Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/341 E. 2022/477 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/341
KARAR NO : 2022/477

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2019
NUMARASI : 2014/766 Esas 2019/1002 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 29/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili …’ın babası ile birlikte 07.09.2012 günü, Etlik Caddesi … önünde karşıdan karşıya yaya olarak geçerlerken sol taraftan gelen … plakalı aracın kendilerine çarpması sonucu yaralandıklarını, davalı … yönetimindeki aracın müvekkiline ve babasına çarptıktan sonra müvekkilini 15 metre sürüklediğini, müvekkilinin ağır yaralandığını, olayın üzerinden 5 ay geçmesine rağmen hala daha yürüyemediğini, tıbbi tedavilerinin devam ettiğini ve ne zaman iyileşeceğinin de henüz bilinmediğini, müvekkilinin olayın şokunu halen yaşadığını, evden çıkamamasına rağmen çevresindeki ani ses-gürültü ve hareketler karşı sıçrama refleksini hala gösterdiğini, bütün bunların ötesinde aradan 5 ay geçmesine rağmen hala yürüyememesi ve eşine ve ailesine muhtaç durumda olması, en temel insani hareketlerini ve ihtiyaçlarını dahi başkalarının yardımı ile yapmak zorunda kalmasının üzüntüsünü ve manevi acısını daha da artırdığını, müvekkilin kaza öncesi gündeliği 80,00-TL’den haftada 4 gün evlere temizliğe giderek aile geçimine katkıda bulunduğunu, maddi olarak ve manevi olarak ailesine ve akrabalarına muhtaç hale geldiğini ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00-TL manevi tazminat ve şimdilik belirsiz alacak olarak 2.000,00-TL maddi tazminat olmak üzere toplam 7.000,00-TL tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında 04/11/2019 tarihli dilekçesinde, maddi tazminat talebini (674,81TL geçici işgöremezlik, 24.466,31TL sürekli işgöremezlik, 330,70TL tedavi gideri olmak üzere) 25.471,82 TL olarak artırmış, ayrıca 21.11.2019 tarihli beyan dilekçesiyle de yine fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak bu sefer ilgili talebini (8.465,85TL bakıcı gideri, 32.780,31TL sürekli işgöremezlik, 741,45T geçici işgöremezlik olmak üzere) 41.987,61 TL olarak artırmıştır.
Davalılar… Ltd Şti ve … vekili cevap dilekçesinde; ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, mahkemece alınacak rapor ile kusur incelemesi yapılmasını, kaza sebebiyle davacıya bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, manevi tazminat istemlerinin fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın şirketleri tarafından ZMMS sigortasının yapıldığını, mükerrer ödemeye sebebiyet vermeyecek araştırmaların yapılması gerektiğini, SGK’dan yapılan ödeme olup olmadığının araştırılmasını, kusur tespiti için trafik ihtisas dairesine dosyanın gönderilmesini ve aktüer sıfatını haiz bilirkişiden asgari ücrete göre hesap raporu alınması gerektiğini, sigortaya tüm belgelerle başvurulmadığını, şirketin temerrüde düşmediğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; olay günü davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı, diğer davalı şirketin işleteni olduğu ve davalı sürücü … yönetimindeki aracın, karşıdan karşıya geçmeye çalışan davacı yayaya %25 kusurlu olarak çarpması sonucu , davacının %15,2 malül kalacak ve 4 ay süre ile geçici iş göremez halde olacak şekilde yaralandığı, davacının bu nedenle geçici ve sürekli iş göremezlik zararı, SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri ile bakıcı zararının ve manevi zararının oluştuğu, maddi zararlarının usulüne uygun bilirkişi raporuyla tespit edildiği ve davacı tarafından ıslah dilekçesi ile bu miktarların talep edildiği anlaşıldığından, davanın belirsiz alacak olması nedeniyle yapılan bedel artırımı ve ıslah da dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile, 741,45 TL geçici iş gücü kaybı, 32.780,31 TL sürekli iş gücü kaybı, 4.600,91 TL tedavi gideri, 3.864,94 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 41.987,61 TL maddi tazminatın, davalılardan sigorta şirketi bakımından dava tarihinden, diğer davalılar bakımından kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 1.500,00 TL manevi tazminatın, davalılar … ve… … Ltd.