Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/392 E. 2022/609 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/392 – 2022/609
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/392
KARAR NO : 2022/609

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2020
NUMARASI : 2017/246 Esas 2020/381 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAHİLİ DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 14/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 12/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili ve davalı yanında fer’i müdahil vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 19/02/2017 günü saat 00:25 sıralarında, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı, dava dışı alkollü sürücü …yönetimindeki aracın, ön ilerisinde aynı yönde seyir halinde olan sürücü … yönetimindeki otomobile arkadan çarpması sonucu, …’ın vefat ettiğini, vefat edenin müvekkili …’in eşi, müvekkili …’in ise oğlu olduğunu, müvekkillerinin ölenin desteğinden mahrum kaldıklarını ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak müvekkili … … için 1.000,00 TL, müvekkili … … için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminatın davalıya başvuru tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile müvekkillerine verilmesini istemiştir.
Yargılama sırasında, davacı …’in vefatı nedeniyle, mirasçılarından … haricindeki mirasçıları kendilerini vekil ile temsil ettirmiş, dahili davacı … davaya katılmamış, davaya muvafakate ilişkin beyanda da bulunmamıştır.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde; KTK’nın 97. maddesine uygun müvekkilline başvuru yapılmadan dava açıldığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığından davanın reddine, aksi durumda davacının davasını kanıtlaması gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın trafik kazasından doğan destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat davası olduğu; davacı …’in eşi, davacı …’in ise oğlu olan …’ın trafik kazasında vefat ettiği ve bu nedenle davacıların destek tazminatı talep ettikleri, yargılama sırasında …’in vefatı nedeniyle mirasçılara davetiye tebliğ edildiği, mirasçılardan … vekil ile davaya devam etmek istediklerini beyan ettikleri, mirasçı …’nın ise tebligata rağmen duruşmaya gelmediği, bilirkişi raporunda; davacı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı araç sürücüsü …’ın olayda %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, müteveffa sürücü …’ın, olayda kusursuz bulunduğu, …’ın vefat etmiş olması nedeniyle eşi … … için destekten yoksun kalma tazminatının 168.776.97 TL olduğu, babası … … için destekten yoksun kalma tazminatının 29.647.00 TL olduğunun rapor edildiği; dosyada Ankara Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden de kusur raporu alındığı; davalı taraf sürücüsü …’ın % 100 (yüzdeyüz) oranında kusurlu olduğunun, müteveffa sürücü …’ın kusursuz olduğunun bildirildiği, aktüer hesap bilirkişisinden alınan ek raporda; …’ın vefat etmiş olması nedeniyle eşi … … için destekten yoksun kalma tazminatının 230.070,40 TL olduğu, …’ın vefat etmiş olması nedeniyle babası … … için destekten yoksun kalma tazminatının 9.046,57 TL olduğunun beyan edildiği, yapılan yargılama neticesinde, davacı …’in dava devam ederken vefat etmesi sonrasında mirasçılarından … haricindekilerin davaya vekil aracılığı ile devam ettikleri, davacı …’in 230.070,40 TL destekten yoksun kalma tazminatını, dahili davacılar …’nin 3.015,52 TL, …’ın 1.507,76 TL, Ömer’in 1.507,76 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep etmekte haklı oldukları gerekçesi ile;
“1-Davanın, davacı … yönünden kabulü ile, 230.070,40 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 29/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı sigorta şirketinden alınarak davacı …’e ödenmesine,
2-Davanın, müteveffa davacı … mirasçıları yönünden kabulü ile; mirasçı …’ye 3.015,52 TL, mirasçı …’a 1.507,76 TL, mirasçı …’e 1.507,76 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 29/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalı sigorta şirketinden alınarak ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Mirasçı … yönünden takip edilmeyen davanın açılmamış sayılmasına,” karar verilmiş hüküm davalı vekili ve davalı yanında fer’i müdahil …vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, raporun karar vermeye elverişli olmadığını, ceza soruşturmasında alınan raporda, ölenin tali kusurlu olduğu gibi uzman görüşünde de ölenin %40 kusurlu olduğunu, öğretim görevlisi … tarafından tanzim edilen raporda da ölenin tali kusurlu olmasına rağmen raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu; kaldı ki kazada ölenin yasal sınırın 3 katı oranında alkollü ve ehliyetsiz olduğunu, kusursuz olmasının mümkün olmadığını, ölenin müterafik kusuru değerlendirilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu; ölenin anne ve babasının hayatta olup olmadığının değerlendirilmemesinin meydana gelen kazanın iş kazası olup olmadığı, buna göre bağlanan gelirinin rücuya tabi olup olmadığının değerlendirilmemesinin hatalı olduğunu; ölenin gelirinin doğru şekilde tespitinin gerektiğini, salt beyana göre gelir belirlenemeyeceğini; davada iki davacının birlikte dava açtıklarını ve tek vekil ile temsil edildiklerini bu nedenle ayrı ayrı kabul ve ret üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesinin Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu; tazminat hesaplanması güncel değerlere göre yapıldığına göre dava tarihinden itibaren faiz hesaplanmasının da hatalı olduğunu, ıslah tarihinden yahut hesap tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Fer’i müdahil …vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemenin yetkisiz olduğunu, kusuru kabul etmediklerini, müvekkili aracı ile seyir halinde iken arkasından gelen aracın selektör yapması nedeniyle sağ şeride