Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/307 E. 2022/411 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/307 – 2022/411
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/307
KARAR NO : 2022/411

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2020
NUMARASI : 2016/773 Esas 2020/324 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 10/03/2016 tarihinde davalı sigorta şirketçe sigortalanan aracın yapmış olduğu trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını ve maluliyetinin meydana geldiğini, zararlarından davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı ile 100,00 TL bakıcı maddi tazminatı toplamı 300,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini istemiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile dava değerini, 181.387,19 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 7.064,76 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 9.882,00 TL bakıcı gideri olmak üzere 198.333,95 TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu kazaya karışan aracın, müvekkil şirket nezdinde Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, davaya konu talebin zamanaşımına uğradığını, başvuru şartının yerine getirilmediğini, poliçeye müstenit müşterek müteselsil sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, davacının kusuru, zararı ve maluliyetini kanıtlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenmiş raporda davacının Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre; iyileşme süresinin altı (6) ay olduğu, altı (6) ay bakıma muhtaç olduğu, %31 oranında özür oranının bulunduğunun tespit edildiği; Aktüerya Uzmanı ve Trafik Fen Heyeti Kusur ve Hasar Uzmanı bilirkişilerden alınan raporda; sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100(yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı yolcu …’ın olayda müterafik kusurunun olmadığı, …’ın araçta taşınması olayının hatır taşıması olmadığının tespit edilerek, kazalı …’ın yaralanması nedeniyle; dava dilekçesinde belirtmiş olduğu taleplerine ilişkin olarak bakıcı giderinin 9.882,00 TL, geçici iş göremezlik zararının 7.064,76 TL, sürekli iş göremezlik zararının 181.387,19 TL, toplamda 198.333,95 TL olduğunun belirtildiği, alınan raporların karar vermeye elverişli olduğu, davacının zararlarını davalıdan talep etmekte haklı olduğu gerekçesi ile; “Davanın kabulü ile bakıcı giderinden kaynaklı 9.882,00 TL, geçici iş göremezlikten kaynaklı 7.064,76 TL kalıcı maluliyetten kaynaklı 181.387,19 TL tazminat olmak üzere toplam 198.333,95 TL tazminatın 30.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının müvekkiline eksik evrakla müracaat ettiğinden, KTK’nın 97. maddesine uygun dava şartını yerine getirmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, hükme esas alınan maluliyet raporunun karar vermeye elverişli olmadığını, müvekkili tarafından medikal eksperden alınan raporda maluliyetinin %7 oranında olacağının belirtildiğini, hükme esas alınan raporda post travmatik stres bozukluğundan maluliyet verildiğini, rapor tarihi itibariyle bu durumun sürekli olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığını, davacının bu rahatsızlığına ilişkin tedavisinin de bulunmadığını, bu nedenle ATK 3. İhtisas Kurulu’ndan rapor alınması gerektiğini, ayrıca değerlendirmenin Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre alınması gerektiğini; geçici iş göremezlik zararının ve bakıcı giderlerinin müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, tazminata avans fazi işletilmesinin de haksız olduğu gibi müvekkilinin davadan önce temerrüdünün bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece, verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden; HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri istemidir.
Davalı vekili tarafından, 2918 Sayılı Yasanın 97. maddesi gereğince müvekkiline yapılan müracaatın eksik evrakla yapıldığından bahisle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekiği ileri sürülmüş ise de; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, bu başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmesi halinin dahi HMK’nın 115/2.maddesi gereği tamamlanabilir dava şartı olduğu Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin yerleşik uygulamaları ile kabul edilmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/5514 E. 2021/7833 K., 2021/3045 E. -2021/2666 K, 2021/2461 E. – 2021/3316 K. sayılı emsal kararları), diğer yandan KTK’nın 97. maddesinde zarar görenin sigorta şirketine yazılı başvurusu yeterli görülmüştür. Davacı tarafından, meydana gelen kaza nedeniyle zararının karşılanması hususunda davalıya müracaat edilmiş olmasına göre davalı vekilinin başvuru dava şartının yerine getirilmediğine yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmeyerek sair istinaf sebeplerinin incelenmesine geçilmiştir.
