Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/32 E. 2022/3 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/32 – 2022/3
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/32
KARAR NO : 2022/3

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2019
NUMARASI : 2017/853 Esas 2019/926 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 15/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 26/09/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; Konya’da meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkilinin sakatlanarak kısmi kalıcı şekilde iş göremez duruma gelerek maddi manevi perişan olduğunu, söz konusu çift taraflı kazanın meydana gelmesinde davalı sigorta şirketine … No.lu Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalanmış bulunan… plakalı araç sürücüsünün kusurlu ve sorumlu olduğunu, müvekkilinin ise kazaya karışan diğer araçta yolcu konumunda bulunduğunu, söz konusu anılan poliçenin kişi başına sakatlık halinde KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının 330.000,00 TL’lik teminat limitine sahip olduğunu, müvekkilinin tedavi giderlerinin 6111 Sayılı Kanun kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılandığını ancak Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanmayan ve söz konusu Kanun kapsamı dışında kalan zorunlu ve kaçınılmaz harcamaların sigorta şirketinin sorumluluğunda olduğu ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan kaçınılmaz tedavi giderlerinin Adli Tıp Uzmanı tarafından tespiti ile bu zararların davalıdan tahsilinin gerektiğini, davalıya iadeli taahhütlü usulde teminat limitleri içinde ödeme yapması ihtarının 22/09/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının 03/10/2017 tarihli cevap yazısında maaş bordrosu, heyet raporu, Savcılık iddianamesi talep ettiğini, bunun üzerine yazıya cevap verilerek asgari ücrete muvafakat verildiğini, ceza dosyasına ilişkin bilgi verildiğini, heyet raporu alınamadığından şirket nezdinde tespit edilmesinin talep edildiğini ancak davalının geçen 15 günlük yasal sürede kendileri ile iletişime geçilmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 500,00 TL kaçınılmaz faturalandırılamayan tedavi giderleri olmak üzere 3.500,00 TL maddi tazminatın ihtarnamenin tebliğ tarihinin 8 iş günü sonrası olan 05/10/2017 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla talebini toplam 66.083,52TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; trafik kazalarında tedavi giderlerinden doğan sigorta şirketlerinin ödeme yükümlülüklerinin Sosyal Güvenlik Kurumu’na devredildiğini, kaza ile ilgili yapılan soruşturmada davacının yazılı beyanlarında Kaza Tespit Tutanağındaki verilere göre davacının 31/08/2017 tarihinde saat 13.46 sularında Konya-Karaman Yolunun D/715-04 Km. 21 de meydana gelen iki taraflı trafik kazasında dava dışı sürücü …’ün sevk ve idaresindeki… plakalı araç içerisinde sürücüye göre sağ önde oturan yolcu olarak bulunduğu, içinde bulunduğu aracın müvekkili şirkete Trafik Sigortası ile sigortalı… plakalı dava dışı…sevk ve idaresindeki aracı hatalı sollama yapması ve kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmaması neticesinde ölümlü ve yaralamalı kazanın meydana geldiği ve bu kazada davacının yaralandığının anlaşıldığını, kazanın oluşumu ile davacının yaralanması arasında açık ve net olan davacının araç içinde emniyet kemerinin takılı olmayışı sonucunda yaralanmasının daha da ağırlaşması olduğunu, davacının hatır taşıması ile seyahat ettiği aracın sağ ön koltuğunda sürüş esnasında zorunlu olan emniyet kemerini takmadığını, davacının emniyet kemeri takmadığının tespiti halinde bu durumun zararın meydana gelmesine etki oranında hesaplanacak olası bir tazminattan indirim yapılmasının gerektiğini, tazminat istemlerinin ancak kaza tarihinde geçerlilik sürelerine ilişkin biçimde tanzim edilmiş Sigorta Poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, olay tarihinde tutulan Kaza Tespit Tutanağına göre davacının içinde bulunduğu aracın %50 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkili şirket sigortalısına ait aracın kusur oranının ise %50 olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece dosya kapsamına göre; olay tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu… plakalı araç sürücüsü … sevk ve idaresindeki aracı ile Konya istikametinden Karaman istikametine seyri sırasında aynı istikamete önünde seyreden dava dışı sürücü…sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı… plakalı kamyonetin ani şekilde şerit değiştirmesi üzerine… plakalı araç sürücüsünün şeridine giren kamyonetin sol kapı ve sol çamurluk kısmına aracının sağ ön kısmına çarpması neticesinde yaralanmalı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, bu kazada davacının içinde yer aldığı araç sürücüsü …’ün %25 oranında, … plakalı kamyonetin sürücüsü…’nin %75 oranında kusurlu bulunduğu, kaza nedeniyle davacının %10 sürekli iş göremezlik halinde kaldığı, SGK dışı belgesiz tedavi giderlerinin ise 3.921,75 TL olarak hesaplandığı, hesap bilirkişisi tarafından yapılan sürekli iş göremezlik ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri tutarlarından tarafların