Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/455 E. 2022/548 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/455 – 2022/548
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/455
KARAR NO : 2022/548

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/06/2020
NUMARASI : 2017/59 Esas 2020/244 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 07/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 08/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 11.11.2016 tarihinde davalı sigorta şirketine Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’ın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesi orta refüjü geçerek karşı yönden gelen müvekkili …’ın içinde yolcu olduğu … plakalı ticari taksiye çarpması sonucu takside yolcu olan davacıların babası …’ın vefat ettiğini, müvekkili …’ın da ağır yaralandığını, belirterek …’ın kendi yaralanması nedeniyle 42.000,00 TL tedavi gideri ve maddi tazminat, 20.000,00 TL manevi tazminat, babasının ölümü nedeni ile 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 20.000,00 TL manevi tazminat, davacı … için ise babasının vefatı nedeni ile 20.000,00 TL manevi tazminatın (davalı sigorta şirketi yalnızca maddi tazminattan sorumlu olacak şekilde) kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksel mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limitiyle ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve gerçek zararın tazmini ile sınırlı olduğunu, KTK gereği başvuru yapılmadan dava açıldığı için davanın dava şartı noksanlığından reddine karar verilmesini, destekten yoksun kalma tazminatı bakımından ölenin davacıya destek olduğunun kanıtlanması gerektiğini, geçici iş göremezlik talebinin tedavi gideri kapsamında olduğunu mahkeme aksi kanaatte ise ATK’dan maluliyet raporu alınmasını, tazminat hesabının aktüer bilirkişiye yaptırılmasını talep etmiş, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacının kazadan ötürü yaralanması olmadığını, müteveffanın vefatı ile kaza arasında illiyet bağı bulunmadığını, kazadan sonra solunum yetmezliği nedeni ile vefat ettiğini, manevi tazminat talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı …’ın destekten yoksun kalma talebinin şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, … için Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Kurumundan alınan raporda, diz eklemindeki hareket kısıtlılığı nedeni ile; ”10/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre %10 maluliyeti olduğunun belirlendiği, kaza tespit tutanağında … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın Karayolları Trafik Kanunu 52/1B maddesini ihlal ettiği belirtilerek tam kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsünün ise kusursuz olduğunun belirtildiği, Makine Mühendisi Bilirkişi …’tan alınan rapora göre davalı sürücü … 2918 sayılı Yasa’nın 47/d ve 52/a, b maddelerini ihlali nedeni ile %100 kusurlu bulunduğu, dava dilekçesinde …’ın beden gücü kayıp oranına davalı sürücünün asli kusuruna ve yargılama sırasında toplanacak delillere göre, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesine göre maddi tazminat tutarı belirlendikten sonra, peşin harç yatırılarak hüküm verilmesini talep ettiği, aktüer bilirkişiden rapor alındıktan sonra belirsiz alacak talebi açıklanarak harcın ikmal edildiği, ıslah dilekçesi sunulduğu, davacının geçici ve kalıcı maluliyet tazminatı ve SGK’nın sorumluluğunda olmayan tedavi amaçlı ulaşım giderlerinin kabul edildiği, doktor bilirkişiden alınan raporda davacının özel hastanede ameliyat olduğu, özel hastanelerin tetkik ve tedavilerde SGK’nın belirlediği ücretin %200 üzerinde ücret alabildikleri, davacının diz ameliyatında kullanılan Sağlık Uygulama Tebliğlerinde (SUT) de özel hastanelere ödenmeyen kurumca karşılanmayan 25.000,00 TL Tendon allegrefti malzeme bedeli ile toplamda 14.832,50 TL tutan tedavi farkı ücreti, doktor ücreti, özel hizmet bedeli faturaları ile 568,00 TL ulaşım gideri harcaması olduğunun hesap edildiği, bilirkişi raporunda, SUT kapsamına girmeyen malzeme bedeli ve ilave yatak, tahlil ücret farkları davacının zararı olarak hesap edilmiş ise de, Danıştay Onbeşinci Dairesinin 16/03/2016 tarih, 2013/7713 esas ve 2016/1779 sayılı kararı ile trafik kazaları nedeniyle ilgililere sunulan sağlık hizmet bedellerinin tahsiline ilişkin usul ve esaslara ilişkin Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin 1 inci bendinde yer alan ‘’… Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline karar verildiği, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/10385 E., 2019/4868 K., 16.04.2019 sayılı kararında,” tedavi giderlerine ilişkin faturaların hizmet ile uyumlu ve gerekli olup olmadığı konusunda SUT kapsamında bir değerlendirme yapılmaksızın, kaza ile illiyet bağı bulunan ve 6111 sayılı Yasa kapsamında kalan tüm belgeli tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumlu olacağı”na işaret ederek yerel mahkeme kararının bozulduğu, 6111 sayılı yasa yürürlüğe girdikten sonra, Tedavi/sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona erdiği, bu bakımdan ulaşım giderleri dışında belgeli özel hastane faturaları bakımından davacının SGK’dan talepte bulunması gerektiği, sigorta şirketinin ve diğer davalının sorumlu olmadığına karar verilerek bu konudaki talebin reddedildiği, ulaşım giderleri ise tedavi gideri olmayıp kaza nedeni ile davacının yaptığı zorunlu masraflardan olup bu talebin kabul edildiği, manevi tazminat bakımından ise davacı …’ın bacağından yaralanması nedeni ile %10 daimi maluliyeti olması, uzun süre yatarak tedavi görmesi, geçirdiği ameliyatlar, davalı sürücünün tam kusurlu oluşu, paranın alım gücü, mali ve sosyal durum araştırma sonuçlarına göre 12.