Şti.’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece kusur tespitinin yanlış yapıldığını, buna bağlı olarak da aktüeryal hesaplamanın ciddi maddi eksiklik ile sonuçlandığını, mahkemece hükme esas alınan maluliyet raporunun yetersiz olduğunu, gelişen zarar kavramının dikkate alınmadığını, yargılama sırasında dahi ameliyat ve tedavisinin devam ettiğinin raporlarla belli olduğunu, geçici iş göremezlik süresinin raporda eksik hesaplandığını, geçici iş göremezlik süresine dair hesaplamada tedavi süresinin 4 ay değil, en son ameliyat olduğu 13/07/2015 tarihi dikkate alınarak yıllarca sürdüğünün tespiti ve buna göre hesaplama yapılması gerektiğini, ilerde yapılmasında zorunluk bulunan ameliyat giderleri ve diğer tedavi giderlerinin gerçekleşmiş zarar niteliğinde olduğunu, tedavi giderlerinin de buna göre hesaplanması gerektiğini, kusur oranını da kabul etmediklerini, davacının kaza anında yanında bulunan 82 yaşındaki babasının fiziksel zorluğu ile kusura neden gösterilen yakındaki yaya üst geçidinin fiziksel eksiklikleri gözönünde bulundurularak müvekkilin kusurunun %75 değil, %25 olarak kabulü ile tazminat hesaplamalarındaki rakamların %50 oranında artırılması gerektiğini, yargılama giderlerinin eksik hesaplandığını, 29/09/2017 tarihinde İstanbul adli tıbba ödediği-314,50-TL için sistemde sehven davalı adına makbuz kesildiğini, toplam yargılama gideri ödemelerinin 3.555,19-TL olduğunu ancak mahkemece eksik hesaplandığını, buna yönelik tavzih talebinin mahkemece reddinin doğru olmadığını, bu nedenle tavzihin reddi kararının kaldırılmasını ve yargılama giderlerinin de düzeltilmesine karar verilmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle bakıcı gideri, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacının kusura yönelik istinafı yönünden;
Mahkeme tarafından hükme esas alınan ATK Trafik ihtisas Dairesi raporunun olayla ilgili ceza dosyasında ve yargılama sırasında mahkemece alınan raporlar ile kaza tutanağı değerlendirilerek, ayrıntılı ve denetime elverişli olarak düzenlendiği, dosya kapsamı ve oluşa uygun olduğu anlaşıldığından, kusura yönelik istinafın yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacının geçici işgöremezlik süresine yönelik istinafı yönünden;
Davacı her ne kadar “gelişen durum” değerlendirmesi yapılması gerektiğini, tam iyileşmediğini, tedavisinin devam ettiğini ileri sürmüşse de; bu iddialarla ilgili her zaman yeniden dava açılabileceği, her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre karara bağlanacağı, mahkemece hükme esas alınan maluliyet raporunun da, davacının tüm tedavi evrakları ve yargılama sırasında alınan son durum raporları değerlendirilerek ayrıntılı ve denetime elverişli olarak düzenlendiği, hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmediği anlaşıldığından, buna yönelik istinafa da itibar edilmemiştir.
Davacının yargılama giderlerine yönelik istinafı yönünden; mahkemece davacı tarafından yapıldığı belgeli yargılama giderleri esas alınarak hüküm kurulduğu anlaşıldığından bu konudaki istinaf sebebine itibar edilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Yargılama sırasında davacının adli yardım talebi kabul edildiğinden karar da harçsız olarak istinaf edildiğinden karar kesinleştiğinde, Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 220,70 TL istinaf başvurma harcı ve 80,70 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Kararın taraflara HMK’nın 359/4 maddesi gereğince usulüne uygun şekilde tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 HAFTA İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERE 23/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



Başkan …


Üye


Üye


Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.