Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/405 E. 2022/464 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : .
ÜYE :…
ÜYE : …
KATİP : ….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2020
NUMARASI : …..
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Araç Hasarından Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 16/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 16/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 13/12/2018 günü meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında; müvekkili …’ın aracında önemli derecede hasar meydana geldiğini, kazanın oluşumunda davalı tarafından sigortalı aracın kusurlu olduğunu, … … Komisyonu’na 28/01/2019 tarih ve ….. esas sayılı ile başvurulduğunu, bilirkişi ücretinin yatırıldığını, raporda 10.000,00 TL değer kaybı belirlendiğini ancak 4 ay içerisinde karar verilemeyen dosya hakkında Sigortacılık Kanunu 30. madde 16. fıkrası gereğince, uyuşmazlığın süresi içinde karara bağlanamayıp, dosyanın kendilerine iade edildiğini, davacının aracında meydana gelen değer kaybının 10.000,00 TL tutarında olduğunu ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline ve … … Komisyonu’na yatırılmış olan 350,00 TL’nin de davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımı nedeniyle reddini talep ettiklerini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı aracın kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, teminat limitinin araç başına 36.000,00 TL ve kaza başına 72.000,00 TL olduğunu, 13/12/2018 tarihli kaza nedeniyle davacı taraf aracında 13.500,00 TL hasar meydana geldiğini ve hasar tazminatının tamamının ödendiğini, bu ödemenin yanında söz konusu kazaya karışan araçlardan cevap dilekçesinde belirtilen araçlarla ilgili de hasar ödemesi yapıldığını, bu ödemelerle birlikte müvekkili şirketin sorumluluğunun kaza başına teminat limiti 4.789,96 TL’ye düştüğünü, ZMSS kapsamındaki taleplerin 01/06/2015 sonrası yürürlüğe giren ZMSS genel şartlarına göre değerlendirilmesi gerektiği, davacıya ait aracın geçmişinde hasar olup olmadığının tespiti gerektiği 350,00 TL bilirkişi masrafını ve ıslah masraflarını kabul etmediklerini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, araç hasarından kaynaklanan zararın, davalı tarafından sigortalı aracın sürücüsünün kusurundan kaynaklandığından bahisle, ZMSS … poliçesi kapsamında davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu, bilirkişiden alınan raporda; 13/12/2018 tarihinde, sürücü …sevk ve idaresindeki, davalı şirkete ZMSS … poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın buzlanma nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybederek, yolun sağında park halinde bulunan …. plakalı araçlara çarparak duruşa geçmesi ile oluşan trafik kazasının meydana geldiği, davalıya sigortalı araç sürücüsünün, buzlu zeminde hızını asgari hadde düşürmemesi, hızını kullandığı aracın yük ve teknik özelliğine görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamasına bağlı olarak, direksiyon hakimiyetini kaybederek araçlara çarptığı, olayda sigortalı aracın %100 oranında kusurlu olduğu, davacıya ait …. ….. plakalı aracın hasar evraklarının dosyaya alındığı, … … Komisyonunda görülen 209E.8676 sayılı dosyadaki raporun değerlendirildiği, burada değer kaybının 8.000,00 TL olduğunun belirlendiği, aracın rayiç değerinin olay anında 49.000,00 TL olacağının, aracın dava konusu kaza sırasında önceden hasarlı araç ve orjinal durumunun bozulmuş olduğunun, olay sırasında hasarlı olan 2. el piyasa değerinin 47.000,00 TL olacağının, her ne kadar davacı tarafın, … … Komisyonu dosyasına verilen raporda, aracın kaza öncesi ve sonrası değeri arasındaki farkı talep etmişse de 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk … Genel Şartları ekindeki değer kaybı hesaplaması formülüne göre; poliçenin 20/09/2018 tarihli ve kazanın 13/12/2018 tarihinde meydana geldiği, bu duruma göre hesaplama yapıldığı, hasara ilişkin resimlere göre, aracın 84,143 Km’de bulunduğu, değer kaybının 11.961,50 TL olduğu, km farkının 5.516,88 TL olup, değer kaybının 6.444,62 TL olarak hesaplandığının belirtildiği, alınan raporun karar vermeye elverişli olduğu, davaya konu aracın ticari nitelikte olmadığı, yasal faize hükmedilmesi gerektiği, ayrıca davacı tarafın talebinin de yasal faiz olduğu, dosyaya sunulan tüm kayıt ve belgeler incelendiğinde, kaza başına 72.000,00 TL olan teminatın tüketilmiş olup olmadığının anlaşılamadığı, … … Komisyonu’na ödendiği belirtilen bilirkişi ücreti ve ıslah masraflarının da değer kaybı talebi içerisinde değerlendiremeyeceği gerekçesi ile “Davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile, 6.444.42 TL değer kaybı alacağının 23/01/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine, … … komisyonuna yatırılmış olduğu belirtilen 350,00 TL bilirkişi masrafı ve 150,00 TL ıslah masrafı talebine ilişkin alacak talebinin reddine” karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, … … Komisyonunda alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin aracının değer kaybının 10.000,00 TL belirlendiğini, mahkemece alınan raporda ise aracın değer kaybının 6.444,42 TL olarak hesaplandığını, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca