Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/400 E. 2022/431 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ .
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : .
ÜYE :.
ÜYE : ..
KATİP : ….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/01/2020
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 16/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 13/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 04/05/2016 tarihinde davalı sürücü …’nın, sevk ve idaresindeki aracı ile seyir halinde olduğu sırada davacıya çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının ağır şekilde yaralandığını ve malul kaldığını, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL maddi tazminatın, olay tarihi olan 04/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 70.000,00 TL manevi tazminatın, 04/05/2016 tarihinden itibaren davalı sürücü ve araç malikinden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle, sürekli iş göremezlik tazminatı talebini 30.282,76 TL, geçici iş göremezlik tazminatı talebini 3.532,38 TL olarak arttırmıştır.
Davalı …….. vekili cevap dilekçesinde; dava konusu olaya karıştığı iddia edilen davalı şirket adına tescilli aracın 08/10/2014 tarihli kiralama sözleşmesine istinaden tüm ekipmanları ile birlikte eksiksiz bir şekilde dava dışı… AŞ.’ye teslim edildiğini kaza tarihi itibarıyla aracın işleteninin dava dışı… AŞ. olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili beyan dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama neticesi davacının maddi tazminat talepli davasının kısmen kabulüne, davalı … İşletmeciliği … Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın husumetten reddine, 30.282,76 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı … … AŞ. bakımından dava tarihi olan 17/10/2017 tarihinden, davalı … bakımından ise haksız fiil tarihi olan 04/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalı … şirketinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına,geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davacının manevi tazminat talepli davasının kısmen kabulü ile, davalı … İşletmeciliği … Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın husumetten reddine, 25.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 04/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karar davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; kaza tarihinde yürürlükte olan ve 01/09/2013 tarihinde yürürlüğe giren Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin yürürlükten kaldırılan hükümler başlıklı 23/1 maddesi ile “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde yer alan; çalışma gücü kaybı, (geçici ve sürekli iş görememezlik), vazife malullüğü, harp malullüğü ile erken yaşlanma durumlarının tespiti ile ilgili tüm hükümlerin yürürlükten kaldırıldığını, kaza tarihinde “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” nin geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik hükümleri yürürlükte olmadığından, bilirkişinin bu yönetmeliğe ilişkin yaptığı hukuka aykırı hesaplamalarının hükme esas alınamayacağını, davacının maluliyet oranının Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’e göre belirlenmesiyle hesap yapılması gerektiğini, davacı tarafça dosyada iki kez ıslah işlemi yapıldığını, hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, davalıya atfedilen kusuru kabul etmediklerini, davacı emekli olduğundan iş görememezlik tazminatı talep edemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanmaya bağlı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda; kaza tespit tutanağı uyarınca, 04.05.2016 tarihinde sürücü …’nın idaresindeki kamyonetiyle yolun kavşak kısmından dubalarla araç trafiğine kapatılan yol kısmından aracı ile geri manevra yaparak geri geldiği esnada, geçiş yapmaya çalışan yaya …’a aracının sol arka kasa kısımlarıyla çarparak yaralanmasına neden olduğu kazanın oluşumunda, sürücü …’nın 2918 sayılı KTK.nın 67.maddesi kural ihlali olduğu, yaya …’ın ise kazanın oluşumunda kural ihlali bulunmadığının belirlendiği, mahkemece alınan kusur raporu uyarınca araç sürücüsü davalı …’nın meydana gelen kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğu, olayda davacı yaya …’a izafe edilebilecek kusur bulunmadığının belirlendiği, Ankara 26. ASCM’nin 2017/202 E. sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesi sanık …’nın taksirle yaralanmaya neden olmak suçundan mahkumiyetine karar verildiği, kararın kesinleştiği, anılan hükme esas alınan ATK raporu uyarınca kazanın meydana gelmesinde sürücü …’nın %100 kusurlu olduğunun belirlendiği, kazaya karışan aracın kaza tarihini kapsar şekilde davalı … … A.