Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/436 E. 2022/582 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/436 – 2022/582
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/436
KARAR NO : 2022/582

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2020
NUMARASI : 2018/918 Esas 2020/280 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 14/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 19/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 09.04.2018 tarihinde ZMMS poliçesi tespit edilemeyen ve davacıya çarpıp kaçan … plakalı aracın sebebiyet verdiği kazadan dolayı davacının yaralanarak malul kaldığını, aracın sigortası tespit edilemediğinden zarardan davalı … sorumlu olduğunu belirterek belirsiz alacak olarak şimdilik 400 TL geçici, 4.500 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 100 TL bakıcı giderlerinin temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında alacağını belirleyerek 15.520,70 TL geçici, 45.337,84 TL sürekli işgöremezlik tazminatı ile 6.412,48 TL geçici bakıcı tazminatının temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kazaya sebebiyet veren ve sigortasız olduğu iddia edilen aracın sürücüsüne ve işletenine davanın ihbarını talep ettiklerini, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli trafik sigorta poliçesinin olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davaya konu kazanın oluşumundaki kusur oranlarının tespitinin Adli Tıp vasıtasıyla yapılması gerektiğini, SGK tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarının tespiti ile müvekkil kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, … sorumluluğunun poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın talep ettiği ticari faizin haksız olduğunu, ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceklerini, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; 09.04.2018 tarihinde ZMMS poliçesi tespit edilemeyen ve davacıya çarpıp kaçan aracın yol açtığı kazada yaya konumunda olan davacının yaralanarak malul kaldığı iddiası ile aracın ZMMS poliçesine ulaşılamadığından davalı … karşı geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ve geçici bakıcı gideri tazminatının tahsili talebi ile derdest davanın açıldığı, adli tıp raporuna göre davacının dava konusu kazadan dolayı %8 oranında malul ve 9 ay geçici iş göremezlik durumunda kaldığı, kazada araç sürücünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacının kusursuz olduğu, aktüer bilirkişi raporuna göre davacının talep edebileceği tazminat miktarının 15.520,70 TL geçici, 45.337,84 TL TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile geçici bakıcı gideri kaynaklı alacağının 6.412,48 TL olduğu, kaza yapan aracın ve kaza tarihini kapsayan geçerli ZMMS poliçesinin tespit edilememesi sebebiyle bu zarardan 5684 sayılı Sigorta Kanununun 14/2/a bendi uyarınca … sorumlu olduğu, davalının 12.06.2018 tarihinde temerrüde düşürüldüğü, davacının yasal faiz talep edebileceği görüldüğünden davanın kabulüne karar verilmiş; hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; başvuru dava şartının gerçekleşmediğini, genel şartlardaki tüm belgelerin sunulmadığını, maluliyet raporunun adli tıptan ve “erişkinler için engellilik değerlendirmesi…” yönetmeliğine göre alınması gerektiğini, davacının tüm tedavileri tamamlandıktan sonra maluliyetin hesaplanması gerektiğini, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri zararından sorumlu olmadıklarını, faizin dava tarihinden ve yasal faiz olması gerektiğini, SGK tarafından ödenenlerin mahsubu gerektiğini belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından dolayı cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı ile bakıcı gideri istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kabulüne dair verilen karar, davalı. vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Başvuru koşuluna yönelik istinaf yönünden;
2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi 26/04/2016 tarih 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 14/04/2016 tarih 6704 sayılı Kanun’un 5.maddesi ile değiştirilmiş; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir” hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu düzenleme ile zarar görenlerin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurmasının gerekli olduğu, başvurudan itibaren sigorta kuruluşu en geç 15 gün içinde yazılı olarak cevap vermez ya da verilen cevap zarar görenin talebini karşılamaz ise zarar gören dava açabileceği gibi sigorta tahkim komisyonuna da başvuru yapabilir şeklinde belirtilmiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin uygulamasına göre; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi ile zorunlu mali sorumluluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, bu başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmesi halinin dahi HMK’nın 115/2. maddesi gereği tamamlanabilir dava şartı olduğu kabul edilmektedir. Bu başvurunun yapıldığı, ancak eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda ise, usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksikliğin her halükarda tamamlanabileceği davanın bu nedenle reddedilemeyeceği belirtilmiştir.
Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davalı … davacının başvuru evraklarının iadeli taahhütlü posta ile 28/05/2018 günü tebliğ edildiği, başvuru dilekçesi ekinde savcılık belgeleri ile hastane evraklarının bulunduğu, davalı hesap tarafından davacıya 31/05/2018 tarihli yazı ile “özürlülük ölçütü…yönetmeliğine göre yetkili hastaneden alınmış maluliyet oranını gösterir raporun aslı veya onaylı örneğinin gönderilmesi” halinde talebin değerlendirileceğinin bildirildiği, Güvence Hesabı tarafından dava öncesi bir ödemenin yapılmadığı anlaşılmıştır.
