Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/434 E. 2022/581 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/434 – 2022/581
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/434
KARAR NO : 2022/581

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/07/2020
NUMARASI : 2019/538 Esas – 2020/326 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 14/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı …’in kendi yönetimindeki … plakalı motosikleti ile seyir halinde iken, davalı…’ın aracın sahibi, davalı sigorta şirketinin ZMMS’yi yapan ve davalılardan … yönetimindeki … plakalı aracın sebebiyet verdiği 04.11.2012 günlü kaza nedeni ile yaralandığını, dava konusu kaza nedeni ile Ankara 2 Asliye Ticaret Mahkemesinde 2013/311 E sayılı dosya ile davalılar aleyhine dava ikame edildiğini ve neticeden müvekkili lehine maddi ve manevi tazminata hükmedildiğini, bu kararın davalı … vekilince temyiz edildiğini, Yargıtay 17 HD 2015/6542 E. ve 2018/3984 K. sayılı ilamı ile kararın bozulmasına karar verildiğini ve Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/711 E sayılı dosyası ile yeniden yargılama yapıldığını, bozma ilamı uyarınca müvekkilin yeniden adli tıbba sevk edilip; %19,2 olan maluliyet oranının %15,2’ye düşürüldüğünü, yeniden aktüerya hesabı yapılmasına karar verildiğini ve yapılan 04.09.2019 tarihli hesaba göre müvekkilin hesap tarihi itibari ile sürekli iş görmezlikten kaynaklanan alacağı tazminatın 164.366,88 TL olduğunu, Yargıtay bozma ilamı öncesi ilamın Ankara 26 İcra Müdürlüğü 2015/1851 sayılı dosya ile icraya konulduğunu ve 98.917,84 TL’nin ferileri ile beraber tahsil edildiğini, ancak mahsup sonrasında halen 60.278,04 TL alacaklı olduklarını, eldeki davanın bu nedenle açıldığını belirterek, söz konusu tutarın davalılardan ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı gerçek kişiler vekili cevap dilekçesinde; ek dava açmakta davacının hukuki yararı olmadığı, davacı zararının giderildiğini beyanla, haksız ve hukuki kaynaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi cevap dilekçesinde; zamanaşımı ve derdestlik itirazında bulunarak haksız ve mesnetsiz davanın usuli kazanılmış hakları uyarınca reddini, kusur ve maluliyet yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacı tarafın Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/311 Esas sayılı dosyasında dava konusu kaza ile ilgili olarak maddi ve manevi tazminat istemi ile davayı yürüttüğü ve mahkemece 02/12/2014 tarihinde davanın kısmen kabulüne karar verildiği, söz konusu kararın davalılar vekilince temyizi üzerine Yargıtay 17. HD’nin temyiz incelemesi yaparak hükmü “kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlülüklerine göre Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden rapor alınması” gerekçesi ile bozduğu, bozma sonrası dava dosyasının Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesince tekrar esasa alınarak 2018/711 Esas üzerinden yargılama yapıldığı, bozma ilamına uyulmak suretiyle 17/10/2019 tarihinde tekrar karar verildiği, davacının isteminin, bozma sonrası yapılan yargılama sırasında yeniden alınan bilirkişi raporunda güncel veriler esas alındığından daha yüksek çıkan tazminat tutarından tahsil edilmeyen kısmın işbu davada hüküm altına alınması olduğu, davacı tarafın Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen ilk hükmü temyiz etmediğinden ve bozma davalılar yararına yapıldığından zaten bozma sonrası düzenlenecek raporda ilk karar tarihindeki güncel verilerin esas alınması gerektiğinden ve ayrıca bozma sonrası yargılamada aleyhe hüküm verme yasağı söz konusu olduğundan, davalılar lehine oluşmuş usuli kazanılmış hak açılacak ek bir dava ile bertaraf edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Ankara 2. ATM’nin tarafları ile huzurdaki davanın taraflarının aynı kişiler olduğunu, bunlardan yalnızca gerçek kişiler olan … ve…’ın kararı temyiz ettiğini, davalı sigorta şirketinin bahsi geçen kararı temyiz etmediğini, Ankara 2. ATM 2013/711 E sayılı dosyası bozma öncesi karara çıktığından davalılar aleyhine Ankara 26 İcra Müdürlüğü 2015/1851 sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, takip uyarınca davalı sigorta şirketinin, tarafları ile ibra sözleşmesi düzenlenmeksizin, icra dosyasına ödeme yaptığını, yapılan ödemenin kısmi bir ödeme olup, davalıların hiçbirisinin ibra edilmediğini, ibra etmedikleri yahut hakkında dava ve takipten açıkça feragat etmedikleri tüm davalıların müvekkiline karşı sorumluluğunun devam ettiğini, belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, 04/11/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan ve malul kalan davacının Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/711 Esas sayılı dosyasında verilen kararın davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarafından bozulması nedeniyle, bozma sonrası yeniden alınan rapor kapsamında hesaplanan tazminat alacaklarından, bozma öncesi ilamın icrası suretiyle elde edilen tutar mahsup edildikten sonra davacının kalan/ödenmeyen 60.278,00 TL daimi işgöremezlik tazminatının ödenmesi istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Kural olarak bozma kararına uyulmakla, ilamda belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar. Bozma dışında kalan yönler ise kesinleşir. Bu ilkenin sonucu olarak, oluşturulacak yeni hükümde usuli kazanılmış hak ihlal edilerek karşı taraf aleyhine hüküm verilemez. Bu kural, mahkemece verilen hükmün, taraflardan biri tarafından temyiz edilmemesi halinde de uygulanır. Hüküm, aleyhine hüküm verilen tarafça temyiz edilmediği takdirde temyiz etmeyen taraf yönünden kesinleşir ve lehine hüküm verilen taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar.
