Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/316 E. 2022/295 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/316
KARAR NO : 2022/295

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2020
NUMARASI : 2017/223 Esas 2020/178 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat

KARAR TARİHİ : 26/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 18/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ile davalılar … ve… vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 21.11.2015 tarihinde davacı …’ye, davalı şirkete ait dorseli tırın çarpması neticesinde bu davacının % 20 özgül öğrenme güçlüğü ve % 6 ortopedik olmak üzere toplamda % 6 oranında malul kaldığını, kazaya karışan araç sürücüsü olan davalı …’ın şehir içinde yüksek hızda araba kullanması neticesinde kazanın meydana geldiğini yaralanan davacı …’ın, tedavi ve sonrasında devam eden fizik tedavi sürecinin yoğunluğu ve zorluğu sebebiyle çocuğunun tedavi süreciyle ilgilenen davacı … …’in (…) işten çıkartıldığını ve ancak çocuğunun bakım ihtiyacının azalması sonucu yeniden işe girebildiğini, davalı sigortanın %3 sakatlık oranı üzerinden cüz’i bir miktar ödeme yaptığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla maddi zararların tazmini karşılığı şimdilik davacılardan her biri için ayrı ayrı 1.000,00‘er TL maddi tazminat ile davacı … için 100.000,00 TL, davacı … … için 50.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 152.000,00 TL maddi-manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 05/10/2017 tarihli celsede; davacı … için istenilen maddi tazminatın sürekli iş göremezlik tazminatı olduğunu, davacı anne için ise, çocuğuna bakmak zorunda kalması nedeniyle çalışmak zorunda olduğu işinden ayrılmak zorunda kaldığı için zarara uğradığını, ayrıca …’ın annesinin tek çocuğu olduğunu, uzun vadede onun desteğinden yoksun kaldığını, tazminat taleplerinin bunlara ilişkin olduğunu beyan etmiş, 23/02/2020 tarihli oturumda ise maddi tazminat taleplerini tüm davalılardan, manevi tazminat taleplerini ise sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen talep ettikleri açıklamış, 04/11/2019 tarihli bedel artırım dilekçesi ile, davacı … yönünden 1.000,00 TL olan maddi tazminat talebini 3.721,68 TL’ye, davacı … yönünden 1.000,00 TL olan maddi tazminat talebini ise 11.318,32 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … ve …vekili cevap dilekçesinde; kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün hiçbir kusuru olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; dava öncesinde davacıya maluliyeti nedeniyle 22/09/2016 tarihinde % 75 kusur oranı esas alınarak 12.318,00 TL ödeme yapıldığını, devamında davacının maluliyetinin arttığı gerekçesiyle 16/11/2016 tarihinde % 75 kusur ve % 8 maluliyet oranı esas alınarak 20.577,00 TL ödeme yapıldığını, davacı annenin çocuğunun bakımı için çalışamıyor olmasının doğrudan doğruya meydana gelen bir zarar olmadığını, ZMMS Genel Şartları uyarınca, uğranılan zararlar nedeniyle yöneltilebilecek tazminat taleplerinin sigorta kapsamı dışında olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacı …’nin maddi tazminat talebinin kabulü ile; 3.721,68 TL bakiye sürekli iş göremezlik tazminatının, davalı … bakımından son kısmi ödemenin yapıldığı 16/11/2016 tarihinden, diğer davalılar bakımından ise olay tarihi olan 21/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalı … şirketinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına, davacı …’nin maddi tazminat talebinin davalılar … ve … bakımından kabulüne, 11.318,32 TL tazminatın olay tarihi olan 21/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, adı geçen davacının davalı … aleyhine açtığı maddi tazminat talepli davasının ise reddine, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 2111/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve ….’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili ile davalılar … ve Yavuzoğulları İnşaat… Ltd. Şti. vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; aktüerya hesabında davacı …’ın erişkin olması halinde 9 ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığı yönünde görüş bildirildiğini, hâlbuki bu davacının öğrenci olduğunu, okula gidemediği için iş göremezlik kaybının 9 ay üzerinden değil bir yıl üzerinden hesaplanması gerektiğini, kendisinin iş hayatına bir yıl geç başlayacağını, davacı …’ün, çocuğunun kazası sebebiyle işinden ayrılmak zorunda kaldığını ve tek evladının kendisine daha iyi yaşam koşulları sağlama beklentisinin zorlaştığını, tedavi sürecinde yoğun bakım giderleri, hastaneye gidiş gelişlerde çektiği zorluklar, evladının yatağa bağlı uzun süre