Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/320 E. 2022/381 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/320
KARAR NO : 2022/381

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2019
NUMARASI : 2017/570 Esas 2019/987 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı …’ın idaresindeki … plaka sayılı araçla seyri esnasında fren tedbirinde gecikerek önündeki dava dışı … plakalı araca arkadan çarptığını, bu aracın da aldığı darbenin etkisiyle öne ötelenip önündeki müvekkiline ait … plakalı araca çarptığını, müvekkiline ait aracın hasara bağlı değer kaybına uğradığını, aracın tamir süresi boyunca da kullanılamadığını belirterek, şimdilik kaydıyla davalı sürücü ve davalı … şirketinden 4.050,00 TL değer kaybı ile 55,00 TL tamir süresi araç yoksunluk kaybının tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında ıslah dilekçesi ile değer kaybı talebini 5.000,00 TL olarak her iki davalıdan kaza tarihinden avans faiziyle müştereken ve müteselsilen, ikame araç bedeli talebini 1.190,00 TL olarak davalı ……’tan kaza tarihinden itibaren avans faiziyle talep etmiştir.
Davalı … adına usulüne uygun meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalının duruşmalara katılmadığı gibi cevap dilekçesi de sunmadığı görülmüş, 6100 sayılı HMK’nın 128. maddesinde belirtildiği üzere dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
Davalı …. … Sigorta Kooperatifi adına usulüne uygun meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalının duruşmalara katılmadığı gibi cevap dilekçesi de sunmadığı görülmüş, 6100 sayılı HMK’nın 128. maddesinde belirtildiği üzere dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; 20/06/2017 tarihinde meydana gelen kazada davalı … şirketine sigortalı olan … plakalı araç sürücüsü davalı … …’ın meydana gelen kaza oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğu, davacıya ait … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’in kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, davacıya ait dava konusu araçta Sigorta Genel Şartları’na göre yapılan hesaplamada değer kaybının bulunmadığı, 7 günlük araç yoksunluk kaybı zararının 1.190,00 TL olduğu, davalıya sigortalı aracın sürücüsünün kazanın oluşumunda %100 kusurlu olması nedeniyle davacının 1.190,00 TL araç yoksunluk kaybını davalı … …’dan isteyebileceği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, davacının değer kaybı talebinin reddine, 1.190,00 TL araç yoksunluk kaybının kaza tarihi olan 20.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … …’tan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; araçta değer kaybı meydana geldiğinin açık olduğunu, bu talebin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, zararın daha fazla olduğunu, Yargıtay 17 HD’nin 2017/980 E. 2018/1219 K. sayılı ilamında belirtildiği şekilde değer kaybı hesaplanması gerektiğini, sigorta genel şartlarına göre değerlendirme yapılmasının doğru olmadığını belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın sebep olduğu kaza ile davacının aracının zarar görmesi nedeniyle araçtaki değer kaybı ve ikame araç bedelinin davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulü ile, değer kaybı talebinin reddine, ikame araç bedeli talebinin kabulüne dair verilen karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan Genel Şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve Genel Şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesi’nin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan Genel Şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve Genel Şartlarda…” ibaresi Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Danıştay ve Yargıtay tarafından kabul edilen uygulamaya göre “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulü kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin bu maddelerdeki “Genel Şartlar” ibarelerini iptal etmesi sonucu değer kaybı tazminatı öncelikle Karayolları Trafik Kanunu’nun hükümlerinin, bu kanunda düzenlenmeyen hususlarda ise Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiile ilişkin hükümlerinin usul ve esasları çerçevesinde belirlenecektir. Bu Kanun’larda açıkça düzenlenmiş hususlarda Genel Şartlar ile Kanun’un kapsamını daraltan ya da genişleten hükümleri uygulanmayacaktır. Genel şartlar TTK’nın 1425 ve Sigortacılık Kanun’u 11 ve KTK’nın 95. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak idarece çıkarıldığı için, KTK ve TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerinde genel olarak temel unsurları belirlenmiş hususlarda bu temel unsurlara aykırı olmamak şartı ile Genel Şartlar’ın hükümleri uygulanacaktır. Anayasa mahkemesinin iptal kararı derdest olan eldeki davada da uygulanması gerekmektedir. Bu durumda; değer kaybının ZMMS Genel Şartlarına göre hesaplanmasının yasal dayanağı kalmamış olup, gerçek zarar ilkesi gereğince değer kaybının, kaza tarihindeki serbest piyasa koşullarına göre, aracın kazadan önceki değeri ile onarım sonrası değeri arasındaki farka göre belirlenmesi gerekir.
Değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin piyasa koşullarına göre tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, değer kaybı hesabının Genel Şartlardaki hükümler uyarınca ve serbest piyasa koşullarına göre iki ihtimalli olarak hesaplandığı; Genel Şartlara göre yapılan hesapta araçta değer kaybı olmadığı, serbest piyasa koşullarına göre yapılan hesapta ise araçta 5.000,00 TL değer kaybı oluştuğunun rapor edildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda da açıklandığı üzere “Genel Şartlara” yapılan atfın iptal edilmiş olması da nazara alındığında piyasa koşullarına göre değer kaybı olup olmadığı değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile Genel Şartlar esas alınarak davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, davacının buna yönelik istinafının kabulü gerekmiştir.
Mahkemece alınan raporun “Piyasa Koşulları” gözönüne alınarak düzenlenen bölümünün yerleşik içtihatlara uygun ve denetime elverişli olduğu, yeniden rapor alınmasına gerek olmadığı anlaşıldığından, Dairemizce hükme esas alınması gerektiği sonucuna varılmış, davacının aracında dava konusu kaza nedeniyle 5.000,00 TL değer kaybı oluştuğu, bu miktardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davalı sigortanın davadan önce temerrüde düştüğü ispatlanmadığından sigorta yönünden faizin dava tarihinden başlatılması gerektiği, davalıya sigortalı aracın ticari nitelikte olması nedeniyle avans faizine hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır .
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve değer kaybı tazminatı da verilecek şekilde ve ilk kararda kesinleşen yönler korunarak düzeltilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/11/2019 gün ve 2017/570 Esas – 2019/987 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1-Davanın KABULÜNE,
a-5.000,00TL değer kaybı tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen davalı … yönünden dava tarihi olan 15/08/2017 tarihinden itibaren, davalı … … yönünden kaza tarihi olan 20/06/2017 tarihinden itibaren avans faiziyle alınarak davacıya ödenmesine,
b-1.190,00 TL araç yoksunluk kaybının kaza tarihi olan 20/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … …’tan alınarak davacıya ödenmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 422,83 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 70,11 TL peşin ve 36,00 TL tamamlama harcı toplamı 106,11 TL’nin mahsubu ile bakiye 316,73 TL’nin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı vekil ile temsil edildiğinden Dairemiz karar tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 maddesi gereğince 6.190,00 TL vekalet ücretinin davalılardan (davacı … 5.000,00TL’den diğer davalı ile müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak üzere) tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 31,40 TL başvurma harcı ve 106,11TL peşin harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 223,80 TL tebligat/müzekkere masrafı, 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 723,80 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
İSTİNAF YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1- Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf başvuru harcı 59,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 207,60 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.