Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/360 E. 2022/487 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/360
KARAR NO : 2022/487

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/10/2018
NUMARASI : 2018/448 Esas – 2018/763 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 23/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 23/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 12.06.2016 tarihinde … plakalı araç… Köyü istikameti 2.km’sine gelindiğinde, aracın gidiş istikametinin sağ tarafında bulunan uçuruma devrilmesi sonucu meydana gelen trafik kazası neticesinde sürücü konumunda bulunan müvekkili …’nin kızı …’nin vefat ettiğini ve desteğinin ölümü nedeniyle müvekkilinin maddi açıdan mağdur olduğunu, müteveffa …’nin kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusurunun bulunmadığını, şimdilik KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’ndan 10.000,-TL, maddi tazminatın (destekten yoksun kalma tazminatı), ihtarnamenin tebliğ tarihinin 15 iş günü sonrası olan 19.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu hasarın teminat dışı olduğundan davanın reddini, ilgili Sosyal Güvenlik Kurumuna müzekkere yazılmak suretiyle dava konusu kaza nedeniyle davacı yana ödenen-bağlanan rücuya tabi bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin bulunup bulunmadığı ve var ise tutarının sorulmasını, mahkeme tarafından kusur tespitinin ardından aktüerya hesaplamanın Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen aktüerler tarafından yerine getirilmesini, davaya yönelik tüm beyanların dikkate alınmak suretiyle davanın reddini aksi takdirde hesaplanacak olan tazminat tutarından dilekçede belirtilen indirim sebepleri göz önüne alınarak indirim uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yargılama sonunda, davacı tarafından 12/06/2016 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası nedeniyle kızı … vefat ettiğinden bahisle destekten yoksun kalmaya ilişkin tazminat davası açtığı, bu çerçevede yapılan incelemede; kaza tarihinin 12/06/2016 olduğu, araca ait poliçenin düzenlenme tarihinin 16/05/2016 tarihi olduğu, kaza ve poliçe tarihi dikkate alındığında ZMMS Genel Şartları’nda yapılan değişikliğin mevcut kazaya uygulanacağı, Patnos CBS’nin 2016/985 soruşturma sayılı dosyasında verilen Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar’da … plakalı aracın şoförünün … olduğunun belirtildiği, yani tek taraflı kazayı gerçekleştiren araç şoförünün … olduğu, mevcut kazada …’nin %100 kusurlu olduğu, ZMMS Genel Şartları’nın A.6/d maddesi uyarınca destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminat taleplerinin teminat dışında bırakıldığı, mevcut olayda destek …’nin %100 oranında kusurlu olması nedeniyle ve ZMMS Genel Şartları’nın A.6/d maddesi uyarınca davacının davasının reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıların desteğinin ölümüne neden olan tek yanlı kazanın meydana gelmesine ve kazadaki kusur durumuna ilişkin olarak keşif yapmadan, sadece kaza tespit tutanağındaki değerlendirmeye dayalı olarak ve yol kusurlarını dikkate almadan belirlenen kusurun hatalı olduğunu, davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle, ZMMS kapsamında sigorta şirketinden destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkidir. Mahkemece davacının zararı, sigorta teminatı kapsamında kalmadığından davanın reddine karar verilmiş, davacı istinaf talebinde, davalı tarafından sigortalanan aracın sürücüsü kusurlu dahi olsa, müvekkilinin üçüncü kişi olması nedeniyle zararlarının sigorta teminatı kapsamında olduğundan bahisle kararı istinaf etmiştir.
Uyuşmazlık, 16/05/2016 tarihinde davalı tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalanan aracın, 12.06.2016 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde kendi kusuru ile vefat eden sürücünün desteğinden mahrum kalan davacının zararının sigorta teminatı kapsamında kalıp kalmadığına yöneliktir.
Davalı tarafın sorumluluğu, 2918 Sayılı KTK’nın 91. maddesi gereğince, araç işleteni tarafından yaptırılması zorunlu olan ve aynı yasanın 92. maddesi kapsamındaki haller dışında kalan ve işletenin sorumluluğunu üstlenen poliçeden kaynaklanan zararlarla sınırlı olduğundan, davalı ancak sigorta teminatı kapsamındaki zararlardan sorumludur.
01.06.2015 tarihinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında değişiklik yapılarak Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” açısından sigortanın sorumlu olmayacağı düzenlenmiştir. Sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile vefatı nedeniyle hak sahiplerinin destek zararları da bu kapsamdadır. 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 Sayılı Kanunun 4. maddesi ile 2918 sayılı Yasanın 92. maddesine eklenen “h” ve “i” maddelerinde de bu konuda düzenleme yapılmış, anılan maddelerin Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle yapılan iptal başvurusu üzerine, Anayasa Mahkemesi tarafından 2019/40 E. – 2020/40 K. sayılı, 17/07/2020 tarihli karar ile teminat kapsamının belirlenmesine ilişkin 2918 sayılı Yasanın 92. maddesinin “i” bendinin Anayasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilmişken, “h” bendinde yer alan sigorta teminatı kapsamında kalmadığı belirtilen “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” maddesine ilişkin gerekçesinde “2918 sayılı Kanun’un 92. maddesinin itiraz konusu (h) bendinde ilgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat taleplerinin zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olmadığı belirtilmektedir. Kanun’da ilgililerin kimler olduğu belirtilmemiş ise de anılan ibareyle ifade edilenin kazaya uğrayan kişi dışında tazminat talep edebilecek kişiler olduğu anlaşılmaktadır. Kuralda yer alan “…sigortalının sorumluluk riski…” ibaresinin anlamı da değerlendirilmelidir. Yukarıda da açıklandığı üzere zorunlu mali sorumluluk sigortasının amacı işletenin Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen hukuki sorumluluğunu güvence altına almaktır. Dolayısıyla bu hukuki sorumluluğunu sigorta ettirmekle yükümlü olan işletenin sigortalı konumunda olduğu, sigortalının sorumluluk riskinin ise Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen hukuki sorumluluk kapsamında gerçekleşmesi olası risklerle sınırlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu yönleriyle kuralın belirsiz olduğu söylenemez.” denilerek 2918 Sayılı yasanın 85. Maddesi kapsamında kalmayan üçüncü kişilerin zararlarının, sigorta kapsamında kalmadığına yönelik bir düzenleme olduğundan bahisle düzenlemenin belirli olduğu ve Anayasaya aykırı olmadığından iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
Buna göre, sigortalı araç sürücüsünün kendi kusuru ile meydana gelen ölüm olayında, hak sahibi üçüncü kişilerin destek zararlarından sigortanın sorumlu olup olmadığı, 2918 Sayılı Yasanın 92/h maddesinin 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe girmiş olması ve Anayasa Mahkemesi gerekçesine göre söz konusu zararların 92. maddenin “h” bendi kapsamında değerlendirilecek olması karşısında, bu tarihten sonra meydana gelen kazalarda işletenin sorumlu olmadığı hususların, sigorta teminatı kapsamında olmayacağı kanun ile düzenlenerek açıklığa kavuşturulmuştur. Bu nedenle 26.04.2016 tarihinden sonraki tek taraflı kazalarda zarar dolaylı yada doğrudan olsun, 2918 sayılı Yasanın 85/1. maddesi gereğince işletenin sorumlu olmadığı durumlarda, sigortanın da sorumluluğu olmayacaktır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/3490 E. 2020/4957 K. sayılı 08.09.2020 tarihli kararında “Yeni genel şartlar 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır.” denilerek, sorumluğun belirlenmesinde poliçe tanzim tarihindeki genel şartların nazara alınacağını belirtmiş, Yine aynı kararında “01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür.

Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. Kapsama giren teminat türlerinin tanımlandığı A.5. maddesinin (ç) bendinde ise destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı “Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tazminattır.” şeklinde ifade edilmiştir. Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı dışında kalan hallerden sayılmıştır.” denilerek, 01/06/2015 tarihinden sonra tanzim edilen ZMMS poliçelerine istinaden yeni genel şartlar uygulanacağından, işleten veya sürücünün kendi kusuru ile vefatı nedeniyle desteğinden mahrum kalan üçüncü kişilere karşı, sigortalının (işletenin) sorumluluğu olmamasına göre, yapılan düzenleme ile sigortanın da sorumlu olmayacağı belirtilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, kaza tarihi ve poliçenin düzenlenme tarihinin 6704 Sayılı yasanın yürürlüğünden sonra olması, davanın kazaya karışan aracın ZMSS şirketi aleyhinde açılması, sigorta şirketinin somut olaya özgü olarak tazminattan sorumluluğunun tartışılıp, değerlendirilmesi, desteğin tek taraflı kazada %100 oranında kendi kusuru ile kazaya ve ölümüne sebebiyet vermesi ve bu halin KTK’nın 92/h bendi ve ZMSS Genel şartları hükümleri gereğince teminat kapsamında olmaması nedeniyle davanın esastan reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacıdan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın taraflara HMK’nın 359/4 maddesi gereğince usulüne uygun şekilde tebliğine,

Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 HAFTA İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU açık olmak üzere 23/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.