yaşamak zorunda kalması yanında altına bez bağlanmasını gerektirecek kadar ağır bir hastanın taksi, otobüs, dolmuş vb. giderlerinin mahkemece değerlendirmeye tabi tutulmadığını, anne olan davacı …’e ilişkin hesaplanan bakıcı giderinden sigortanın da sorumlu tutulması gerektiğini, takdir olunan manevi tazminatın az olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğunu, yapılan ödemeler ile davacı …’ın zararlarının karşılandığını, davacı … …’in kaza nedeniyle hiçbir zararı olmadığını, somut olayda, hem bakıcı masrafı hem de annenin zararının hesaplanmasının, aynı olaya ilişkin mükerrer zarar tespiti yapılarak, sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet verilmesi anlamına geldiğini, tespit edilen zararın kazaya karışan davacının maddi zararı kapsamında olduğundan sorumluluğun tüm davalılar yerine yalnız sigorta şirketi dışındaki davalılara yüklenmesinin hatalı olduğunu, dosya kapsamında davacı …’ın 9 ay süre ile iş göremezlik durumunda olduğu ve bu sürede bakıcıya ihtiyaç duyacağı kanaati belirtilmiş ise de belirlenen bu sürenin davacının günlük yaşantısında herhangi bir eksilme meydana gelmediği ve vücut fonksiyonlarının tam olduğu dikkate alındığında hayatın gerçekleri ile bağdaşmadığını, maluliyet raporundaki belirlemelerin gerçeği yansıtmadığını, davacı …’ın kaza neticesi ağır bedensel yaralanma veya uzuv kaybı gibi bir durumu söz konusu olmadığından, davacı …’ün manevi tazminat talebinin reddine, mahkeme aksi kanaatte ise daha az bir miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, vekalet ücretine dair hüküm fıkrasında da hatalı değerlendirme yapıldığını, mahkemece davacı … için 3.721,68 TL karşılanmayan bakiye zararın bulunduğu kabul edilerek, maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verildiğini, ıslah edilerek arttırılan maddi tazminat miktarının mahkemece kısmen reddedilmesine rağmen, redde ilişkin kısım nedeniyle taraflarına vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek kararı istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemidir.
Somut olayda kaza tespit tutanağı uyarınca, 21/11/2015 günü davalı sürücü …’ın, sevk ve idaresinde olan çekici ile seyri sırasında olay mahalli kavşağa geldiğinde; okul servisinden inerek yolun solundan karşıya geçen yaya …’ye çarpması neticesinde dava konusu kazanın meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde sürücü …’ın asli,yaya …’nin tali kusurlu olduğunun belirlendiği, mahkemece alınan kusur raporu uyarınca, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’nin ise kusursuz olduğunun belirlendiği, Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’ndan alınan 20/06/2018 tarihli rapor uyarınca, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, yaya …’nin ise kusursuz olduğunun belirlendiği, Ankara Batı 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/163 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada sanığın taksirli hareketi sonucunda yaşı küçük katılan …’nin yaralanmasına sebebiyet verdiği sabit olduğundan sanığın kusurunun yoğunluğu ve meydana gelen zarar ve tehlikenin fazlalığı gözetilerek katılanın hayati tehlike geçirip ağır şekilde kemik kırığının oluştuğu dikkate alınmak suretiyle adli para cezası tercih edilmek suretiyle takdiren ve teşdiden eylemine uyan TCK nun 89/1 maddesi gereğince adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği, kazaya karışan aracın davalı ….’ye ait ve 08/10/2015 – 08/10/2016 devresi için davalı …. nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı olduğu, dava öncesi … Sigorta A.Ş. tarafından davacı yana 22/09/2016 tarihinde 12.318,00 TL, 16/11/2016 tarihinde de 20.577,00 TL tazminat ödemesinde bulunulduğu, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca, Özürlülük Ölçütü ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri esas alınmak suretiyle düzenlenen 04/09/2018 tarihli raporda; 21/11/2015 tarihli yaralanması neticesinde davacı …’ın sağ humerus distal uç fraktürü sağ orbita medial duvar deplase fraktüre bağlı özürlülük oranının % 5 olduğu, erişkin olması halinde 9 ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığının belirlendiği, mahkemece alınan aktüer raporu uyarınca davacı …’nin sürekli işgöremezlik nedeniyle oluşan maddi zararının 43.499,72 TL olduğu, davalı … tarafından yapılan ödemeler tenzil edildiğinde adı geçen davacının 3.721,68 TL karşılanmayan bakiye zararının bulunduğu, davacı annenin destekten yoksunluğundan söz edilmeyeceği, çocuğuna bakmak amacıyla işinden ayrılmak zorunda kalması nedeniyle küçüğün 9 aylık iş göremezlik süresi dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre, kazaya bağlı olarak oluşan maddi zararının 11.318,32 TL olduğunun belirlendiği, 12/09/2019 havale tarihli ek raporda, davacı …’ın bakıcı gideri nedeniyle oluşan maddi zararının 11.318,32 TL olarak hesaplandığı, mahkemece anılan raporun hükme esas alınmasıyla yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde,
