Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/480 E. 2022/709 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/480 – 2022/709
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/480
KARAR NO : 2022/709

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2020
NUMARASI : 2018/25 Esas – 2020/357 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat)

KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/01/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve tüm davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 09/01/2016 tarihinde meydana gelen kazada davalıların işleteni-sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın müvekkiline çarpması sonucunda müvekkilinin yaralandığını, zararlarından davalıların sorumlu olduğunu, ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak yol gideri 200,00 TL, tedavi gideri ve bakıcı gideri 200,00 TL, geçici iş gücü kaybı tazminatı 500,00 TL ve kalıcı işgücü kaybı tazminatı 500,00 TL olmak üzere toplam 1.400,00 TL maddi tazminat ile 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan (sigorta şirketi yönünden poliçe kapsam ve limitleri dahilinde) müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak üzere tahsiline karar verilmesini istemiştir.
16/06/2020 tarihli bedel artırım dilekçesi ile taleplerini 468,75 TL tedavi gideri, 8.196,23 TL bakıcı gideri, 10.369,30 TL geçici iş gücü kaybı maddi tazminatı olmak üzere toplam 18.134,28 TL olarak artırmıştır.
Davalı … Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davacının sürekli işgücü kaybı tazminatından ve kanıtlanan gerçek zararı ile poliçe limiti ile sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı …’e dava dilekçesi usulüne göre tebliğ edilmiş, yargılama sırasında davanın reddini istemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, trafik kazasından kaynaklanan yaralanmaya bağlı işgücü kaybı tazminatı, tedavi gideri ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, 09/01/2016 tarihinde meydana gelen kaza ile ilgili olarak Ankara 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılama sonunda mahkemece alınan ATK Trafik İhtisas Dairesi raporu hükme esas alınarak, araç sürücüsünün asli kusurlu, katılanın tali kusurlu olduğu kabul edilerek mahkumiyet kararı verildiği, kusur oranlarının belirlenmesi için alınan bilirkişi raporunda, davalı araç sürücüsünün %65 oranında, davacının %35 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, kusur raporuna yapılan itiraz üzerine Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı tarafından düzenlenen 01/08/2019 tarihli raporda davalı sürücünün %70 oranında davacının %30 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, alınan son raporun hükme esas alındığı, AÜTF Adli Tıp ABD Başkanlığı tarafından düzenlenen 11/10/2018 tarihli raporda davacının kaza nedeni ile 9 ay geçici iş göremez halde kaldığı ve bu süre içinde başkasının yardımına muhtaç olduğu, sürekli iş gücü kaybına uğramadığının belirtildiği, davacının iyileşme sürecindeki tedavi giderinin belirlenmesi için doktor bilirkişiden rapor alındığı SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri olarak yol giderinin 468,75 TL olduğunun belirlendiği, aktüer hesap bilirkişisinden alınan raporda, davalıyanın sorumluluğunun geçici iş gücü tazminatı için 10.369,30 TL, bakıcı gideri 8.196,24 TL, tedavi gideri zararının 468,75 TL olduğu, davacının hesaplanan maddi zararlarını talep etmekte haklı olduğu, davacının manevi tazminat talebi yönünden ise tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, davalı sürücünün kusur oranı da gözetilerek 10.000,00 TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu, gerekçesi ile “Davanın kısmen kabulüne, 10.369,30 TL geçici iş gücü kaybı tazminatı 8.196,24 TL bakıcı gideri tazminatı, 468,75 TL tedavi giderinin davalı sigorta şirketi dava tarihinden, diğer davalılar kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile sorumlu olmak üzere müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, sürekli iş gücü kaybı tazminatı isteminin reddine, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı … ve …’ten kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiş hüküm davacı, davalı sigorta vekili ve diğer davalılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın reddedilen sürekli iş göremezlik talepleri yönünden ve kısmen reddedilen manevi tazminat talepleri yönünden incelenmesini talep ettiğini, müvekkilinin kaza nedeniyle sürekli maluliyetinin olmadığının eksik inceleme ile değerlendirildiği, bu nedenle raporun karar vermeye elverişli olmadığını, ayrıca hükmedilen manevi tazminatın da kazanın oluş şekline ve müvekkilinin yaralanmasının boyutuna göre manevi tazminat taleplerinin kabulü yerine kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiş, sonrasında davacı vekili 08/06/2021 tarihli olarak verdiği dilekçesinde; maddi tazminata ilişkin talepleri yönünden davalı … A.Ş. ile sulh olduklarından maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini, manevi tazminat talepleri yönünden dava ve istinaf taleplerinin devam ettiğini, beyan etmiştir.
