Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/465 E. 2023/75 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/465 – 2023/75
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/465
KARAR NO : 2023/75

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/09/2020
NUMARASI : 2019/332 Esas 2020/421 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 25/01/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 22/02/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 06.06.2018 tarihinde, davacıya ait Almanya plakalı … model araca, davalı sigorta şirketine zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olup dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki çekici ve buna bağlı römorkun çarpması sonucunda davacıya ait aracın hasarlandığını, Almanya’da yaptırılan eksper incelemesine göre araca ilişkin 5.485,42 Euro hasar bedeli ve 195 Euro mahrumiyet bedeli hesaplandığını, davacı tarafından davalı sigorta şirketinden poliçe limiti ile sınırlı olarak 36.000,00 TL talep edildiğini, sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmadığını belirterek, 36.000,00 TL’nin başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ekspertiz bedeli ve tercüme masraflarının yargılama giderlerine dahil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde, sigorta şirketinin sorumluluğunun yalnızca araç hasarından dolayı poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kusur oranının ve hasar miktarının tespiti için bilirkişi raporu alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulüne, 29.778,70 TL hasar bedeli, 705,73 TL araç mahrumiyeti olmak üzere toplam 30.484,43 TL tazminatın sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren hesap edilen 8 iş günü sonrası olan 29.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, tazminat isteminin fazla ilişkin kısmının reddine, hasar tespit masrafları ve tercüme bedelinin yargılama gideri hesabında nazara alınmasına karar verilmiş, karar davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; yurt dışında yaşamakta olan davacının aracına, Türkiye’de, davalı şirket tarafından sigortalanan araç sürücüsünün verdiği hasarın tazminine yönelik olarak fiili ödeme günündeki TL karşılığının ödenmesini talep etmiş olmalarına karşın, mahkemece hasarın kaza tarihindeki TL karşılığının ödenmesine karar verildiğini, Borçlar Kanunu m. 83/son hükmü uyarınca davacının Euro olarak tespit edilen alacağının dava tarihindeki TL karşılığını yahut fiili ödeme tarihindeki TL karşılığını seçmek hususunda seçimlik hakka sahip olduğunu, bu hakkını fiili ödeme günündeki TL karşılığını talep etmek yönünde kullandığını, araçta meydana gelen zararın yurtdışı piyasa koşullarına göre hesaplanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı sigorta vekili istinaf dilekçesinde; davacı tarafça davanın açılmasından önce davalı şirkete yasaya ve usulüne uygun olarak başvuruda bulunulmamış olması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi kusur raporunda sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusur oranını kabul etmediklerini, bilirkişinin salt yabancı eksperin raporunu dikkate alarak rapor tanzim ettiğini, farazi hasarlı parçalar üzerinden değerlendirme yapıldığını, değiştiği belirtilen parçaların değişmesinin gerekip gerekmeyeceğine ilişkin hiç bir değerlendirme yapılmadığını, davacının davalı şirketten talepte bulunabilmesi için hasarın oluşmasının yeterli olmadığını, hasarın giderilmesi konusunda ödeme yapıldığının ispatı gerektiğini, davacı tarafından ödemeye ilişkin herhangi bir belgenin dosyaya sunulmadığını, hükme esas alınan raporda söz konusu parçaların yurt dışı fiyatları üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, dava konusu araçta iddia edildiği gibi bir hasar bulunmadığını, davacının araç mahrumiyeti zararından davalı sigorta sorumluluğu bulunmadığını, karar altına alınan tazminata avans faizi uygulanamayacağını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı ve araç mahrumiyet bedeline ilişkin maddi tazminat istemlidir.