müvekkilinin … … komisyonunda yapmış olduğu ıslah giderleri ile bilirkişi ücretini de talep ettiği halde reddedilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, mahkemece müvekkilinin sorumlu olduğu limitin üstünde hüküm kurulduğunu, kaza tarihinde müvekkilinin limitinin kaza başına 72.000,00 TL olduğunu, müvekkili tarafından kazada hasarlanan araçlar için toplam 67.210,04 TL ödemede bulunulduğunu, müvekkilinin kaza başına sorumlu olduğu limitin 4.789,96 TL kaldığını, bu nedenle müvekkilinin sorumlu olduğu limitin üzerinde sorumluluğuna karar verilmesinin hatalı olduğunu, belirterek kararın kaldırılarak, teminat limiti gözetilerek müvekkili lehine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı nedeniyle, araçta meydana geldiği iddia edilen değer kaybının tazmini istemidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
1-Davacı vekilinin değer kaybının belirlenmesine ilişkin bilirkişi raporuna yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde;
Dava konusu kaza 13/12/2018 tarihinde meydana gelmiş, davacı, aracında meydana gelen değer kaybını aracın zorunlu mali sorumluluk … şirketinden talep etmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 90. Maddesinde “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresi Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Danıştay ve Yargıtay tarafından kabul edilen uygulamaya göre “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulü kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle, iptal kararının yargılaması devam eden uyuşmazlıklarda uygulanması gerektiğinden, davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Yargıtay tarafından kabul edilen hesaplama yöntemine göre; hasara uğrayan aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, daha önce hasar görmüş ise hasarlı parçaları değerlendirilerek aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybının hesaplanması gerekmektedir.
Eldeki davada, mahkemece alınan bilirkişi raporunda Genel Şartlara göre tespit edilen hesaplama yöntemine göre araçta meydana gelen değer kaybı hesaplandığından, bilirkişi raporu karar vermeye elverişli olmadığından davacı vekilinin bilirkişi raporuna yönelik istinaf sebeplerinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin, mahkemece teminat limiti nazara alınmaksızın karar verildiğine yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; 2918 Sayılı Yasanın 91 ve 93. maddeleri gereğince, … şirketi işletenin sorumlu olduğu zararlardan kaza tarihindeki teminat limiti ile sorumludur
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 96/1. maddesinde; “(1) Zarar görenlerin tazminat alacakları, … sözleşmesinde öngörülen … tutarından fazla ise, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat talebi, … tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulur. (2) Başka Tazminat taleplerinin bulunduğunu bilmeksizin zarar görenlerin birine veya bir kaçına kendilerine olandan daha fazla ödemede bulunan iyi niyetli sigortacı, yaptığı ödeme çerçevesinde, diğer zarar görenlere karşı borcundan kurtulmuş sayılır.” düzenlemesine yer verilmiş, olup zarar görenlerin birden fazla olması halinde sigortanın, zarar görenlere karşı sorumluluğu belirtilen hüküm çerçevesinde değerlendirilmelidir.
Somut olayda, kaza tespit tutanağına ekli krokiye göre kazaya karışan 6 araç mevcuttur. Davalı ZMMS şirketi kaza nedeni ile poliçe limiti kapsamında yapılan ödemeler sonrasında kalan limitinin 4.789,96 TL olduğunu beyan etmiş olmasına göre hangi araç için ne kadar ödeme yapıldığının araştırılarak KTK’nın 96. maddesi hükmüne göre değerlendirme yapılıp uzman bilirkişiden yeniden rapor alınarak yapılan ödemelerin limit dahilinde olup olmadığının incelenerek, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir
Buna göre yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf taleplerinin kabulüne, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olduğundan, kararın HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, … şirketi tarafından meydana gelen kaza nedeniyle yapılan ödemelere ilişkin tüm kayıtlar dosyaya kazandırılarak, dosyanın hasar bilirkişisine tevdi ile öncelikle yukarıda açıklandığı üzere meydana gelen kaza nedeniyle davacının aracında değer kaybı oluşup oluşmadığı değerlendirilerek ve kaza tarihindeki değer kaybı tespit edilerek, hesaplanan değer kaybının teminat limitini aşması halinde KTK’nın 96. maddesine göre davacının talep edebileceği tazminat miktarı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılmış olması nedeniyle tarafların sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 30/06/2020 tarihli 2019/721 Esas 2020/227 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin ve davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden taraflarca yatırılan, istinaf karar harcının istekleri halinde yatıran tarafa iadesine,
4-İİK’nın 36. maddesi gereğince, Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2020/5983 E. dosyasına depo edilen 15.000,00 TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 16/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan .

.
Üye .

.
Üye .

.
Katip .

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.