Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/445 E. 2022/700 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/445 – 2022/700
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/445
KARAR NO : 2022/700

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2019
NUMARASI : 2017/6 Esas 2019/1139 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … A.Ş vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 15.06.2016 tarihinde, … plakalı araçların karıştığı kaza neticesinde … plakalı araçta yolcu olan müvekkili …’nun ağır yaralandığını, geçici ve sürekli iş göremez hale geldiğini, davalı sigorta şirketlerine başvuru yapıldığını ancak uzlaşı sağlanamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin sürekli, geçici iş göremezlik maddi zararları için davalı şirketlerden ayrı ayrı 1.000,00’er TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın ödemeyi kabul etmeden davayı açtığını, davacının geçici iş göremezlik ve tedavi gideri taleplerinin poliçe teminat dışı olduğunu, davacı tarafın sigortalının kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, müvekkili şirketin dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu belirterek aleyhlerine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …A.Ş. … Sigorta A.Ş.) vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın dava öncesi başvuru şartını yerine getirmediğini, poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müvekkili şirket sigortalısının kusurunun bulunmadığını, kusur oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesi gerektiğini, davacının geçici iş göremezlik taleplerinin poliçe teminat dışı olduğunu, müvekkili şirketin dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu belirterek aleyhlerine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın dava öncesi başvuru şartını yerine getirmediğini, poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olduğunu, davacının geçici iş göremezlik taleplerinin poliçe teminat dışı olduğunu, müvekkili şirketin dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu belirterek aleyhlerine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 15.06.2016 tarihinde davalı … A.Ş.’ye zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı … plakalı araç ile davalı … Sigorta A.Ş.’ye zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı 19 FA 405 plakalı araç ve davalı … A.Ş.’ye zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı … plakalı aracın çarpışması sonucu … plaka sayılı araçta yolcu olan davacının Hacettepe Üniversitesi ATK’dan alınan maluliyet raporunda %32 malul olacak şekilde yaralandığı, kaza nedeniyle tıbbi iyileşme süresinin 6 ay olduğunun tespit edildiği, meydana gelen kazada Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen kusur raporunda davalı … A.Ş.’ye sigortalı araç sürücüsü…’nun %75 oranında kusurlu olduğu, davalı … A.Ş.’ye sigortalı araç sürücüsü …’ın kusursuz olduğu, davalı …Sigorta A.Ş.’ye sigortalı araç sürücüsü …’in %15 oranında kusurlu olduğu, … plaka sayılı araçta yolcu olan davacının %10 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği bu durumda davacının kalıcı maluliyete ilişkin zararını, geçici iş göremezliğe ilişkin zararını davalı sigorta şirketlerinden … A.Ş. ve …A.Ş.’den kendilerine sigortalı araç sürücülerinin kusuru oranında isteyebileceği, davacının zararlarının ayrı ayrı teminat kapsamına alındığı, mahkemece alınan aktüerya bilirkişi raporunda hesaplandığı üzere 6.049,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 140.813,73 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 146.862,73 TL tazminatın davalı … A.Ş.’den 06/10/2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 1.209,80 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 28.162,74 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 29.372,54 TL tazminatın 05/10/2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı …Sigorta A.Ş. (…A.Ş.)’den alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesi , davalı … A.Ş.’ye sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu anlaşılmakla davacının bu davalı sigorta şirketine karşı açtığı davanın reddine karar verilmesi gerektiğ gerekçesiyle -Davalı … A.Ş.’ye açılan davanın REDDİNE, 6.049,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 140.813,73 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 146.862,73 TL tazminatın davalı … A.Ş.’den 06/10/2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 1.209,80 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 28.162,74 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 29.372,54 TL tazminatın 05/10/2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı …Sigorta A.Ş. (…A.