Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/452 E. 2022/689 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/452
KARAR NO : 2022/689

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2020
NUMARASI : 2018/484 Esas 2020/394 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 12/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 03/11/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı sigorta şirketine kaza tarihi itibariyle ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın davacıya çarpması sonucunda davacının yaralandığını ve maluliyetinin oluştuğunu beyanla değer artırım hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00-TL geçici ve sürekli işgörmezlik tazminatı ile 100,00-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 5.100,00-TL maddi tazminatın davalıdan olay tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile geçici iş göremezlik tazminatı talebini 2.772,16 TL, sürekli iş göremezlik tazminatı talebini 2.617,61 TL, bakıcı gideri tazminatı talebini 848,41 TL olarak arttırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı şirketin sorumluluğunun poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunu, kusur ve maluliyet raporu alınması gerektiğini ve ayrıca aktüer bilirkişi hesaplamasında 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS poliçe genel şartlarının uygulanması gerektiğini bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş; karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davadan önce davalı şirkete usulünce yapılmış başvuru bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusuru kabul etmediklerini, her ne kadar hükme esas alınan maluliyet raporunda Özürlüler Yönetmeliği’nin dikkate alındığı belirtilmiş ise de özür oranının yönetmelikte belirtilen ilkelere göre tespit edilmediğini, mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda, taraflarınca davacıya yapılan geçici ödeme mahsup edilirken iş bu tutara işlemiş faiz oranının tazminattan indirilmediğini, davalı şirketin geçici iş görmezlik tazminatı ve bakıcı giderinden sorumluluğu bulunmadığını, faiz başlangıcının da dava tarihi olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazası sonucu oluşan yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı kalmak kaydı ile yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Somut olayda kaza tespit tutanağı tutulmadığı, 03.11.2017 tarihinde sürücü…’ın sevk ve idaresindeki araçla seyir halinde olduğu sırada, gidiş istikametine göre yolun sağından karşıya geçmeye çalışan yaya …’a sağ yan dikiz aynası ile çarpması sonucu kazanın meydana geldiği, kazaya karışan aracın kazanın gerçekleştiği tarihi kapsar şekilde ZMMS poliçesi ile davalı sigorta şirketine sigortalı olduğu, mahkemece üç kişilik KGM trafik kusur uzmanı bilirkişi heyetinden alınan rapor uyarınca dava konusu trafik kazasının oluşumunda kazazede davacının %70, araç sürücüsünün ise %30 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/343 esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada sanık… hakkında taksirle yaralamaya neden olmak suçundan mahkumiyet kararı verildiği ve kararın kesinleştiği, mahkemece AÜTF Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan maluliyet raporu uyarınca, kaza neticesi davacının sürekli özür oranının %7 olduğu, iyileşme ve geçici işgöremezlik süresinin 6 ay olup davacının 2 ay süre ile bakıcı yardımı ihtiyacının mevcut olduğunun belirlendiği, mahkemece yapılan yargılamanın 24/01/2019 tarihli celsesinde verilen 5 nolu ara kararla davacı vekilinin ön ödeme talebinin kabulü ile TBK 76. maddesi uyarınca 5.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği ve bu ödemenin davacıya davalı tarafça yapıldığı, aktüer bilirkişi raporu uyarınca, davacıya davalı tarafından ödenen 5.000,00-TL sürekli işgöremezlik zararından mahsup edildiğinde davacının 2.617,61-TL sürekli iş göremezlik, 2.772,16-TL geçici işgöremezlik ve 848,41-TL bakıcı gideri tazminatı talep edebileceğinin belirlendiği, mahkemece anılan raporların hükme esas alınmasıyla yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece toplanan delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; hükme esas alınan kusur raporunun oluşa uygun bulunmasına, hükme esas alınan maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine uyumlu olmasına, davanın devamı sırasında davacıya davalı tarafından mahkeme ara kararına istinaden yapılan ödemenin aktüer bilirkişi tarafından hesaplanan tazminattan düşümü sırasında güncellenmemiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, geçici