Ş. nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı olduğu….. Anabilim Dalı Başkanlığı’nca düzenlenen 31/01/2019 tarihli raporda; Özürlülük Ölçütü ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri esas alındığında 04/05/2016 tarihli yaralanması neticesinde davacının özürlülük oranının %0 olarak hesaplandığı, 3 (üç) ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığı, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri esas alındığında ise 04/05/2016 tarihli yaralanması neticesinde davacının vücut genel çalışma gücünden %30 oranında kaybettiği ve 3 (üç) ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığının belirlendiği, mahkemece aktüer bilirkişiden alınan rapor uyarınca, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri esas alındığında davacının geçici işgöremezlik nedeniyle oluşan maddi zararının 3.532,38 TL, sürekli işgöremezlik nedeniyle oluşan maddi zararının ise 30.282,76 TL olduğu, Özürlülük Ölçütü ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri esas alındığında ise davacının geçici işgöremezlik nedeniyle oluşan maddi zararının 3.532,38 TL olduğu, davacının özür oranının % 0 olduğu tespit edildiğinden sürekli işgöremezlik nedeniyle oluşan herhangi bir zararının bulunmadığının belirlendiği, mahkemece Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri esas alınarak düzenlenen rapor ve bu yöndeki aktüer bilirkişi raporunun hükme esas alınmasıyla yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
Yerleşik Yargıtay uygulamasında çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplara ilişkin zararın varlığı ve oranın belirlenmesinde, 11/10/2008 tarihinden önceki kazalarda Sağlık İşlemleri Tüzüğü ve ekindeki cetvelin esas alınması gerektiği, 11/10/2008 tarihinden sonra meydana gelen kazalarda Sağlık İşlemleri Tüzüğü yürürlükten kalktığından, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin uygulanması gerektiği kabul edilmiştir.
Aynı dönemlerde, 06/02/1998 tarihinden itibaren Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ve bu yönetmeliği değiştiren 30/03/2013 tarihinde yürürlüğe giren Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlükte bulunmaktadır.
Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği 11/10/2008 tarihinde yürürlüğe girmiş olup ‘Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar’ başlıklı 1. maddesinde “Bu Yönetmeliğin amacı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre sigortalı sayılanlar ve bunların bakmakla yükümlü oldukları veya hak sahibi çocuklarının çalışma gücü veya meslekte kazanma gücü kayıp oranlarının tespitine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” denilmiş, yönetmeliğin çalışma gücü kaybı, vazife malullüğü, harp malullüğü ile erken yaşlanma durumlarının tespiti ile ilgili tüm hükümler Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile yürürlükten kaldırılmış, çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybına ilişkin hükümleri yürürlükte bulunmaktadır. İş kazası ve meslek hastalıkları ile ilgili olarak … Başkanlığı Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü tarafından çıkartılan 2013/34 Sayılı Genelgede de “5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na dayalı olarak yürürlükte olan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” 03/08/2013 tarihli ve 28727 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olup, 01/09/2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelik ile birlikte; 2011/49 sayılı Genelge çerçevesinde iş kazası ve meslek hastalığına ilişkin hususlar devam etmekte olup, çalışma gücü kaybı tespitine ilişkin hususlar yeniden düzenlemiştir.” denilerek maluliyet oranının tespitinden uygulana gelen iş kazası ve meslek hastalığına ilişkin olarak yönetmelik hükümlerinin yürürlükte olduğu belirtilerek, bu çerçevede uygulamanın “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine” göre yapılmasının gerekliliği açıklanmıştır. Yine … Başkanlığı Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü de 17/09/2015 tarihli 2015/23 sayılı Genelgesinde, iş kazası ve meslek hastalığının rapor düzenlemeye yetkili sağlık kuruluşları tarafından “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine” göre düzenleneceği belirtilmiştir. Bu nedenlerle 01/09/2013 tarihinden sonrası için de “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin” iş kazası ve meslek hastalığına ilişkin düzenlemelerin yapıldığı maddeleri hali hazırda yürürlükte bulunmaktadır.
Çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybının belirlenmesinde Meslekte Kazanma Gücü Azalma Oranının Hesaplanması başlıklı 23. maddesinde belirtildiği şekilde; yönetmeliğin eki olan A Cetveli listelerinde yazılı arızalardan birinin meslekte kazanma gücünü ne oranda azaltacağı hesaplanmasında, A Cetvelindeki vücudun çeşitli bölgelerine veya sistemlerine göre hazırlanmış olan 14 arıza listesinden sigortalının arızası bulunur. Bu arızanın solundaki arıza sıra numarası ile sağındaki arıza ağırlık ölçüsü bir tarafa kaydedilir. B cetveli listelerinde önce sigortalının iş kolu, sonra bu iş kolu içindeki meslek veya iş çeşidi bulunur. Bunun karşısındaki meslek grup numarası da bir yere yazılır. Sigortalının meslek veya iş çeşidi bu listelerde bulunmadığı takdirde meslek veya işinin benzeri veya en yakını esas alınır. Sürekli iş göremezlik simgesini gösteren C cetvelinin arızaya uygun tablosunun sütundaki arıza sıra numarası ile satırdaki meslek grup numarasının kesiştiği noktadaki sürekli iş göremezlik simgesi bulunarak bir tarafa kaydedilir. Tespit edilen bu meslekte kazanma gücü azalmasının sigortalının yaşına uygun oranını bulmak için E cetvelinden yararlanılır. Birden fazla sistemi ilgilendiren sekel bulgu varsa, Balthazard Formülü kullanılarak birleştirilir ve bu şekilde zarar görenin maluliyeti belirlenir.
Buna göre kısaca zarar görenin maluliyetinin belirlenmesinde o olaya ilişkin yaralanmalar ve arazlar belirlenerek, zarar görenin mesleği, çalıştığı iş koluna ve yaşına göre değerlendirme yapılarak rapor düzenlenir.
Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılan en son 30/03/2013 tarihinde yürürlüğe girmiş olup yönetmeliğin Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Başlıklı 1. maddesinde; “Bu Yönetmelik; özürlü sağlık kurulu raporlarının alınışı, geçerliliği, değerlendirilmesi ve özürlü sağlık kurulu raporu verebilecek yetkili sağlık kurumlarının tespiti ile ilgili usul ve esasları belirlemek; özürlülerle ilgili derecelendirmelere, sınıflandırmalara ve tanımlamalara gereksinim duyulan alanlarda ortak bir uygulama geliştirmek ve uluslararası sınıflandırma ve ölçütlerin kullanımının yaygınlaştırılmasını sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.” düzenlemesi yer almaktadır. Kapsam başlıklı 2. maddesinde ise; “Bu Yönetmelik, özürlülere sağlanan haklardan ve verilecek hizmetlerden yararlanmak üzere istenilen özürlü sağlık kurulu raporları ile özürlü sağlık kurulu raporu verebilecek yetkili sağlık kurumlarını ve özürlülerle ilgili sınıflandırma ve ölçütleri kapsar.” denilmiş, yönetmeliğin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ile Sağlık Bakanı tarafından yürütüleceği belirtilmiştir. Madde metninden de anlaşıldığı üzere Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik özürlülere sağlanan haklardan yaralanmak üzere düzenlenmiştir.
Ayrıca yönetmeliğin 6. maddesinde, Özürlü Sağlık Kurulu’nun teşkili düzenlenmiş, “Özürlü sağlık kurulu; iç hastalıkları, göz hastalıkları, kulak-burun-boğaz, genel cerrahi veya ortopedi, nöroloji veya ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanlarından oluşur. Özürlü sağlık kurulu raporu vermeye yetkili sağlık kurumunda, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman hekiminin bulunması halinde, bu uzmanın özürlü sağlık kurulunda yer alması zorunludur. Değerlendirilecek özür, birinci fıkrada sayılan uzmanlık dallarının dışında ise ilgili dal uzmanının da kurulda bulunması şarttır. Kurulda bulunan hekimler birbirlerinin yerine karar veremezler.” şeklinde belirtilmiş, 7. maddesinde ise, yetkili sağlık kurumları düzenlenmiş olmakla, özürlü raporlarını düzenlemeye Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hastanelerin yetkili olduğu belirtilmiştir. Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerinde kişinin mesleği ve iş kolunun herhangi bir önemi olmayıp kişinin genel özür oranı, hastalıkları dikkate alınarak yönetmelikte belirtilen hastaneler tarafından belirlenmektedir. Bu nedenle de iş gücü kaybını belirlemeye uygun olmaması nedeniyle Yargıtay ilgili daireleri tarafından aynı tarihte yürürlükte olmasına rağmen uygulanması kabul edilmemiştir.
