Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/47 E. 2022/30 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/47 – 2022/30
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/47
KARAR NO : 2022/30

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2019
NUMARASI : 2019/229 Esas 2019/1300 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 15/09/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkili …’nun 31.03.2018 tarihinde,… mevkiinde … plakalı panelvan araç ile yolcu olarak seyahat etmekte iken araç emniyet şeridine dörtlü lambaları yanar şekilde park edilerek aracından indiğini, aracın ön kısmında arkadaşlarıyla sohbet etmeye başlamışken aynı istikamette seyir eden…‘nın sevk ve idaresinde olan … plakalı aracın önce … plakalı araca çarpıp daha sonra müvekkiline çarpması sonucunda yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin kusursuz olduğunu, 2918 sayılı K.T.K’ya göre araç sürücüsünün, işleten ve aracın trafik sigortacısının müteselsil sorumlu olduğunu, kazaya neden olan … plaka sayılı aracın Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile … Sigorta AŞ. tarafından, manevi zararların tazmini için de … Sigorta AŞ. tarafından Genişletilmiş Kasko Poliçesi ile sigorta edildiğini, müvekkilinin davalı sigorta şirketine başvurduğunu, ancak sigorta şirketinin ödeme yapmadığını, bu nedenlerle davacı … yönünden şimdilik 1.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazmimatın kaza tarihinden itibaren, davacı … yönünden 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren, davacı … yönünden 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacı yanın, müvekkili sigorta şirketine başvurusu bulunup, gerekli evrakları sunmadığını, doğrudan dava yoluna gittiğinden, davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddi gerektiğini beyan etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olmadığını, İstanbul Mahkemeleri olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, olay tarihinde davalı sigorta şirketi … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS sigorta poliçesi, diğer davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ise KASKO sigorta poliçesi düzenlenen dava dışı … tarafından kullanılan … plaka sayılı aracın davacının yolcu olarak bulunduğu ve kaza sırasında emniyet şeridi dışında dörtlü sinyali açık durumunda olan … plaka sayılı araca çarpması nedeniyle duran araçta yolcu olan davacı …’nun malul kalmasına neden olduğu, bu kaza nedeniyle … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 19/07/2019 tarihli rapora göre, davacının davaya konu trafik kazasına bağlı kişinin bedensel özür oranının %6 olduğu, 3 ay kadar geçici iş göremezliğinin bulunduğu, davacı kaza tarihinde öğrenci olduğundan asgari ücret üzerinden bilirkişi marifetiyle zararın tespiti yoluna gidildiği, kaza tarihi itibarıyla geçerli maluliyete esas yönetmelik ve genel şart hükümleri, Yargıtay içtihatları, SGK yazı cevabı, adli tıp raporu ve bilirkişi raporu ile dava dilekçesi ve ıslah dilekçesindeki belirtilen miktarlara göre davacının 49.712,13-TL sürekli iş göremezlikten kaynaklı davalı … Sigorta A.Ş.’den maddi tazminat talep hakkı bulunduğu, kaza tarihi itibarıyla geçerli sigorta genel şartlarının A.5. maddesi gereğince geçici işgöremezlikten kaynaklı maddi tazminat talebinin ise reddi gerektiği, bu miktarlara davadan önce davalı … Sigorta A.Ş.’ye başvuru yapılıp 08/11/2018 tarihi itibarıyla temerrüde düşürüldüğünden bu davalı yönünden temerrüt tarihinden itibaren sigortalı aracın cinsi ve kullanım şekli gereği davanın kısmi dava olması gözetilerek dava ve ıslah dilekçesinde belirtilen miktarlara göre avans faizi işletilmesi gerektiği, davacı tarafın davalı … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenen kasko poliçesi nedeniyle manevi tazminat talebine gelindiğinde, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın oluşumu, kusur durumu ve kazanın meydana geldiği tarih ve olay tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurularak kaza nedeniyle malul kalan davacı …’na 10.000,00-TL manevi tazminatın, davacı …’nun anne ve babası olan diğer davacılara ise 5.000,00-TL’er manevi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili gerektiği, davalının dava açılmazdan evvel davacıların başvurusuna karşı olumsuz cevap verdiği 30/10/2018 tarihi itibarıyla temerrüde düşürüldüğü, sigortalı aracın cinsi ve kullanım şekli gereği tazminata avans faizi işletilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın KISMEN KABULÜ ile; 49.972,13-TL sürekli işgöremezlikten kaynaklı maddi tazminatın 1.000,00-TL’sinin 08/11/2018 tarihinden, bakiye kalan tutarının ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte (poliçe limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak üzere) davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacı …’na ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacılar … ve …’na 5.000,00-TL’şer manevi tazminatın (poliçe limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak üzere) 30/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak adı geçen davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Davacılar …’na 10.000,00-TL manevi tazminatın (poliçe limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak üzere) 30/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak adı geçen davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; geçici iş göremezlik talebinin reddinin hukuka aykırı olduğunu, geçici iş göremezlik zararlarının tedavi giderleri içerisinde değerlendirilemeyeceğini, faizin temerrüt tarihinden itibaren başlatılması gerektiğini, temerrüt ve ıslah tarihi baz alınarak iki durumlu faiz işletilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğunu, müvekkiller lehine hükmedilen miktarlar nedeniyle ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmemesinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf incelemesi, istinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı ise de, HMK’nın 355. maddesi gereğince mahkeme kararında kamu düzenine aykırı hallerin bulunması halinde res’en incelenebilir.
Kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesine uygun olmayacak şekilde kurulması ve bu şekilde kurulan hüküm denetlemeyecek mahiyette olması (gerekçesiz olması gibi), gerekçeli olmakla birlikte hükmün esasına etki edecek veya tarafların adil yargılanma hakkını kısıtlayacak şekilde çelişkili olması (kısa karar ve gerekçeli kararın çelişmesi; gerekçe ile hüküm fıkrasının çelişmesi gibi) kamu düzenine aykırılık oluşturacağından, ilk derece mahkemesi kararının öncelikle bu çerçevede değerlendirilmesi gerekmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki 6100 sayılı HMK’nın 297/1-c maddesinde hükmün gerekçe bölümünün, 2. fıkrada ise hükmün sonuç bölümünün kapsayacağı hususlar düzenlenmiştir. Anılan 297/1-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. HMK’nın 297/2. maddesinde, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür. Kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, arasında çelişki bulunmaması gerekmektedir.
Öte yandan, tarafların tüm delilleri toplanıp, inceledikten ve son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, HMK’nın 298/3. maddesi uyarınca kararı, gerekçesi ile birlikte yazması ve hüküm sonucunu HMK’nın 294/3. maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır. Ne var ki, uygulamada HMK’nın 294/4. maddesi hükmüne dayanılarak zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucu tutanağa geçirilip, tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
İşte bu gibi hallerde, HMK’nın 294/3. maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara uygun olarak gerekçeli kararın yazılması zorunludur. Esasen, kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan el çekmiş olan hâkimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak bulunmamaktadır. HMK’nın 298/2. maddesi uyarınca, gerekçeli karar tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili ya da farklı olması, yargılamanın aleniyetine, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasa’nın 141. maddesi ile HMK’nın yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca, anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hâkime yükletilmiş bir ödevdir. Aksi düşünce ve uygulama yargının, yargıcın ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile bağdaşmaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.12.2011 tarih 15-708 Esas, 737 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere; gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden (re’sen) araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar (Kuru, Baki/Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder; Medeni Usûl Hukuku Ders Kitabı 6100 sayılı HMK’na Göre Yeniden Yazılmış, 22 Baskı, Ankara 2011, s.472). Hakim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendini denetler. Üst mahkeme de bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler.
Kanunda belirtilen sınırlar ve kurallar çerçevesinde hem maddi, hem de hukuki denetim yapılan istinaf kanun yolunda, HMK’nın 353/(1)-b-2. maddesi, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verileceği düzenlemesini içermekte ise de, gerekçe ile hüküm fıkrasının veya kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olması durumunda hakimin hangi hükmü oluşturmak istediği belli olmadığından, maddi ve hukuki denetime elverişli bir hüküm bulunduğundan söz edilemez.
Bu genel açıklamaların ışığında somut olaya bakıldığında:
Mahkemece kısa kararda; “-49.712,13-TL sürekli işgöremezlikten kaynaklı maddi tazminatın 1.000,00-TL’sinin 08/11/2018 tarihinden, bakiye kalan tutarının ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte (poliçe limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak üzere) davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacı …’na ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacılar … ve …’na 5.000,00-TL’şer manevi tazminatın (poliçe limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak üzere) 30/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak adı geçen davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir.
Mahkemece gerekçeli kararda ise; “Davanın KISMEN KABULÜ ile;1-49.972,13-TL sürekli işgöremezlikten kaynaklı maddi tazminatın 1.000,00-TL’sinin 08/11/2018 tarihinden, bakiye kalan tutarının ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte (poliçe limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak üzere) davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacı …’na ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacılar … ve …’na 5.000,00-TL’şer manevi tazminatın (poliçe limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak üzere) 30/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak adı geçen davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkemenin kısa kararı ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunmakla, denetlenebilir bir karar bulunmadığından, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Bu durumda Dairemizce, 10.04.1992 tarih ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere önceki verilen karara bağlı olmaksızın kısa karar ve gerekçeli karar arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde ve yukarıda açıklanan hususlarda eksikliklerin giderilerek ve değerlendirilerek karar verilmesi için kararın HMK’nın 353/1-a-4 maddeleri gereğince kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 19/12/2019 tarihli 2019/229 Esas – 2019/1300 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacılar vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacılar tarafından istinaf peşin harcı olarak alınan 54,40 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davacılara iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 15/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.