Davalı vekilinin, hükme esas alınan maluliyet raporuna yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde;
10/03/2016 tarihinde meydana gelen kaza sonrasında “Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri’nin 10.03.2016 tarihli erişkin çoklu travma formunda” hastanın 10.03.2016 tarihinde yaklaşık 21.30 civarında araç içi trafik kazası geçirdiği, bilinen 16 haftalık gebeliği olduğu, bilincinin açık olduğu, koopere olduğu, muayenesinde sağ orbitada endoftalmus olduğu, sağ zigoma üzerinde dermabrazyon ve 5 cm’lik kesici-ezici yaralanma olduğu, sağ ve sol 2-6. kotlar üzerinde anteriorda hassasiyet olduğu, sağ ve sol akciğerin eşit havalanmadığı, sağ üst ekstremitede omuz ekleminde hareket kısıtlılığı, kolda ödem olduğu, sağ dirsek medialinde 6 cm uzunluğunda 1 cm genişliğinde kesici-ezici yaralanma olduğu, sağ ön kol lateralinde orta kesimde 1 cm’lik düzenli sınırlı kesi olduğu, sağ diz kapağı üzerinde 1 cm’lik dermabrazyon olduğu, yapılan FAST’te sağda pnömotoraks, batında hematom olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Davacının kaza sonrası gördüğü tedaviye ilişkin evraklar dosyaya kazandırılmış, davacının dava tarihinden önce psikiyatrik tedavi gördüğüne yönelik tedavi evrakı bulunmamaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında Ankara Üni. Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilm Dalı Başkanlığı’ndan alınan raporda, davacının mevcut tedavi evrakları ile Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi 31.07.2018 tarihli Rapor’da “Psikiyatri; ilgi tarih ve sayılı yazınızda adı geçen … 26.07.2018 tarih ve … protokol no ile görüldüğü, mevcut durum ile yapılan RDM de anksiyete bozukluğu düşünüldüğü, Ortopedi ve Travmatoloji; ilgi tarih ve sayılı yazınızda adı geçen … 26.07.2018 tarih ve 5121 protokol no ile görüldüğü, sağ opere humerus kırığı olduğu, eklem hareket açıklığı omuz rom fizik tedavi polikliniği tarafından değerlendirilmesi uygun olduğu, omuz ve dirsek kas gücü tam olduğu, Fizik Tedavi; İlgi tarih ve sayılı yazınızda adı geçen … 26.07.2018 tarih ve 5857 protokol no ile görüldüğü, opere sağ humerus kırığı olduğu, omuz eklem hareket açıklığı testi ekte olduğu, sol omuz ROM açık olduğu, KBB; İlgi tarih ve sayılı yazınızda adı geçen … 26.07.2018 tarih ve 7693 protokol no ile görüldüğü, 2016 yılında trafik kazası geçirmiş olduğu, sağda hemifasiyal spazm mevcut olduğu, yüzde kaza sonrası skar nedeniyle hafif hareket kısıtlılığı mevcut olduğu, fasiyal paralizi olmadığı, otomikroskopi normal olduğu, Odyo sağ:20 dB sol:21dB olduğu, temporal BT normal olduğu, duyu kaybı olmadığı, kemik kırığı olmadığı, yüzde sabit eser mevcut olduğu, plastik cerrahi polikliniği görüşü önerilir olduğu, Plastik Cerrahi; ilgi tarih ve sayılı yazınızda adı geçen … 26.07.2018 tarih ve 2412 protokol no ile görüldüğü, sağ malar bölge ve göz laterali ve lateral kontusta skar dokuları mevcut olduğu, kontusta hafif çekilme olduğu, bu durum çehrede sabit eser niteliğinde olduğu, plastik cerrahisi yönünden 10 (on) gün iş ve gücünden kalmış olduğu,” şeklindeki tespitleri de değerlendirilerek, “Şahsın maluliyetinin hesaplanmasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik esas alınmıştır. Şahsın tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen travma sonrası stres bozukluğu için özür oranı %30 (yüzde otuz), sağ omuz eklem hareket kısıtlılığı için kas-iskelet sistemi şekil 2.10, şekil 2.11, şekil 2.12 (üst ekstremite özür oranı %4) ve tablo 2.3’e göre özür oranı 02, Balthazard formülü uygulandığında kişinin özür oranı %31 (yüzde otuz bir) olarak hesaplanmıştır.” denilerek maluliyet durumunun tespit edildiği anlaşılmıştır. Davalı tarafından medikal eksper raporu sunulmak suretiyle alınan maluliyet raporuna itiraz edildiği görülmüştür.
Haksız fiilinden kaynaklanan bedensel zararlar nedeniyle, maluliyetinin doğru şekilde tespit edilmesi önemlidir. Mahkemece hükme esas alınan ve Adli Tıp uzmanları tarafından tanzim edilen raporda, davacının meydana gelen kaza nedeniyle travma sonrası stres bozulukluğu meydana geldiği kabul edilerek, özür oranı tespit edilmiş ise de, dosya içerisinde davacının kaza sonrasında psikolojik tedavi gördüğüne ilişkin tedavi evrakı bulunmadığı gibi, Hitit Üniversitesinden alınan raporda da, davacının rahatsızlığının kaza ile illiyet bağı olup olmadığı, sürekli mahiyette olup olmadığı, kazadan kaynaklanan bir rahatsızlığının oluşması halinde, çalışma gücünün kaybına veya azalmasına etki edebilecek mahiyette olup olmadığı değerlendirilmediğinden, Adli Tıp uzmanları tarafından düzenlenen maluliyet raporu karar vermeye elverişli değildir.
Alınan maluliyet raporunun karar vermeye elverişli olmamasına ve davalı tarafından da rapora itiraz edilmiş olmasına göre, davacının mevcut yaralanması konusunda uzmanların da içerisinde bulunduğu, Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan, kaza tarihinde yürürlükte bulunan çalışma gücünün azalması ve yitirilmesinin tespitine yönelik yönetmelik hükümleri gereğince, geçici ve sürekli maluliyet durumunun tespit ediliği, davacının mevcut yaralanmalarının kaza ile illiyetinin değerlendirildiği, özellikle davacıda kazaya bağlı psikolojik rahatsızlıkların meydana gelip gelmediği, gelmiş ise tedavisinin mümkün olup olmadığı, sürekli mahiyette olup olmadığı, rahatsızlıkların çalışma gücünün kaybına yahut azalmasına etki edecek boyutta olup olmadığının değerlendirildiği, denetime elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalı tarafından da itiraz edilen denetime elverişli olmayan rapora göre karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Yukarıda, açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, öncelikle yukarıda açıklandığı üzere Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan denetime elverişli maluliyet raporu alınarak, bundan sonra davanın esası hakkında, hükmün davalı tarafından istinaf edilmiş olması nedeniyle usulü kazanılmış hakları korunarak, olumlu olumsuz bir karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 16/07/2020 tarihli, 2016/773 Esas – 2020/324 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan 3.388,00 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davalıya iadesine,
4-İİK’nın 36. maddesi gereğince, Ankara 20. İcra Müdürlüğü’nün 2020/5869 E. sayılı dosyasına depo edilen 425.000,00 TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 09/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.