Açıklanan yönetmelik hükümleri ve TBK 54. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, haksız eylemden zarar gören kişinin beden gücünün belli oranda yitirilmesi durumunda, kişi, yaşıtlarına oranla daha fazla güç ve efor harcamak durumundadır. Bu fazla güç kaybı yüzünden haksız eylemden zarar gören kişinin tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Talep edilecek bu tazminatın belirlenmesi için kişinin daha fazla efor sarf edip sarf etmeyeceği, maluliyetin kazancına etkisi olup olmadığının değerlendirilebilmesi için kişinin yaptığı iş önem kazanmaktadır. Doktrinde kabul edilen görüşe göre bir kişinin maluliyetinin kişinin kazancına etkisinin belirlenmesinde zarar görenin mesleği önem kazanmakta olup kişinin parmağının kopması halinde piyano sanatçısı veya katip olması halinde mahrum kaldığı kazancı ile öğretmen yada inşaat işçisi olması halinde kazanç kaybının aynı olmayacağı aşikardır. Bu durumda meslekleri farklı olan kişilerin maluliyet oranının da mesleği dikkate alınarak belirlenmesi gerekir. Maluliyet yada sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesinde asıl olan zarar görenin yaptığı işe göre kaza nedeniyle meydana gelen iş gücü kaybıdır, özür oranı değildir. Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Tespit İşleri Yönetmeliği yürürlükte bulunduğu sürece iş göremezlik oranının SGK ile aynı kurallara göre belirlenmesi gereklidir. Bu hale göre zarar gören kişinin yaralanması ve maluliyeti arasında illiyet bağı kurularak meslek grup numarası cetvelleri ile maluliyet oranı belirlenen Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre belirlenmesi yerine sağlık bakanlığı tarafından belirlenecek hastanelerden alınması gereken olay ile illiyetinin kurulması yönünden eksik hükümler içeren genel özür oranın belirlendiği Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğinin kabul edilmesi zarar görenler aleyhine durum yaratacağı şüphesizdir.
Açıklanan nedenlerle, davacı için sürekli iş göremezlik oranının Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri esas alınarak belirlenmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Yine her ne kadar istinaf eden davalı … tarafından sunulan istinaf dilekçesinde davacı tarafından davanın iki kez ıslah edilmiş olduğu iddia edilmişse de, yapılan incelemede dava dilekçesinde belirsiz alacak davası mahiyetinde maddi tazminat ve 70.000,00 TL manevi tazminat talep edilmiş,başvuru harcı 70.100,00 TL meblağ üzerinden ödenmiş, davacı vekili 15/02/2018 tarihli celsede; dava dilekçesinde belirtilen; 70.000,00 TL’nin manevi tazminat, 100,00 TL’nin ise sürekli iş göremezlik tazminatı talebine ilişkin olduğunu beyan etmiş olmakla bu durumun dava dilekçesinin açıklanması mahiyetinde olduğu, bu aşamadan sonra gerçekleşen ıslahın mükerrer ıslah olarak kabulünün mümkün olmadığı anlaşılmakla davalı … vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talepleri de yerinde görülmemiştir.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, kazanın oluşumunda davalı sürücü …’nın %100 oranında kusurlu olduğunun anlaşılmasına, hükme esas alınan kusur raporunun kaza tespit tutanağına, ceza mahkemesinde maddi vaka olarak kesinleşen kusur durumuna ve olayın oluşuna uygun bulunmasına, ATK raporu uyarınca davacının kaza neticesi vücut genel çalışma gücünden %30 oranında kaybettiği ve 3 (üç) ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığının belirlenmesi, davacının emekli olmasının işgöremezlik tazminatı talep etmesine engel teşkil etmemesine, hükme esas alınan maluliyet ve hesap raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmasına, hükmedilen manevi tazminat miktarı yönünden; 6098 TBK’nın 56/1. maddesi hükmüne göre “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” hükmü ile aynı Yasanın 51.maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne göre, somut olayda olay tarihi, olayın oluş şekli, kazada davacının kusursuz bulunması, davalı sürücünün %100 oranında kusurlu olması ve davacının kaza neticesi %30 oranında maluliyetinin oluşması, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının kazada yaralanması nedeni ile çektiği acı ve duymuş olduğu üzüntünün boyutu, hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi ve davacının uğradığı manevi zarar göz önüne alındığında, hükmedilen manevi tazminat miktarının usul ve yasaya uygun bulunmasına göre HMK 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda davalı … vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalı … tarafından yatırılması gereken 3.776,36 TL harçtan peşin alınan 944,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.832,36 TL istinaf karar ve ilam harcının bu davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
4-Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Karar tebliği, harç mahsup ve tahsil, gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 16/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.