ölenin aracın işleteni olması sebebi ile üçüncü kişi olarak kabulü mümkün değildir. İşletenin sorumluluğunu poliçe limitleri dahilinde üstlenen zorunlu mali mesuliyet sigortacısının da bu ölüm nedeni ile doğan zarardan sorumlu olmayacağı açıktır. Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih 2019/40 Esas-2020/40 sayılı kararı, yerleşik Yargıtay uygulamaları, KTK hükümleri ve ZMMS Genel şartları hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, 01.06.2015 tarihinde düzenlenen ZMMS Genel Şartlarının A.6. maddesinin (c) bendi ile (d) bendindeki düzenlemeler işletenin kaza sonucu ölümü nedeniyle meydana gelen destek zararları sigorta teminatı kapsamında olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın reddine dair yeniden esası hakkında karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
l-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile; Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/07/2020 tarih, 2018/566 Esas – 2020/353 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın peşin alınan 35,90-TL ve ıslah ile alınan 479,00-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 335,00-TL harcın talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, red edilen miktar üzerinden, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’sinin 13/4.maddesine göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
ll-Davalı tarafından yatırılan 2.500,00 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan (32,50 TL + 148,60 TL) 181,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
lV-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 18/01/2013 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.