Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/420 E. 2022/708 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/420
KARAR NO : 2022/708

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/06/2020
NUMARASI : 2018/63 Esas 2020/192 Karar

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 27/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 16/12/2015 tarihinde müvekkili …’ın yolcu olarak bulunduğu, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı motosiklet sürücüsünün taşıt yolunun sağ şeridinde yapılan çalışmadan dolayı açılmış olan çukura girip, direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, araçta bulunan müvekkilinin ağır yaralandığını, zararlarından davalının sorumlu olduğunu, davacının maddi zararlarının karşılanması için davalı … şirketine 06/07/20I7 tarihinde başvurduğunu ve davalının 31.101,16 TL ödeme yaptığını ancak ödemenin zararı karşılamadığını ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak; sürekli iş göremezlik tazminatı olarak 100,00 TL, geçici bakım gideri olarak 100,00 TL, adli tıp muayene ücreti için ödenen 1.200,00 TL olmak üzere toplam 1.400,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 02/06/2020 tarihli dilekçesiyle 100,00 TL olarak talep edilen sürekli iş gücü kaybı tazminatını 14.274,74 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan aracın müvekkili tarafından sigortalandığını, davacıya 31/10/2017 tarihinde 31.101,16-TL tazminat ödemesi yapıldığını ve sorumluluklarının sona erdiğini, davacının daha fazla zararı olduğunu kanıtlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı vekili HMK’nın 176. maddesi kapsamınca sunduğu 21/9/2018 tarihli ıslah dilekçesiyle; davacının, sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca bindiğinden söz konusu yaralanmadan dolayı müterafik kusuru bulunduğunu ve de sigortalı araçta hatır için taşındığından tazminatta indirim yapılması gerektiğini belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, ZMSS poliçesinden kaynaklanan cismani zarar tazminatı istemine ilişkin olduğu, davalı … şirketinden celp edilen poliçe ve hasar dosyası incelenmesinde; kaza yapan aracın ZMSS poliçesiyle davalı … şirketi nezdinde sigortalı olduğu, sakatlık tazminatı limitinin 290.000,00 TL olduğu ve davacının başvurusu üzerine sigorta şirketi tarafından sigortalı aracın %100 kusurlu ve davacının %5 maluliyet oranı bulunduğu kabul edilerek 08/11/2017 tarihinde 31.101,16 TL sürekli sakatlık tazminatı ödediğinin görüldüğü, söz konusu kazaya ilişkin Adana 25. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/73 E. sayılı evraklarının uyap sisteminden celp edilerek incelendiğinde, davacının, parkta tanıştığı alkolü kaza yapan sürücü …’in motosikletine binerek seyahat ettikleri sırada tek taraflı kazanın meydana geldiği, kazanın oluşumunda sürücünün asli kusurlu olduğunun anlaşıldığı, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalından alınan 17/12/2018 tarihli raporda; davacının söz konusu kaza nedeniyle kalıcı olarak iş gücü kaybının bulunmadığı, 9 aylık tıbbi iyileşme süresinin bulunduğu ve 45 günlük bakıcı ihtiyacı olduğunun bildirildiği, davacı vekilinin rapora itirazı ve dosyaya sunulan 18/10/2017 tarihli Hacettepe Üniversitesinden alınan maluliyet raporunda maluliyetin %10,3 tespiti nazara alınarak, çelişkinin giderilmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulundan rapor alındığı, alınan 27/11/2019 tarihli raporda; davacının trafik kazasına bağlı kalıcı maluliyetinin % 0 olduğu, iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği, kişinin kalıcı yada geçici olarak başka birinin bakımına muhtaç durumda olmadığının bildirildiği, Hesap Bilirkişisinden alınan 22/05/2020 tarihli raporda; her ne kadar mahkemece alınan son raporda kalıcı maluliyetin bulunmadığı tespit edilmiş ise de davalı … şirketinin davacı maluliyetini % 5 oranında kabul ederek, 08/11/2017 tarihinde 31.101,16 TL sürekli sakatlık tazminatı ödendiği nazara alınarak, poliçe ve kaza tarihi gözetilerek 01/06/2015 tarihinden sonra yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartları gereğince TRH 2010 yaşam tablosu ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülüne göre, yine davacının AGİ’siz asgari ücret üzerinde gelirinin bulunduğu kabul edilerek, bu oran ile ödeme tarihi itibariyle hesap edilen tazminatta ödemenin güncelenerek mahsubu sonucu kalıcı maluliyet bakiye alacağının 14.274,79 TL olduğunun tespit edildiği, tüm dosya kapsamı, dava, cevap, alınan