Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/419 E. 2022/543 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/419 – 2022/543
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/419
KARAR NO : 2022/543

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2020
NUMARASI : 2019/655 Esas 2020/273 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 07/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta AŞ vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 22/06/2019 tarihinde davalıya ZMSS sigorta poliçesi ile sigortalı… plakalı otobüsün tek taraflı olarak gerçekleşen kazada otobüs içinde yolcu konumunda olan müvekkillerinin kızı/ desteği …’nin vefat ettiğini, davalı şirkete 15/08/2019 tarihinde başvurulduğu halde herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, her bir müvekkili için 10.000,00’er TL’den toplam 20.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının belirsiz alacak davası kapsamında 28/08/2019 temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 02/06/2020 harç tarihli bedel artırım dilekçesi ile; davacı … için talebini 86.971,11 TL’ye,… için 66.491,62 TL’ye yükselterek toplam 153.462,73 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle; davacıların müvekkili sigorta şirketine başvurularının eksik evrak ile yapıldığını, dava şartının yerine getirilmediğini, KTK 97 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, kazaya karışan… plakalı aracın şirket nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müteveffanın kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, emniyet kemerini takmamanın kazanın oluşumunda açıkça kusur bulunduğunun ispatı niteliğinde olup, hesaplanan tazminattan hakkaniyet gereği müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, avans faizi isteminin haksız olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, tüm dosya kapsamı, dava, cevap, sigorta poliçesi, savcılık hazırlık evrakları ve hesap bilirkişisi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacıların kızı …’nin 22/06/2019 tarihinde davalı sigorta şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı… plakalı otobüste yolcu olarak bulunduğu sırada, söz konusu aracın tek taraflı olarak gerçekleştirdiği trafik kazasında vefat ettiği, bu nedenle davacıların desteklerinden yoksun kaldıkları, bilirkişice yapılan hesaplamada davacı anne …’nin 86.971,11 TL, davacı baba…’nin ise 66.491,62 TL zararının oluştuğu , davacıların davadan önce sigorta şirketine usulüne uygun olarak başvurdukları, ancak ödeme yapılmadığından bu tarih itibariyle temerrüdün oluştuğu, aracın ticari vasıfta bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile; davacı anne … için 86.971,11 TL, baba… için 66.491,62 TL olmak üzere toplam 153.462,73 TL’nin 28/08/2019 temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf dilekçesinde, eksik evrakla başvurulduğunu, başvuru dava koşulunun yerine getirilmediğini, eksik evrakla başvurulduğundan, faiz başlangıç tarihinin de bu nedenle hukuka aykırı olduğunu, tazminata hükmedilmesi halinde faiz başlangıç tarihi dava tarihinden itibaren olması gerektiğini, hiçbir şekilde kusur tespitine yönelik bir rapor alınmadan sadece hesap bilirkişi raporunda yer alan beyanlar doğrultusunda karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, ayrıca kaza tarihinde 18 yaşında bulunan müteveffanın eğitim ve öğretim durumunun hem davacı taraflara sorulması, hem de Milli Eğitim Bakanlığı ve Yüksek Öğretim Kurumuna müzekkere yazılarak sorulması ve akabinde ek rapor alınması talebinin de dikkate alınmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda, kamu üzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
1-Davalı vekili, davacı tarafından KTK’nın 97. maddesine uygun başvuru yapılmadan dava açıldığını ileri sürerek kararı istinaf etmiş ise de; 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi 26/04/2016 tarih 29695 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 14/04/2016 tarih 6704 sayılı kanunun 5.maddesi ile değiştirilerek; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir” hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu düzenleme ile zarar görenlerin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurmasının gerekli olduğu, başvurudan itibaren sigorta kuruluşu en geç 15 gün içinde yazılı olarak cevap vermez ya da verilen cevap zarar görenin talebini karşılamaz ise zarar gören dava açabileceği gibi, sigorta tahkim komisyonuna da başvuru yapabilir.
Düzenlemede yazılı başvurunun yapılmış olması yeterli görülmüş, sigortanın temerrüdünü düzenleyen 99. maddeye atıf yapılmamış, başvuruda bulunması gereken evraka ilişkin bir düzenleme getirilmemiştir.
Somut olayda; davacı yan tarafından, davalı sigorta şirketi hakkında ZMMS kapsamında açılan davada, davalıya başvuru sonrasında dava açıldığı anlaşılmış olmasına göre, davalı vekilinin dava şartı bulunmadığı anlaşılmakla yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmiştir.
2-a)Faiz başlangıcına yönelik istinaf sebebine ilişkin olarak, 2918 sayılı KTK.nın 99/1. maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş veya hiç müracaat edilmemişse sigorta şirketinin temerrüdünden bahsedilemez. Somut olayda, gerekli belgeler ibraz edilerek başvurulduğu anlaşılmakla temerrüt tarihinin doğru olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.
b) Destek kavramı, bir başkasının bakımını fiilen ve düzenli biçimde karşılıksız olarak sağlayan ya da ölmemiş olsaydı bunu sağlaması kuvvetle muhtemel kendisinden beklenen kişi olarak tanımlanabilir (Eren, 2019: 755, Süzek, 2019: 439). Destek ile desteğini yitiren arasındaki desteklik ilişkisi, gerçek destek veya farazi destek olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Farazi desteğin davacı anne ve babasına hangi yaşından itibaren çalışarak destek olacağı ve ne kadar gelir elde edebileceğinin değerlendirilmesi, fiili destekliğe göre daha güçtür. Her somut olayda farazî desteğin ölmemiş olsaydı, hayatın normal seyrine ve tecrübelere göre yaşı, yaşadığı çevre, devam ettiği veya almış olduğu eğitimi, eğitim sürecindeki başarı düzeyi, anne ve babasının eğitim düzeyi ve gelir durumu dikkate alınarak gelir seviyesinin belirlenmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, somut olayda, hesaplamanın asgari ücret üzerinden yapıldığı ve davacıların istinaf talebi bulunmadığı ve desteğin 22 yaşında çalışmaya başlayacağının kabul edildiği anlaşılmakla istinaf edenin aleyhine olarak kaldırma yapılamayacağından istinaf edenin sıfatına göre bu istinaf sebeplerinin de reddi gerekmiştir.
c) Kusur durumuna ilişkin olarak ise, davacının araçta yolcu olduğu ve müterafik kusura ilişkin de bir delil bulunmadığı anlaşılmakla kusur raporu alınmaması sonuca etkili görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı sigorta vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 10.483,04 TL istinaf karar harcından peşin alınan 2620,76 TL harcın mahsubu ile bakiye 7862,28 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 07/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.