Somut olayda; davacı …’in de aralarında olduğu davacılar tarafından aynı davalılar hakkında ve aynı trafik kazası nedeniyle Ankara 2. Asliye Ticaret mahkemesinin 2013/311 esas 2014/666 karar sayılı dosyasında açılan maddi ve manevi tazminat istemli davada mahkemece “…davacı …’ın %19,2 kalıcı maluliyeti ve 4 ay geçici iş göremezliğine göre 99.471,10 TL sürekli iş göremezlik ve 4.172,37 TL geçici iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 103.643,47 TL maddi zararı olduğu tespit edilmiş ve davacılar tarafından 10.04.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değeri 103.643,47 TL’ye yükseltilmiş ve bu kapsamda, manevi tazminat istemine ilişkin davada; … Şirketi aleyhine açılan davada, davanın reddine, davalılardan … ve… aleyhine açılan davada; davanın kısmen kabulü ile, toplam 9.000,00 TL manevi tazminatın (… için 5.000,00 TL, … için 2.500,00 TL,… için 1.500,00 TL olmak üzere) 04/11/2012 olan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, maddi tazminat istemine ilişkin davada; davanın kısmen kabulü ile, 98.917,84 TL’nin 04/01/2013 olan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e ödenmesine” karar verilmiştir. İş bu kararın, davalılar … ve… vekilince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 17 HD. 2015/6542 E. 2018/3984 K. sayılı ilamıyla “…Mahkemece, davacının kaza nedeniyle meydana gelen işgücü kaybı hususunda Ankara Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 27/01/2014 tarihli rapor hükme esas alınmış ise de rapor, kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğüne göre düzenlenmiştir. Kaza, 04/11/2012 tarihinde gerçekleşmiş olup maluliyet oranının tespiti açısından Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği yürürlüktedir. Bu durumda, trafik kazası nedeniyle işgücü kaybı oranının kesin olarak belirlenmesi için kaza tarihinde yürürlükte bulunan söz konusu Yönetmelik hükümlerine göre Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi’nden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bozma neden ve şekline göre davalılar … ve … vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir…” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda 2018/711 E. – 2019/921 K. sayılı kararla “…Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Bölümünden alınan maluliyet raporunda davacının kalıcı maluliyetinin %15,2, geçici maluliyetinin ise 4 ay olduğu tespit edilmiştir. Maddi tazminat istemi ile açılan davada, 4.725,63 TL için istemin reddine ilişkin önceki karar 10/04/2018 günlü bozma ilamı içeriğine göre kesinleşmiş olmakla, ayrıca karar verilmesine yer olmadığına, bakiye maddi tazminat istemi ile ilgili olarak konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat istemi ile açılan davada, sigorta şirketi aleyhine açılan davanın reddine ilişkin önceki karar 10/04/2018 günlü bozma ilamı içeriğine göre kesinleşmiş olmakla, ayrıca karar verilmesine yer olmadığına, davalılardan … ve… aleyhine açılan davada, davanın kısmen kabulü ile toplam 9.000,00 TL manevi tazminatın (… için 5.000,00 TL, … için 2.500,00 TL, … için 1.500,00 TL olmak üzere) 04/11/2012 olan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiş ve iş bu kararın bu kez davacılar vekili ve davalılar … ile… vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. HD’nin 2020/365 E. 2021/1795 K. sayılı ilamıyla “…manevi tazminat yönünden verilen hüküm miktar itibarıyla kesin olduğundan, temyiz eden davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin hükmün bu kısmının kesin olması nedeni ile reddine, dairemiz bozma kararından önce mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davacı …’ın %19,2 kalıcı maluliyeti ve 4 ay geçici iş göremezliğine göre 99.471,10 TL sürekli iş göremezlik ve 4.172,37 TL geçici iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 103.643,47 TL maddi zararı olduğu tespit edilmiş ve davacılar tarafından 10.04.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değeri 103.643,47 TL’ye yükseltilmiştir.
Mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacı …’a 4.725,63 TL geçici iş göremezlik zararı ödendiğinden bu miktarın ıslah edilen tutardan mahsubu ile 98.917,84 TL yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve hüküm davalılar … ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairenin 10.04.2018 tarih ve 2015/6542-2018/3984 sayılı ilamı ile davacı …’ın maluliyetinin kaza tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre belirlenmesi için Adli Tıp İhtisas Kurulundan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmek üzere mahkeme kararı bozulmuştur.
Bozma sonrası yapılan yargılamada, mahkemece Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Bölümünden alınan maluliyet raporunda davacının kalıcı maluliyetinin %15,2, geçici maluliyetinin ise 4 ay olduğu tespit edilmiştir.
Davalılar … ve … vekili 27.12.2018 tarihli beyan dilekçesi ile bozmadan önceki kararın davacılar tarafından icraya konulduğunu Ankara 26. İcra Müdürlüğü’nün 2015/1581 sayılı dosyasına davalı Sigorta Şirketi tarafından 05.02.2015 tarihinde 148.153,00 TL ödeme yapıldığını bildirmiş icra dosyası ödeme evrakını dosyaya sunmuştur. Bozma sonrası alınan aktüerya raporunda icra dosyasına ödeme tarihindeki (05.02.2015) veriler ve davacı …’ın %15,2 kalıcı maluliyetine göre yapılan hesaplama sonucu davacının kalıcı maluliyetten kaynaklı zararının 86.835,21 TL olduğu rapor edilmiştir. Davacılar bozma kararından önce 10.04.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 103.643,47 TL’ye (99.471,10 TL sürekli iş göremezlik ve 4.172,37 TL geçici iş göremezlik) yükseltilmişler bozma sonrası alınan bilirkişi raporuna göre icra dosyasına yapılan ödeme tarihi itibari ile davacının kalıcı maluliyetinden kaynaklı zararının 86.835,21 TL olduğu tespit edilmiş mahkemece icra dosyasına yapılan ödeme ile bakiye maddi tazminat istemi ile ilgili olarak konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurularak temyiz eden davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Bu durumda bozma sonrası hesap edilip bulunan 86.835,21 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının icra dosyasına yapılan ödeme nedeni ile konusuz kaldığı mahkemenin kabulünde olduğuna göre, kalıcı maluliyet yönünden ıslah edilen miktarın 98.917,84 TL olduğu gözetildiğinde, mahkemece kabul edilmemiş sayılan 12.082,63 TL miktar üzerinden temyiz eden davalılar … ve … yararına vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir….” gerekçesiyle 23/02/2021 günü bozulmasına karar verilmiştir.
Eldeki davada davacı … vekili bu kez “… bozma sonrası Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/711 E sayılı dosyası ile yeniden yargılama yapıldığını, bozma ilamı uyarınca müvekkilin yeniden adli tıpa sevk edilip; %19,2 olan maluliyet oranı%15,2’ye düşürüldüğünü, yeniden aktüerya hesabı yapılmasına karar verildiğini ve yapılan 04.09.2019 tarihli hesaba göre müvekkilin hesap tarihi itibari ile sürekli iş görmezlikten kaynaklanan alacağı tazminatın 164.366,88 TL olduğunu, Yargıtay bozma ilamı öncesi ilamın Ankara 26 İcra Müdürlüğü 2015/1851 sayılı dosya ile icraya konulduğunu ve 98.917,84 TL’nin ferileri ile beraber tahsil edildiğini, ödenen tutarlar ve hesap edilen tutar mahsup edildiğinde halen 60.278,04 TL alacaklı oldukları…” iddiasıyla ek dava mahiyetinde bu davayı açmışsa da, yukarıda ayrıntılı olarak anlatıldığı üzere; davacılar tarafından Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen ilk kararın temyiz edilmediği ve bu durumda bozma sonrası temyiz eden davalılar lehine oluşan usuli kazanılmış haklara aykırı olarak dava açamayacakları anlaşılmış olup, her ne kadar mahkemece karara bağlanan ilk davada … şirketi, gerekçeli kararda taraf gösterilmemiş ise de sigorta şirketinin işletenin sorumlu olacağı zararla sınırlı olarak sorumlu olmasına göre ve ilk derece mahkemesi tarafından da davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar harcından peşin alınan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 14/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.