Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/404 E. 2022/561 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/404 – 2022/561
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/404
KARAR NO : 2022/561

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/09/2020
NUMARASI : 2017/406 Esas – 2020/386 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 07/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 29/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 21/04/2016 tarihinde, müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı tırın sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek tırın şarampole devrilmesine ve müvekkili …’ın yaralanmasına sebebiyet verildiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu, davacının maddi zararları için sigorta şirketine müracaat etmiş ve davalı tarafından ödeme yapılmış ise de ödemenin yetersiz olduğunu, ileri sürerek ve fazlaya ilişin talep ve dava hakları saklı tutarak 100,00 TL geçici iş görmezlik ve 2.900,00-TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 3.000,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili, 02/07/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile de fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; talebini 78.036,51-TL olarak artırarak davalından tahsilini istemiştir.
Davalı; yasal süresi içerisinde davaya cevap vermemiş, tahkikat aşamasında davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, kusura ilişkin bilirkişi raporunda, sigortalı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek; yol dışına çıkarak yan yatması şeklinde meydana gelen yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasında; sürücü …’in asli kusurlu olduğu, davacının ise kusurunun bulunmadığının belirtildiği, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 16/12/2019 tarihli rapora göre davacının meydana gelen yaralanması nedeniyle özür oranın %25 olduğu; 6 ay süresinde başkasının yardımına ihtiyaç duyduğuna ilişkin raporun sunulduğu, … A.Ş.’nin kaza nedeniyle açılan hasar dosyasına istinaden, Av. …’a 11.189,00-TL ödemenin yapıldığının bildirildiği, hesap uzmanı tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; geçici iş göremezlik dönemi için tazminat miktarının 7.869,68-TL, sürekli iş göremezlik dönemi için tazminat miktarının 84.329,31-TL olmak üzere; toplam 92.198,99-TL olduğu; 92.198,99 TL’den sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncel miktarı 14.162,48-TL mahsup edildiğinde, bakiye tazminat alacağının 78.036,51-TL hesaplandığı, raporun karar vermeye elverişli olduğu, ZMMS kapsamında davacının meydana gelen zarardan sorumlu olduğu gerekçesi ile; “Davacı … yönünden 70.166,83 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 7.869,68 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 78.036,51 TL tazminatın 27/03/2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,” karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının müvekkiline başvurusundan sonra davacıya ödemenin yapıldığı ve davacı tarafından ibranamenin imzalandığı, davacı tarafından daha sonra yeni bir rapor almaksızın ve ödemenin eksik olması nedeniyle müvekkiline başvurmadan dava açıldığını, KTK’nın 97. maddesi gereğince yeniden müvekkiline müracaat edilmeksizin dava açılamayacağını, davanın başvuru yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini; esas yönden ise dosyadaki mevcut maluliyet raporları arasında çelişki bulunduğunu, davacının müvekkiline sunduğu sağlık kurulu raporunda maluliyet oranın %7 olduğunun belirtildiğini, mahkemece hükme esas alınan raporda ise %25 olarak rapor tanzim edildiğini, iki rapor arasında bariz çelişki olduğunu, kaldı ki davacı tarafından %7 maluliyet oranı kabul edilerek rapora itiraz etmeksizin müvekkiline sunduğunu ve ödeme aldığını, bu nedenle %25 oranında hesaplamanın da hatalı olduğunu; yerel mahkeme tarafından hatır taşımasının hatalı değerlendirildiğini, sürücünün davacının arkadaşı olduğunu açıkça ifade ettiğini, geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında olmadığını; davacının ek ödemeye ilişkin müvekkiline başvurusunun bulunmadığından müvekkilinin temerrüte düşürülmediğini, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar zarar nedeniyle, geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemidir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekili tarafından, 2918 sayılı Yasanın 97. maddesi gereğince müvekkiline müracaat yapılmış ise de, müracaat sonrasında yapılan ödeme sonrasında davacının ibraname imzalamış olmasına göre KTK’nın 97. maddesi gereğince yeniden müvekkiline müracaat etmeden dava açamayacağı ileri sürülmüş ise de; davanın, davalıya müracaat etmesinden sonra açılmış olmasına, ödemenin yetersiz görülerek dava açılması durumunda, sigorta şirketine yeniden müracaat edileceğine yönelik yasal düzenleme bulunmamasına göre davalı vekilinin başvuru dava şartının yerine getirilmediğine yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmeyerek sair istinaf sebeplerinin incelenmesine geçilmiştir.