Davalı sigorta vekili, mahkemece verilen kararı istinaf etmiş iken, 08/06/2021 tarihli dilekçesi ile davacı ile sulh olduklarını ve davacının maddi tazminata ilişkin taleplerinden feragat ettiğinden, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını belirtmiştir.
Davalılar … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece davacının kalıcı maluliyeti tespit edilmediğinden buna ilişkin taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, bu nedenle kararın kaldırılmasını talep ettiklerini, tedavi giderine ilişkin taleplerinin de haksız olduğunu, SGK’nın sorumlu olduğunu, mahkemece alınan kusur raporlarının ilkinde müvekkilinin %65 kusurlu olduğu, ikincisinde ise %70 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, söz konusu raporlar arasında çelişki mevcut olduğu halde giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece hükmedilen manevi tazminatın olayın özellikleri, özellikle müvekkilinin sosyal ekonomik durumuna göre fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile davacının karar verilmesinden sonra maddi tazminata ilişkin davasından feragat ettiğine dair beyan dilekçesi gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm tüm taraflarca istinaf edilmişken, davacı maddi tazminat talebinden feragat etmiş, manevi tazminata ilişkin olarak davasının ve istinaf talebinin devam ettiğini beyan etmiştir.
Davacı vekili,08/06/2021 tarihli dilekçesi ile davalı … A.Ş. ile sulh olunmuş olması nedeniyle maddi tazminat davasından feragat ettiğini bildirmiş, vekaletnamesinde feragat yetkisi olduğu anlaşılmıştır.
Davalı … A.Ş. vekili 08/06/2021 tarihli dilekçesi ile davacının feragati nedeniyle davacıdan vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığını bildirmiştir.
HMK’nın 311. maddesinde; “davadan feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Davadan feragat maddi hukuk bakımından haktan da feragat anlamına gelir. Feragat edilen dava yeniden açılamaz.” düzenlemesi yer almaktadır.
Bu nedenle, davacının maddi tazminata yönelik davasından feragati kesin hükmün sonuçlarını doğuracağından, hükümden sonra maddi tazminat talebinden feragat nedeniyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve vaki feragat nedeniyle maddi tazminata yönelik davanın feragat reddine karar verilmesi gerekmiş, maddi tazminata yönelik davadan feragat söz konusu olduğundan davacının ve davalıların maddi tazminata yönelik talepleri yönünden ayrıca istinaf sebepleri değerlendirilmeyerek, davacının ve davalı … ile …’in hükmedilen manevi tazminat çerçevesinde istinaf sebepleri incelenmiştir.
Olay tarihinde, davacının gündüz vakti taşıt yolunda kaplama üzerinde yaya olarak yürüdüğü sırada, davalı … …’in sevk ve idaresindeki araç ile davalıya çarparak yaralanmasına neden olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Mahkemece Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan raporda, araç sürücüsünün kontrolsüz seyri sırasında kaplama üzerinde bulunan davacıya çarpması nedeniyle %70 oranında, davalı Yaya’nın ise %30 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Davacının tedavi evrakları incelenerek ve yapılan muayenesi neticesinde alınan maluliyet raporunda, kaza neticesinde tibia proksimal uçta tibia femoral ve tibia fibular eklem aralıklarına uzanan eklemde basamaklanmaya yol açan deplase multifraktür oluştuğu, yaralanmasının engel oluşturmayacak şekilde iyileştiğinden, kişinin özür oranının %0 (sıfır) olduğu, 9 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı ve aynı süre ile bir başkasının bakımına muhtaç kaldığının tespit ediliği görülmüştür.
Mahkemece, alınan kusur raporu ve maluliyet/özürlülük raporu da değerlendirilerek manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
1-Davacı vekilinin maluliyet raporunun karar vermeye elverişli olmadığına yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; mahkemece hükme esas alınan maluliyet/özürlülük raporunun, davacının tedavi evrakları incelenerek ve son durumu değerlendirilerek tanzim edilmiş olmasına, alınan maluliyet/engellilik raporunun gerekçeli ve denetime elverişli olmasına, davacının maluliyet raporuna yönelik itirazının ise soyut mahiyette olmasına göre davacı vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
2-Davalı … vekili tarafından kazanın meydana gelmesinde kusur oranına yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; olay tarihinde, davacının taşıt yoluna birden çıktığına yönelik iddia ve savunma bulunmamaktadır. Davalı araç sürücüsü tarafından gündüz vakti, görüşe açık bir durumda kaplama üzerinde bulunan davacıya çarptığı anlaşılmaktadır. Bu durumda kazanın oluş şekline göre mahkemece kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün %70 oranında, davacının ise %30 oranında kusurlu kabul edilmesinde isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin kusura yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülemiştir.
