Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/423 E. 2023/42 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/423 – 2023/42
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/423
KARAR NO : 2023/42

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2019
NUMARASI : 2018/143 Esas – 2019/1089 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/02/2018
KARAR TARİHİ : 18/01/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 15/02/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı birleşen dosya davacıları vekili ile davalı …. Ltd. Şti. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde; 19/01/2018 günü sürücü … sevk ve idaresindeki …… Şirketi’ne ait … plakalı otobüste Bingöl istikametinden Muş istikametine yolculuk yapmaktayken, şoförün aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda trafik kazası meydana geldiğini, müvekkillerinin murisi …’ın vefat ettiğini, müvekkillerinin destekten yoksun kaldığını bildirerek belirsiz alacak olarak şimdilik davacılardan anne … için ayrı ayrı 100,00TL’şer destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, davacı… için 75.000,00TL, anne … için 75.000,00TL, kardeşleri olan diğer davacılar … için ayrı ayrı 15.000,00TL’şer manevi tazminatın davalılar … Şirketi ve …… Şirketi’nden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında ıslah dilekçesi ile anne … … için 274.984,74TL, baba… … için 161.289,11 TL olarak tazminat miktarlarını artırmıştır.
Yargılama sırasında davacılar vekili 03/05/2018 tarihli dilekçesi ile manevi tazminata ilişkin talepleri davalılardan … Sigorta şirketi tarafından sulh olunarak ödendiğini, ödeme sebebiyle manevi tazminata yönelik taleplerinden feragat ettiklerini, davanın manevi tazminat bakımından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinden …’in eşi, …’in babası, …’in çocukları, diğer davacıların kardeşi olan …’in 10.01.2018 tarihinde dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki davalı …. Ltd Şti.’ye ait, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS, diğer sigorta şirketi tarafından kasko poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı kazada vefat ettiğini belirterek, belirsiz alacak olarak şimdilik anne … için ayrı ayrı 100,00 ‘er TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta A.Ş.’den temerrüt tarihi 21.03.2018 tarihinden, diğer davalı …… Ltd. Şti.’den kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen, baba… için 30.000,00 TL, anne … için 30.000,00 TL, eş … için 40.000,00 TL, çocuklar… için ayrı ayrı 20.000,00’er TL, diğer davacı kardeşler için ise ayrı ayrı 7.500,00’er TL manevi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş.’den dava tarihinden, diğer davalı …… Ltd. Şti.’den kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında ıslah dilekçesi ile anne … için 63.377,31 TL (ZMMS sigorta şirketinden 59.292,94 TL), baba… için 56.268,79TL(ZMMS sigorta şirketinden 43.215,02 TL), eş … için 240.585,06 TL (ZMMS sigorta şirketinden 161.447,60 TL), çocuklar …için 58.903,54 TL (ZMMS sigorta şirketinden 46.846,15TL) ve … için 65.798,85 TL (ZMMS sigorta şirketinden 549.198,29 TL) olarak tazminat miktarlarını artırmıştır.
