Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/3 E. 2022/22 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/3
KARAR NO : 2022/22

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2019
NUMARASI : 2018/94 Esas 2019/939 Karar

ASIL DAVA

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

BİRLEŞEN ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2018/163 E. 2018/177 K. SAYILI DAVA DOSYASI

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 15/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 15/09/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı ve davalılar … ve…. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Asıl dosyada davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan … Sigorta Şirketinin ZMMS sigortalısı olan … plakalı araç ile müvekkili sendika adına kayıtlı … plakalı aracın çarpışması sonucu 02/07/2016 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin aracının … olup gerek sıfır, gerekse ikinci el piyasa değerinin yüksek bir araç olduğunu, müvekkilinin aracı 769.477,45 TL bedelle satın almış oluğunu, kaza neticesinde sigortadan 156.778 TL hasar bedeli alındığını ve aracın hasarlı hali ile 370.000 TL ‘ye satıldığını, kaza nedeniyle kayıtlarda aracın ağır hasarlı olduğuna yönelik kayıt oluşturulduğunu, müvekkilinin aracında 242.699,45 zarar-değer kaybı oluştuğunu kazanın oluşmasında davalı araç sürücüsünün % 75 oranında kusurlu olduğunu, bu kusur oranına göre müvekkilinin aracında oluşan zararın 182.024,59 TL’sinden davalıların sorumlu olduğunu, davalı sigortaya 04/01/2018 tarihinde müracaat edildiğini ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 182.024,59 TL’nin kazanın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin ZMMS ile sigortalanan … plakalı aracın 02/07/2016 tarihinde davacı adına kayıtlı … plakalı araca çarpması ile araçta değer kaybı oluştuğunu, sigorta şirketine değer kaybı konusunda başvurulduğunu, herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek şimdilik 30.000,00 TL değer kaybı tazminatının müracaat tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini, Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/94 esas sayılı dosyasında da aynı olayla alakalı dava olduğunu ve davanın Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesindeki dava ile birleştirilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ile … vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, kusuru kabul etmediklerini, belirtilen değer kaybı bedelini kabul etmediklerini, dava konusu değer kaybına konu aracın kime ve hangi sebeple değerinin bu kadar altına satılabileceğini müvekkili tarafından bilinemediğini, müvekkilinin aleyhine açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu uzman bilirkişiler tarafından rapor alınmasını talep ettiklerini beyanla davanın öncelikle zamanaşımından, aksi takdirde esastan reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacının başvuru şartını yerine getirmediğini, müvekkili sigorta nezdinde ZMMS poliçesi mevcut olmadığını, bu nedenle husumetten davanın reddini talep ettiklerini, … plakalı aracın ZMMS poliçesinin kaza tarihinde … Sigorta A.Ş tarafından tanzim edildiğini, ilgili talebin adı geçen sigorta şirketinden istenmesi gerektiğini, kendilerinin kasko sigorta şirketi olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen dava davalısı … … Sigorta Şirketi vekili, … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 19.09.2015-2016 vadeli … nolu Karayolu ZMMS Sigorta poliçesi ile sigortalandığını ilgili poliçede kaza başına teminat tükenmiş olduğundan davanın reddini talep ettiklerini, yine kaza tarihi ile ihbar tarihi arasında araç üzerinde mülkiyet değişikliği olan araçlar ilgili talepler teminat dışı olduğundan davacının değer kaybı talebinin teminat dışı olduğunu bu nedenle davanın reddini talep ettiklerini, kaza tarihinde müvekkil şirketin maddi hasar sebebiyle araç başına 31.000 TL teminat sorumluluğu olduğunu, teminatın da tükendiğini, kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, dava konusu aracın önceki kayıtlarının sigortadaki merkezinden sorulması gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacı şirkete ait … plakalı araç ile davalı şirkete ait davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 02.07.2016 tarihinde çarpıştıkları, meydana gelen trafik kazasında davacıya ait aracın hasarlandığı, üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan rapora göre davacı şirkete ait araç sürücüsünün olayda % 30, davalı …’in % 70 oranında kusurlu olduğu, davacı tarafça, araç hasarlı şekilde 370.000 TL’ye satıldığı için, aracın rayiç değeri ile satış bedeli arasındaki fark zarar olarak talep edilmiş ise de, alınan bilirkişi raporuna göre araçtaki hasar bedeli ile aracın piyasa rayiç değeri karşılaştırıldığında aracın tamirinin ekonomik olduğu, pert total yapılmasının uygun olmadığı, davacı tarafça aracın tamiri mümkün iken bu yola gidilmeyip değerinin çok aşağısında hasarlı halde 370.000 TL’ye satılması nedeniyle aradaki farkın davalılardan talep edilmesinin mümkün olmadığı, yine bilirkişilerce kaza tarihinde yürürlükte olan ZMMS genel şartları uyarınca yapılan hesaplamada dava konusu araçta 61.600 TL değer kaybı oluştuğu ve bu miktara hükmetmek gerektiği anlaşılmakla, asıl davada 61.600 TL değer kaybı bedelinin davalılar … ve … Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermek gerektiği, davalı … yönünden ise feragat beyanı bulunduğundan … Sigorta A.