Şu durumda, davadan önce davalıya başvurulduğu sabit olup dava şartı gerçekleştiğinden davalının buna yönelik istinafına itibar edilmemiştir.
Davalının maluliyet raporuna yönelik istinafı yönünden;
Kaza tarihi itibarıyla “erişkinler için engellilik… yönetmeliği” yürürlükte olmayıp, hükme esas alınan Hacettepe Ünv. Tıp Fak. Adli Tıp ABD tarafından düzenlenen 09/08/2019 tarihli maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte bulunan “özürlülük ölçütü… yönetmeliği” esas alınarak ve kaza tarihinden(09/04/2018) itibaren 9 aylık iyileşme süresi geçtikten sonra tüm tedavi evrakları incelenerek düzenlendiği ve raporun karar vermeye elverişli olduğu sonucuna varılmıştır.
Davalının geçici işgöremezlik tazminatı ve bakıcı giderinden sorumlu olmadığına yönelik istinaf yönünden;
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; ZMMS sigortası ve plakası tespit edilemeyen aracın tam kusuruyla davacıya çarpması sonucu, davacının %8 engelli kalacak, 9 ay iyileşme süresi olacak ve 3 ay süreyle başkasının bakımına muhtaç kalacak şekilde yaralanması nedeniyle, davacının geçici ve sürekli işgöremezlik zararı ile bakıcı gideri zararının oluştuğu anlaşılmıştır.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanun’un 90. maddesinde “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan Genel Şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve Genel Şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresi Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Danıştay ve Yargıtay tarafından kabul edilen uygulamaya göre “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulü kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK’nın ve 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik ve geçici bakıcı gideri zararları bu kapsamdadır. Sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik ve geçici bakıcı gideri zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları 2918 Sayılı Kanun’un 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatını davalı sigorta şirketinden veya … sorumluluğunu gerektiren durumlarda, bu zararlarda bedensel zarar kapsamında olduğundan Güvence Hesabından talep edilebilir.
Genel Şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi giderlerinden olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde, geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenleme de yer almamaktadır. 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede, trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemelerinin bu yasa kapsamı içerisinde bulunmaması (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb.), hükme esas alınan raporların yöntemine ve usulüne uygun şekilde düzenlenmiş olması, denetime ve hükme elverişli olması, davalı … geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatından sorumlu olduğunun, bu tazminatın SGK’nın sorumluluğunda bulunan tazminatlardan olmadığının yerleşik Yargıtay uygulamaları ile istikrar kazanması nedeniyle davalının geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatından sorumlu tutulmasında bir usulsüzlük bulunmamıştır.
Davalının faiz başlangıç tarihine ve türüne yönelik istinaf yönünden;
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereğince ihdas edilen Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 15. maddesi gereğince rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte ihbar edildiği tarihte Hesabın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Davalı …sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü gerekli belgelerle birlikte Güvence Hesabı’na başvuru yapıldığı tarihte, böyle bir başvuru olmadığı takdirde ise dava tarihinde doğmaktadır. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 08/07/2021 tarih ve 2021/16685 Esas, 2021/4341 Karar sayılı ilamı)
Davacı tarafından, Güvence Hesabı’na maluliyetine ilişkin rapor temin etmeksizin müracaat edildiğinden, davadan önce usulüne uygun şekilde davalının temerrüdü gerçekleşmemiştir. Bu durumda davalının açılan dava ile temerrüdü oluştuğundan, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde şekilde faiz başlangıcına karar verilmesi isabetli olmamış, davalının buna yönelik istinafının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; davalı … istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kararda kesinleşen yönler korunarak, faiz başlangıç tarihi yönünden düzeltilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/06/2020 gün ve 2018/918 Esas-2020/280 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
Davanın KABULÜ İLE;
1-15.520,70 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 45.337,84 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 6.412,48 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 67.271,02 TL tazminatın 21/12/2018 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 4.595,28 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harç ve 229,80 ıslah harcının düşümü ile eksik kalan 4.329,58 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından peşin yatırılan nispi harç, başvuru harcı, vekalet harcı ve ıslah harcının toplamı olan 306,80 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olan 1.746,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 9.545,23 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İSTİNAF YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN
1-Davalı … tarafından yatırılan 1.148,85 TL nispi istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
2-Davalı … tarafından yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı 148,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
3-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.