3-Davacı ve davalı vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; davacı tarafından manevi tazminatın yetersiz, davalılar vekili tarafından yüksek belirlendiği ileri sürülmüş ise de, kazanın meydana gelmesindeki kusur durumu, davacının sürekli maluliyeti meydana gelmemiş ise de kemik kırığı oluşturacak şekilde yaralanmış olması ve iyileşme süresi nazara alındığında, davacı TBK’nın 56/1 maddesi gereğince sürücü ve işleten olan davalılardan bir miktar manevi tazminat talep edebilir. Kaza tarihi, davacının maluliyet durumu, kazanın meydana gelmesindeki kusur durumu, haksız fiilin taksirli bir eylemden kaynaklanmış olması, tarafları sosyal ekonomik durumu ve kaza tarihindeki paranın satın alma gücü nazara alındığında takdir edilen manevi tazminat miktarı hakkaniyete uygun belirlendiğinden, davacı vekili ve davalılar vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Buna göre, taraf vekillerinin manevi tazminata yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden reddi ile, maddi tazminata yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının hüküm altına alınan maddi tazminata yönelik olarak, karardan sonra feragat nedeniyle HMK’nın 353/1-b-3. maddesi gereğince kaldırılmasına, davacının, yapılan ödeme nedeniyle davasından maddi tazminat talebi yönünden feragat ettiğinden, yeniden hüküm tesisi ile davacının maddi tazminat talebinin reddine, davacının yapılan ödeme nedeniyle davasından feragat etmiş olması, davalı sigorta şirketinin bu nedenle yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmemesi nedeniyle, sigorta şirketi yönünden bu nedenle, diğer davalılar yönünden ise ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında kendilerini vekil ile temsil ettirmemiş olmaları (ilk derece mahkemesi tarafından kısmen reddedilen kısım açısından) yanı sıra, ilk derece mahkemesi tarafından kabul edilen kısım yönünden ise davacının yapılan ödeme çerçevesinde davasından feragat etmiş olması ve tedavi gideri dahil mahkemece hüküm altına alan zararlardan davalıların sorumluğunun bulunması nazara alındığında dava açmakta haklılık durumuna göre vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, ilk derece mahkemesi kararında kesinleşen yönler korunarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin KABULÜ İLE, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 03/07/2020 tarihli, 2018/25 Esas 2020/357 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-3.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davacı vekilinin, maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle REDDİNE;
2-Davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin talebinin kısmen kabulü ile; 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı … ve …’ten kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli, 683,31 TL karar ilam harcından, peşin ve ıslahla alınan 135,04 TL harcın mahsubu ile eksik alınan 548,06 TL harcın davalılar … ve … …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan ve karar ilam harcından mahsup edilen 135,04 TL’nin davalılar davalı … ve … …’ten alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının 35,90 TL başvurma harcı, 5,20 TL vekalet harcı, 557,40 TL posta-davetiye gideri, 98,50 TL adli tıp gideri ve 1.100,00 TL bilirkişi ücreti olarak sarf ettiği toplam 1.797,00 TL yargılama giderinin, sırf maddi tazminat için yapılan giderleri (aktüer hesap rapor ücreti “500,00 TL” ve tedavi giderine yönelik hesap raporu gideri “600,00 TL”) mahsup edilerek, kalan bakiye gider üzerinden haklılık oranına göre 180,41 TL’sinin davalılar davalılar … ve … …’ten müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, maddi tazminat davası için yapılan yargılama giderleri ile fazlaya ilişkin manevi tazminat talebine yönelik yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Davacının maddi tazminat talebinden, sulh anlaşması kapsamında yapılan ödeme ile feragat ettiğinden, taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalılar …’ten müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalılar … ilk derece yargılaması sırasında kendilerini vekil ile temsil ettirmediğinden, Dairemizce de manevi tazminat talebine yönelik istinaf talepleri reddedilmiş olması nedeni yeniden hüküm tesis edilmediğinden, ilk derece mahkemesi kararında kesinleşen yönler korunarak hüküm tesis edildiğinden davalılar yararına reddedilen manevi tazminata yönelik olarak vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN
II-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatıranlara iadesine,
Ill-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin, maddi tazminattan feragatin sulhe dayalı olmasına ve manevi tazminata yönelik olarak istinaf sebeplerinin de yerinde görülmemesine göre yapan taraflar üzerinde bırakılmasına,
lV-HMK’nın 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-İİK’nın 36.maddesi gereğince Ankara 6. İcra Müdürlüğünün 2020/7899 Esas sayılı dosyasına depo edilen 34.777,00 TL teminat miktarının yatıran tarafa iadesine,
VI-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 28/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.