Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/293 E. 2022/346 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/293
KARAR NO : 2022/346

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2020
NUMARASI : 2017/789 Esas 2020/336 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 02/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 14/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 06.02.2016 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında davacının yaralandığını, kazaya sebebiyet veren aracın davalı … şirketine Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigortası ile sigortalı bulunduğunu, maluliyet tazminatının ödenmesi için davalıya başvuru yapıldığını ancak başvurunun davalı tarafça reddedildiğini ileri sürerek, 1.000,00 TL maddi tazminatın 06.02.2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah dilekçesi ile, geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin olarak 11.708,00 TL’nin, kalıcı iş göremezlik tazminatına ilişkin olarak 94.066,00 TL’nin 06.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde; kaza yapan aracın davalı şirkete Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigortası ile 06.11.2015/2016 tarihleri arasında sigortalı bulunduğunu, sigortalı aracın ticari minibüs olduğunu ve araca Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yapılması gerektiğini, zararın öncelikle o poliçeden karşılanması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle; sigortalının kusurunun ve maluliyet durumunun tespiti gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama neticesi, davanın kabulüne, 11.708,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 94.066,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 105.774,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 07.07.2017 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; somut olayda davacının sakatlık tazminatına ilişkin taleplerinden öncelikle zorunlu taşımacılık sigortacısının sorumlu olduğunu, davalı şirketin sorumluluğunun zorunlu| taşımacılık sigortası ile karşılanamayan zararlarla sınırlı olduğunu, aracın zorunlu taşımacılık sigorta poliçesi yaptırmasının zorunlu olup olmadığı hususunun ilgili birimden sorulması gerektiğini, aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigorta poliçesinin bulunmaması halinde ise davacının taleplerinden ilk olarak Güvence Hesabı’nın sorumlu olduğunu, geçici işgöremezlik tazminatından sorumlu olmadıklarını, mahkemece hükme esas alınan maluliyet raporundaki belirlemeleri kabul etmediklerini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, kaza tespit tutanağı uyarınca, 06.02.2016 tarihinde sürücü …’ın, sevk ve idaresinde olan araçla seyri sırasında direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen kazanın oluşumunda sürücünün kural ihlali olduğunun belirlendiği, davacının kaza yapan araçta yolcu olduğu, mahkemece alınan kusur raporu uyarınca, kazanın oluşumunda davalı şirkete trafik sigortası ile sigortalı bulunan araç sürücüsü …’ın % 100 oranında kusurlu olduğu, sigortalı araçta yolcu konumunda bulunan davacının ise kusursuz olduğunun belirlendiği, Ereğli (Konya) Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/9 Esas nolu dosyasında yapılan yargılamada sanık …’ın taksirle öldürme ve yaralama suçunu işlediği sabit bulunmakla cezalandırılmasına karar verildiği, anılan dosyada alınan kusur raporlarında da sürücünün kural ihlali olduğunun belirlendiği, kazaya karışan … plakalı aracın davalı … şirketi tarafından kaza tarihini kapsar şekilde Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigortası ile sigortalı bulunduğu mahkemece Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre hazırlanan maluliyet raporu uyarınca, kaza neticesi sağ kalçasında kırık ve sol kalçasında çatlak meydana gelen davacının özür oranının % 10 olduğu, 9 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığının belirlendiği, mahkemece aktüer bilirkişiden alınan rapor uyarınca davacının meydana gelen yaralanması nedeniyle 11.708,91 TL geçici iş göremezlik zararı, 94.066,06 TL sürekli iş göremezlik zararı hesaplandığı, mahkemece anılan raporların hükme esas alınmasıyla yazılı şekilde davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
İstinaf eden davalı vekilinin Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası’na dair istinaf talepleri bakımından; kaza tarihinde yürürlükte bulunan 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca, yolcu taşımacılığı yapan araçlar bakımından, yolcuların uğradığı bedeni zararların öncelikle taşımayı yapan aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortası tarafından karşılanması öngörülmüştür. 4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.8. maddeleri hükümlerine göre, meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için, sırasıyla Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına ve varsa İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortasına başvurulur. Bahse konu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu, yolcuların uğradığı bedeni zararlar bakımından taşımayı yapan aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortacısı, trafik sigortacısı ve varsa İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş, sıralı bir sorumluluk düzenlemiştir. Başka bir anlatımla, yolcunun uğradığı bedeni zararlar, taşımayı yapan aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortası kapsamında ise bu aracın trafik veya İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortacısının sorumluluğu doğmayacaktır. Ancak limit aşımında sırasıyla zorunlu ve İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortacılarının sorumluluğu söz konusu olacaktır.
Bu durumda, yukarıda açıklanan düzenlemeler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında, aracın taşımacılık sigortası bulunmadığı takdirde, Güvence Hesabı yönetmeliğine göre Güvence Hesabına başvuru zorunluluğunun olmadığı, sıralı sorumluluk uyarınca aracın trafik sigortacısı davalı … şirketine dava yöneltilebilecektir. (Yargıtay 17.HD 28/12/2017 tarih, 2017/414 esas, 2017/12307 karar sayılı kararı)
Somut olayda, mahkemece Konya İl Emniyet Müdürlüğü Karapınar Bölge Trafik Denetleme İstasyonu’na yazılan yazı cevabından, kazaya karışan aracın transit minibüs olduğu, aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası’nın bulunmadığı, aynı nedenle, kaza neticesi doğan zarardan, aracın Karayolu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasını yapan davalı ….’nin sorumlu olduğu açık olduğundan, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Bununla birlikte, mahkeme tarafından hükme dayanak alınan aktüer bilirkişi raporunda, TRH 2010 yaşam tablosu ve 1.8 teknik faiz yöntemi ile hesaplama yapılmıştır. TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010”adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, 1.8 teknik faiz uygulanması doğru görülmemiş ise de hükmün sadece davalı tarafça istinaf edilmiş olmasına göre ve bu durum davalı lehine olmakla, davalı lehine oluşan müktesep haklar gözetilerek bu husus inceleme dışı bırakılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, geçici işgöremezlik tazminatının poliçe teminatı altında olmasına, hükme esas alınan kusur raporunun olayın oluşu, ceza yargılamasında esas alınan kusur durumu ve kaza tespit tutanağı ile uyumlu bulunmasına, hükme esas alınan maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan Yönetmelik hükümlerine uygun bulunmasına, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 7.225,42-TL karar harcından peşin alınan 1.810,35-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.415,07-TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf eden tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 02/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.