Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/406 E. 2022/512 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/406 – 2022/512
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/406
KARAR NO : 2022/512

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2020
NUMARASI : 2019/568 Esas – 2020/148 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Destekten Yoksun Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 22/12/2022
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı Asıl ve Birleşen davada davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde; 06/09/2015 tarihinde müvekkillerden …’nun oğulları…’nun abisi olan …’nun sevk ve idaresindeki aracın tek taraflı trafik kazası neticesinde vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde vefat edenin kusurlu olduğunu, müvekkillerinin destek zararlarından davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunu ileri sürerek, her bir davacı için ayrı ayrı 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere şimdilik 20.000,00 TL maddi tazminatın ticari temerrüt ( avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı vekili; usulüne uygun çıkartılan tebligata rağmen davaya süresinde cevap vermemiş, yargılama sırasında davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinden …’nun oğulları …’nun 06/09/2015 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında vefat ettiğini, müvekkillerinin iş bu ölümlü trafik kazası sonucunda oğullarının desteğinden yoksun kaldıklarını, yine müvekkilleri ve müvekkillerinin diğer çocuklarının müteveffanın desteğinden yoksun kaldıkları için toplamda 20.000,00 TL tazminat talebi ile Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/568 esas sayılı dosyasından dava açtıklarını, adı geçen Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verildiğini, istinaf üzerine kararın Ankara BAM 22. Hukuk Dairesi’nin 12/09/2019 tarih ve 2017/3139 esas 2019/1363 karar sayılı ilamıyla kaldırılarak dosyanın geri gönderildiğini ve davanın derdest olduğunu belirterek, iş bu dosyada davanın kabulü ile … için 28.777,39 TL, … için 42.671,30 TL destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere şimdilik 61.448,69 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, dava dosyasının Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/568 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; destek kişinin kusuruna denk gelen zararların teminat kapsamında kalmadığından davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın trafik kazasından meydana gelen destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, davalı tarafından sigortalı aracın sürücüsü olan desteğin kendi kusuru ile meydana gelen kaza neticesinde vefat ettiği, bu nedenle daha önce zararın ZMMS Genel Şartları gereğince teminat kapsamında kalmadığından reddine karar veriliği, söz konusu kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 12/09/2019 tarih 2017/3139 Esas 2019/1363 Karar sayılı kararı ile kaldırıldığı, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararının benimsenmediği, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin içtihatlarına aykırı olduğu, ancak kaldırma kararının kesin olması nedeniyle karara uymak zorunda kalındığı, İstinafın kaldırma kararı doğrultusunda mevcut ve birleşen dava değerlendirildiğinde, aktüer bilirkişi tarafından hazırlanan rapora göre, davacılar … ve …’nun yasal şartlar oluşmadığından destek zararlarının bulunmadığı, Borçlar Kanunu hükümlerine göre …’nun 28.777,39-TL, …’nun 42.671,30-TL destek zararının olduğu, ZMMS Genel Şartları’na göre …’nun 21.936,50-TL, …’nun 35.196,85-TL zararının olduğunun rapor edildiği, söz konusu raporun usul ve yasaya uygun olarak hazırlanması, denetime elverişli olması nedeniyle mahkemece kabul edildiği, yine İstinaf’ın kaldırma gerekçesinde yeni ZMMS Genel Şartları’nın uygulanmayacağı belirtildiğinden … yönünden aktüer bilirkişi tarafından Borçlar Kanunu’na göre yapılan hesabın dikkate alınmasının gerektiği tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, mevcut davada davacı … tarafından açılan davaların aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda reddine, … tarafından açılan davanın aktüer raporu doğrultusunda ayrı ayrı 5.000,00-TL olarak kabulüne, söz konusu bedellere 08/12/2015 tarihinden itibaren aracın cinsi göz önüne alındığında yasal faiz işletilmesine, birleşen Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/676 Esas sayılı dosyasında davacıların açmış olduğu davanın kabulü ile … yönünden 23.777,39-TL’nin, … yönünden 37.671,30 TL’nin kabulüne, söz konusu bedellere 08/12/2015 tarihinden itibaren aracın cinsi göz önüne alındığında yasal faiz işletilmesine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl ve birleşen davada davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; sigortalı araç sürücüsü olan desteğin kusurundan kaynaklanan zararların ZMMS Genel Şartlarına göre teminat altında olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın kaldırılması ve davanın reddi istenmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonuncunda;
Asıl ve birleşen dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemidir. Davacılar asıl ve birleşen davada, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsünün kendi kusuru ile meydana gelen kaza neticesinde vefat ettiğinden ve zararlarının sigorta teminatı kapsamında kaldığından bahisle davalıdan tahsilini istemiştir.
