Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/297 E. 2022/290 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/297
KARAR NO : 2022/290

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/01/2020
NUMARASI : 2016/509 Esas 2020/65 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 26/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 08/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili, davalılar … ve … vekili ile davalı … AŞ. vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesi ile; 28.06.2015 tarihinde, davacının, kullandığı motosikletle seyir halinde olduğu sırada, davalı … tarafından kullanılan araçla çarpışması neticesinde davacının bir bacağı sakat kalacak şekilde yaralandığını, davalı …’ın araç işleteni olduğunu, diğer davalı … şirketinin ise karşı aracın ZMMS şirketi olduğunu ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, 2.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile tüm davalılardan, 20.000,00 TL manevi tazminatın ise davalılar … ve …’tan kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, talep arttırım dilekçesi ile geçici iş göremezlik talebini 9.871,02 TL, kalıcı iş göremezlik talebini 28.240,47 TL olarak arttırmış, 05.07.2019 tarihli dilekçesi ile; HMK 107/2 maddesine göre toplam tazminat talebini 118.438,16 TL olarak belirlediğini bildirmiş, harcı ikmal etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili; cevap dilekçesi sunmamış, yargılama aşamasındaki beyanlarında davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının maddi tazminata yönelik talebinin kabulü ile, 9.871,02 TL geçici iş göremezlik zararı, 108.567,34 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 118.438,36 TL’nin, davalılar … ve …’tan kaza tarihi olan 28.06.2015 tarihinden, davalı … AŞ. yönünden ise, 38.111,49 TL’sine dava tarihi olan 01.06.2016 tarihinden, bakiye 80,326,87 TL’sine ise ıslah tarihi olan 05.07.2019 itibaren işletilecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 15.000,00 TL manevi tazminatın, davalılar … ve …’tan kaza tarihi olan 28.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı …. vekili, davalılar … ve … vekili ile davacı vekili tarafından ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; hükmedilen maddi tazminata davalı … yönünden de olay tarihinden faiz işletilmesi gerektiğini, mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalı … şirketinin sorumluluğunun da kaza tarihinden itibaren başlaması gerektiğini, davacı tarafça sigorta şirketine davadan önce bir başvuru olup olmadığı araştırılarak, başvuru yok ise dava ile birlikte temerrüte düştüğü kabul edilip maddi tazminatın faizinden sorumluluk tarihinin dava tarihi olarak düzeltilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı …. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davanın iki kez ıslah edilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının davadan önce sigorta şirketine başvuru yapmamış olması nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, hükme esas alınan maluliyet raporunun kaza tarihindeki yönetmeliğe uygun düzenlenmediğini, mahkemece daha önce alınan 13.11.2017 tarihli ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenen maluliyet raporunun hükme esas alınması gerektiğini, davacıya SGK tarafından geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığını, nitekim davacı yana SGK tarafından geçici iş göremezlik ödeneği bağlanmış olup SGK tarafından davalı … aleyhine Ankara 20. İcra Müdürlüğü’nün 2018/5192 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra takibine sigorta şirketi tarafından itiraz edildiğini ve Ankara 16. İş Mahkemesi’nin 2018/185 esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, anılan yargılamada, takibin devamına karar verildiğini ve sigorta şirketi tarafından icra dosyasına 891,46 TL geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığını, geçici işgöremezlik, tedavi ve bakıcı giderlerinin teminat kapsamında olmadığını, davacının motosiklete kasksız olarak binmiş olması halinde BK.nın 44. maddesi uyarınca zarar görenin müterafik kusurunun belirlenen tazminattan indirilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf eden taraf vekillerinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı … dava açılmadan önce davalı … şirketine başvuru yapılmadığını, dava şartının yerine getirilmediğini savunmuştur. 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi 26/04/2016 tarih 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 14/04/2016 tarih 6704 sayılı Kanun’un 5.maddesi ile değiştirilmiş “Zarar görenin, Zorunlu Mali Sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir” hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu düzenleme ile zarar görenlerin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurmasının gerekli olduğu başvurudan itibaren sigorta kuruluşu en geç 15 gün içinde yazılı olarak cevap vermez yada verilen cevap zarar görenin talebinin karşılamaz ise zarar gören dava açabileceği gibi sigorta tahkim komisyonuna da başvuru yapabilir şeklinde belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın dava şartlarının düzenlendiği 114/2 maddesinde; “diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” denilmiştir.
Dava şartlarının incelenmesi başlıklı 115. maddesinde ise;
“(1)Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2)Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3)Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin 2018/4932 E. – 2018/12056 K. sayılı kararında; “HMK’nin 114. maddesinde dava şartları gösterilmiş, 115/2. maddesindeki “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklindeki düzenleme gereğince, eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise hakim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmelidir. HMK’nın 114. maddesinde gösterilen dava şartı olarak belirlenen bir çok hususun tarafça giderilebilecek bir noksanlık olarak görüldüğü madde gerekçesinden de anlaşılmaktadır. Aynı maddenin 2. fıkrası “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu” belirtilmiştir. Somut olayda davacılar destek zararının tazmini için Güvence Hesabı’na yazılı olarak başvurmadan doğrudan doğruya dava açmış iseler de, salt yazılı başvuru hususu belirli bir süre verilerek tamamlanabilecek dava şartı niteliğinde olmakla, mahkemece davacılara davalı …’na yazılı müracaat etmeleri için kesin süre verilerek yukarıdaki açıklamalar ışığında sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu eksiklik giderilmeden yazılı şekilde esasa girilerek karar verilmiştir.” denilmiştir.
Yargıtay ilamında da belirtildiği gibi 2918 sayılı KTK.nın 97. maddesinde belirtilen başvuru zorunluluğunun HMK.nın 115/2. maddesine göre dava şartı olduğu, eksik olan dava şartının belirli bir süre verilerek giderilebilecek olduğu, davacı tarafa eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi, bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmesi gerektiği belirtilmiş olup davacı tarafından sigorta şirketine hiç başvuru yapılmamış olması halinde dahi bu eksikliğin tamamlanabilir dava şartı olduğu belirtilmiştir.
Dava konusu olayda kaza 28.06.2015 tarihinde meydana gelmiş, dava ise Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten sonra 01.06.2016 tarihinde açılmıştır. Dosya kapsamına göre davacı tarafından dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı gibi davacı tarafından sigorta şirketine başvuru yapıldığı iddia da edilmediğinden HMK.nın 115/2. maddesine göre eksik olan dava şartının tamamlanması için davacı tarafa kesin süre verilerek giderilebilecek nitelikte olduğundan davacı tarafa eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden davalı … şirketinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin kabulü gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen hususlardaki eksiklikler tamamlanarak yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davacı vekilinin ve davalılar … … ve … vekilinin tüm, davalı …. vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, davacı vekilinin ve davalılar … … ve … vekilinin tüm, davalı … vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-İİK’nın 36.maddesi gereğince, Ankara 32. İcra Dairesinin 2020/2573 Esas sayılı dosyasına yatırılan 145.000,00 TL teminat mektubu tutarının yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 26.10.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.