Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/354 E. 2022/119 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/157 – 2022/108
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/157
KARAR NO : 2022/108

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/12/2019
NUMARASI : 2018/217 Esas 2019/1059 Karar

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 30/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 10/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ve davalı … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 22.08.2016 tarihinde davalılardan …’ın sevk ve idaresindeki, davalı … … A.Ş.’nin işlettiği ve davalı … Sigorta A.Ş.’ye ZMMS poliçesiyle sigortalı otobüs ile sürücü …’ın sevk ve idaresindeki aracın karıştığı çift taraflı trafik kazasında, …’ın kullandığı araç içinde bulunan ve davacılar … ve …’ın anneleri …’nın vefat ettiğini, bu nedenle adı geçen davacıların destekten yoksun kaldıklarını ayrıca manevi olarak acı ve ızdırap duyduklarını, yine davacılar … ve …’ın söz konusu kazada yaralandıklarını, hem yaralanmaları, hem de …kardeşinin eşini ve …’nin de eltisini kaybetmesi nedeni ile manevi acı ve ızdırap duyduklarını belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik; davacılar … ve … için 1.0000 TL’den toplam 2.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle, yine davacılar … ve … için 150.000,00’şer TL’den ve diğer davacılar … ve … için 30.000,00 er TL’den olmak üzere toplam 360.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … … AŞ’den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … İşletmeleri AŞ. vekili cevap dilekçesinde; davalı şirkete atfedilecek herhangi bir kusurun olmadığını, manevi tazminat talep miktarlarının da fahiş olduğunu, yine davacı … ve …’nin ölenin yakınları olmadığından destek tazminatı talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ. vekili cevap dilekçesinde; aracın davalı şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, ancak öncelikle zorunlu taşımacılık sigortasına başvurulması gerektiğini, ayrıca destek tazminatı isteyen davacıların yaşları ve durumları nazara alınarak destek talepleri yerinde olmadığını, hatır taşıması itirazında bulunduklarını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vasisi, … beyanında; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılamayı müteakip, davacı … … ve … …’nın, tüm davalılar yönünde açtığı destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin davalarının reddine, davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile; davacı … … için 30.000,00 TL, davacı … … için 30.000,00 TL, davalı … için 15.000,00 TL ve davacı … için 15.000,00 TL olmak üzere toplam 90.000,00 TL manevi tazminatın, sigorta şirketi dışındaki davalılardan müteselsilen tahsili ile adı geçen davacılara ödenmesine, fazla istemin reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili ve davalı … A.Ş. vekili tarafından ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; hükmedilen manevi tazminat miktarlarının yetersiz olduğunu, davacılar … … ve … … adına talep edilen destekten yoksun kalma tazminatının reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, nitekim davacı … …’nın, annesinin vefatı sırasında kuaför dükkânını yeni kurmuş olduğundan ciddi geçim sıkıntısı çekmekte ve sistemli olarak anne ve babasının maddi desteğini almakta olduğunu, diğer davacı … …’ın, öğretmen olarak yeni atanması nedeniyle ailesinin maddi desteğine ihtiyaç duymakta olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde, kazanın meydana gelmesinde davalı şirkete atfı kabil herhangi bir kusur bulunmadığını, hükmedilen manevi tazminat miktarlarını kabul etmediklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf eden tarafların istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda; kaza tespit tutanağı uyarınca, 22.08.2016 günü sürücü …’ın, yönetimindeki … ile seyri sırasında, ön ilerisinde kırmızı ışıkta beklemekte olan sürücü … yönetiminde olup içerisinde yolcu olarak; …, … ve … … isimli şahısların bulunduğu otomobile arkadan çarpması, otomobilin de çarpmanın etkisiyle savrularak, ön ilerisinde kırmızı ışıkta beklemekte olan sürücü … yönetimindeki otomobile arkadan çarpması, sonrasında da yine savrularak, sağ şeritte, kırmızı ışıkta beklemekte olan sürücü … yönetimindeki otomobile sol arka yan kısmından çarpması sonucu, dava konusu kazanın meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde … sürücüsü …’ın kural ihlali olduğu, diğer sürücülerin kural ihlali olmadığının belirlendiği, mahkemece Ankara ATK Grup Başkanlığı’ndan alınan 29/03/2019 tarihli raporda; kazanın meydana gelmesinde sürücü …’ın %100 kusurlu olduğu, dava konusu kazaya karışan diğer araç sürücülerinin ise kazanın oluşu üzerine etken hatalı herhangi tutum ve davranışları ya da kural ihlalleri görülmediğinden, kendilerine atfı kabil bir kusur bulunmadığının belirlendiği, Yozgat Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/232 esas nolu dosyasında yapılan yargılama neticesi sürücü …’ın mahkumiyetine karar verildiği, kararın kesinleştiği, anılan dosyada hükme esas alınan kusur raporunda kazanın meydana gelmesinde … sürücüsü …’ın tam kusurlu olduğunun belirlendiği, kazada davacılar murisinin içinde bulunduğu araçta yolcu ve şöför olarak yer alan …, … ve … …’nın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde yaralandıkları, mahkemece yargılamanın tamamlanması ile yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacılar vekili, 22.08.2016 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle annesini kaybeden davacılar … ve …’in, annelerinin desteğinden mahrum kaldığından bahisle destek tazminatı talep etmiştir.
