Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/321 E. 2022/382 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/321 – 2022/382
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/321
KARAR NO : 2022/382

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2020
NUMARASI : 2018/886 Esas 2020/284 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı …Sigorta AŞ vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 31.05.2018 günü müvekkili …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile yanında … olduğu halde seyri esnasında… plakalı araç sürücüsü …’in, müvekkilinin aracına arkadan çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında …’ın vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücüsünün tam ve asli kusurlu olduğunu, … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesinin yapıldığını, müteveffanın kazadan önce ev hanımı olarak eşine ve çocuklarına yardım ettiğini, aynı zamanda hasta olan ikiz torunlarına baktığını, diğer çocuğu …’e maddi destekte bulunduğunu, müteveffanın ölümü ile müvekkillerinin maddi ve manevi zarara uğradıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; … için 500,00TL, … için 250,00 TL, … için 250,00TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden işletilecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; her bir davacı için ayrı ayrı 50.000,00TL manevi tazminatın, olay tarihinden işletilecek faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 28/05/2020 tarihli dilekçe ile davasını ıslah etmiş ve davacı … yönünden talep edilen maddi tazminat talebini 50.016,82 TL’ye artırmıştır.
Davalı …Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın müvekkili şirkete 26.09.2017-26.09.2018 tarihleri arasında … numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere ölüm halinde kişi başına azami 360.000,00TL ile sınırlı olduğunu, bu poliçeden dolayı davacı tarafça yapılan müracaat üzerine 12.11.2018 tarihinde 126.298,42TL tazminat ödemesi yapıldığını, bu nedenle davacı tarafın destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte her halükarda davacılar lehine yeniden tazminat hesabı yapılacak ise ödeme tarihindeki verilerin göz önünde bulundurulması gerektiğini, hesaplanacak tazminattan yapılan ödemenin faizi ile güncellenerek tenzil edilmesi gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, müteveffanın davacılara gerçekten destek olduğunun ispatı gerektiğini, huzurdaki davada 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları ve eki olan TRH 2010 Tablosunun uygulanması gerektiğini, davacı yanın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi talebinin haksız olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; tarafların kusur durumunun tespiti gerektiğini, davacı sürücü …’ın aniden duracak kadar yavaşlayarak kazanın gerçekleşmesine neden olduğundan müterafik kusurunun bulunduğunu, ayrıca müteveffanın emniyet kemerini takmaması nedeniyle zararın artmasına neden olduğundan müterafik kusurunun bulunduğunu, davacı çocukların destekten yoksun kalma tazminat talep etmelerinin mümkün olmadığını, talep edilen manevi tazminatın çok yüksek olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı/sürücü … yönetimindeki diğer davalı şirkete ZMMS ile sigortalı araçla tam kusurlu olarak, davacıların eş ve anneleri olan desteğinin ölümüne sebep olduğu anlaşıldığından, yapılan hesaplamalar kapsamında davacı …’in destekten yoksunluk zararının oluştuğu ve tüm davacıların da manevi zararlarının oluştuğu anlaşıldığından, yapılan ıslah da dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile, davacı … için 50.016,82 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, diğer davacıların maddi tazminat taleplerinin reddine, davacı … için 30.000,00 TL, davacı… için 20.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davalı …Sigorta AŞ vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı …Sigorta AŞ vekili istinaf dilekçesinde; davacılardan … için tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını, zira …’ın, destek yaşını çoktan aştığını, müteveffanın ara ara …’in çocuklarının bakımını üstlenmiş olmasının …’in destekten yoksun kaldığı anlamına gelmediğini, bu davacı yönünden de maddi tazminat talebinin reddi gerektiğini, dinlenen tanık beyanlarının da müteveffanın davacı …’a değil, davacının çocuğuna yani torununa destek olduğunun anlaşıldığını, müteveffanın annesi ve babasının yaşayıp yaşamadığının tespit edilmesi ve yaşıyorlarsa dava dışı anne-babaya destek payı ayrılması gerekirken bu konuda araştırma yapılmadan hesaplama yapılmasının doğru olmadığını, zira araştırmalarına göre müteveffanın annesinin hayatta olduğunu tespit ettiklerini, destek tazminatının doğru hesaplanmadığını, müteveffanın araçta yolcu olması nedeniyle emniyet kemeri takması gerekirken takmadığını, bu nedenle tazminattan müterafık kusur indirimi yapılması gerektiğini, ayrıca davalı şirket tarafından davacı …’a davaya konu kazadan doğan zarardan dolayı 12/11/2018 tarihinde 126.298,42-TL ödeme yapıldığını, dolayısıyla da şirket tarafından yapılan ödemenin yetersiz olması ve ödeme tarihindeki zararı karşılamamış olmasının mümkün olmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksunluk tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı Sigorta vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalının hesap raporuna yönelik istinafı yönünden;
