Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/447 E. 2022/633 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/447 – 2022/633
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/447
KARAR NO : 2022/633

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/07/2020
NUMARASI : 2018/328 Esas 2020/307 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 21/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 22/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 27.02.2017 tarihinde karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkillerinin babası …’a çarpması neticesinde vefat ettiğini belirterek müvekkillerinin desteğinden mahrum kalmaları nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla oğlu davacı … için 25,00 TL, kızı davacı … için 25,00 TL destekten yoksun kalma tazminatını davalılar sigorta şirketi ve araç sürücüsü ve maliki olan …’den müştereken ve müteselsilen tahsilini ve 25,00 TL cenaze ve defin giderinin yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline, davacılar …, …, … ve … için ayrı ayrı 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacılar tarafından destekten yoksun kalma tazminatı istenebilmesi için müteveffanın davacıların desteği olduğunun ispatlanması gerektiğini, davacıların yaşlarının büyük olduğunu, her durumda müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçede belirtilen limitle sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin faizden dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu belirterek, müvekkili şirket aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacıların kazada ölen babalarının desteğin bakım gücüne sahip olmadıklarını, kaza için hazırlanan kusur raporunun hatalı olduğunu, müvekkilinin yavaş gittiğini, belirtilen hızla gidildiğinde virajda zaten aracın devrileceğini, davacıların iddia ve beyanlarının haksız olduğunu belirterek, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; kesinleşen ceza mahkemesi dosyası kapsamından ve eldeki dosyada alınan kusur raporundan, davacılar murisinin ölümüne davalı-sürücünün asli ve tam kusurlu olarak sebep olduğu, destek tazminatı talep eden davacılar … ve …’in müteveffanın desteğine muhtaç olduklarının ispatlanamadığı, ancak davacı …’in cenaze ve defin gideri talebinin ispatlandığı, yine davacıların babalarını kaybetmeleri nedeniyle manevi zararlarının oluştuğu anlaşıldığından, yapılan ıslah da dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile davacılar … ve …’in destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine, davacı …’ın cenaze ve defin giderine ilişkin talebinin kabulüne, 600,00 TL cenaze ve defin giderinin davalı …’den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak adı geçen davacıya ödenmesine, davacılar …, …, … Ve …’un manevi tazminatı taleplerinin kısmen kabulü ile, her davacı için ayrı ayrı 10.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı …’den alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; destek tazminatının reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, müteveffanın aldığı emekli maaşından davacılar … ve …’in çocuklarına her ay düzenli yardım yaptığını, …’nin müteveffanın evinde oturduğunu, …’nin KHK ile memuriyetten çıkartılması nedeniyle gelirinin olmadığını, babası tarafından geçiminin temin edildiğini, …’in de işsiz olduğunu ve babasından maddi destek gördüğünü, ayrıca hükmedilen manevi tazminat miktarlarının da düşük olduğunu belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacılar vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze gideri ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatına yönelik istinaf yönünden;
Destekten yoksun kalma tazminatı, 6098 sayılı TBK’nın 53/III. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmeleri için muhtaç olunacak paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse 6098 sayılı BK’nın 53/3. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Borçlar Kanunu’nun 53. maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde, destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte, destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21/04/1982 gün, 1979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Tarafların soysal ekonomik durumları mahkemece dosyaya kazandırılmış, davacılar … ve …’ın yetişkin ve evli olduğu sosyal ekonomik durumları ve nüfus kayıtlarından anlaşılmıştır.
Yargıtay (kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 2017/1141 E. – 2019/8979 K. sayılı içtihatın da açıklandığı üzere; “Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarında sahip oldukları sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır.
Destek kavramı, gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi umulan bir bakım ilişkisini gösterir. Eylemli ve düzenli olarak bir kimsenin geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak biçimde ona yardım eden veya olayların olağan akışına göre eğer ölüm gerçek1eşmeseydi az veya çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Bu manada, bir başka kişiye fiilen bakan, onu geçindiren veya ileride bakma, geçindirme ihtimali bulunan kişi, destektir. İlk durumda eylemli destek, ikinci durumda ise varsayımsal (farazi) destek kavramı söz konusudur. İfade olunan bu hususlar, gerek öğretide gerekse Yargıtay uygulamalarında kabul edilmiş olup, destek kavramının sadece mali olarak yardımı ifade etmediği, bakım ve hizmet etmek suretiyle sağlanacak katkıyı da kapsadığı genel olarak kabul edilmektedir.”
Anne babanın çocuklarına destekliği açısından; TMK’nın 327. maddesindeki “(1) Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır. (2) Ana ve baba, yoksul oldukları veya çocuğun özel durumu olağanüstü harcamalar yapılmasını gerektirdiği takdirde ya da olağan dışı herhangi bir sebebin varlığı hâlinde, hâkimin izniyle çocuğun mallarından onun bakım ve eğitimine yetecek belli bir miktar sarfedebilirler.”
TMK’nın 328. maddesindeki “(1)Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. (2) Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” hükümleri ve Türk toplum yaşantısı nazara alınarak, anne babanın çocuklarının okumaması halinde erkek çocuklarına 18 yaşına kadar, kız çocuklarına ise 22 yaşına kadar, yüksek öğretim görmeleri halinde ise 25 yaşına kadar anne babanın destek olacağı Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Daire’sinin ve 4. Hukuk Daire’sinin içtihatları ile kabul edilmiştir. Belirtilen yaşlardan sonra anne ve babanın destekliği açısından ise yasal bir bakım borcu olmaması nedeniyle destek iddiasında bulunan ölenin fiilen destek olduğunu, destek olunacak süreyi kanıtlamakla yükümlüdür. Davacı, sağlık ve benzeri sebepler ile ölenin desteğinden kaldığını kanıtlamakla yükümlüdür.
Somut olayda, davacılar … ve …’ın, yetişkin ve evli olması, kendilerinin herhangi bir özel bakım gerektirecek sağlık sorununun olmaması ve destekten yoksun kaldıklarını da kanıtlayamamış olmalarına göre, mahkemece bu davacıların destekten yoksun kalma tazminatının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Manevi tazminat miktarına yönelik istinaf yönünden;
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde, Kanun’un takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda, davacılar desteği müteveffanın kusursuz olması, davacıların müteveffaya yakınlık derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihi, kazanın oluş şekli, paranın satın alma gücü, ülkenin ekonomik koşulları, desteğin ölümü nedeniyle davacıların maruz kaldığı ve ömür boyu yaşayacağı acı, elem, keder, ızdırap, sıkıntı, üzüntü, stres, manevi tazminatın amacı, zenginleştirme ve fakirleştirme amacı taşımaması, caydırıcı olması, özendirici olmaması ve 22.06.1966 tarih, 1966/7 Esas – 7 Karar sayılı YİBK kararındaki kriterler gözetildiğinde, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğinden, davacılar için belirlenen manevi tazminat miktarının hak ve nesafet kuralları çerçevesinde belirlendiği, az olmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
5-Kararın HMK’nın 359/4. maddesi gereğince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 21/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.