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, mahkemece hükme esas alınan kusur ve maluliyet raporunun oluşa ve denetime uygun bulunmasına, davacılar vekilinin dava dilekçesinde kaza neticesi davacı …’ın ekonomik geleceğinin sarsılmasına yönelik bir talebi bulunmadığı anlaşılmakla hükme esas alınan maluliyet raporu ile belirlenen 9 ay iyileşme sürecinin hesap raporunda bu miktarda esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, hesap tarzı yönünden ise, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunun yerleşik Yargıtay uygulamalarına ve denetime elverişli bulunmasına göre davacılar vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf isteminin yerinde bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bununla birlikte davacıların manevi tazminat istemi BK 56. maddeye dayanmakta olup, bu maddeye göre belirlenecek tazminatın zarara uğrayanda bir giderim duygusu yaratması gerektiği açıktır. Ancak tazminat belirlenirken sadece zarara uğrayan yönünden bakılmayıp, karşı taraf açısından da değerlendirme yapılmalıdır. Bu nitelikte bir tazminat miktarı ise, tarafların kusur oranına, ekonomik ve sosyal durumlarına, duyulan acıya, olay tarihindeki paranın satın alma gücüne vb. gibi verilere göre belirlenebilecektir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK’nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.

Bu kriterlere göre somut olay değerlendirildiğinde; davacı …’ın yaralanmasına neden olan kazanın oluşunda; davalı sürücü …’ın % 100 oranında kusurlu olduğu, davacı …’ın kusuru bulunmadığı, davacı …’ın kaza neticesi sağ humerus distal uç fraktürü sağ orbita medial duvar deplase fraktüre bağlı özürlülük oranının % 5 olduğu, erişkin olması halinde 9 ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığının belirlendiği anlaşılmaktadır. Olayın oluş şekli, tarafların kazadaki kusur durumu, zararın ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihindeki paranın alım gücü manevi tazminatın belirlenmesinde en önemli etkenlerdir. Ancak, manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı … ve annesi davacı … lehine takdir olunan manevi tazminat miktarlarının yetersiz olduğu anlaşılmakla davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne karar vermek gerektiği anlaşılmıştır.
2-Davalılar … ve … vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde,
Mahkemece hükme esas alınan kusur raporunun olayın oluşu ile uyumlu bulunmasına, davadan önce davacıya sigorta şirketi tarafından yapılan ödemelerin hesap raporunda usulüne uygun şekilde güncellenmesiyle belirlenen tazminattan düşümünün yapılmış olmasına göre davalılar…… Ltd. Şti. ve … vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
Yine davaya konu kaza sebebiyle cismani zarara uğrayan davacı … dışında, annesi olan davacı … adına da duyduğu üzüntü nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunulduğu, mahkemece davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK’nın 56. maddesinde bedensel zararlardan doğan manevi tazminat düzenlenmiş ve bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, Hâkimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceği, ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde ise zarar görenin veya ölenin yakınlarının da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesini talep edebileceği hüküm altına alınmıştır.
Bu bağlamda manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara uğrayan kişiye aittir. Bir kişinin cismani zarara uğraması sonucu onun yakınlarının manevi tazminat davası bakımından hak sahipliği durumunun ön şartı “ağır bedensel” zarar koşulunun sağlanmasıdır. Bu koşul mevcut olmadıkça aynı eylem nedeniyle manevi üzüntü duyan yakınlar, yansıma yoluyla manevi tazminat isteyemezler.
Ancak TBK’nın 56 maddesi 2.fıkrasında yer alan ağır bedensel zarar ifadesinin hangi tür zararları kapsayacağı ise madde metninden açık bir şekilde anlaşılmamaktadır. Madde hükmünde anılan ağır bedensel zararlardan ne anlaşılması gerektiği konusunda ise 6098 sayılı Kanunu’nun Adalet Komisyonu raporundan faydalanılabilir. Zira Komisyon raporunda bu hususun netliğe kavuşmasına imkân tanıyan açıklamalar mevcuttur. Buna göre “ağır bedensel zararın takdirinde”, zarara uğrayan organların önemi, oluşan iş-görmezlik derecesinin oranı, uğranılan ruhsal zararın niteliği ve diğer durumlar gözetilecektir.
