Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/306 E. 2022/292 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/306 – 2022/292
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/306
KARAR NO : 2022/292

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/02/2020
NUMARASI : 2018/923 Esas 2020/161 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 26/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 02/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 20/12/2017 tarihinde davalı şirkete Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan dava dışı …’nun sevk ve idaresindeki aracın gerçekleştirdiği tek taraflı trafik kazası sonucunda araç içerisinde yolcu olan davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile geçici işgöremezlik tazminatı talebini 12.250,40-TL, sürekli işgöremezlik tazminatı talebini 40.076,88-TL olarak arttırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile 12.250,40 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 40.076,88 TL kalıcı maluliyet tazminatı olmak üzere toplam 53.327,28 TL tazminatın 28.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacı tarafından dava açmadan önce davalı şirkete usulüne uygun şekilde başvuru yapılmaması nedeniyle dava şartının yerine getirilmediği gözetilerek davanın usulden reddi gerektiğini, mahkemece hükme esas alınan kusur raporunu kabul etmediklerini, karara esas alınan maluliyet raporunun mevzuata aykırı olduğunu, geçici iş göremezlik giderleri bakımından davalı şirketin sorumluluğu bulunmadığını, hükme esas alınan tazminat raporunun da hatalı olduğunu, nitekim raporda kaza tarihi olan 20.12.2017 tarihi ile rapor tanzim tarihine kadar olan bilinen dönem için yapılan tüm hesaplamalarda yasa ve içtihatlara aykırı olarak 2019 yılı asgari ücret tutarının esas alındığını, doysa yasa ve yerleşik içtihatlar gereğince bilinen dönem (rapor tarihinden önceki dönem) hesaplamalarında söz konusu tarihlerde geçerli olan asgari ücretin esas alınması gerektiğini, hesaplanan tazminattan hatır taşıması ve müterafık kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasında yaralanmaya bağlı maddi tazminat talebine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalının aktüer raporuna yönelik istinafı yönünden;
İş göremezlik nedeniyle ortaya çıkan zararın tayininde zarar görenin elde ettiği gelirinin doğru biçimde belirlenmesi, tazminatın doğru tespitinde önemli yer tutmaktadır. Zarar gören kişi, asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiğini iddia ediyorsa bunu ispat etmesi gerekmekte olup, yerel mahkeme de bedensel zararların tazmini davalarında zarar görenin zararını resen belirlemek durumundadır. Bu bağlamda, gerçek zararın hesaplanmasında, zarar görenin asgari ücretten fazlasına dair kazancı olduğu yönünde bir iddiası varsa kaza tarihinden hesap tarihine kadar ki gelirini gösteren belgelerin temin edilmesi suretiyle gelirlerin belirlenmesi, böyle bir iddia olmaması yahut zarar görenin herhangi bir işinin olmaması halinde kazancı asgari ücret kabul edilmesi, zarar görenin çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması, kaza tarihinden hesap tarihine kadar geliri bilinen (işlemiş) ve geliri bilinmeyen (işleyecek) aktif dönemin ve zarar görenin bakiye ömrü esas alınarak pasif dönemin tespit edilmesi, zarar görenin kaza tarihinden hesap tarihine kadar bilinen kazancı üzerinden, işlemiş (bilinen) aktif dönem zarar hesabının yapılması; işleyecek (bilinmeyen) aktif dönem hesabında zarar görenin hesap tarihinde bilinen son geliri nazara alınarak işleyecek aktif dönem tazminat hesabı yapılması, pasif dönem hesabında ise asgari geçim indirimi uygulanmaksızın asgari ücret üzerinden zarar hesabının yapılması gerekmektedir. Somut olayda davacının kazancının asgari ücret olarak kabulü isabetli ise de kaza tarihinden hesap tarihine kadar yürürlükte bulunan asgari ücretler dikkate alınması gerekirken, iş göremezlik zararının tespitinde rapor tarihi olan 2019 yılı asgari ücretinin esas alınması doğru görülmemiştir.
Yine, ceza dosyası kapsamında alınan ifadelerden davacının olay tarihinde sigortalı araç sürücüsünün aracına, çalıştığı inşaata gitmek üzere iş arkadaşlarıyla birlikte binmiş olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin süresinde yaptığı hatır taşıması itirazı değerlendirilerek, olayda hatır taşıması bulunduğunun kabulü halinde hesaplanan tazminattan hatır taşıması indirimi yapılması ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan husus değerlendirilmeden karar verilmesi isabetli görülmediği gibi, aynı ifadelerde davacının kaza esnasında üzerini değiştirmek üzere arka koltuğa geçtiği esnada kazanın meydana geldiğinin anlaşılmasına göre davacının kendi yaralanmasında müterafık kusuru bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi ve müterafık kusuru var ise hesaplanan tazminattan müterafık kusur indirimi yapılmasıyla oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken anılan husus değerlendirilmeden karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının, uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, mahkemece istinafa gelenin sıfatına göre davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek aktüer bilirkişiden davacının TRH 2010 tablosuna göre belirlenecek bakiye ömür süresi sonuna kadar bakiye ömür süresi sonuna kadar aktif ve pasif çalışma sürelerinin belirlenmesi, işlemiş (bilinen) aktif dönem zarar hesabının kaza tarihinden hesap tarihine kadar yürürlükte bulunan asgari ücretler (AGİ dahil) dikkate alınarak yapılması, işleyecek (bilinmeyen) aktif dönem hesabında zarar görenin hesap tarihinde bilinen son geliri nazara alınarak muhtemel gelirinin esas alınıp işleyecek aktif dönem tazminat hesabının yapılması, pasif dönem hesabında ise AGİ hariç asgari ücret baz alınarak zarar hesabının yapılmasıyla ek rapor alınması, mahkemece dava konusu kazada hatır taşıması ve müterafık kusur indirimi gerektiren durumların oluşup oluşmadığının denetlenmesi ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 27/02/2020 tarihli 2018/923 Esas – 2020/161 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davalıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İstinaf eden tarafça yatırılan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
6-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 8. İcra Dairesinin 2020/4760 Esas sayılı dosyasına yatırılan 95.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun yatırana iadesine,
7-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 26/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.