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği, davacıların babası …’ın ölümünün de kaza ile illiyet bağı olduğu kabul edilerek ölenin yakınlık durumu, davalının tam kusurlu oluşu, mali ve sosyal durumları göz önüne alınarak davacılar lehine ayrı ayrı takdiren 15.000,00 ‘er TL manevi tazminata hükmedildiği, davacı … ölen babası ile aynı evde yaşamakta iken emekli maaşı alan babasının ölümü babasının desteğinden yoksun kaldığını belirterek destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiş ise de, davacının yaşı, geliri, mali ve sosyal durumuna destek gelirine ihtiyacı olmadığından yasanın aradığı şekilde bir destek kaybı olmadığından talebin reddedilmesi gerektiği, faiz talebi bakımından ise davalı …’ın sürücü ve işleten olması nedeni ile haksız fiil tarihi olan olay tarihinde temerrüde düştüğü, sigorta şirketinin ise 2918 sayılı Yasa’nın 99/1. maddesi ve Sigorta Poliçesi Genel Şartlarının B.2. maddesine göre başvuru tarihini izleyen 8 iş günü içinde temerrüde düştüğü kabul edilerek, davalıya ait aracın özel otomobil olması sebebi ile yasal faize hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı … için talep edilen 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının reddine, davacı … için talep edilen geçici ve daimi maluliyet tazminat talebi bakımından; 8.530,37TL geçici iş göremezlik, 42.401,14 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile, 568,00 TL ulaşım giderinin kabulü ile, davalı … bakımından kaza tarihi olan 11/11/2016 tarihinden davalı sigorta şirketi bakımından ise sigorta şirketine başvuru tarihi olan 23/12/2016 tarihinden itibaren hesap edilen 8 iş günü sonrası 05/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 39.832,50 TL hastane masrafları talebi SGK sorumluluğunda olduğundan bu konudaki talebin reddine, davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında kendi yaralanmasından dolayı talep ettiği 20.000,00 TL manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 12.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 11/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, davacı … tarafından babasının ölümü sebebi ile açılan manevi tazminat davasında talep ettiği 20.000,00 TL manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 11/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, davacı … tarafından açılan babasının ölümü sebebiyle talep edilen 20.000,00 TL manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 15.000,00 manevi tazminatın kaza tarihi olan 11/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere davacı taraf dava açmadan önce müvekkil şirkete usulüne uygun şekilde başvuru yapmamış olduğundan dava şartının yerine getirilmediği gözetilerek davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafın başvuru aşamasında maluliyet durumunun tespitine yarar hiçbir evrak sunmamış olup hasarın ve sorumluluğun tespitine imkân tanımadığını, karara esas alınan maluliyet raporu hatalı olup, kaza sonrasında tutulan tedaviye ilişkin diğer evrakları gözetilerek yapılan medikal incelemede davacı tarafın kaza nedeniyle kalıcı maluliyet oranının %8 olduğunun tespit edildiğini, her ne kadar Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğine göre düzenlendiği iddia edilmişse de, rapor ilgili Yönetmeliğin 6, 8, 9 ve 13. maddeleri gereğince taşıması gereken nitelikleri haiz olmadığı gibi yönetmelik ekinde belirlenen form da kullanılmadığından, işbu raporun Genel Şartlar gereğince hükme esas teşkil etmeye elverişli olmadığını, geçici iş göremezlik ve ulaşım giderleri bakımından müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; davacı …’ın 11/11/2016 tarihli kazadan ötürü yaralanmasının söz konusu olmadığını, davacı tarafın tedavi olduğu rahatsızlığın yargılama konusu kazadan kaynaklı olmadığını, Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim Araştırma Hastanesi’nde davacıya yapılan tetkikler sonucunda kendisinin herhangi bir cismani zarara uğramadığı raporlanmak suretiyle, davacı …’a tıbbi müdahalede bulunulmadığını, doğrudan eve gönderildiğini, ancak davacının TMK mad. 2’de hüküm altına alınan iyiniyet ilkesine aykırı davranarak hakkın kötüye kullanılmasına yol açacak biçimde kazadan sonraki bir zamanda özel hastaneye giderek kaza ile ilgili bulunmayan bir sağlık sorunundan ötürü ameliyat olduğunu ve bu durumu kazanç kaynağı görme saiki ile işbu davada öne sürdüğünü, müteveffa …’ın vefatı ile kaza arasında illiyet bağının mevcut olmadığını, somut olayda, … kaza tarihinde 84 yaşında olup, kazadan 18 gün sonra 29/11/2016 tarihinde