kusur, maluliyet ve hesap bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; 16/12/2015 tarihinde, davalıya ZMSS poliçesiyle sigortalı aracın kusurlu sevki ile gerçekleşen kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, son raporda kalıcı iş gücünün kaybı olmadığı belirtilmiş ise de, sigorta şirketinin % 5 oranında maluliyeti kabul ettiği nazara alınarak, ödeme tarihi itibariyle yapılan hesaplamada davacı zararının karşılanmadığı gözetilerek ve ödemenin güncellenerek mahsubu sonucu kalıcı iş göremezlik zararının 14.274,79 TL olduğu, kazaya ilişkin Adana C. Başsavcılığı tahkikat dosyası kapsamında araç sürücüsünün alkollü olduğu, davacının bu durumu bilerek araca bindiği ve de davacının hatır için taşındığı nazara alınarak Yargıtay 17. HD’ nin süreklilik kazanan uygulamaları gereğince her bir durum için %20 oranında tazminatta indirim yapıldığı, bakiye zarardan davalının sorumlu olduğu gerekçesi ile “Davacının davasının kısmen kabulü ile; 8.564,57 TL’nin temerrüt tarihi olan 08/11/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiş hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece %40 oranında indirim yapılmasının kabulünün mümkün olmadığını, taşımanın sadece müvekkilinin yararına yapıldığına dair hiçbir delil bulunmadığını, bu nedenle hatır taşıması uygulanmasının doğru olmadığını, müvekkilinin, araç sürücüsünün alkollü olduğunu bilerek aracına binmediğini, ceza dosyasında da açıklandığı üzere olay günü yeni tanıştıklarını ve saat geç olduğu için de müvekkilini yurda bırakmak için yola çıktıklarını, müvekkilinin sürücünün alkollü olduğunu bilmediğini, farazi bir yaklaşım ile indirim yapılmasının haksız olduğunu, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, mahkemece davacının meydana gelen kazada özür oranı tespit edilmemesine göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, dosyada alınan raporlarda davacının maluliyeti bulunmamasına rağmen, bilirkişi raporunda %5 maluliyete göre hesaplama yapılarak tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin davadan önce yapılan ödemeyi sunulan evraka göre hesaplayarak ödediğini, kişinin yapılan ödemeden sonra iyileşme ihtimalinin bulunduğunu, bu nedenle %5 maluliyete göre karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca mahkemenin hatır ve müterafik kusur miktarını da, tazminat üzerinden indirmesi gerekirken yapılan ödemeden sonra yapılmasının da hatalı olduğunu, hesaplamanın ödeme tarihine göre öncelikle yapılması gerektiğini, bu şekilde yapılacak hesaplama ile yapılan ödemenin de fazla yapıldığının görüleceğini, müvekkilinin sigorta kapsamında edimlerini yerine getirdiğinin anlaşılmasına göre davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri istemidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı tarafından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği; davalı tarafından ise zarar oluşmadığından bahisle reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle istinaf edilmiştir.
Olay tarihinde 15 yaşında öğrenci olan davacının, parkta tanıştığı, alkollü olan motosiklet sürücüsünün sevk ve idaresindeki, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı motosiklet ile ikamet ettiği yurda gittiği sırada, motosiklet sürücünün kusuru ile meydana gelen kaza neticesinde yaralandığı, kaza tespit tutanağı, tedavi evrakları ve dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Davalı … şirketi tarafından, davacının maluliyeti nedeniyle, davacının müracaatı üzerine, davacının %5 engel oranına göre 06/07/2017 tarihinde 31.101,16 TL ödenmiş, davacı tarafından yapılan ödemenin yeteriz olduğundan ve maluliyetinin daha fazla olduğundan bahisle eldeki dava açılmıştır.
Mahkemece alınan maluliyet raporları arasındaki çelişki nedeniyle Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’ndan alınan 27/11/2019 tarihli 24027 tarihli, taraflarca istinaf konusu edilmeyen maluliyet raporunda, davacının vücut engellilik oranın %0 (sıfır) olduğu, iyileşme süresinin 9 ay olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
İlk derece mahkemesi, gerekçesinde her ne kadar davacının kaza nedeniyle özürü meydana gelmemiş ise de, davalının davadan önce %5 özür durumu kabul ederek ödeme yaptığından, tespit edilen özür oranının kendisini bağlayacağı kabul edilerek %5 özür oranına göre hesaplama yaparak bakiye sürekli iş göremezlik tazminatı ile 9 aylık iş göremezlik süresi nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatına hükmetmiştir.