iş görmezlik tazminatı ve bakıcı gideri zararlarının sigorta poliçesi teminatı kapsamında bulunmasına, hükme esas alınan raporların hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmasına(her ne kadar Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/ 2598 E. 2021/34 K. Sayılı kararı ile içtihat değişikliğine giderek, tazminat hesaplanmasında TRH2010 Yaşam Tablosunun ve “progresif rant yöntemi” uygulanması gerektiğini kabul ettiğinden TRH2010 Yaşam Tablosuna göre ve progresif rant yöntemi uygulanarak tazminat miktarının belirlenmesi gerekmekte ise de istinaf eden tarafın sıfatına göre bu durumun lehine olduğu gözetilerek) göre; davalı vekilinin bu hususlara yönelik istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
2-Bununla birlikte, mahkemece, 21.04.2018 tarihinde temerrüdün hasıl olduğu gerekçesi ile hüküm altına alınan tazminatın bu tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Sigorta şirketleri yönünden faizin başlangıcına (temerrüt) dair düzenlemeye yer verilmiş olan kaza tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK’nın 99.maddesinde; “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birisine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadır” hükmü ile sigortacının temerrüdü için hak sahibinin genel şartlarda belirlenen belgelerle sigortaya müracaatı zorunluluğu getirildiğinden, genel şartlarda belirtilen belgelerin eksik olarak sunulması halinde, hak sahibi tarafından müracaat şartı yerine getirildiği kabul edilse dahi sigorta şirketinin temerrüdünden bahsedilemez. Bu durumda muaccel alacak yönünden dava tarihinden önce temerrüdün gerçekleşmemiş olması nedeniyle, açılan dava tarihinde temerrüt oluşacağından, ancak dava tarihinden itibaren faiz talep edilebilir ve faize dair talep olması halinde faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabul ve tespiti gerekir.
Somut olayda dosya kapsamında yer alan başvuru evrakının tetkikinde davacının, davalıya müracaat ettiği, genel şartlar çerçevesinde aranılan maluliyete ilişkin raporu başvuru evrakları ile birlikte sigorta şirketine sunmamış olması nedeniyle eksik evrakla müracaat ettiği anlaşılmakla, KTK’nın 99. maddesine uygun şekilde davalı temerrüde düşürülmediğinden, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, mahkemece davacının müracaat dilekçesi ve ekleri ile ilgili bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın, başvuru tarihi esas alınarak faize hükmedilmesi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek yapılan inceleme neticesinde, davalı vekilinin istinaf talebinin yukarıda (2) nolu bentte belirtilen gerekçelerle kabulü ile kararın kaldırılması, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK.353/1-b/2 maddesi uyarınca yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak, temerrüt faizi başlangıcı dava tarihi olarak düzeltilmek suretiyle aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle KABULÜ ile Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/07/2020 tarih ve 2018/484 Esas – 2020/394 sayılı kararının HMK 353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
II- Dairemizce yeniden hüküm kurularak;
1-Davanın KABULÜ İLE; dava konusu 2.772,16-TL geçici, 2.617,61-TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 848,41-TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 6.238,18-TL maddi tazminatın dava tarihi olan 29.06.2018 tarihinden itibaren ayrı ayrı işleyecek avans faizleri ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı nispi 426,13-TL harçtan peşin yatırılan 35,90-TL ile 45,00-TL değer artırım harcı olmak üzere toplam 80,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 345,23-TL harcın davalıdan alınarak Maliye Hazinesine gelir kaydına,
3-Davacı tarafından peşin yatırılan 35,90-TL ile 45,00-TL değer artırım harcı olmak üzere toplam 80,90-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT 13/1.m. gereğince nispi 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Bu dava kapsamında davacı tarafından yatırılan gider avansından karşılanan toplam 2.323,00-TL yargılama giderinin ret-kabul oranı dikkate alınarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
İSTİNAF YARGILAMA HARÇ VE GİDERLERİ
1-İstinaf talebinde bulunan davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının ve istinaf başvuru harcının talep halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafça istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine
4-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 28/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.