Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/473 E. 2023/48 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/473
KARAR NO : 2023/48

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/09/2018
NUMARASI : 2016/516 Esas 2018/588 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 18/01/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 18/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi davalı … şirketince düzenlenmiş olan … plakalı otobüsün, 09/01/2016 tarihinde dava dışı …’ın sevk ve idaresindeyken karıştığı tek taraflı trafik kazasında söz konusu otobüste yolcu olarak bulunan müvekkilinin malul kalacak şekilde yaralandığını belirterek, şimdilik sürekli iş göremezlik tazminatı için 1.000-TL, geçici iş göremezlik maddi tazminatı için 500 TL’nin davalı tarafa başvuru tarihinden itibaren avans faizi işletilerek tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini toplam 219.363,41 TL’ye artırmıştır.

Dava dilekçesi davalı tarafa usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş, davalı süresinde davaya cevap vermemiş ancak yargılama sırasında davalı vekili 18/07/2018 tarihli dilekçesiyle; söz konusu araç ticari yolcu nakli amaçlı kullanılan otobüs olduğundan ve kaza şehirlerarası taşıma sırasında gerçekleştiğinden, öncelikle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortacısının sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; somut olayda olay (kaza) tarihi 09/01/2016 olup, bu tarihte yürürlükte bulunan 4925 sayılı yasanın 19/3 maddesi ”Meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Bu sorumluluk sigortası ile karşılanamayan zararlar için 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasına müracaat edilir” şeklinde olduğundan, anılan yasa maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Poliçesi kapsamında bir yolcu taşımacılığından bahsedebilmek için biletli ve yetki belgesi bulunan bir aracın taşıma faaliyeti olması gerektiğini, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı sayılı otobüsün şehirlerarası yolcu taşıma resmi bir kayıt ya da belgesi bulunmamakla beraber, ayrıca davacı dahil olmak üzere diğer tüm yolcuların biletli ve/veya ücretli taşındığına dair herhangi bir belge vb.’de bulunmadığını, dava konusu kazada yaralanan ve ölenlerin başka ticaret mahkemelerinde açtığı davalarda davalı sigortanın sorumlu olduğunun kabul edildiğini, mahkemece davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Taşıma Kanunu hükümleri ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.1. maddesine göre, “Bu sigorta ile sigortacı, poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların, duraklamalar da dahil olmak üzere, kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelebilecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması halinde, sigortalının 10.07.2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’ndan doğan sorumluluğunu, poliçede yazılı sigorta tutarlarına karar temin eder.”
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan hükümlere göre, Zorunlu Karayolu Taşımacılığı Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortacı, poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların, duraklamalar da dahil olmak üzere, kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelebilecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması halinde, sigortalının 10/07/2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’ndan doğan sorumluluğunu poliçede yazılı limitlere kadar sigorta kapsamına almaktadır. Aynı Kanun’un 18. maddesi uyarınca taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanun’un 17. maddesinde düzenlenen sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar. Aynı Kanun’un 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.8. maddeleri hükümlerine göre meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak, bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için, sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur.
Bahse konu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu, yolcuların uğradığı zararlar bakımından taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı, trafik sigortacısı ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş, sıralı bir sorumluluk düzenlemiştir. Başka bir anlatımla, yolcunun uğradığı bedeni zararlar, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası kapsamında ise, bu aracın trafik veya ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğu doğmayacaktır. Ancak, bu sigortanın yapılmamış olması, kaza tarihinde süresinin dolması ya da sigorta yapılmış ancak limitin aşılmış olması durumunda ise sırasıyla zorunlu ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacılarının sorumluluğu söz konusu olacaktır.(Yargıtay 4.HD. 2021/8132 E. 2022/1846 K.)
Somut olayda, dosya arasında davaya konu kazayı yapan otobüsün zorunlu karayolu taşımacılık sigortasının bulunduğuna dair bilgi ve belgeye rastlanmamıştır. Mahkemece, kaza yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası bulunup bulunmadığı araştırılarak, bu sigortanın bulunması halinde dava konusu taşıma işleminin bu sigortanın kapsamında kalan bir taşıma olup olmadığı da tartışılarak, Karayolları Zorunlu Taşımacılık Kanunu kapsamında taşımacılık olsa dahi aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası bulunmadığı durumlarda genel şartlar gereğince ZMMS sigortacısına karşı dava açılabileceği de değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası bulunup bulunmadığı olgusu netleştirilmeden söz konusu kararın verilmesi doğru görülmemiş, davacının istinafının bu yönden kabul edilmesi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile ilk derce mahkemesi kararının kaldırılmasına ve belirtilen eksiklikler tamamlanarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 07/09/2018 tarihli 2016/516 Esas – 2018/588 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacıdan alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 18/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

.
Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.