kusur durumuna göre indirim yapılmak sureti ile karar verilmesi gerektiği, her ne kadar hatır taşıması olduğu savunulmuş ise de dosya kapsamındaki delillere göre davacının, aracında seyahat ettiği …’ün yeğeni olduğu, bu halde hatır taşımasından söz edilemeyeceği açıkça anlaşılarak davanın kısmen kabulü ile 49.246,33 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 2.941,31 TL belgesiz tedavi gideri masrafı olmak üzere toplam 52.187,64 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 12/10/2017 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş; hükme karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; yargılama devam ederken davacının iki farklı kişiye toplamda alacağının 40.000,00 TL’lik (25.000,00 TL+15.000,00 TL) kısmını noterde temlik etmesine ve bunu mahkemeye bildirmelerine rağmen mahkemenin bu hususu nazara almadan karar vermesinin doğru olmadığını, temlik edilen alacaklar yönünden davacının talep hakkının kalmadığını, davacıdan alacağını temlik alanlar hakkında HMK’nın 125/2 maddesine göre bir hüküm kurulmaması nedeniyle davanın esastan ve usulden bozulması gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, 31/08/2017 günü meydana gelen trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı ve belgesiz tedavi giderinin tazmini istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dosya kapsamına sunulan belgelerden, davaya konu kazada yaralanan davacının 21/11/2018 tarihinde Konya 4. Noterliğinde Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/853 E. sayılı davasında/dosyasındaki alacağından 15.000,00(Onbeşbin)TL’lik kısmını bütün ferileri ile birlikte baba adı…, doğum yeri Argıthan, doğum tarihi 05/12/1961 olan … T.C: Kimlik No.lı, … isimli kişiye devir ve temlik ettiği, yine 05.04.2018 tarihinde Konya 2. Noterliğinde Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/853 E. sayılı davasında adına hükmedilecek/ödenecek kaza sigorta tazminatından 25.000,00 (yirmibeşbin)TL’lik kısmını … T.C. Kimlik No.lı … isimli kişiye devir ve temlik ettiği anlaşılmaktadır.
6098 sayılı TBK’nın 183/1 maddesinde; Kanun’un, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça, alacaklının borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebileceği hükmü yer almaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 125/2. maddesine göre ise; davanın açılmasından sonra dava konusunun davacı tarafından devredilecek olması halinde, devralmış olan kişinin, görülmekte olan davada davacı yerine geçeceği ve davanın kaldığı yerden itibaren devam edeceği düzenlenmiştir.
Mahkemece, dava konusunun üçüncü kişiye temliki re’sen dikkate alınacaktır.
Bu düzenlemeler karşısında hukuki bir işlem (tasarrufi işlem) olan alacağın temliki sonrasında alacak üçüncü kişiye intikal etmektedir. Bu andan itibaren üçüncü kişi, borçlu karşısında alacaklı sıfatını kazanmaktadır. Niteliği itibariyle alacağın temliki, alacaklının tasarruf işlemidir. Temlik, alacağın tamamı için yapılabileceği gibi somut olaydaki gibi bir kısmı için de yapılabilir. Tam temlikte alacağın aslı ve fer’ileri temlik alana geçmekte olup, alacaklı borç ilişkisinde taraf olmaktan çıkar. Kısmi temlikte ise, temlik edilen asıl alacak ve bu oranda fer’ilerinin temlik alana geçmesi söz konusudur. Temlik edilmeyen kısım itibariyle borçlunun temlik eden alacaklıya karşı sorumluluğu devam eder. Temlik alan, temliki ve alacağın varlığını ispat ederek borçludan talepte bulunur. Temlik ile birlikte temlik alan, alacağın aslı ve fer’ileriyle birlikte, alacağa bağlı rüçhan haklarını da iktisap eder. Dolayısıyla temliğe konu alacak itibariyle dava ve takip hakkı da temlik alana geçer. Alacağın temlikinde esasen borç değişmez, sadece onu talep edecek taraf değişmiş olur.
Bu durumda, alacağın temliki ile kısmi temlikte temlik edilen miktarın alacaklısının yerine yeni bir alacaklının geçeceği kuşkusuz olup, ilk derece mahkemesince hem alacağın temliki hem de devredilen alacak miktarı olan alacağın 40.000,00 TL’lik kısmı için bir değerlendirme yapılmadığı gibi, 15/12/2017 olan dava tarihinden sonra ancak 31/10/2019 günlü karar tarihinden önce devredilen bu kısım için davacının aktif husumet ehliyeti yönünden de bir değerlendirme yapılmaması doğru görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, davalı sigorta vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf sebeplerinin kabulüne, 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, alacağın (kısmi) temliki gözönünde tutularak, temlik konusu ile davacının alacağının temlike konu edilen kısmı için aktif husumet ehliyeti konusunda bir değerlendirme yapılması ve HMK’nın 125/2. maddesine göre kısmi temlik alanların davaya dahil edilip sonuca göre bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davalı vekilinin diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 31/10/2019 tarihli 2017/853 Esas – 2019/926 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalıdan alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Konya 6. İcra Dairesinin 2021/9355 sayılı dosyasına yatırılan 120.000,00-TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 15/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.