Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/383 E. 2022/533 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ .
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE :…
KATİP :….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/03/2020
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 07/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … … … Şirketi vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 22/02/2017 tarihinde meydana gelen kazada davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu halk otobüsünde yolcu olan davacının, sürücünün ani fren yapması nedeniyle düşerek yaralandığını ileri sürerek tedavi gideri ve işgücü kaybı zararı nedeni ile 4.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan … şirketi maddi tazminattan sorumlu olmak üzere tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 24/01/2020 tarihli bedel artırım dilekçesi ile tedavi giderini 3.775,00 TL, geçici işgücü kaybı tazminatını 11.608,18 TL, sürekli işgücü kaybı tazminatını 13.629,99 TL olarak artırmıştır.
Davalı … … … … Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davacının kaza nedeniyle uğradığı gerçek zararın ancak sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında … şirketinden talep edilebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı adına dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davaya yanıt vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı ve diğer davalıların işleten ve sürücüsü olduğu özel hak otobüsünde yolcu olarak bulunan davacının, sürücünün tam kusuru ile %3 malul kalacak, 9 ayda iyileşecek şekilde yaralandığı, davacının TRH-2010 yaşam tablosunda ve asgari ücret düzeyinde elde edeceği gelire göre talep edebileceği geçici işgücü kaybı tazminatının 11.606,18 TL, sürekli işgücü kaybı tazminatının 13.629,99 TL olduğu ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderinin 3.775,00 TL olduğu, TBK’nın 56 maddesi kapsamında manevi zararının da oluştuğu anlaşıldığından, davanın kısmen kabulü ile, 11.606,18 TL geçici işgücü kaybı tazminatı ile 13.629,99 TL sürekli iş gücü kaybı tazminatı ve 3.775,00 TL tedavi giderlerinin, davalı … şirketinden dava tarihinden, diğer davalılardan kaza tarihi olan 22/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine, 8.000,00 TL manevi tazminat 22/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … ve …’dan müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hükme karşı davalı … şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … … … Şirketi vekili istinaf dilekçesinde; geçici işgöremezlik zararından SGK’nın sorumlu olduğunu, hatır taşıması araştırması yapılması gerektiğini, faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, sigortanın temerrüdünün oluşmadığını belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı … vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı, tedavi gideri ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı … şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı vekili, davacının yolcu olarak bulunduğu özel halk otobüsünün ani fren yapması sonucu meydana gelen kazada davacının yaralandığını belirterek, halk otobüsünün işleteni, sürücüsü, zorunlu mali sorumluluk sigortacısına karşı dava açmıştır.
Bu hali ile davanın taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davası olduğu anlaşılmaktadır.
Taşıma sözleşmesi 6102 sayılı … Ticaret Kanununda düzenlenmiş ise de, 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/k maddesinde tüketici; “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi”, 3/ı maddesinde tüketici işlemi ise; “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, …, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir.
HMK’nın 1. maddesinde, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği belirtilmiştir. Ayrıca HMK’nın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmış olup, HMK’nın 115. maddesi hükümleri gereğince dava şartlarının mevcut olup olmadığı, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınması gereken hususlardandır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesinde usul ekonomisi ilkesi düzenlenmiş, hâkimin, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 57. maddesinde “ihtiyari dava arkadaşlığına” yer verilmiş, 166/4. maddesinde “davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantının varsayılacağı” hükme bağlanmıştır. 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun 61. maddesinde ise “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde aralarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, davanın açıldığı tarih itibariyle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, buna göre yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca işbu davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu açıktır. Dava konusu olayda davalı … şirketi ile davacı arasındaki uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de işbu dava, taşıyan olan diğer davalıya ve sürücüye karşı birlikte açılmıştır. Bu durumda davalılar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir.
Hal böyle olunca usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı … şirketi hakkındaki davanın da ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikteki tüketici mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir.
Bu durumda davanın, davacı yolcunun, davalı-sürücü … idaresinde bulunan davalı-işleten …’a ait olan özel halk otobüsünün tek taraflı trafik kazası yapması sonucunda yaralanmasından doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olması, taraflar arasındaki ilişkinin taşıma sözleşmesinden kaynaklanması ve davacının da tüketici vasfına sahip olması, davacı yolcu ile davalı taşıyan arasındaki temel ilişki olan taşıma sözleşmesinin dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalması nedeniyle, davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olması ve uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … … … … Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.a.3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Davaya bakma görevi Tüketici Mahkemesine ait olduğundan, görev konusunda karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran davalı … Şirketi tarafından yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran davalı … Şirketi tarafından yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.