solunum yetmezliği sebebiyle vefat ettiğini, davacıların manevi tazminat isteminin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; öncelikle ulaşım giderleri dışında, belgeli özel hastane faturaları bakımından müvekkil …’ın SGK’dan talepte bulunması gerektiği sigorta şirketi ve diğer davalının sorumlu olmadığına karar verildiğini, ara karar ile verilen sürede Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat edildiğini, ancak ödeme işleminin henüz gerçekleşmediğini, yerel mahkemece öncelikli olarak Sosyal Güvenlik Kurumunun davaya dahil edilmesi ve yargılamaya devam edilmesi gerektiğini, ayrıca davalıların da SGK ile birlikte 39.825,50 TL bedelden sorumlu olduğunu, maluliyet oranının düşük belirlendiğini, ayrıca müvekkil …, müteveffa babası … ile vefatından önce birlikte yaşadığını, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, hükmedilen manevi tazminat miktarının da düşük olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle destekten yoksun kalma, sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı, ulaşım gideri, tedavi gideri ve manevi tazminat istemidir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde, davalı vekili KTK’nın 97. maddesine uygun başvuru yapılmadan dava açıldığını ileri sürerek kararı istinaf etmiş ise de; 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi 26/04/2016 tarih 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 14/04/2016 tarih 6704 sayılı kanunun 5. maddesi ile değiştirilmiş maddede; “Zarar görenin, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu düzenleme ile zarar görenlerin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurmasının gerekli olduğu, başvurudan itibaren sigorta kuruluşu en geç 15 gün içinde yazılı olarak cevap vermez ya da verilen cevap zarar görenin talebini karşılamaz ise zarar gören dava açabileceği gibi, Sigorta Tahkim Komisyonu’na da başvuru yapabilir.
Düzenlemede yazılı başvurunun yapılmış olması yeterli görülmüş, sigortanın temerrüdünü düzenleyen 99. maddeye atıf yapılmamış, başvuruda bulunması gereken evraka ilişkin bir düzenleme getirilmemiştir.
Somut olayda; davacı tarafından, davalı sigorta şirketi hakkında ZMMS kapsamında açılan davada, davalıya başvuru sonrasında dava açıldığı anlaşılmış olmasına göre, davalı vekilinin dava şartı bulunmadığına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmiştir.
Tedavi giderine ilişkin olarak,
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi değiştirilmiş, “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. (Ek cümle: 4/4/2015-6645/60 md.) Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, bu kapsama girenler yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dâhil edilmez.” düzenlemesi yapılmıştır.
2918 sayılı KTK.nın 98. maddesi 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanunun 59. maddesi ile değiştirilerek “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır…” şeklindeki düzenleme 04.04.2015 tarihli 6645 sayılı Kanunun 60. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesinin birinci fıkrasına kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın ibaresinden sonra gelmek üzere “genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde” ibaresi ve “Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, bu kapsama girenler yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dâhil edilmez.”cümlesi eklenmiştir.
Açıklandığı üzere 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesinde 04.04.2015 tarihinde yapılan değişiklik ile Sosyal Güvenlik Kurumunun trafik kazaları sonucu meydana gelen yaralanmalara ilişkin tedavi giderlerinden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde sorumlu olacağı düzenlenmiş olması ve dava konusu kazanın da bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği 23.04.2015 tarihinden sonra 11/11/2016 tarihinde meydana gelmiş olması nedeniyle kazazede için özel ve resmi sağlık kurumunda yapılan ve bu kapsamda olan tedavi giderleri, gerçek zarar olması ve yaralanma ile uygunluk göstermesi şartı ile Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacaktır.
Bu hale göre, mahkemece konusunda uzman doktor bilirkişiden rapor alınarak dava konusu kaza sonucu yaralanan davacının tedavilerine ilişkin olarak düzenlenen faturalarda belirtilen muayene, tetkik ve diğer işlemlerin 11/11/2016 tarihinde meydana gelen kazada yaralanması ile illiyet bağının bulunup bulunmadığı belirlenerek kaza ile illiyet bağı tespit edilen tedavi giderlerinin 2918 sayılı KTK.nın 98. maddede yapılan değişikliklerde değerlendirilerek SGK.nın sorumlu olduğu miktarın belirlenmesi ve SGK tarafından ödenmeyen miktar varsa bu miktar yönünden davalının sorumlu tutulabileceği gözetilerek değerlendirme yapılması gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen hususlardaki eksiklikler tamamlanarak yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davacı vekilinin sair davalı … Sigorta A.Ş. ve davalı … vekilinin tüm istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, davacı vekilinin sair davalı … Sigorta A.Ş. ve davalı … vekilinin tüm istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.