Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/370 E. 2022/687 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/370 – 2022/687
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/370
KARAR NO : 2022/687

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2020
NUMARASI : 2016/997 Esas – 2020/246 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 12/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının maliki olduğu aracın, davacı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, 20/11/2013 tarihinde bu aracın dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresinde olduğu sırada yaya olan dava dışı …’e çarparak yaralanmasına neden olduğunu, kaza akabinde sigortalı araç sürücüsünün olay yerinden ayrıldığını ve sürücünün araç kullanmaya elverişli sürücü belgesinin de bulunmadığını, davacı sigorta şirketi tarafından kaza nedeniyle poliçe kapsamında dava dışı zarar görene 05/05/2015 tarihinde 28.462,94 TL ödendiğini belirterek, 28.462,94 TL rücuen tazminat alacağının 05/05/2015 olan ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan aracın dava dışı …’a 10/11/2013 tarihinde satıldığını, noter aracılığıyla düzenleme şeklinde araç satış sözleşmesi düzenlendiğini, noterden düzenleme şeklinde araç satış sözleşmesi düzenlenene kadar geçen sürede aracın … tarafından kullanıldığından davalının bilgisi olmadığını ve talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, 24.852,59 TL’nin 05/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; 18.06.2020 tarihli duruşmada kendilerince mazeret dilekçesi sunulduğunu, mahkemece mazeretin reddedilmesiyle duruşmanın bir hafta sonraya ertelendiğini, mahkemece sözlü yargılamaya geçildiğine dair kendilerine tebligat yapılmadığını, son sözlerinin sorulmadığını, davacı sigorta şirketi tarafından davalı aleyhine Ankara 1. İcra Müdürlüğü’nün 2015/23748 E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz etmeleri üzerine takibin durduğunu, icra takibine yapılan itirazdan 2 yıl sonra eldeki davanın açıldığını, zamanaşımı itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarının eksik incelemeye dayalı olduğunu, cevap dilekçesinde ileri sürdükleri hususların incelenmediğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ve sigorta sözleşmesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Somut olayda; kaza tespit tutanağı tutulmadığı, 20.11.2013 günü sürücü belgesiz olan sürücü …’ın, sevk ve idaresinde olan araçla seyri sırasında yol içerisinde yürümekte olan yaya …’e çarpması sonucu, dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, kazaya neden olan aracın davacı sigorta şirketi tarafından kaza tarihini kapsar şekilde…) poliçesi ile sigortalanmış olduğu, kazada yaralanan 3.kişi … tarafından davacı sigorta şirketi aleyhine Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/279 Esas sayılı dosyası ile maddi tazminat talepli olarak açılan davada alınan bilirkişi raporu uyarınca, kazanın oluşumunda sürücü …’ın %80 oranında kusurlu olduğu, talep edebileceği toplam maluliyet zararının 31.039,37 TL olduğunun belirlendiği, anılan dosyada davanın haricen yapılan ödeme nedeniyle feragat ile neticelendiği, mahkemece kusur ve hasar uzmanı bilirkişiden alınan 20/11/2018 tarihli rapor uyarınca kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsü …’ın %70 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, farklı bir bilirkişiden alınan 08/05/2019 tarihli raporda da aynı kusur oranının belirlendiği, tarafların raporlara itirazları sonrasında Adalet Bakanlığı ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 17/04/2020 tarihli bilirkişi raporu uyarınca kazanın oluşumunda sürücü …’ın %70 oranında, yaya …’in ise %30 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, Ankara 38.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/294 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesi sanık … hakkında taksirle yaralamaya neden olmak suçundan mahkumiyet kararı verildiği ve kararın kesin olduğu, anılan dosyada hükme esas alınan kusur raporu uyarınca kazanın meydana gelmesinde sürücü …’ın asli, yaya …’in tali kusurlu olduğunun belirlendiği, Ankara 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/279 E nolu dosyasında mahkemece alınan aktüer raporu uyarınca dava dışı zarar gören …’in yaralanması neticesi meydana gelen %10,30 kalıcı maluliyeti ve 4 ay geçici işgöremezliğine ve kazanın meydana gelmesinde yaya …’in %20, sigortalı araç sürücüsünün %80 oranında kusurlu olduğunun kabulü ile 2.661,98 TL geçici 28.377,39 TL kalıcı işgöremezlik tazminatı olmak üzere toplam 31.039,37 TL tazminat meblağı hesaplandığı, dava dışı yaya … vekili ile davacı …Sigorta AŞ. vekili arasında imzalanan 24.04.2015 tarihli sulh protokolü ve ibranamede tarafların 35.503,70 TL tazminatın ödenmesi hususunda anlaştıkları, sürücünün %80 kusur oranına göre dava dışı …’e davacı sigorta şirketi tarafından 24.852,59 TL ödeme yapıldığının belirlendiği, mahkemece anılan raporların ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi ile yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, hükme esas alınan kusur raporunun olayın oluşu, ceza yargılamasında maddi vaka olarak kesinleşen kusur durumu ile uyumlu bulunmasına, hükme esas alınan (Ankara 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/279 E nolu dosyasında alınan) bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmasına, davanın dava değeri itibarıyla basit yargılama usulüne tabi davalardan olması nedeniyle mahkemece sözlü yargılama için gün verilmeden hüküm kurulmuş olmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, davadan önce davacı tarafça davalı aleyhine icra takibi başlatılmış ve takibin itiraz üzerine durmuş olmasının davacı tarafça eldeki rücuen tazminat davasının açılmasına engel teşkil etmemesine, davanın yaralanmalı trafik kazasına bağlı rücuen tazminat davası mahiyetinde olması gözetildiğinde, kaza tarihi olan 20/11/2013 tarihi ile davanın açılma tarihi olan 28.12.2016 tarihi arasında 8 yıllık ceza zamanaşımı süresinin dolmaması nedeniyle davalının zamanaşımı itirazının yerinde bulunmamasına, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’nün cevabi yazısından da anlaşıldığı üzere kazaya karışan aracın 17/11/2012 tarihinde davalı şirket adına tescil edildiği, 10/12/2013 tarihinde Noter’de yapılan satış işlemine göre dava dışı … adına tescilinin yapıldığı, 20/11/2013 olan kaza tarihinde aracın davalı şirket adına kayıtlı olduğunun belirlenmesine göre davalı vekilinin husumet itirazının yerinde olmadığının anlaşılmasına, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına göre; davalı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken 1.697,68 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 486,08 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.211,60 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 28/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.