Ş yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerektiği, birleşen dava yönünden ise sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranıyla ve teminat limiti ile sorumlu olduğu, davalı … Sigorta Şirketi tarafından … plakalı aracın kasko sigortasına 31/07/2017 tarihinde 31.000 TL rücuen ödeme yapıldığı, poliçeye göre maddi hasar nedeniyle limitin 29.000 TL olduğu, teminat tükendiğinden birleşen davada davalı … yönünden davanın reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle ASIL DAVADA davalı … Sigorta A.Ş yönünde açılan davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davalılara yönelik davanın kısmen kabulü ile 61,600 TL değer kaybı bedelinin 02.07.2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …, … Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, birleşen davada , davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan raporda, değer olarak sol ön çamurluk, kaput ve ön panelin değerlendirildiği, oysa ki piyasa rayiçlerine göre değer kaybında esas alınan unsurlardan bir diğerinin ise aracın hava yastıklarının açılıp açılmadığı olduğunu, bu hususun değerlendirilmediğini, kaldı ki dava aşamasında sunulan belgelerden anlaşılacağı üzere dava konusu aracın hasarlı olarak 370.000 TL’ye satıldığını, sigortadan ise hasar bedeli olarak 156.778,00 TL alındığını, aracın rayiç bedelinin 800.000,00 TL olduğunu, kaza nedeniyle müvekkilin toplam 273.222,00 TL (800.000,00-156.778,00-370.000,00=273.222,00) zarara uğradığını, bilirkişi tarafından sigorta eksperi tarafından hazırlanan 837.497,00 TL yerine diğer sigorta eksperi … tarafından hesaplanan 800.000,00 TL yi esas alarak hesaplama yapmasının da kabul edilemeyeceğini, ayrıca bilirkişi raporunda ikili bir hesaplama yapılmış olup Mahkeme tarafından ZMMS sigorta değer kaybı formülüne göre yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulduğunu, oysa müvekkil aracında meydana gelen zarar ve değer kaybı piyasa rayiçlerine göre belirlenmesi gerektiğini, müvekkil tarafından davalı … Sigortaya karşı 05.02.2018 tarihinde açılan davadan sehven açılmış olması sebebiyle 23.02.2018 tarihinde feragat edildiğini, bu tarih itibariyle halen ön inceleme duruşması yapılmadığı gibi davalı … şirketinin de herhangi bir vekilinin dosyada mevcut olmadığını, dolayısıyla feragat tarihinde davalı kendini vekille temsil etmiyor olması ve feragat dilekçesinin ön inceleme duruşmasından önce verilmiş olması da dikkate alınarak davalı … lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkeme tarafından feragat tarihi dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken feragat dilekçesinden çok sonra sunulan vekaletnameye istinaden vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, … Sigorta vekili tarafından dosyaya 24.06.2019 tarihinde vekaletname sunulmuş olup bu tarih itibariyle feragat sebebiyle teknik olarak ortada bir dava kalmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla Mahkeme aksi kanaatte olsa bile feragat tarihi ön incelemeden önce olması sebebiyle vekalet ücretinin yarısına hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalılar … ve … … vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece kusur ve hasar raporlarındaki çelişkinin giderilmediğini, aracın onarım yaptırılmaksızın hasarlı hali ile kazadan yaklaşık 27 gün sonra 370.000,00-TL bedel ile satılmasının davacı yanın değer kaybı talebinin hukuki mesnetten yoksun olduğunu gösterdiğini, Yerel Mahkeme tarafından hükme dayanak teşkil eden bilirkişi raporunda ZMMS Genel Şartlarına göre hesaplama yapılmadığını, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre ise hesaplamanın ZMMS Genel Şartlarına göre yapılması gerektiğini, Yerel mahkeme tarafından davalı … Sigorta Şirketi tarafından davacıya ait … Plakalı aracın kasko sigortasına 31/07/2017 tarihinde 31.000,00 TL rücuen ödeme yapıldığı, poliçeye göre maddi hasar nedeniyle limitin 29.000,00 TL olduğu ve teminat tükendiği kanaatiyle davanın reddine karar verildiğini, sigorta şirketi tarafından hasara yönelik yapılan ödeme ile değer kaybının karıştırılması suretiyle sigorta şirketi tarafından verilen cevaba göre karar tesis edilmesinin hatalı olduğunu, davalı … şirketinin davacı yana değer kaybı yönünden herhangi bir ödeme yapmadığını, bu durumda limitin bittiğinden bahsetmenin de mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf eden davacı ve davalılar … ve … vekillerinin HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihli, 2019/40 Esas, 2019/40 sayılı iptal kararı ile 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlede yeralan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmiş, bu iptal kararı 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anayasanın 153. maddesinde “iptal kararları geriye yürümez” hükmü, iptal kararlarının kesinleşen işlemlere etki etmeyeceği anlamında olup, elde bulunan uyuşmazlığın devam ettiği davalarda “geriye yürümeme kuralı” uygulanamaz. Diğer bir anlatımla bir davada uygulanması gereken kanun maddesi başka bir dava vesilesi ile iptal edilmiş ise bu madde artık eldeki davada da uygulanamaz. Zira davanın yasal dayanağı kalkmıştır ve Anayasa’ya aykırı olduğu tespit edilmiştir. Davacının iptal edilen maddeden dolayı sağlayacağı hukuki yararı da kalmamış olur. (Hukuk Genel Kurulunun 17.05.1989 Tarih 1989/10-250 E., 1989/361 K. sayılı kararı, Hukuk Genel Kurulunun 25.02.2020 Tarih 2017/8-1863 E., 2020/206 K sayılı kararı ) Bu itibarla Anayasanın 153. maddesi gereğince bu iptal kararı bağlayıcı olup derdest davalara ve kesinleşmemiş hükümlere de etki edecektir. Bu durumda usuli kazanılmış haktan bahsetmek mümkün değildir.
2918 Sayılı Yasanın 90. maddesinin Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonraki son hali, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir… Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindedir. Anayasa Mahkemesi; iptal kararından sonra genel şartlar ile ekindeki formüllere göre yapılan tazminat hesabının yasal dayanağı kalmamıştır.
Bu durumda Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları dikkate alınarak kaza tarihindeki serbest piyasa koşullarına göre vasıtanın kazadan önceki rayici ile onarım sonrası değeri arasındaki farkın araç değer kaybı olarak belirlenmesi gerekmekte olup, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda değer kaybı hesabının Genel Şartlardaki hükümler uyarınca yapıldığı anlaşılmaktadır.
Kural olarak araçta meydana gelen “değer kaybı” (istikrar kazanan yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre); aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle önceki kazalar araştırılarak niteliği ve etkisi göz önüne alınarak, tartışılarak hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın yaşı, modeli, özellikleri, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alınarak kazadan sonraki tamir edilmiş halinin rayiç değeri tespit edilip bu iki miktar arasındaki azalmadan ibarettir. Daha somut bir ifade ile aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş piyasa değeri ile onarılmış haldeki piyasa değeri arasındaki fark kriteri esas alınmalıdır. (Yargıtay 17. HD’nin 2016/16876 E – 2017/12161 K sayılı, 27/12/2017 tarihli ve 2015/5301 E – 2017/11098 K sayılı, 28/11/2017 tarihli kararları) Anayasa Mahkemesi iptal kararından sonra genel şartlar ile ekindeki formüllere göre yapılan tazminat hesabının yasal dayanağı kalmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacıya ait araçta meydana gelen hasar ve değer kaybının belirlenmesi için mahkemece öncelikle dava konusu kaza nedeniyle davacıya ait araçta meydana gelen hasar bedelinin ve hasarlı parçaların belirlenmesi için hasar dosyası, ekspertiz raporu, servis onarım belgeleri ile kaza tarihinden önceki hasarlarının aracın piyasa değerine etkisinin belirlenmesi için önceki hasarlara ilişkin belgelerinin getirilmesi, ondan sonra aracın modeli, yaşı ve özelliklerine göre 2. el hasarlı ve hasarsız değerinin ve buna göre değer kaybının Yargıtay tarafından belirlenen uygulamaya uygun olarak belirlenmesi için gerekçeli, ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği halde denetime uygun olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı ve davalılar … ve … vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, tarafların diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı ve davalılar … ve … vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 12/12/2019 tarihli 2018/94 Esas – 2019/939 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre istinaf eden vekillerinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına
2-İstinaf eden taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
4-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 9. İcra Dairesinin 2020/1346 Esas sayılı dosyasına yatırılan 111.504,11 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,
6-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 12. İcra Dairesinin 2020/1930 Esas sayılı dosyasına yatırılan 15.379,47 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,
7-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 15/09 /2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan – …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.