Ş.)’den alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin kararına esas alınan hesap raporunda kişinin beden özür oranının %32 esas alınarak hesap yapıldığını, bu rakamın Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından verilen 22/08/2019 tarihli rapora dayanarak belirlendiğini, ancak kişinin beden özür oranının %32 olduğuna ilişkin bu raporun hatalı olduğunu, Hacettepe Üniversitesi’nin karara esas alınan raporunda kişinin beden özür oranının %32, bakıcı ihtiyaç süresinin 2 ay, tıbbi iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceğine ilişkin tespitlerin hatalı olduğunu, söz konusu oranların rasyonelliğinin teyidi amacı ile medikal firmalardan görüş alındığını, bu raporlarda, “kişide tespit edilen emboli, ven trombozunun olayla illiyet bağı bulunmadığına, kişide akciğer hastalığı efor kapasitesinde azalma gibi bulguların tespit ve tarif edemediğine, radius ve ulna kırıklarının sekelsiz iyileştiği anlaşılmakla özür oranının %32 kabul edilmesinin mümkün olmadığının açıkça belirtildiğini, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas kurulundan rapor alınması gerektiğini, yerleşik Yargıtay kararları çerçevesinde Adli Tıp 3. İhtisas Dairesi tarafından “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik”e göre davacıda meydana gelen maluliyet oranının belirlenmesi gerekmekte iken yerel mahkemece Hacettepe Üniversitesinden alınan raporla yetinilerek karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı giderinin kapsamda olmadığını, ayrıca davacının emniyet kemeri takmaması sebebi ile yapılan müterafik kusur indirimi de %20 olması gerekirken %10 olarak yapıldığını, bu hususun da kararın ortadan kaldırılmasını gerektirdiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı … A.Ş. vekilinin HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Maluliyete ilişkin olarak yapılan değerlendirmede, cismani zarar nedeniyle iş göremezlik tazminatının belirlemesinde, davacının maluliyet durumunun gerçek durumu tam olarak yansıtacak şekilde belirlenmesi gerekir. Maluliyet oranı tazminatın belirlenmesinde esas alındığından, maluliyet oranında tereddüt olması ve/veya çelişki olması halinde, tereddüt oluşturacak veya çelişki yaratacak hususlar giderilmeden davanın esası hakkında karar verilemez. Diğer yandan davacının maluliyetine ilişkin farklı yönetmelikler çerçevesinde alınan raporlarda da, maluliyet oranlarının farklı belirlenmesi durumunda, özellikle raporlarda belirlenen maluliyet oranları arasındaki farkın yüksek olması veya tespit edilen rahatsızlıkların çelişmesi durumunda raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilemez. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/292 E. 2020/6372 K., 2019/3629 E. 2020/5191 K., 2016/13576 E. 2019/6279 K.)
Somut olayda, Hacettepe Üniversitesi tarafından 30 Mart 2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü,Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” uyarınca düzenlenen raporda, 15/06/2016 tarihli trafik kazasına bağlı kişinin tüm vücut özür oranının %32 (otuz iki) olduğu, kaza nedeniyle kişinin tedavisine başlanmasından itibaren tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin 2 (iki) ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 6 (altı) aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir. Aynı üniversite tarafından, “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” uyarınca düzenlenen raporda ise, çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının % 20,2 olduğu, kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin 2 (iki) ay olduğu belirlenmiştir. Davalı sigorta vekili ise, medikal firmalardan alınan görüşlerde “kişide tespit edilen emboli, ven trombozunun olayla illiyet bağı bulunmadığına, kişide akciğer hastalığı efor kapasitesinde azalma gibi bulguların tespit ve tarif edemediğine, radius ve ulna kırıklarının sekelsiz iyileştiği anlaşılmakla özür oranının %32 kabul edilmesinin mümkün olmadığı”nın belirtildiği ifade edilmiştir.
Somut olayda, mevcut çelişkilerin giderilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece davacının meydana gelen kaza nedeniyle tüm tedavi evrakları dosyaya kazandırılarak, Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan, kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri çerçevesinde; davacının kazaya bağlı maluliyetinin meydana gelip gelmediği, maluliyeti meydana gelmiş ise hangi oranda olduğu hususunda rapor alınarak sonucuna göre davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması isabetli olmamıştır.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hâkim tazminat miktarını hafifletebilir.
Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının emniyet kemeri takmaması nedeniyle yüzde on (10) oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Davacı yolcu olup, gerçekleşen kazada kusuru bulunmamaktadır. Davacının emniyet kemeri takmaması bilirkişinin değerlendireceği tazminatı belirleyen hâkimin takdirinde olan indirim nedeni olup, mahkemece tartışılması gerekmektedir.
Mahkemece, yapılması gereken iş, yeniden kusur raporu alınarak, müterafik kusuru tartışmak ve varlığı halinde % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapmaktan ibarettir.
Diğer taraftan, istinaf aşamasında davacı vekili davalı … Sigorta AŞ yönünden davadan feragat etmiş olup, vaki feragat de gözetilerek, usuli kazanılmış haklar da korunmak suretiyle hüküm kurulması gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen hususlardaki eksiklikler tamamlanarak yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/12/2019 tarihli, 2017/6 Esas – 2019/1139 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
Davalı … A.Ş. vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafça yatırılan peşin harcın ve başvuru harcının istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/7522 Esas dosyasına depo edilen 254.184,13 TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.