Kaza 22/08/2016 tarihinde meydana gelmiş olup, 17/02/1989 doğumlu olan davacı …’ın kaza tarihinde 27 yaşında olduğu, 17.02.1985 doğumlu …’in kaza tarihinde 31 yaşında olduğu ve her iki davacının da kaza tarihinde evli olduğu dosyaya kazandırılan nüfus kaydından anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, 18 yaşını geçmiş ve evli olan davacıların, vefatından önce annelerinden tazminata esas manada destek alıp almadıklarına ilişkindir.
Yargıtay (kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 2017/1141 E. 2019/8979 K. sayılı içtihatın da açıklandığı üzere; “Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarında sahip oldukları sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır.
Destek kavramı, gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi umulan bir bakım ilişkisini gösterir. Eylemli ve düzenli olarak bir kimsenin geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak biçimde ona yardım eden veya olayların olağan akışına göre eğer ölüm gerçek1eşmeseydi az veya çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Bu manada, bir başka kişiye fiilen bakan, onu geçindiren veya ileride bakma, geçindirme ihtimali bulunan kişi, destektir. İlk durumda eylemli destek, ikinci durumda ise varsayımsal (farazi) destek kavramı söz konusudur. İfade olunan bu hususlar, gerek öğretide gerekse Yargıtay uygulamalarında kabul edilmiş olup, destek kavramının sadece mali olarak yardımı ifade etmediği, bakım ve hizmet etmek suretiyle sağlanacak katkıyı da kapsadığı genel olarak kabul edilmektedir.” Anne babanın çocuklarına destekliği açısından; TMK’nın 327. maddesindeki “(1)Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır. (2)Ana ve baba, yoksul oldukları veya çocuğun özel durumu olağanüstü harcamalar yapılmasını gerektirdiği takdirde ya da olağan dışı herhangi bir sebebin varlığı hâlinde, hâkimin izniyle çocuğun mallarından onun bakım ve eğitimine yetecek belli bir miktar sarfedebilirler.” ve TMK’nın 328. maddesindeki “(1)Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. (2) Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” hükümleri ve Türk toplum yaşantısı nazara alınarak, anne babanın çocuklarının okumaması halinde erkek çocuklarına 18 yaşına kadar, kız çocuklarına ise 22 yaşına kadar, yüksek öğretim görmeleri halinde ise 25 yaşına kadar anne babanın destek olacağı Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Daire’sinin ve 4. Hukuk Daire’sinin içtihatları ile kabul edilmiştir. Belirtilen yaşlardan sonra anne ve babanın destekliği açısından ise yasal bir bakım borcu olmaması nedeniyle destek iddiasında bulunan ölenin fiilen destek olduğunu, destek olunacak süreyi kanıtlamakla yükümlüdür. Destek iddiasında bulunanın, vefat eden ile aynı çatı altında yaşaması, bekar olması, desteği kanıtlamaya yeterli olmadığı gibi, evlenme ihtimali bulunan kişi açısından vefat edenin muhtemel yaşam süresini geçmemek üzere, muhtemel yaşam süresi kadar destek tazminatı talep etme hakkı olduğunu da kanıtlamaya yeterli değildir. Davacı, sağlık ve benzeri sebepler ile ölenin desteğinden kaldığını kanıtlamakla yükümlüdür.
Nitekim yukarıda bahsi geçen emsal içtihadında Yargıtay 17. Hukuk Dairesi bekar kız çocuklarının destek tazminatına ilişkin talepleri yönünden “Anneleri vefat eden davacıların Dairemiz uygulamalarıyla belirlenen (22 ve 25) yaşın üzerinde olduğu; ölen annelerinin desteğine muhtaç olmalarını gerektiren herhangi bir ağır hastalık ya da engellerinin olduğuna dair delilin bulunmadığı; anne- babanın çocuğa destekliğinin sonsuz bir ilişki olarak kabul edilemeyeceği ilkesi dikkate alındığında, davacı kızların destek tazminatı talep haklarının bulunmadığının kabulü gerekir.” denilerek, bekar ve aynı çatı altında yaşamış olmanın destekten yoksun kalmanın ispatı için yeterli olmadığını belirtmiştir.
Somut olay açışından da; 27 yaşında olan davacı …’ın öğretmen olarak atandığı yerde çalışmaya başladığı, 31 yaşında olan …’in ise kuaförlük mesleğini icra etmekte olduğu, her iki davacının evli olduğu ve anneleri ile ikamet etmediği anlaşılmaktadır. Davacılar … ve …’in kendi meslekleri olup düzenli bir gelirleri de bulunmakla müteveffanın ölümü ile ekonomik olarak da mahrumiyet doğmamasına göre mahkemece destekten yoksun kalmaya yönelik davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Mahkemece hükme esas alınan, kusur raporunun kaza tespit tutanağına, olayın oluş şekline ve dosya kapsamına uygun bulunmasına, hükmedilen manevi tazminat miktarları yönünden; 6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre; “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmü ile aynı Yasanın 51. maddesinde yer alan “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne göre, somut olayda olay tarihi, olayın oluş şekli, kazada müteveffanın kusursuz, … sürücüsü davalının tam kusurlu olması, davalı … A.Ş.nin meydana gelen zarardan işleten sıfatıyla sorumlu olmasına, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacılar … ve …’ın annelerini, …’in kardeşinin eşini ve …’nin de eltisini kaybetmesi nedeni ile davacıların çektiği acı ve duymuş olduğu üzüntünün boyutu, hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi, davacıların uğradığı manevi zarar göz önüne alındığında mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun bulunmasına göre davacılar vekilinin ve davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin ve davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılardan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … A.Ş.’den alınması gereken 6.147,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.536,97 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.610,93 TL harcın bu davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-İstinaf eden taraflarca yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf eden taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-Kararın usulüne uygun olarak taraflara tebliğine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 30/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.