Somut olayda; kaza tespit tutanağı uyarınca, 06.06.2018 tarihinde dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki çekici ile seyri sırasında sola manevra yaptığı esnada çekiciye bağlı yarı römorkun… Almanya plakalı araca çarpması sonucu meydana gelen kazada sürücü …’nın kusurlu olduğu, diğer araç sürücüsünün kural ihlali bulunmadığının belirlendiği, mahkemece alınan kusur raporu uyarınca, kazanın meydana gelmesinde davalı şirkete ZMMS sigortası ile sigortalı çekici ve buna bağlı römork sürücüsü dava dışı …’nın %100 oranında kusurlu olduğu, … Almanya plakalı araç sürücüsü …’un kusursuz olduğunun belirlendiği, dava dışı sürücü …’nın sevk ve idaresinde olup kazaya karışan aracın ZMMS poliçesinin davalı sigorta şirketi tarafından kaza tarihini kapsar şekilde tanzim edilmiş olduğu, mahkemece alınan hesap raporu uyarınca meydana gelen kazada davacıya ait aracın kaza sonucu ön far ve çamurluğun hasar gördüğü, araçta değişmesi gereken parça tutarı 1.355,68 Euro, işçilik bedeli 4.129,74 Euro olmak üzere toplam 5.485,42 Euro hasar bedeli hesaplandığı, kaza tarihi olan 06.06.2018 tarihinde geçerli olan Euro döviz kuru 1 Euro 4.287 TL kabul edilerek TL karşılığının 29.778,70 TL olduğu, araç mahrumiyetinin 2 gün olacağı, günlüğü 65 Euro hesabı ile 130 Euro karşılığının 705,73 TL olduğunun belirlendiği, mahkemece anılan raporun hükme esas alınmasıyla yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
1-Davacı tarafça davanın açılmasından önce davalı sigorta şirketine başvuru şartının yerine getirilmiş olduğunun anlaşılmasına, tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve yapılan yargılamanın değerlendirilmesinde hükme esas alınan kusur raporunun kaza tespit tutanağı ve olayın oluşu ile uyumlu bulunmasına, hükme esas alınan hesap raporunda yabancı eksper tarafından belirlenen parça ve işçiliklerin olayın oluşuna uygun olduğunun açıkça bilirkişi tarafından beyan edilmiş olmasına, davacının, aracının yabancı plakalı olduğu, kaza sonrası ikamet ettiği Almanya’ya dönerek aracındaki hasarı burada tespit ettirdiği ve aracın Türkiye’de tamir ettirilmesi zorunluluğu da bulunmadığından aracın Almanya’da tamir edilmesi halindeki tamir bedelinin nazara alınmasında bir isabetsizlik görülmemesine, hasara yönelik hesap raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli, Yargıtay uygulamalarına uygun bulunmasına; yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcun vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası olarak ödenmesini isteyebilir şeklindeki 6098 sayılı TBK 99. maddesi (818 sayılı BK 83.maddesi) hükmüne göre davacı zararının yabancı para birimi üzerinden doğmuş olması nedeniyle kaza günündeki Euro üzerinden zararının hesaplanarak, fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak davalıdan tahsiline karar verilebilmesi için davacı tarafça zararının yabancı para birimi üzerinden hesaplanarak fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak karşılanmasını talep etmesinin gerekmesine, somut olayda davacı vekilinin dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hak ve taleplerini saklı tutarak, 36.000,00 TL tazminatın, sigortaya başvuru tarihi olan 16.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacıya ödenmesi şeklinde açıkça TL cinsinden talepte ve temerrüt tarihinden itibaren avans faiz isteminde bulunduğunun, 3095 sayılı Kanun 4/a maddesi kapsamında yabancı para cinsi borçlara uygulanacak faiz talep etmediğinin anlaşılmasına,davacının yukarıda anılan TBK hükmüne dayalı talebini dava dilekçesinde sadece hasar tespit masrafı olarak ödenen 991,87 Euro yönünden kullanmış bulunmasına, HMK’nın 26. maddesi gereğince taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilebilmesinin usule aykırı olmasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bentler dışında kalan istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacının ekspertiz ücreti olarak döviz cinsi üzerinden zararının, fiili ödeme tarihindeki TL. karşılığının yargılama giderine eklenerek davalıdan tahsiline karar verilmesi şeklinde talepte bulunabilmesi de imkan dahilinde olup, somut olayda dava dilekçesinde davacı vekili tarafından, hasar tespit masrafı olarak ödenen 991,87 Euro’nun karar günündeki TL karşılığının yargılama giderlerine eklenmesi istenilmiştir. Mahkemece verilen hükümde, ekspertiz ücreti için düzenlenen faturadaki bedelin olay tarihindeki TCMB Euro efektif satış kuru üzerinden TL’ye çevrilerek yargılama gideri hesabına dahil edilmesiyle hüküm kurulmuş olduğu anlaşılmıştır.