Asıl davada, yerel mahkeme tarafından daha önce sigortalı aracın sürücüsü de olan destek kişinin kusuruna denk gelen zararların sigorta teminatı kapsamında olmadığından bahisle reddine karar verilmiştir. Davanın reddine ilişkin kararın davacılar tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2017/3119 E. 2019/1363 K. Sayılı kararı ile yerel mahkemenin kararının, davaya konu kazanın 6704 Sayılı Yasa ile değişik 2918 Sayılı Yasa’nın 90 ve 92. maddesindeki değişiklikten önce meydana geldiğinden, Yargıtay HGK’nın içtihatlarına göre davalı sigortanın sorumluluğunun bulunduğu ve buna göre de üçüncü kişi sayılan desteğin zararlarının sigorta teminatı kapsamında kaldığı gerekçesiyle, deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmesi için kaldırılmış, davanın yeniden görülmesi için dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmiş, mahkemece yeniden yapılan yargılama sırasında istinaf mahkemesinin kararını benimsemediğini, ancak kararın kesin olması nedeniyle davacıların destek zararlarının teminat kapsamında olduğunu kabul ettiğini belirterek davanın esası hakkında karar vermiştir.
Öncelikle; HMK’nın 353 maddesi ” (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa, a) Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir:
1)Davaya bakması yasak olan hâkimin karar vermiş olması.
2)İleri sürülen haklı ret talebine rağmen reddedilen hâkimin davaya bakmış olması.
3)Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı
vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış
bulunması
4)Diğer dava şartlarına aykırılık bulunması.
5)Mahkemece usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına, davaların birleştirilmesine veya ayrılmasına, karar verilmiş olması,
6)(Değişik:22/7/2020-7251/35 md.) Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması ..” şeklinde olup, ilgili hüküm çerçevesinde istinaf mahkemesi tarafından verilen kaldırma kararları, kanunda sayılan hususlarda ilk derece mahkemesini bağlayıcıdır. HMK’nın 353/1-a-6 maddesi kapsamında yapılan kaldırma kararı da uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanması veya değerlendirilmesi ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması nedeniyle bu hususta karar verilmesine yönelik olduğundan, belirtilen hususlarda delillerin toplanılması, değerlendirilmesi ve karar verilmeyen hususlarda karar verilmesi açısından ilk derece mahkemesi bakımından bağlayıcıdır. İlk derece mahkemesi tarafından deliller toplanılmadan esastan verilen ret kararının, delilerin toplanılmasına yönelik kaldırılması durumunda ilk derece mahkemesi kesin kaldırma kararı gereğince delilleri topladıktan sonra davanın esası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verir. Bu nitelikte verilen kaldırma kararı davanın kabul edilmesine yahut reddine yönelik kesin karar niteliğinde değildir.
Diğer yandan, delillerin toplanılmaması kapsamında verilen bir kaldırma kararı sonrasında mahkemece davada olumlu ve olumsuz bir karar verilebileceğinden, öncesinde davanın reddine karar verilmiş olsa dahi, deliller toplandıktan sonra da davanın reddine karar verilebilir. İstinaf mahkemesinin kaldırma kararı bu açıdan usulü kazanılmış hak oluşturmaz.
Bu çerçevede eldeki uyuşmazlığa bakıldığında, davacılar, davalı tarafından 27/08/2015 tarihli ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın sürücüsünün 06/09/2015 tarihinde kendi kusuru ile meydana gelen kaza neticesinde vefat ettiğini ve ölenin desteğinden mahrum kaldıklarını belirtilerek davalıdan ZMMS kapsamında tazminat talep etmişlerdir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası teminatının kapsamı, poliçe ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlara göre belirlenir. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde, “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise Genel Şartlar A.3. maddesinde, “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Kapsama giren teminat türlerinden olan destekten yoksun kalma tazminatı A.5. maddesinin (ç) bendinde “Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tazminattır.” şeklinde ifade edilmiştir. Genel Şartlar A.6. Maddesinde ise teminat dışı kalan haller düzenlenmiş, belirtilen maddenin (c) bendinde, “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ile (d) bendindeki “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatının dışında kalan haller kapsamında sayılmıştır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.1. maddesi, A.3. maddesi, A.5. maddesinin (ç) bendi, yine A.6. maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde bir motorlu aracın işletilmesi sırasında oluşan destekten yoksun kalma zararının, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olması için, talep edilen destek tazminatının sigortalının hukuki sorumluluğu kapsamında kalması, ölenin üçüncü kişi olması ve sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna da denk gelmemesi gerekmektedir. Bu üç şarttan birini taşımayan taleplerin zorunlu mali mesuliyet sigortasının teminat kapsamında olamayacağı açıktır.