geçtiğini, vefat edenin aracının farlarının yanmaması ve aniden durması nedeniyle son anda farkederek kazaya neden olduğunu, her ne kadar mahkemece alınan raporda ve ceza mahkemesinde Adli Tıp Kurumu’ndan alınan raporda müvekkilinin tam kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de, raporun yeterli olmadığını, kazaya karışan vefat edenin alkollü olduğunu ve olay tarihinde daha önce de alkollü araç kullandığından ehliyetinin alındığını, aracının da fenni muayenesinin bulunmadığını, davacının fenni muayenesi olmayan araç ile yola çıkmamış olsaydı kazanın meydana gelmeyeceğini, ayrıca ölenin de kaza anında yüksek miktarda alkollü olduğunu, kazaya da farlarının yanmaması ve aniden durması ile neden olduğunu, uzman görüşüne göre de kazanın meydana gelmesinde ölenin tali kusurlu olduğunu, bu nedenle raporu kabul etmediklerini, ayrıca tanıkları dinlenilmeden verilmiş olması nedeniyle raporun yeterli olmadığını, bunun yanı sıra ölenin gerçek geliri yerine asgari ücrete göre yapılan hesaplamanın da hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan taraf vekillerinin istinaf sebepleri doğrultusunda, kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemidir. Mahkemece, yargılama sırasında destek tazminatı talep eden … …’ın vefatı sonrasında, dosyaya vekaletname sunun mirasçıları yönünden ve diğer davacı … yönünden davanın esası hakkında karar verilmiş, kendisine tebligat yapılan … mirasçısı … yönünden ise, davetiye tebliğine rağmen duruşmaya gelmediğinden bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Taraf ehliyeti; Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. maddesinde sayılan dava şartlarından biri olarak sayılması sebebiyle, aynı Kanun’un 115/1. maddesi gereğince yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetileceği gibi, taraflar da davanın sona ermesine kadar bu eksikliği ileri sürebilir. Ancak taraf ehliyetinin dava açıldığı sırada mevcut olmaması ile dava açıldığı sırada var olmasına rağmen yargılama sırasında son bulması hâlinde uygulanacak hükümler farklılık arz etmektedir.
Davanın açıldığı sırada mevcut olmasına rağmen yargılama sırasında taraflardan birinin ölümüyle taraf ehliyetinin sona ermesi durumunda HMK’nın 55. maddesi uygulama alanı bulur. Bu doğrultuda HMK’nın 55. maddesi; “Taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir” hükmünü haizdir. Ölen tarafın mirasçılarına miras yoluyla intikali mümkün malvarlığına ilişkin davalarda HMK’nın 55. maddesi uygulanması gerekir.
Miras yoluyla intikali mümkün hakların konusunu oluşturduğu bir davada, davacının ölümü hâlinde HMK’nın 55. maddesi gereğince mahkemece, davacının mirasçılarının tamamı tespit edilerek davadan haberdar edilmeleri gerekir. Davacının tek bir mirasçısının bulunması hâlinde bu mirasçı, birden fazla mirasçısının bulunması hâlinde de TMK’nın 640. maddesi uyarınca terekeye el birliğiyle malik olmaları sonucu aralarında HMK’nın 59. maddesi gereği mecburi dava arkadaşlığı bulunan mirasçıların tamamı davadan haberdar edilerek murisleri tarafından açılan davaya devam etme iradesinde olup olmadıkları belirlenmelidir. Bu doğrultuda yapılacak tebligatlar sonrasında mirasçıların terekeyi kabul veya ret etmemiş olmaları hâlinde TMK’nın 606. maddesinde belirlenen üç aylık mirasın reddine dair süre beklenerek mirasçıların tamamının davaya katılımı ile taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilir. Ayrıca gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde mahkemece, davayı takip için kayyım tayin edebilecektir. Ancak her hâlükarda davacının vefatından sonra yargılamaya devam edilebilmesi için mahkemece mirasçıların tamamının davaya katılımının sağlanması veya terekeye temsilci atanması yoluyla taraf teşkilinin sağlanarak yargılamaya devam edilip hüküm kurulması gerekir. (Yargıtay HGK 2018/30 E. 2022/782 K. )
Somut olayda, yargılama sırasında, davacılardan … …’ın vefatı sonrasında, mahkemece mirasçı … … dışındaki mirasçıların davayı takip iradesi yeterli görülerek, kendi payları oranında davayı takip iradeleri olabileceği kabul edilerek, davanın esası hakkında karar verilmiş ise de, tazminat alacağı tereke alacağı olup, HMK’nın 55. maddesinde gösterilen şekilde davalı … … mirasçılarının tebligat yoluyla davadan haberdar edilmeleri, davacı sıfatları bakımından mirasçıların tamamının davaya birlikte katılmalarının sağlanması, bunun mümkün olmaması hâlinde davayı takip edemeyen mirasçıların davaya muvafakatlerinin alınması, bunun da mümkün olmaması hâlinde terekeye temsilci atanması yoluyla taraf teşkilinin tamamlanması (iştirakin sağlanması) sonrasında yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde, her bir mirasçısının, miras payı oranında davayı takip edebileceği kabul edilerek, usulünce taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin ve fer’i müdahil vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkemece usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek usulüne uygun taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esası hakkında karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalı ile fer’i müdahilin sair istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekili ve davalı yanında fer’i müdahil vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 17/07/2020 tarihli 2017/246 Esas 2020/381 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekili ve davalı yanında fer’i müdahil vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, usulüne uygun taraf teşkili sağlanarak davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf edenler tarafından yatırılan “istinaf karar harcının” istek halinde istinaf edenlere iadesine,
4-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2020/6692 E. sayılı dosyasına depo edilen 470.000,00 TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 14/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.