Davacı vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; haksız fiilden kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik zararlarına dayalı maddi tazminat davasında, maluliyet durumunun doğru şekilde tespit edilmiş olması önemlidir. Zarar görenin maluliyet durumunun tespitinde; maluliyet durumunun tespiti yanı sıra, kaza sonrası tedavi evraklarının da değerlendirilmesi ile maluliyetin kaza ile illiyetinin doğru bir şekilde ortaya konulması, davacının maluliyetine yönelik alınan raporlar arasında çelişki bulunması halinde, özelllikle de bu hususta itiraz olması halinde çelişkinin giderilmesi gerekir.
Somut olayda; davacının, 21/04/2016 tarihinde geçirdiği kaza sonrasında, Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan 24/10/2016 tarihli raporunda davacının kaza neticesinde meydana gelen yaralanması değerlendirilerek “trokal vertebrada kompresyon, omuz, kronik tendinit” tehsişi ile özür oranının %7 olduğu tespit edilmiştir. Mahkemece Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan 16/12/2019 tarihli raporda ise kaza neticesinde davacının trokal omurga yükseklik kaybı ve servikal vertebra posterior eleman kırığı meydana geldiği değerlendirilerek, özür oranı “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğe” ve “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerine göre ayrı ayrı tespit edilerek, özür oranının %25 olduğu, 6 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı tespit edilmiştir. Davalı tarafından raporun tebliği üzere rapora itiraz edilmiştir.
Gerek Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan engellik sağlık kurulu raporunda, gerekse de hükme esas alınan raporda davacının kazaya bağlı yaralanmaları benzer şekilde tespit edilmiş olmasına rağmen, özür oranları çelişkilidir. Hükme esas alınan raporda da, davacı tarafından alınan engelli sağlık kurulu raporundan bahsedilmiş olmasına rağmen, raporda tespit edilen özür oranına neden itibar edilmediği, raporlar arasındaki özür oranlarındaki farklılığın neden kaynaklandığı değerlendirilmemiştir. Bu haliyle raporlar arasında çelişki oluştuğundan, davalının da alınan raporu kabule yönelik beyanın olmamasına, aksine rapora bu nedenle itiraz etmiş olmasına göre raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan, kaza tarihinde yürürlükte bulunan, yönetmelik hükümlerine göre TBK’nın 54. maddesi çerçevesinde çalışma gücünün azalmasının yahut yitirilmesinin tespitine elverişli yönetmelik hükümleri çerçevesinde geçici iş göremezliği ve sürekli iş görmezliği meydana gelmiş ise süresinin ve maluliyet oranın değerlendirildiği, engelli sağlık kurulundan alınan rapor ile hükme esas alınan rapor arasındaki çelişkiyi giderecek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, gerekçesiz olarak yeniden rapor alınması talebinin reddine karar verilerek, davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf sebebinin kabulüne, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle, kararın HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, öncelikle raporar arasındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan, kaza tarihinde yürürlükte bulunan, yönetmelik hükümlerine göre TBK’nın 54. maddesi çerçevesinde çalışma gücünün azalmasının yahut yitirilmesinin tespitine elverişli yönetmelik hükümleri çerçevesinde geçici iş göremezliği ve sürekli iş görmezliği meydana gelmiş ise süresinin ve maluliyet oranın değerlendirildiği, engelli sağılık kurulundan alınan rapor ile hükme esas alınan rapor arasındaki çelişkiyi giderecek rapor alınarak, sonucuna göre, hüküm davalı tarafından istinaf edilmiş olması nedeniyle usulü kazanılmış haklar da korunarak, yeniden hesaplama yapılması halinde kaldırılan hükme esas alınan tarihteki veriler nazara alınarak rapor alınarak, sonucuna göre olumlu olumsuz bir karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalının sair istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 03/09/2020 tarihli 2017/406 Esas – 2020/386 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının isteği halinde iadesine,
4-İİK’nın 36. maddesi gereğince, Ankara 9. İcra Müdürlüğü’nün 2020/8325 E. dosyasına depo edilen teminat mektubunun yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 07/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.