Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/440 E. 2023/161 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/440 – 2023/161
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/440
KARAR NO : 2023/161

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2019
NUMARASI : 2017/315 Esas – 2019/538 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 15/02/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 15/02/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 06/01/2011 tarihinde davalı … Sigorta tarafından ZMMS sigortası ile sigortalanan …plakalı aracın, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS ile sigortalanan … plakalı araç ile çarpışması sonrasında, bankette yol işçisi olarak çalışan müvekkiline çarpması neticesinde, müvekkilinin yaralandığı ve sol bacağını kaybettiğini, müvekkilin bacağının yerine getirilmesi imkanı olmadığına göre hayatını kolaylaştıracak, bilim ve tıbbın en son geliştirdiği elektronik kilit mekanizmalı) bacak protezinin takılması ve ömür boyu bu protezlerin yenilenmesi ve masrafların belirlenmesi ve davalının bu zararların karşılanmasının adalete uygun düşeceğini, belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL protez giderinin başvuru tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde; alacak iddiasının zamanaşımına uğradığını, esas yönden ise müvekkilinin sorumluluğunun sigorta limiti ve kusur ile sınırlı olduğunu, davacının kusuru, zararı ispatlaması gerektiğini, davacının dosyaya sunduğu raporların müvekkil aleyhine verilecek olası bir hükme esas olmayacağını, öte yandan müvekkilinin davacının tedavi giderlerinden sorumlu olmayacağını, müvekkili hakkında İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesine açtığı davada davacının geçici ve sürekli iş görmezlik zararlarını talep ettiğini ve müvekkilinin ödediğini, sorumluluğunun sona erdiğini, iş bu davada talep edilen protez giderleri yönünden ise müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını sorumluluğun SGK ya ait olduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber davanın haklı olduğunun kabulü halinde müvekkilinin faizden sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı tasfiye halindeki … Sigorta vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkiline müracaat etmeden dava açtığını bu nedenle de davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, öte yandan davacının talebinin tedavi giderlerine ilişkin olup müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, ret sebeplerinin kabul edilmemesi halinde müvekkilinin sorumluluğunun sigorta limiti ve kusur ile sınırlı olduğunu, ayrıca davacının protez giderinin SGK tarafından karşılanıp karşılanmadığının araştırılması gerektiğini, protez ihtiyacı karşılanıyor ise davanın reddedilmesi gerektiğini, ayrıca karar aşamasında İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/335 E. sayılı dosyasının nazara alınması gerektiğini, müvekkili hakkında açılan söz konusu dosyanın derdest olduğunu, faiz oranı yönünden ise davacının ticari faiz talep edemeyeceğini, ayrıca davacının protez gideri için müvekkiline müracaatı olmadığından davadan önce faiz talebinin haksız olduğunu, ayrıca müteselsil sorumluluk açısından hüküm kurulmamasını, kusur durumunun ayrılarak hüküm kurulmasını talep ettiklerini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 2918 sayılı Yasa 91. maddesi ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı Yasanın 90. maddesi kapsamında BK kapsamında zararlarını davacı sigorta kapsamında talep etme hakkı var ise de, davacının zararını kanıtlaması gerektiği, tedavi giderlerinin de bu kapsamda olup, davacının tedavi giderlerini talep etmesi mümkün ise de, tedavi giderlerinin yapılmış yahut söz konusu yaralanmanın sonucu olarak muhakkak ileride yapılması gerekebilecek mahiyette olması, istenilen zararın hakkaniyet uygun olmasının (BK’nın 44. maddesi) gerektiği, örneğin organ kaybı nedeniyle oluşan maluliyete istinaden sürekli işgöremezlik tazminatı alındıktan sonra, ayrıca organ nakli ile sürekli maluliyeti tamamen ortadan kaldıracak tedavi giderini de isteminin bu kapsamda değerlendirilebileceği, Somut olaya gelince; davacının geçirmiş olduğu trafik kazası neticesinde bacağının kesilmiş olmasına göre maluliyet durumu tespit edilerek bu çerçevede ödeme yapılmış olup, ayrıca SGK cevabi yazılarına göre de davacının protez bacak bedelinin SGK tarafından karşılandığının