Bu halde, hasar tespit masrafı olarak ödenen 991,87 Euro’nun davalı lehine de olan taleple bağlı kalınarak karar günündeki TCMB Euro döviz kuru efektif satış kuru olan 8.9052 TL üzerinden hesaplanacak TL karşılığının yargılama giderine eklenmesiyle hüküm verilmesi gerekirken, faturalı 991,87 Euro tutarındaki bedelin olay tarihindeki TCMB Euro döviz kuru efektif satış kuru üzerinden TL’ye çevrilerek yargılama giderlerine eklenmesine karar verilmesi isabetli görülmemiştir.
3-Davalı sigorta şirketi, ZMSS poliçesi gereği davacının aracında meydana gelen gerçek zarar miktarı ile sınırlı olarak zarardan sorumlu olup, mahkemece ZMSS Genel Şartları’nın A.6-k. maddesi gereği, dolaylı zarar niteliğindeki ikame araç kira bedelinden (araç mahrumiyet bedeli) davalı trafik sigortacısının sorumlu olmadığı gözetilmeden, bu zarar kalemini de içeren tazminattan davalının sorumluluğuna karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan, 3095 sayılı Kanun’un 2/3. maddesi uyarınca gerçek ve tüzel kişi tacirler arasında haksız eylem dahil her türlü nedenden kaynaklanan alacaklarda istek halinde T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı avans oranında temerrüt faizine hükmedilmesi zorunlu ise de; somut olayda sigortalı aracın Orman Genel Müdürlüğü adına kayıtlı kamu kurumuna ait bir araç olduğu, tarafların tacir sıfatını haiz olmadığı, uyuşmazlığın ticari işletmeyi ilgilendirmediği ve ticari bir işten kaynaklanmadığı anlaşıldığından yürütülecek faiz, ticari faiz olmayıp yasal faizdir. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin avans faizine hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun (3) nolu bentte gösterilen nedenlerle kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, anılan hata ve eksikliklerin giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden ilgili hususlar düzeltilerek HMK.353/1-b/2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararında kesinleşen yönlerin korunması ile yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I- Davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda (2) ve (3) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle ayrı ayrı KABULÜ İLE; Ankara 12.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 15/09/2020 tarihli, 2019/332 Esas – 2020/421 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜNE,
-29.778,70 TL hasar bedeli tazminatının 29.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, tazminat isteminin fazla ilişkin kısmının reddine,
Hasar tespit masrafları(karar tarihindeki Euronun TL karşılığı) ve tercüme bedelinin yargılama gideri hesabında nazara alınmasına,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.034,18 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 614,79 TL harçtan mahsubu ile 1.419,39 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendini vekille temsil ettiğinden AAÜT gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendini vekille temsil ettiğinden reddedilen miktar için AAÜT’nin 13/3 maddesi gereğince 6.221,30 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri, kabul red oranına göre 8.455,51 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan bakiyenin davacı üzerine bırakılmasına,
7- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen yatırana iadesine,
8- 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki saatlik ücret tutarı karşılığı 1.320,00-TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN;
1-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harcının istek halinde davacıya iadesine, davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harcının istek halinde davalıya iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan (22,00 TL + 148,60 TL) 170,60 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3- İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan (31,50 TL + 148,60 TL) 180,10 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Başvuran taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Kararın taraflara tebliği, harç ve diğer işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK ‘nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 25/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.