Somut olayda; haksız fiil neticesinde cismani zarara uğrayan davacı …’ın kaza neticesi sağ humerus distal uç fraktürü sağ orbita medial duvar deplase fraktüre bağlı özürlülük oranının % 5 olduğu, erişkin olması halinde 9 ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığının belirlendiği, bu haliyle annesi olan diğer davacı açısından yasada aranan “ağır bedensel zarar” koşulunun gerçekleştiği nazara alınarak davacı … lehine de manevi tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bununla birlikte mahkemece SGK’ya yazılan müzekkere cevabından, davacı …’ün davaya konu kaza sonrası 31/12/2015 tarihinde işinden ayrıldığı, 19/10/2016 tarihinde ise tekrar işe başladığının anlaşılmasıyla, 21/11/2015 tarihli yaralanması neticesinde davacı …’ın 9 ay süreyle bakıcıya ihtiyaç duyacağı ve bakıcı gideri nedeniyle oluşan maddi zararının 11.318,32 TL olduğu ve ayrıca asgari ücretle çalıştığı anlaşılan ve işinden ayrılmak zorunda kalan davacı anne …’ün bu sebeple uğradığı maddi zararının da 11.318,32 TL olduğu belirlemesi ile davacı anne … lehine 11.318,32 TL tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere 6098 Sayılı yasanın 56. maddesinde, ‘ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde ise zarar görenin veya ölenin yakınlarının da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesini talep edebileceği belirlenmiş olup maddede düzenlenen tazminat şekli manevi tazminattır. Bu kapsamda zarar gören yakınının kaza neticesi işinden ayrılmak zorunda kalması ve zarar görene bilfiil bakması nedeniyle doğan zararlar yansıma zarar olup yansıma zarara ilişkin bu kişiler lehine maddi tazminat kalemlerine hükmedilemez. Açıklanan nedenle somut olayda mahkemece davacı …’ün kaza sonrası 31/12/2015 tarihinde işinden ayrıldığı, 19/10/2016 tarihinde ise tekrar işe başladığı, 21/11/2015 tarihli yaralanması neticesinde davacı …’ın 9 ay süreyle bakıcıya ihtiyaç duyacağı gerekçesiyle davacı anne … lehine maddi tazminata hükmedilmesi yerinde görülmemiş olup davalılar…… Ltd. Şti. ve … vekilinin bu yöne ilişkin istinaf taleplerinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ve davalılar…… Ltd. Şti. ve … vekilinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, hükmün kesinleşen yönleri korunarak davacı … için 50.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminat ödenmesi ve davacı … …’in maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davacılar vekilinin ve davalılar … ve … vekilinin İstinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulü ile, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10.03.2020 tarih, 2017/223 Esas, 2020/178 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
Buna göre;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE;
a)-Davacı …’nin maddi tazminat talebinin kabulü ile; 3.721,68 TL bakiye sürekli iş göremezlik tazminatının, davalı … bakımından son kısmi ödemenin yapıldığı 16/11/2016 tarihinden, diğer davalılar bakımından ise olay tarihi olan 21/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalı … şirketinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına,
b)-Davacı …’nin maddi tazminat talebinin reddine,
c)-Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne; Davacı … için 50.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 2111/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 4.352,82 TL karar ve ilam harcının, davalı … şirketinin sorumluluğu 254,22 TL ile sınırlı olmak üzere, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.100,00 TL bilirkişi ücreti, 569,00 TL tebligat ve posta gideri, 614,50 TL Ankara Üniversitesi tedavi ücret faturası gideri olmak üzere toplam 2.283,50 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 881,65 TL’sinin davalı … şirketinin sorumluluğu 133,36 TL ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına, bakiye 1.401,85 TL yargılama giderinin ise davacı yandan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Maddi Tazminat Yönünden;
a)-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir ve hesap edilen 3.721,68 TL vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya ödenmesine,
b)-Davalı …. kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak bu davalıya ödenmesine,
5-Manevi Tazminat Yönünden;
a)-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir ve hesap edilen; davacı … için 9.200,00 TL, davalı … için 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
b)-Davalılar … ve …. kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2 maddesi gereğince takdir ve hesap edilen davacı … yönünden 9.200,00 TL, davalı … yönünden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara ödenmesine,
II-İSTİNAF BAŞVURUSU NEDENİYLE YAPILAN HARÇ VE MASRAFLAR YÖNÜNDEN
1-İstinaf eden davacılar adli yardımdan yararlanmakta olduğundan harç ve istinaf yargılama giderleri hususunda davacılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalılar …. ve … tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde bu davalılara iadesine,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalılar …. ve … tarafından yapılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı 148,60 TL, tebligat ve posta gideri 71,00 TL olmak üzere toplam 219,60 TL yargılama giderlerinin davacılardan tahsili ile bu davalılara ödenmesine,
4-Başvuran taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 26/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



Başkan …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.