Nitekim, dava konusu uyuşmazlığa konu kazadan sonra 6704 Sayılı Kanun 4. maddesi ile 2918 Sayılı Yasanın 92. maddesine eklenen “h” ve “i” maddelerinde de bu konuda düzenleme yapılmış, ilgili maddelerin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle yapılan iptal başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesince 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı ve 17/07/2020 tarihli karar ile teminat kapsamının belirlenmesine ilişkin 2918 Sayılı Yasanın 92. maddesinin “i” bendinin Anayasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilmiş, “h” bendinde yer alan sigorta teminatı kapsamında kalmadığı belirtilen “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” maddesine ilişkin gerekçesinde ise “2918 sayılı Kanun’un 92. maddesinin itiraz konusu (h) bendinde ilgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat taleplerinin zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olmadığı belirtilmektedir. Kanun’da ilgililerin kimler olduğu belirtilmemiş ise de anılan ibareyle ifade edilenin kazaya uğrayan kişi dışında tazminat talep edebilecek kişiler olduğu anlaşılmaktadır. Kuralda yer alan ‘..sigortalının sorumluluk riski…’ ibaresinin anlamı da değerlendirilmelidir…..zorunlu mali sorumluluk sigortasının amacı işletenin Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen hukuki sorumluluğunu güvence altına almaktır. Dolayısıyla bu hukuki sorumluluğunu sigorta ettirmekle yükümlü olan işletenin sigortalı konumunda olduğu, sigortalının sorumluluk riskinin ise Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen hukuki sorumluluk kapsamında gerçekleşmesi olası risklerle sınırlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu yönleriyle kuralın belirsiz olduğu söylenemez. Kural uyarınca sigortalının sorumluluk riski kapsamında değerlendirilemeyecek risklerden doğan tazminat taleplerinden dolayı zorunlu mali sorumluluk sigortasına dayanılarak sigorta şirketinden talepte bulunulmayacaktır. Mali Sorumluluk Sigortasının sigortalının kanundan doğan hukuki sorumluluğunu teminat altına almak amacıyla zorunlu kılındığı dikkate alındığında, sigortalının hukuki sorumluluğu kapsamında olmayan tazminat taleplerinden dolayı sigorta şirketinin de sorumlu tutulamamasının işin niteliği gereği olduğu anlaşılmaktadır. Sigorta şirketinin sorumluluğunun zorunlu mali sorumluluk sigortası ile teminat altına aldığı riskler ile sınırlandırılması suretiyle ilgililerin, işletenin dahi sorumlu olmadığı tazminat taleplerini sigorta şirketine yöneltmelerinin önüne geçilmesinin ve sigorta şirketinin mülkiyet hakkının korunmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Bu bağlamda esasen sigortalıdan talepte bulunması mümkün olmayan ilgililerin, sigorta şirketinden de talepte bulunamamasının Anayasa’nın 17 ve 35. maddelerinde düzenlenen hakları ihlal ettiği söylenemez. Kuralın ilgililerin menfaatleri ile sigorta şirketinin menfaatleri arasında makul bir denge kurulmasını engelleyen bir yönünün bulunmadığı görülmektedir” denilerek, 2918 Sayılı yasanın 85. maddesi kapsamında kalmayan üçüncü kişilerin zararlarının sigorta kapsamında kalmadığına yönelik bir düzenleme olduğundan bahisle, düzenlemenin belirli olduğu ve Anayasaya aykırı olmadığından iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
6704 Sayılı Yasanın yürürlüğünden önceki dönem açısından da, 01.06.2015 tarihinde düzenlenen Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı dışında kalan hallerden sayılmıştır.
Yargıtay (kapatılan)17. Hukuk Dairesi de, 2019/3490 Esas – 2020/4957 Karar sayılı 08.09.2020 tarihli kararında “Yeni genel şartlar 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır.” denilerek, sorumluğun belirlenmesinde poliçe tanzim tarihindeki genel şartların nazara alınacağını belirtmiş, yine aynı kararında “01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde ‘Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.’ şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde ‘Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür.
Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.’ şeklinde düzenlenmiştir. Kapsama giren teminat türlerinin tanımlandığı A.5. maddesinin (ç) bendinde ise destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı ‘Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tazminattır.’ şeklinde ifade edilmiştir. Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde ‘İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri’ ve (d) bendinde ‘Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri’ zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı dışında kalan hallerden sayılmıştır” denilerek, (kaza tarihi 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren yasal düzenlemeden önce dahi olsa) 01/06/2015 tarihinden sonra tanzim edilen ZMMS poliçelerine istinaden yeni genel şartlar uygulanacağından, işletenin kendisinin vefatı nedeniyle veya sigortalı aracın sürücüsünün kendi kusuru ile meydana gelen ölümünde, desteğinden mahrum kalan üçüncü kişilere karşı, sigortalının (işletenin) sorumluluğu olmamasına göre, yapılan düzenleme ile sigortanın da sorumlu olmayacağı belirtilmiştir. Bu itibarla, 2918 Sayılı Yasanın 91. maddesinde, işletenin 85/1 madde kapsamında oluşan sorumluluğu yönünden ZMMS yapılmasına ilişkin zorunluluk bulunması, 2918 Sayılı Yasanın 85/1 maddesi kapsamı dışındaki zararlar yönünden ise kanunda ZMMS yaptırılmasına ilişkin emredici hüküm bulunmamasına göre, işletenin sorumluluğunda olmayan zararların sigorta teminatı kapsamında olmayacağı da genel şartlar ile belirlenebilir. Kanun gereğince ZMMS yaptırılması zorunlu olmayan hususun genel şartlarda belirtilmesi kanuna aykırılık oluşturmayacağından, sigortanın sorumluluğunun belirlenmesinde nazara alınır.
Buna göre göre, meydana gelen kaza neticesinde sigortalı aracın sürücüsü olan davacıların desteğinin kendi kusuru ile vefat etmiş olmasına, davalının sorumluluğunun belirlenmesinde uygulanacak olan poliçe tanzim tarihindeki ZMMS Genel Şartlarında sigortalı araç sürücüsünün kendi kusurundan meydana gelen zararlarının sigorta teminatı kapsamında olmamasına göre, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmamasına göre kararın HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın esası hakkında yeniden karar verilerek, asıl davada ve birleşen davada, davaları kabul edilen davacılar … ve …’ın davasının da, tazminat talepleri teminat kapsamında kalmadığından reddine karar verilmesi gerekmiş, ilk derece mahkemesi kararındaki kesinleşen yönler korunarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Asıl ve birleşen davada davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 18/02/2020 tarihli, 2019/568 Esas 2020/148 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Asıl ve birleşen Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/676 Esas sayılı dosyasında, açılan davanın reddine,
2-Asıl davada alınması gerekli 80,70 TL ve birleşen davada alınması gerekli 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının 68,31 TL ve 210,00 TL peşin harçtan mahsubu ile fazladan alınan 116,91 TL’nin isteği halinde davacılara iadesine,
3-Birleşen davada, dava şartı olan zorunlu arabuluculuk gideri 1.320,00-TL olduğundan söz konusu ücretin davacı yandan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Asıl davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davacı …’nin davasının reddi nedeniyle ilk derece mahkemesince verilen karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacı …’ndan alınarak davalıya verilmesine,
5-Asıl davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davacı İmmigül’ün davasının reddi nedeniyle ilk derece mahkemesince verilen karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacı …’ndan alınarak davalıya verilmesine,
6-Asıl davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davacı …’in davasının reddi nedeniyle Dairemizce verilen karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’ndan alınarak davalıya verilmesine,
7-Asıl davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davacı …’ın davasının reddi nedeniyle Dairemizce verilen karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’ndan alınarak davalıya verilmesine,
8-Birleşen davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davacı …’in davasının reddi nedeniyle Dairemizce verilen karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’ndan alınarak davalıya verilmesine,
9-Birleşen davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davacı …’ın davasının reddi nedeniyle Dairemizce verilen karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’ndan alınarak davalıya verilmesine,
10-Asıl ve birleşen davada davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN
II-Asıl ve birleşen davada davalı tarafından yatırılan 1.240,00 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
III-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 148,60 TL İstinaf Başvuru Harcı’nın davacılardan alınarak davalıya verilmesine, davacıların gider avansından karşılanan istinaf tebligat ve posta giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
lV-HMK’nın 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
VI- İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 1. İcra Müdürlüğünün 2020/470 E. Sayılı dosyasına depo edilen 140.699,66 TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 23/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.