belirtildiği, davacı tedavi gideri kapsamında üstün özellikli maluliyetini kısmen azaltabilecek protez taktıracağı iddiası ile dava açmış ise de, bu kapsamda yapılan protez gideri olmadığı gibi söz konusu protezin yapılmasının zorunluluğuna ilişkin bir delil de sunulmadığı, davacının tıbbi zorunluluk bulunmayan durumlarda varsayımına göre tazminat talep edilemeyeceği, tedavi giderinin yapılan ve yapılması zorunlu olan bir masraf olup, yeni tedavi yöntemlerinin ortaya çıkmış olmasının bedelini talep etme hakkı vermeyeceği, özellikle davacının bacağının kesilmiş olmasına göre tazminat miktarını aldığı ve sürekli maluliyetine göre tazminatı hesaplanmış iken, henüz yapılmayan ve sürekli maluliyeti ortadan kaldırıp kaldırmayacağı veya ne miktarda azaltabileceği tespiti anlaşılamayan giderlerin talep edilemeyeceği, bu nedenle davacının hali hazırda SGK tarafından bedeli karşılanan protez bacak kullandığı, talep edilen bedelin de yapılmış bir masrafa ilişkin olmadığı gibi, yapılması zorunlu sayılabilecek masrafa da ilişkin olmaması, ayrıca sürekli maluliyetinde, davacının organ nakli ile veyahut son teknoloji bir protez bacak ile maluliyetine göre hesaplanmayarak, mevcut durumuna göre belirlenmiş ve davacının buna itiraz etmemiş olmasına göre davacının ileride yaptırma ihtimaline binaen talep ettiği protez bedeline yönelik talebinin reddine karar vermek gerektiği davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; kararın öncelikle hukuki olarak hatalı olduğunu, müvekkilin kaza geçirdiği tarihte tedavi giderlerinin trafik sigortası poliçesinden karşılanmakta olduğunu, bunun yanı sıra Yargıtay içtihatlarında, “2918 sayılı KTK’nın, 6111 sayılı Yasa’nın 59. maddesiyle değişik 98. maddesine göre, tedavi giderleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacak ise de, Kurum’un bu sorumluluğu, anılan Yasa’nın Geçici 1. maddesine göre, “59. madde gereğince %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek sağlık hizmet bedelleri tutarının üç yıl süreyle aktarılmasından sonra başlayacak ve bu aktarım tamamlandıktan sonra sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının yükümlülükleri sona erecektir. Kazazedelerin bunun dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair harcamaları, sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının tedavi teminatları kapsamında, yine sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı tarafından karşılanmaya devam edecektir. (Yargıtay 17. HD, 11.05.2012, E. 2011/7758, K. 2012/6081; Yargıtay 17. HD, 14.11.2012, E. 2011/9399, K. 2012/12504; Yargıtay 17. HD, 21.01.2013, E. 2012/7004, K. 2013/288)” denildiğini, söz konusu değişiklikten sonra, tedavi giderlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından Sağlık Uygulama Tebliği tarifesine göre ödenmesi uygulamasının yürütmesi Danıştay tarafından durdurulduğunu, müvekkiline 6111 sayılı yasa uygulanırsa SUT tarifesinden, müvekkiline hiç bir özelliği olmayan bacak protezi takılacağı ve bundan dahi katılım payı dahi alınacağının açık olduğunu, ayrıca SGK’lı olmasa idi protez giderinin ödenmesinin de mümkün olmadığını, yerel mahkemenin müvekkilini bir bilirkişiye sevk ederek hangi tür proteze ihtiyacı olduğunu dahi sorgulamadığını, eksik inceleme ile protez ihtiyacının karşılandığını belirterek davayı hukuka aykırı şekilde reddettiğini, davada müvekkilin bilirkişiye sevki ile teknolojinin en son getirdiği protez ihtiyacının sorulması ve buna göre de protez giderinin hesaplanması gerektiğini, müvekkilin 1. sınıf bir protez ihtiyacının karşılanmadığının açık olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1. maddesinde, sigortacının poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Tedavi Giderlerinin Ödenmesi” başlıklı 98. maddesinde motorlu araçların sebep oldukları kazalarda yaralanan kimselerin tedavi giderlerine yönelik olarak ZMSS sigortacısının sorumluluğuna yönelik hükümler mevcut iken; 13/02/2011 kabul tarihli, 25/02/2011 tarih ve 27857 (Mük.) sayılı R.G.de yayımlanan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile hem anılan madde başlığı “Sağlık Hizmet Bedellerinin Ödenmesi” olarak değiştirilmiş, hem de Yasa’nın 98. maddesi değiştirilerek; “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”; Yasa’nın Geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanun’un yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” düzenlemesi getirilmiştir.
