Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/365 E. 2022/393 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/365 – 2022/393
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/365
KARAR NO : 2022/393

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2020
NUMARASI : 2015/583 Esas 2020/120 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 09/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 19/04/2013 tarihinde davacının, sevk ve idaresindeki kamyon ile seyir halinde olduğu sırada aracının arızalanması üzerine aracını emniyet şeridine çektiğini, ikaz amacıyla dörtlü lambalarını yaktığını, araçtan iki arkadaşı ile birlikte indiklerini, davacı aracın önünden yolcu kapısı tarafında bulunan reflektörü almaya giderken sürücüsü … olan aracın şeridinden çıkarak önce emniyet şeridinde bulunan bu araca ve akabinde aracın önünde emniyet şeridinde bekleyen yayalara çarpması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazanın ardından yürütülen soruşturma ve davacının maddi zararlarının tanzimi için açılan Ankara 2. Ticaret Mahkemesi’nin 2013/597 Esas sayılı dava dosyası kapsamında alınan kusur raporlarına göre kazanın meydana gelmesinde davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı olan araç sürücüsünün %75, davacının ise %25 oranında kusurlu bulunduğunu belirterek kaza nedeniyle davacının uğradığı maddi zararlar için fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik davacının sürekli iş göremezliği için 29.777,52 TL ve geçici iş göremezliği için 2.839,89 TL olmak üzere toplam 32.113,41 TL maddi tazminatın Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/597 Esas sayılı dosyasında davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, talep arttırım dilekçesi ile dava değerini 125.214,26 TL olarak, ıslah dilekçesi ile 162.227,47 TL olarak arttırmıştır.
Davalı usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; yapılan yargılama neticesi davacının geçici iş göremezlik talebi yönünden açılan davanın reddine, sürekli iş göremezlik talebi yönünden açılan davanın kabulü ile; 162.227,47 TL tazminatın 17/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş hüküm davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; sigortalı araç sürücüsüne izafe edilen kusur oranının fahiş olduğunu, davaya konu olayın iş kazası olması nedeniyle SGK’ya yazılan yazı cevabından davacıya geçici iş görmezlik ödemesi yapıldığının belirlendiğini ancak kalıcı iş göremezlik yönünden ödeme yapılıp yapılmadığının belirsiz olduğunu, mahkemece davacıya SGK’ya iş kazasını bildirmesi için süre verilmesi, işlemlerin takip edilerek gerekirse dava açılması için öncelik verilmesi ve bu davanın bekletici mesele yapılması gerekirken davanın kabulüne karar verildiğini, şayet davacıya SGK tarafından peşin sermaye değerine tabi ödeme yapıldıysa tazminattan düşülmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda gerçekle bağdaşmayan fahiş tutar belirlendiğini, maluliyet oranlarına ilişkin raporu kabul etmediklerini, bilirkişi tarafından belirlenen sürekli iş göremezlik tazminatının afaki olduğunu, davadan önce davalı sigorta şirketine kanuni başvuru şartları yerine getirilmediğinden temerrüdün gerçekleşmediğini, hükmedilen tazminata avans faizine hükmedilemeyeceğini belirterek kararı istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemdir.
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 2019/31 E.nolu dosya kapsamında görülen aynı kazaya ilişkin dava dosyasında SGK’ya yazılan yazıya verilen 12.11.2013 tarihli cevabi yazıda, kazanın iş kazası olduğu, davacıya kaza nedeniyle 07.05.2013-03.10.2013 tarihleri arasına ilişkin 2.554,43 TL ödeme yapıldığı, sigortalının istirahatinin devam ettiği, ödenen geçici iş göremezlik veya ileride trafik iş kazası nedeniyle bağlanacak sürekli iş göremezlik gelirinin rücuya tabi olması gerektiği davacıya henüz bir gelir ve aylık bağlanmadığının bildirilmiş olduğu, mahkemece SGK’ya yazılan 07.10.2015 tarihli cevabi yazıda ise davacıya herhangi bir aylık ya da gelir bağlanmadığı, 2014 yılında iki yol ve gündelik ödemesi olarak 83,20 TL ödeme yapıldığı ayrıca 14.136,13 TL iş göremezlik ödemesi yapıldığı, en son aldığı iş göremezlik raporunun halen devam ettiğinin bildirildiği görülmüş, hükme esas alınan(asgari ücret değişikliği nedeniyle alınan ek rapordan önceki kök raporda)aktüer bilirkişi raporunda ise davacının geçici iş göremezlik tazminatının 5.390,50-TL olduğu, sürekli iş göremezlik tazminatının 125.214,26-TL olduğunun, SGK tarafından yapılan 14.884,23-TL geçici iş göremezlik ödemesi göz önünde bulundurulduğunda bakiye kalan geçici iş göremezlik tazminatının bulunmadığının belirlendiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, İstanbul ATK’dan alınan rapora göre; davacının kaza neticesi %32.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiği, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği görülmüştür.