1-Davalı vekilinin, davacının kaza nedeniyle engelinin oluşmadığından bahisle davanın reddi gerektiğine yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davasında, davacı haksız fiil neticesinde meydana gelen gerçek zararını talep edebileceğinden, görülmekte olan davada tarafların açıkça kabulü olmadıkça, davacı ancak oluşan maluliyet durumuna göre zararını talep edebilir. Davalı, davadan önce belirli bir maluliyet/engel oranına göre ödeme yapmış olsa dahi, maluliyet/engel oranı artabileceği gibi engel oluşturmayacak şekilde iyileşebileceğinden, davalının belirli bir maluliyet/engel oranın varlığını nazara alarak ödeme yapması, ödemenin yetersiz olduğundan bahisle açılan davada, daha önce yaptığı ödemeye esas maluliyet/engel oranını kabul ettiği şekilde yorumlanamaz. Görülmekte olan maluliyet oranının uyuşmazlık konusu olması halinde hâkim gerçek maluliyet durumu tespit ederek buna göre ödemenin yeterli veyahut yetersiz olduğunu değerlendirmelidir.
Öte yandan, davacının cismani zarar nedeniyle sürekli iş göremezlik zararları yanında varsa geçici iş göremezlik zararlarını da talep edebileceğinden, öncesinde zarar sorumlusundan talep etmediği geçici iş göremezlik zararını açılacak dava ile zarar sorumlusundan talep edebilir ise de; davacı, geçici iş göremezlik zararı olduğunu açılacak dava ile kanıtlamakla yükümlüdür.
Somut olayda; davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebi yönünden, mahkemenin de kabulünde olan ve davacı tarafından da istinaf konusu edilmeyen Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’ndan alınan 27/11/2019 tarihli 24027 tarihli raporda, davacının meydana gelen kaza nedeniyle sürekli maluliyeti/engeli olmadığı tespit edildiğinden, davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin bu nedenle; geçici iş göremezlik tazminatı talebinin ise kaza tarihinde 15 yaşında olan davacının fiili çalışması olmadığından geçici iş göremezlik zararı oluşmayacağından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davalının, davacının dava tarihinde önce %5 maluliyet/engel durumunu kabul ederek ödeme yapmış olmasına göre bu oranla sınırlı olarak sürekli iş göremezlik zararından ve yine Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından tespit edilen geçici iş göremezlik süresi kadar geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olacağından bahisle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
2-Davacı vekilinin istinaf talebi yönünde ise; davacının istinaf talebi, bilirkişi raporunda hesaplanan tazminattan miktarından hatır taşıması nedeniyle ve müterafik kusur nedeniyle indirim yapılmaması gerektiğine yönelik olup, davalı vekilinin istinafına göre davacının davasında haksız olması nedeniyle istinaf sebepleri yerinde görülmeyerek, istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda, açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmamasına göre, kararın HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince davalı lehine kaldırılmasına, davanın esası hakkında yeniden karar verilmesine, davacının istinaf talebinin ise ileri sürülen istinaf sebepleri nazara alınarak davalının istinaf talebinin kabul edilmiş olmasına göre reddine karar vermek gerekmiştir. Buna göre davada; davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin kaza nedeniyle sürekli maluliyeti meydana geldiği davacı tarafından kanıtlanamadığından; geçici iş göremezlik tazminatı talebinin ise, kaza tarihinde 15 yaşında ve öğrenci olan davacının fiili çalışması olmadığından geçici iş göremezlik zararı oluşmadığından reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
II-Davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 19/06/2020 tarihli, 2018/63 Esas – 2020/192 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davacının, sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderine yönelik talebinin REDDİNE,
2- Alınması gerekli 80,70 TL maktu karar ve ilam harcın peşin yatırılan (peşin harç ve ıslah harcı) 90,30 TL’den mahsubu ile fazladan alınan 9,60 TL’nin isteği halinde, davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı davada kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde (Dairemizce verilen karar tarihinde) yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
6- Kullanılmayan gider avansının HMK’nın 333. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,

İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
III-İstinaf talebi reddedilen davacıdan alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
IV- Davacı tarafından yapılan istinaf giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
V- İstinaf talebi kabulü edilen davalı tarafından yatırılan 146,26 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
VI- İstinaf talebi kabul edilen davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
VII-HMK’nın 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
VIII-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
IX- İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 13. İcra Müdürlüğünün 2020/5988 E. Sayılı dosyasına depo edilen 20.000,00 TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 28/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

.
Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.