Yapılan düzenleme ile 2918 Sayılı Yasa kapsamında meydana gelen kazalara ilişkin olarak zarar verenin tedavi giderlerinden sorumluluğu açısından farklı bir sorumluluk belirlenmiş, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde belirtilen bir kısım tedavi giderlerinden, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumlu olacağı kabul edilmiştir. Yine anılan yasal düzenleme ile SGK’nın sorumluluğu açısından, zarar verenin sorumluluğuna göre farklılıklar da getirilmiş; 6098 sayılı TBK’da (ve 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda) zarar verenin sorumluluğu açısından kusur aranırken, 2918 Sayılı Yasa’nın 98. maddesinde SGK’nın sorumluluğu açısından kusurun varlığı aranmamış, yaralanan kendi kusuru ile yaralansa hatta sosyal güvencesi olmasa dahi 2918 Sayılı Yasa’nın 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanacağı (Trafik Sigortası bulunmaması nedeniyle SGK’nın rücu hakkı olsa dahi) kabul edilmiştir. Bu bağlamda haksız fiili ile zarara neden olan sürücü ile eylemlerinden sorumlu olan işleten ve sigorta şirketinin bu kapsamdaki zararlardan TBK’nın 54 (818 Sayılı B.K. M 46), KTK’nın 85 ve 91. maddesi gereğince sorumluluğu bulunmakta iken, 2918 Sayılı Yasa ile yapılan düzenleme ile sigorta şirketinin, poliçe primini ödeyen işleten ile sorumluluğunu üstlendiği sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan tedavi giderlerinden, 2918 sayılı Yasa’nın 98. madde kapsamında kalan bir kısım tedavi giderleri yönünden sorumlulukları sona ermiş, 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçmiş bulunmaktadır.
Buna karşın gerek söz konusu madde kapsamında olmayan tedavi giderlerinden gerekse belgesiz tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumu sorumlu olmayıp, sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.
Bu kapsamda davacının dava tarihinde protez ihtiyacı ile ilgili henüz yapılmamış olup ileride gideri sarfı lazım gelecek bedellerin, belgesiz tedavi gideri sayılıp sayılmayacağı ve buna göre anılan madde kapsamındaki tedavi giderlerinden olup olamayacağının da değerlendirilmesi gerekmektedir.
Belgesiz tedavi giderleri, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ödemekle yükümlüğü olmayacağı, yaralanma ile ilgili, bağlantılı, hayatın olağan akışına uygun, olağan nitelikteki ulaşım, yiyecek, konaklama ve sair giderler olup, bu tür giderler poliçe teminatı kapsamında kaldığından sigorta şirketi bu zararlardan sorumludur.
Bu hali ile henüz yapılmamış protez gideri, belgesiz tedavi gideri kapsamında olmayıp, davacının yaşamı boyunca ihtiyaç duyacağı protez ve protez yenileme ve bunlarla ilgili sair giderlerin zaman içinde harcanmasına müteakip belgelendirilmek koşulu ile SGK tarafından karşılanacağı, bu hususun da SGK’nın sorumluluğunda bulunduğu 6111 sayılı Kanun ile değişik 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesi hükmü karşısında kuşkusuzdur. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından da protez giderlerinin 2918 Sayılı Yasa’nın 98. maddesi kapsamında olduğu kabul edilmektedir. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 2021/17209 E. 2022/8060 K. sayılı kararı)
Öte yandan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğunu düzenleyen ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde, SGK’nın sorumluluğu belirli süre ve parasal miktar ile sınırlı da tutulmamıştır. Her ne kadar 27.08.2011 tarihli 28028 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline ilişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 4. maddesinin 1 numaralı bendinde, tedavi giderlerinin Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda karşılanacağı belirtilerek, tedavi giderlerinin ödenmesi konusunda Kanunda yer almayan bir kısıtlama getirilmiş ise de; bahsi geçen Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinin iptali için açılan davada Danıştay 15. Dairesinin 16/03/2016 tarih 2013/7712 E. 2016/1779 K sayılı kararı ile 2918 sayılı Kanun’un 6111 sayılı Kanun’la değişik 98. maddesinde, trafik kazaları sebebiyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağının belirtilmesine rağmen, dava konusu Yönetmelik hükmüyle, tedavi giderlerinin, Kurumun sosyal güvenlik politikaları uyarınca belirlemiş olduğu Sağlık Uygulama Tebliğinde yer alan hükümler doğrultusunda karşılanacağı yönünde kısıtlama getirilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır gerekçesi ile Yönetmeliğin 4. maddesinin 1 numaralı bendinde yer alan “Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline karar verilmiş olmakla davacının protez ihtiyacı ile ilgili gerek belgeli gerekse henüz yapılmamış olup ileride gideri sarf edildiğinde belgelenecek bedellerin kısıtlama olmaksızın tamamını SGK’dan talep edebilmesinde de yasal bir engel kalmamıştır.