Uyuşmazlık, kazanın iş kazası olup olmadığı, iş kazası olması halinde henüz gelir bağlanmamış ise bekletici mesele yapılması gerekip gerekmediği, gelir bağlanması halinde bağlanacak gelirin, tazminat miktarına etkisi olup olmadığına ilişkindir.
Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında, TBK’nın 55. maddesinde tazminat miktarının belirlenmesi düzenlenmiş ilgili maddede; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.” hükmüne yer verilmiştir. Yasal düzenleme karşısında, kısmen veya tamamen rücu edilebilen ödemelerin, tazminattan indirileceği kabul edilmiştir.
Davaya konu kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 5510 Sayılı Kanun’un 21. maddesinin 1. fıkrasında; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır” düzenlemesine; aynı maddenin 4. fıkrasında; “iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir” düzenlemesine; maddenin 5. fıkrasında ise; “İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık; kamu görevlileri, er ve erbaşlar ile kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kişilerin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu meydana gelmiş ise, bu fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunanlar hariç olmak üzere, sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan gelirler için kurumuna veya ilgililere rücu edilmez. Ayrıca, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde, bu Kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya iş kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine, Kurumca rücu edilmez” düzenlemesine yer verilmiştir.
Düzenleme ile kanunda sayılan istisnalar haricinde, iş kazası neticesinde sigortalının yaralanması halinde Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, kusur durumuna göre işverenden tamamının, üçüncü kişilerden kaynaklanan iş kazalarında ise yine kusur durumuna göre yarısının rücuya tabi olduğu düzenlendiğinden, bu kapsamda yapılan ödemeler TBK’nın 55. maddesindeki hüküm çerçevesinde rücuya tabi olduğundan tazminatın belirlenmesinde nazara alınır ve zarar miktarından mahsup edilir.
Diğer bir husus, kaza tarihinde kişinin iş veren tarafından SGK’ya bildiriminin bulunmamış olması (sigortasız çalışması), gelir bağlanmasına engel olmadığından, davacının sigortalığının tespit edilmesi halinde meydana gelen iş kazası nedeniyle gelir bağlanabileceğinden, bu husus tazminat davasında mahkemece değerlendirilmelidir.
Somut olayda, SGK yazı cevabından kazanın iş kazası olduğu, davacının işgöremezlik raporunun devam ettiği, davacıya henüz gelir bağlanmadığı anlaşılmaktadır. Bu halde mahkemece SGK müdürlüğünden, davacının iş kazası ve gelir bağlanmasına ilişkin SGK’ya başvuru yapıp yapmadığı, bu hususta SGK tarafından tahkikat yapılıp yapılmadığı, tahkikatın neticelenip neticelenmediği ve akıbeti sorularak, ayrıca davacı tarafından sigortalığının tespiti ve/veya gelir bağlanmasına yönelik dava açılıp açılmadığı davacıdan ve SGK’dan sorularak, gelir bağlanmasına ilişkin devam eden bir süreç yahut dava olması halinde neticesi beklenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, SGK tarafından da henüz davacının iş göremezlik raporunun devam ettiği bildirilmiş olmasına rağmen akıbeti sorulmadan eksik inceleme ile karar verilmiş olması isabetli görülmemiş, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin buna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Yukarında açıklanan nedenlerle, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf talebinin kabulü ile uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanılmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, kazanın iş kazası mahiyetinde olup olmadığı hususu değerlendirilerek, davacının iş kazası ve gelir bağlanmasına ilişkin SGK’ya başvuru yapıp yapmadığı, bu hususta SGK tarafından tahkikat yapılıp yapılmadığı, tahkikatın neticelenip neticelenmediği ve akıbeti sorularak, ayrıca davacı tarafından sigortalığının tespiti ve/veya gelir bağlanmasına yönelik dava açılıp açılmadığı davacıdan ve SGK’dan sorularak, gelir bağlanmasına ilişkin devam eden bir süreç yahut dava olması halinde neticesi beklenerek; davacıya gelir bağlanmış ise aktüer bilirkişiden alınacak ek raporla, bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin belirlenen tazminattan usulünce düşümü yapılarak usulü kazanılmış haklar da gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebeplerine göre davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 12/02/2020 tarihli 2015/583 Esas 2020/120 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı Axa Sigorta A.Ş. vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden tarafından yatırılan “istinaf karar harcının” istek halinde istinaf eden tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İİK ‘nın 36. maddesi gereğince Ankara 32. İcra Müdürlüğünün 2020/3486 Esas sayılı dosyasına yatırılan 330.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 09/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.