Her ne kadar davalı, ölenin anne ve babasının hayatta olup olmadığının değerlendirilmediği ve destek payı hesabında nazara alınmadığını iddia etmişse de hükme esas alanın raporda bu hususun değerlendirildiği, babanın ölü olması ancak annenin hayatta olması nedeniyle bu duruma göre hesap yapıldığı anlaşıldığından, bu istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davalının müterafık kusura yönelik istinafı yönünden;
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Her somut olayın özelliğine göre, olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek, zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK’nın 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Somut olayla ilgili hazırlık soruşturması sırasında görgü tanığı olarak beyanı alınan …, “Olay tarihi olan 31/05/2018 tarihinde arkadaşım…’ın kullanımında olan … plakalı araç ile Ulus istikametine doğru Ankara Bulvarı üzerinde seyirhalinde ilerlerken bir çarpışma sesi duyduk…Kazaya karışan araçlardan bir tanesi en sol şeritte diğeri ise en sağ şeritte durdu. En sol şeritte bulunan ve sonradan ismini öğrendiğim …’ın aracının önüne aracımızı çektik. …’ın kullanımında olan araç arkadan hasarlıydı ve ben yolcu tarafına koştum, yolcu tarafında bulunan bir bayan vardı ve ayakları torpido ve ön cama arasına kadar uzanmıştı. Bel ve sırt kısmı koltuğun oturulan bölmüne kadar uzandığını ve emniyet kemerinin takılı olmadığını gördüm. Bilinci yerinde değildi refkles gereği elimi burnuna doğru uzattım ve nefes alıp almadığını kontrol ettim ve nefes aldığını hissettim….” şeklinde beyanda bulunmuşsa da;
Davacılar desteğinin ölümü ile ilgili düzenlenen otopsi raporunda ölüm sebebinin “künt kafa ve genel beden travmasına bağlı kafatası kaide ve iskelet sistemi kırıkları ile karakterli beyin zarı kanaması, beyin sapı ve medula spinalis harabiyeti, iç organ harabiyeti ve iç kanama” olduğu belirtilmiştir.
Bu durumda, kaza sonucu meydana gelen ölümün sebebi nazara alındığında emniyet kemeri takılmaması ile ölüm arasında illiyet bağı ispatlanamadığından, davalının müterafık kusura yönelik istinafına itibar edilmemiştir.
Davalının davacı …’ın destek tazminatı alma hakkına yönelik istinafı yönünden;
Destekten yoksun kalma tazminatı, 6098 sayılı TBK’nın 53/III. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmeleri için muhtaç olunacak paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse 6098 sayılı BK’nın 53/3. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesinde sözü geçen “destek” kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde, “destek” sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte, destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21/04/1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı)
Tarafların soysal ekonomik durumları mahkemece dosyaya kazandırılmış, davacı …’ın yetişkin ve evli olduğu sosyal ekonomik durumları ve nüfus kayıtlarından anlaşılmıştır.
Yargıtay (kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 2017/1141 E. 2019/8979 K. Sayılı içtihatında açıklandığı üzere; “Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarında sahip oldukları sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır.
Destek kavramı, gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi umulan bir bakım ilişkisini gösterir. Eylemli ve düzenli olarak bir kimsenin geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak biçimde ona yardım eden veya olayların olağan akışına göre eğer ölüm gerçek1eşmeseydi az veya çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Bu manada, bir başka kişiye fiilen bakan, onu geçindiren veya ileride bakma, geçindirme ihtimali bulunan kişi, destektir. İlk durumda eylemli destek, ikinci durumda ise varsayımsal (farazi) destek kavramı söz konusudur. İfade olunan bu hususlar, gerek öğretide gerekse Yargıtay uygulamalarında kabul edilmiş olup, destek kavramının sadece mali olarak yardımı ifade etmediği, bakım ve hizmet etmek suretiyle sağlanacak katkıyı da kapsadığı genel olarak kabul edilmektedir.” Anne babanın çocuklarına destekliği açısından; TMK’nın 327. maddesindeki “(1) Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır. (2) Ana ve baba, yoksul oldukları veya çocuğun özel durumu olağanüstü harcamalar yapılmasını gerektirdiği takdirde ya da olağan dışı herhangi bir sebebin varlığı hâlinde, hâkimin izniyle çocuğun mallarından onun bakım ve eğitimine yetecek belli bir miktar sarfedebilirler.”