Yine her ne kadar 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinin 1. fıkrasına 04/04/2015 tarihli 6645 sayılı Yasanın 60.maddesi ile SGK’nın sorumluluğu açısından “genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde” sorumlu olacağı ibaresi ve “Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, bu kapsama girenler yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dâhil edilmez.” cümlesi eklenmiş ise de; sorumluluğun belirlenmesinde kaza tarihindeki kanun hükümleri nazara alınması gerektiğinden, 6645 Sayılı düzenleme ancak yürürlük tarihinden sonra meydana gelen trafik kazalarında uygulanacağından, öncesinde meydana gelen kazalarda uygulanma imkânı bulunmamaktadır. Davaya konu kaza 06/01/2011 tarihinde meydana gelmiş olmakla anılan yasal değişikliğin somut olaya tatbiki mümkün olamayacağından, davacının bu madde hükmü gereğince SGK tarafından karşılanmayan gider olarak talep edebileceği bir zararı da bulunmamaktadır.
Bu nedenle kaza tarihini kapsar 2918 Sayılı Yasanın Geçici 1. maddesi gereğince tedavi giderlerinin trafik kazasından kaynaklanması ve Yasa’nın 98. maddesi kapsamında olması halinde hangi tarihte tedavi yapılırsa yapılsın giderlerinin SGK tarafından karşılanacağının kabul edilmesi gerekir.
Genel Hükümler çerçevesinde zarar gören ileride yaptıracağı tedavi giderlerini zarar verenden talep etmesi mümkün iken, Yasa’nın 98. maddesi kapsamında olan tedavi giderleri açısından SGK’nın sorumluluğunun tedavi giderinin karşılanmasına yönelik bulunması nedeniyle bu giderlerin tedavi yapıldıktan sonra SGK’dan talep edilebilecek olması hali dahi, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğunda olan tedavi giderlerinin, ileride yapılacak tedavi gideri olarak sürücü, işleten veya sigorta şirketinden talep edilebilmesine imkan tanımaz. Başka bir deyişle, 2918 Sayılı Yasa’nın 98. maddesi kapsamında olup da salt henüz yapılmamış olması nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan talep edilemeyen, ileride yapılacak tedavi giderleri de, sürücü, işleten veya sigortanın sorumluluğunda olan “belgesiz tedavi gideri” olarak kabul edilemez. Zarardan sorumlu olanlar kanunda açıkça bir düzenleme olmadıkça giderin henüz yapılmış olup olmamasına göre belirlenemez.
Buna göre; protez gideri 2918 Sayılı Yasa’nın 98. maddesi kapsamında tedavi gideri olup, yasada tedavi giderleri açısından “yapılmış” veya” ileride yapılacak” şeklinde bir ayrım gözetilmediğinden, sırf bu nedenle henüz yapılmadığından bahisle de ZMMS kapsamında sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilemez.
Bu bağlamda 6111 Sayılı Yasa ile değişik 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi ve Geçici 1. maddesi gereğince, tedavi gideri kapsamında olan protez giderlerinden, protez giderleri ister belgeli olarak sarf edilmiş olsun ister tedavi süresince yapılması muhtemel olup dava tarihi itibariyle fatura vb. bir belge ile belgelendirilmemiş olsun tamamı sağlık hizmet bedeli kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu sorumlu olduğundan, bu giderlere yönelik davacının davalı sigorta şirketinden bir talepte bulunamayacağından, sigorta şirketlerine karşı açılan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davacıdan alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar harcından başvuru sırasında peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak, Hazineye irat kaydına,
3- HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Kararın taraflara tebliğine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 15/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.