26/12/2019 tarihli duruşmada davacı vekili ” son sözlerimizi aynen tekrar ederiz, asıl ve birleşen davada manevi tazminat taleplerimizden … Sigorta Şirketi ile sulh olmamız nedeniyle feragat ettik, karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmedik, bu hususların dikkate alınmasını talep ederiz, asıl ve birleşen davada destekten yoksun kalma tazminat taleplerimizin hüküm altına alınmasını talep ederiz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Asıl davada davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin poliçe teminat sınırı ile sorumlu olduğunu, kusurun ispatlanması gerektiğini, mahkememizin yetkisiz olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Asıl davada davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde; kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, yapılacak hesaplamalarda desteğin 23 yaşında olup, henüz üniversite 3. Sınıfta olduğunun dikkate alınması gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Asıl davada davalı …. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; mahkemenin yetkisiz olduğunu, varsayımlar üzerinden bir hesap yaptırılamayacağın, bu nedenlerle asgari ücret üzerinden hesaplamanın yapılması gerektiğini, kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; kusur durumunun ve destekten yoksunluğun bilirkişi raporu ile belirlenmesi gerektiğini, ayrıca müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/143 E. Sayılı dosyası ile aynı kazada hayatını kaybedenlerin destekleri tarafından müvekkili aleyhine dava açıldığını, garameten hesaplama yapılması esnasında bu durumun gözönüne alınmasını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, manevi tazminatın bir zenginleşme aracı olmadığı hususunun değerlendirilmesi gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı …. Şirket vekili cevap dilekçesinde; yetkili mahkemenin Muş Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, vefat edenin gelirine ilişkin taleplerin yerinde olmadığını, meydana gelen kazada müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacı yanca talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, talep edilen faiz türünün de yerinde olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; olay tarihi olan 19/01/2018 günü saat 07.28 sıralarında dava dışı sürücü … yönetimindeki … otobüs firmasına ait otobüs ile Bingöl istikametinden Muş istikametine doğru seyri sırasında, iniş eğimli yolda, karlı ve buzlu zeminde direksiyon hakimiyetini kaybedip önce banket kenarında bulunan kar çubuğuna çarpıp akabinde yolun sağındaki şarampole aracı devirmesi sonucunda asıl ve birleşen davada davacıların murislerinin ölümleri ile sonuçlanan ölümlü trafik kazasında, Muş 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılama sırasında alınan İstanbul ATK kusur raporu kapsamına göre dava dışı otobüs sürücüsünün asli kusurlu olduğu, yolcu olan müteveffalara kusur yüklenemeyeceğinin anlaşıldığı, müteveffaların ölümü ile asıl ve birleşen davada yer alan talepte bulunan anne-baba-eş-çocuklar olan davacıların destekten yoksun kaldıkları, yine anne-baba-eş-çocuklar-kardeşler olan davacıların meydana gelen olay nedeni ile elem ve üzüntü duydukları, kişilik haklarının ihlaline dayalı manevi tazminat talebinde bulunabileceklerinin anlaşıldığı, yargılama sırasında davalılardan … Sigorta AŞ’nin poliçe kapsamında asıl ve birleşen dosya davacılarının manevi tazminat taleplerini karşıladığı, bu sebeple manevi tazminat talepli davalardan feragat edildiği, alınan hesap raporuna göre her iki dosya davacılarının destekten yoksun kalma zararlarının belirlendiği ve bu miktarlara davanın ıslah edildiği anlaşıldığından, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulü ile; “1-Mahkememizin 2018/143 esas sayılı asıl davasında davanın KISMEN KABULÜNE, A) Davacı anne … … için takdir edilen 275.084,74 TL DYK, Davacı baba… … için takdir edilen 161.389,11 TL DYK tazminatının davalılar … …. Şti yönünden olay tarihi olan 19/01/2018 tarihinden, … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan 21/02/2018 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte; davalılardan … Sigorta AŞ’nin 360.000,00 TL poliçe teminat limiti ile davacı anne … yönünden 233.198,22 TL, davacı baba… yönünden 126.801,78 TL ile sorumlu olmak kaydıyla, müştereken ve müteselsilen tahsili ile ayrı ayrı davacılara verilmesine, B) Davacıların manevi tazminat taleplerinin feragat nedeniyle davalılar … …. Şti ve … Sigorta A.Ş. yönünden ayrı ayrı REDDİNE, 2-Birleşen Ankara 4. ATM’nin 2018/228 esas sayılı davasının KISMEN KABULÜNE, A) Davacı anne … … için 63.477,31 TL DYK, Davacı baba… … için 56.368,79 TL DYK, Davacı eş … için 240.685,06 TL DYK, Davacı çocuk… … için 59.003,54 TL DYK, Davacı çocuk … için 65.898,85 TL DYK tazminatının davalılar … …. Şti. yönünden olay tarihi olan 19/01/2018 tarihinden, … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan 21/02/2018 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte; davalılardan … Sigorta AŞ’nin 360.000,00 TL poliçe teminat limiti ile davacı eş … yönünden 161.447,60 TL, davacı çocuk… yönünden 46.846,15 TL, davacı çocuk … yönünden 49.198,29 TL, davacı anne … yönünden 59.292,94 TL, davacı baba… yönünden 43.215,02 TL ile sorumlu olmak kaydıyla, müştereken ve müteselsilen tahsili ile ayrı ayrı davacılara verilmesine, B) Davacıların manevi tazminat taleplerinin feragat nedeniyle davalılar … …. Şti. ve … Sigorta A.Ş. yönünden ayrı ayrı REDDİNE,” karar verilmiş, hükme karşı birleşen dosya davacıları vekili ile davalı …. Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Birleşen dosya davacıları vekili istinaf dilekçesinde; murislerinin gelirinin eksik olarak hesap yapıldığını, oysa dosyaya murisin son çalıştığı iş yerindeki maaş bordrosunun geldiğini, buna göre aylık 3.600TL maaş esas alınarak destek tazminatının hesaplanması gerektiğini belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……Ltd. Şirketi vekili istinaf dilekçesinde; manevi tazminat davasının tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğini, birleştirme kararının doğru olmadığını, her iki dosya yönünden otobüs şoförüne verilen kusur oranını kabul etmediklerini, ölenlerin de emniyet kemeri takmadıklarından kusurlarının olduğunu, hesap raporlarında esas alınan gelirlerinin yüksek olduğunu, asgari ücretten fazla gelirin ispatlanmadığını, bilirkişi raporlarına itirazları değerlendirilmeden karar verilmesinin doğru olmadığını, ayrıca manevi tazminat yönünden feragat nedeniyle ret kararı verilmesine rağmen bu miktar yönünden lehlerine vekalet ücreti verilmemesinin ve yargılama giderinin hesabında bu hususun gözetilmemesinin doğru olmadığını belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan birleşen dosya davacıları vekili ile davalı …. Ltd. Şti. vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Asıl ve birleşen davalar, Bingöl’den Muş’a gitmekte olan davalı …… Ltd. Şirketi tarafından işletilen yolcu otobüsünün tek taraflı trafik kazasından kaynaklanan asıl ve birleşen dosya davacılarının murisleri/destekleri olan yolcuların ölümü nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın asıl ve birleşen dosyada manevi tazminat taleplerinin feragat nedeniyle reddine, destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin ise kabulüne dair verilen karar, birleşen dosya davacıları vekili ile davalı …. Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacılar vekili asıl ve birleşen davada, murislerinin yolcu olarak bulunduğu şehirlerarası otobüsünün sürücüsünün direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen kaza sonucu ölümün gerçekleştiğini belirterek, otobüs firması ile kasko ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sigortacısına karşı dava açmıştır.
Bu hali ile davanın taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davası olduğu anlaşılmaktadır.
Taşıma sözleşmesi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiş ise de; 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/k maddesinde tüketici; “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi”, 3/ı maddesinde ise tüketici işlemi; “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2. maddesinde ise, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir.

HMK’nın 1. maddesinde, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu belirtilmekle, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetilecektir. Ayrıca HMK’nın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmış olup, HMK’nın 115. maddesi hükümleri gereğince dava şartlarının mevcut olup olmadığı, yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gereken hususlardandır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesinde usul ekonomisi ilkesi düzenlenmiş, hâkimin, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 57. maddesinde “ihtiyari dava arkadaşlığına” yer verilmiş, 166/4. maddesinde “davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantının varsayılacağı” hükme bağlanmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61. maddesinde ise “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde aralarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, davaların açıldığı tarih itibariyle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, buna göre yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca işbu davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu açıktır. Dava konusu olayda davalı sigorta şirketi ile davacı arasındaki uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de işbu dava, taşıyan olan diğer davalıya ve sürücüye karşı birlikte açılmıştır. Bu durumda davalılar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir.
Hal böyle olunca usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın da ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikteki tüketici mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir.
Şu durumda; asıl ve birleşen davanın davacılarının murisleri olan yolcuların, davalı … firmasına (taşıyan) ait yolcu otobüsünün tek taraflı trafik kazası yapması sonucunda ölümü nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olması, taraflar arasındaki ilişkinin taşıma sözleşmesinden kaynaklanması ve davacılar murislerinin de tüketici vasfına sahip olması, ölen yolcular ile davalı taşıyan arasındaki temel ilişki olan taşıma sözleşmesinin dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalması nedeniyle, davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olduğu ve uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, birleşen dosya davacıları vekili ile davalı …… Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Birleşen dosya davacıları vekili ile davalı … …. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/12/2019 gün ve 2018/143 Esas – 2019/1089 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1.a.3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Davaya bakma görevi Tüketici Mahkemesine ait olduğundan, görev konusunda karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/01/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.