Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/318 E. 2022/379 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/318
KARAR NO : 2022/379

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/07/2020
NUMARASI : 2016/909 Esas 2020/305 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesi ile; 14.05.2016 tarihinde … plakalı araç ile … plakalı aracın çarpışması neticesinde meydana gelen kaza sonucu müvekkili …’un yaralandığını, iş göremezlik halinde kaldığını, kaza nedeniyle sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak taraflarına cevap verilmediğini, belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL geçici iş göremezlik, 1.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 1.500,00 TL maddi tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargılama sırasında talebini geçici iş göremezlik için zarar tutarını 21.117,08-TL’ye, sürekli iş göremezlik zarar tutarını 140.399,26-TL’ye verdiği dava değeri artırım dilekçesi ile artırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; sürücülerin kusur durumu, davacının sakat kalıp kalmadığı ve sakatlık oranı hakkında Adli Tıp Kurumunda rapor alınması gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, SGK tarafından davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini, davacının faiz talebinin kabulünün mümkün olmadığını belirterek açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, 14/05/2016 tarihinde, davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı araç sürücüsü…’nin %100 oranında kusuru ile davacının yönetimindeki motosiklete çarpması sonucu, davacının %21 oranında malul kalacak ve 9 ayda iyileşebilecek şekilde yaralanması nedeniyle davacının sürekli ve geçici işgöremezlik zararının oluştuğu, bu zararın miktarının alınan bilirkişi raporuyla belirlendiği gerekçesiyle yapılan ıslah da dikkate alınarak davacının maddi tazminat davasının kabulü ile; 140.399,26 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 21.117,08 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 161.516,34 TL’nin temerrüt tarihi olan 29/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde: davaya konu kazanın yeni genel şartların yürürlüğe girmesinden sonra meydana geldiğini, mahkemece hükme esas alınan ve “çalışma gücü … yönetmeliği”ne göre düzenlenen maluliyet raporunun genel şartlara uygun olmadığını, raporun “erişkinler için engellilik değerlendirmesi … hakkındaki yönetmelik” hükümlerine göre düzenlenmesi gerektiğini, yine genel şartlar kapsamında geçici işgöremezlik zararından davalı şirketin sorumlu olmadığını belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden; Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 22/05/2018 tarihli raporunda “Yapılan fizik muayenede; kısa mesafe bastonsuz yürüyebildiği, sola aksaması olduğu, sağ kalçada 15 cm ve 8cm ameliyat skarı olduğu, sağ uyluk dışta 25cm, 4cm, 3cm ameliyat skarı olduğu, sağ kalça 90 derece fleksiyon yapabildiği, ekstansiyonun tam olduğu, iç tortasyon yapamadığı, bacağının dışa rotasyonda durduğu, ağrı nedeniyle kas gücünün tam değerlendirilemediği tespit edildi.” tespiti yapılarak ve rapor içeriğinde başka hastanelerin raporlarında da hastada(davacıda) sağ eklem kısıtlılıkları olduğu rapor edildiği halde, sonuç olarak: davacının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre vücut genel çalışma gücünden kaybetmediği, 9 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı yönünde rapor düzenlendiği, bu rapora itiraz üzerine bu kez İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurul’undan alınan 08.07.2019 tarihli raporda, evrak üzerinden ve yukarıdaki rapor ve rapor içeriğinde bahsedilen başka hastane raporları da incelenerek, sonuç olarak Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında davacının 14.05.2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası neticesinde kişinin yaşına göre meslekte kazanma gücünün azalma oranının %21 olduğu, iyileşme süresicinin 9 aya kadar uzayabileceği, yönünde rapor düzenlendiği görülmüş ve mahkemece ATK 2. İhtisas kurulu raporu esas alınarak karar verilmiştir.
Bu durumda, davacının özür oranları raporları arasında çelişki olduğu açık olup, mahkemece raporlar arasındaki çelişkiyi giderici mahiyette Adli Tıp Kurumu Üst Kurulundan, kaza tarihindeki yönetmelik hükümleri esas alınarak raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek, mahiyette rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile raporlar arasındaki çelişki giderilmeden ve davacının özür/maluliyet oranı netleştirilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanılmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, yukarıda açıklanan eksiklikler tamamlanarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalının sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 14/07/2020 tarihli 2019/909 Esas – 2020/305 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre davalının sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalıdan alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5- Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 09/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



Başkan


Üye


Üye


Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.