TMK’nın 328. maddesindeki “(1)Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. (2) Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” hükümleri ve Türk toplum yaşantısı nazara alınarak, anne babanın çocuklarının okumaması halinde erkek çocuklarına 18 yaşına kadar, kız çocuklarına ise 22 yaşına kadar, yüksek öğretim görmeleri halinde ise 25 yaşına kadar anne babanın destek olacağı Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Daire’sinin ve 4. Hukuk Daire’sinin içtihatları ile kabul edilmiştir. Belirtilen yaşlardan sonra anne ve babanın destekliği açısından ise yasal bir bakım borcu olmaması nedeniyle destek iddiasında bulunan ölenin fiilen destek olduğunu, destek olunacak süreyi kanıtlamakla yükümlüdür. Davacı, sağlık ve benzeri sebepler ile ölenin desteğinden kaldığını kanıtlamakla yükümlüdür.
Somut olayda, davacı …’ın, yetişkin ve evli olması, kendisinin herhangi bir özel bakım gerektirecek sağlık sorununun olmaması ve destekten yoksun kaldığını da kanıtlayamamış olmamasına göre, mahkemece bu davacının destekten yoksun kalma tazminatı davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı …Sigortanın buna yönelik istinaf isteminin kabulü gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı sigorta vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararında kesinleşen yönler korunarak, kararın istinaf eden davalı lehine kaldırılmasına ve düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A- Davalı …Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/07/2020 gün ve 2018/886 Esas-2020/284 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1-Davacılar …, … ve …’ın davalı …Sigorta AŞ’ye yönelik açtıkları maddi tazminat davalarının REDDİNE,
2- Davacı … ve …’ın davalı …’e yönelik maddi tazminat davasının REDDİNE
3- Davalı …’ın davalı …’e yönelik maddi tazminat davasının KABULÜ ile, 50.016,82 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 31/05/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı …’den alınarak davacıya …’a ödenmesine,
4-Davacı … için 30.000,00 TL, davacı… için 20.000,00-TL, davacı … için 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den olay tarihi olan 31/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, fazlaya dair istemin REDDİNE,
-Maddi tazminat davası yönünden;
a-Alınması gereken 3.416,64 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 515,75 TL harç ile 169,98 TL ıslah harcı toplamı olan 685,73-TL’nin mahsubu ile kalan 2.730,91-TL’nin davalı …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
b-Davacı … ve …’ın reddedilen maddi tazminat talebi bakımından, davalılar … ve …Sigorta A.Ş.’nin kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 250,00TL vekalet ücretinin davacı …’ten, 500,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılara ödenmesine,
c-…’ın maddi tazminat davası yönünden Dairemiz karar tarihi itibarıyla yürürlükte olan AAÜT’nın 13/4 maddesi gereğince 9.200TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …Sigorta A.Ş.’ye ödenmesine
d-Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte olan AAÜT gereğince 7.302,19 TL vekalet ücretinin davalı …’en alınarak davacı …’a ödenmesine,
4-Manevi tazminat davası yönünden;
a-Alınması gereken 4.781,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 515,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.265,35 TL karar ve ilam harcının, davalı …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacılar tarafından yatırılan 515,75 TL peşin harcın davalı …’den tahsili ile davacılara verilmesine,
b-Davacıların kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri görülmekle, kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10. maddesi gereğince kabul oranına göre takdir ve hesap edilen; davacı … için 4.500,00 TL, davacı… için 3.400,00 TL, davacı … için 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den tahsili ile davacılara ödenmesine,
c-Reddedilen manevi tazminat talebi bakımından, davalı …’in kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/2 maddesi gereğince reddedilen miktara göre hesap edilen 3.400,00TL vekalet ücretinin davacı …’dan, 3.400,00TL vekalet ücretinin davacı …’dan, 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacı …’ten alınarak bu davalıya ödenmesine,
5-Davacılar tarafından sarf edilen 207,20 TL tebligat ve posta gideri ile 1.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.607,20 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesap edilen 964,32 TL’nin davalı …’den tahsili ile davacılara ödenmesine, artan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
İSTİNAF YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Davalı …Sigorta AŞ. tarafından yatırılan 854,40TL nispi istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde istinaf eden davalıya iadesine,
2-Davalı …Sigorta AŞ. tarafından yapılan 148,60TL başvurma harcı ve 48,50-TL istinaf yargılama giderinin davacı …’dan alınarak, davalı sigorta şirketine verilmesine,
3-İİK’ nın 36. maddesi gereğince Ankara 8. İcra Dairesi’nin 2020/6317 Esas sayılı dosyasına depo edilen 82.000,00 TL teminat mektubunun yatırana iadesine,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç tahsili ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan
Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.