Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/279 E. 2022/400 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/279
KARAR NO : 2022/400

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/02/2020
NUMARASI : 2014/1860 Esas 2020/74 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVALI
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 10/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar ve davalı … Sigorta AŞ. davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı … yönetimindeki … plaka sayılı minibüs ile davacı … yönetimindeki … plakalı aracın 23.10.2012 tarihinde Samsun-Ordu Karayolu üzerinde çarpışması sonucu ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza sırasında … plakalı aracın içinde yolcu olarak bulunan …’un kaza mahallinde hayatını kaybettiğini, …’ın vücudunda kırıklar oluşacak şekilde yaralandığını, yine …’ın da aynı şekilde yaralandığını beyanla destek …’un ölümünden dolayı kızı …’nun destekten yoksun kalması nedeniyle 900 TL, defin gideri nedeniyle 100 TL, diğer kızı …’ın defin gideri nedeniyle 100 TL, davacı …’ın kendi yaralanmasından dolayı 500 TL geçici iş göremezlik ve 100 TL daimi iş göremezlik, 200 TL tedavi ulaşım masrafı ile 100 TL bakıcı gideri, davacı …’ın yaralanması nedeniyle 500 TL geçici iş göremezlik, 500 TL daimi iş göremezlik, 500 TL kazanç kaybı, 250 TL tedavi ve ulaşım gideri ve 250 TL bakıcı giderinden ibaret maddi tazminat ile birlikte, davacı … için kendi yaralanmasından dolayı 20.000 TL, eşi …’ın yaralanmasından dolayı 10.000 TL, davacı …’ın kendi yaralanmasından dolayı 10.000 TL, eşi …’ın yaralanmasından dolayı 10.000 TL ve annesi …’un ölümünden dolayı 50.000 TL, davacı … için kardeşi…’in yaralanmasından dolayı 10.000 TL, annesi …’nin ölümünden dolayı 50.000 TL, davacı … ve … için babaları …’ın yaralanmasından dolayı ayrı ayrı 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini, davalı … şirketinden sadece maddi tazminatla ve poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere tazminatların davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hükmedilecek tutarlara 23/10/2012 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili 29/11/2019 tarihli ıslah dilekçesiyle; … yönünden taleplerini, geçici iş göremezlik tazminatı olarak 7.297,51 TL ye sürekli iş göremezlik tazminatı 70.083,21 TL’ye, tedavi ve yol masrafı talebini 4.000 TL’ye bakıcı gideri talebini 1.881,00 TL’ye, davacı … yönünden geçici iş göremezlik talebinin 2.117,15 TL’ye, sürekli iş görmezlik talebini 34.800,94 TL’ye, tedavi ve yol masrafı talebini 4.000 TL’ye, cenaze ve defin gideri talebini 325.00 TL’ye, davacı … yönünden cenaze ve defin gideri talebini 325.00 TL’ye çıkarmıştır.
Davalı … cevap dilekçesinde; Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/45 Esas sayılı dosyasında yürüyen ceza davasında tayin edilen kusur oranını kabul etmediğini, kaza anında U dönüşü yaptığı iddiasının doğru olmadığını, davacıların bulunduğu aracın hızla gelip kendisine sol arka taraftan sonrada sol ön taraftan çarptığını, karşı aracın kaza sonrası hızının 162 km olduğunun kilometre göstergesinden anlaşıldığını, maddi tazminatın sigorta tarafından karşılanması gerektiğini, manevi tazminat yönünden ise ekonomik durumunun gözetilmesini ve zenginleştirme aracı olarak kullanmasının önüne geçilmesini beyanla duruma uygun karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi cevap dilekçesinde, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, görev, husumet ve zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu beyan ettikten sonra sigortalı aracın sürücüsünün kusuru olduğunun uzman kişilerden rapor alınarak belirlenmesi gerektiğini yine murisin gelir durumunun kesin delillerle ispatlanması gerektiğini, emniyet kemeri takılmaması halinde müterafik kusur olacağını ve hatır taşıması olup olmadığının da araştırılması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlık soruşturması sırasında alınan kusur raporu haricinde düzenlenen tüm kusur raporları kusurun tamamının davalı sürücüye ait olduğunu belirlediklerinden, ceza yargılaması sonucunda davacı şoförün kusursuz görünmesi nedeniyle beraatine hükmedildiğinden ve olayın gerçekleşme şekli yani davalı sürücünün kavşağa sağ şeritten girip, aniden sola dönme manevrası yapması nedeniyle davacı şoförün azami hız kurallarına riayet etse dahi kazanın oluşumunu engelleyemeyeceği mahkemenin kabulünde olduğundan kusurun tamamının davalı sigortalı araç sürücüsüne ait olduğunun kabul edildiği, kazada davacılar … ve …’nun anneleri …’un vefat ettiğinin tartışmasız olduğu, kaza da aynı zamanda davacılar … ve …’ın yaralanmış olduklarından geçici maluliyet süresini ve kalıcı maluliyet oranlarının tespiti gerektiği, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesince düzenlenen 23/12/2016 tarihli raporda …’ın kalıcı maluliyeti %4 olarak belirlenip 3 ay süreyle iş göremez halde kaldığı, devamlı surette bakıma muhtaç olmadığının tespit edildiği, aynı raporda davacı …’ın kalıcı maluliyetinin olmadığı 6 ay süreyle iş göremez halde kaldığı, devamlı surette başka birinin bakımına muhtaç olmadığının belirlendiği, davacı … yönünden ise rapora itirazlar gözetilerek İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan 2. maluliyet raporu alındığı, İstanbul Adli Tıp Kurumunca düzenlenen 12/09/2018 tarihli raporda davacı …’ın kalıcı maluliyetinin %9.1 olduğu, 9 ay iş göremez halde kaldığı ve 2 ay süreyle başka birinin yardımına ihtiyaç duyabileceğinin belirlendiği, İstanbul Adli Tıp Kurumunca alınan rapor, itiraz üzerine alındığından ve Ankara Üniversitesince düzenlenen raporu da değerlendirdiğinden ve söz konusu rapor düzenlenmeden önce Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden 25/12/2017 ve 07/02/2018 tarihli son durum raporları da alındıktan sonra oluşturulduğundan davacı … yönünden İstanbul Adli Tıp Kurumu raporu tazminat hesabına esas alındığı, davacıların tazminat hesabı yapılırken, asgari ücret üzerinde kazanç elde ettiklerine dair belge bulunmadığından asgari ücret esas alındığı, davacı … fiilen çalıştığı için pasif döneme kadar AGİ dahil asgari ücret, pasif dönemde ise AGİ’siz asgari ücret gözetilmiş, davacı … açısından ise ev hanımı olması nedeniyle tüm dönem boyunca AGİ mahsup edilmiş asgari ücret üzerinden hesaplama yapıldığı, dava ve poliçe tarihi gözetildiğinde 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Genel Şartların uygulanması söz konusu olmadığından, davacıların muhtemel ömürleri ve desteğin muhtemel ömrü PMF 1931 Fransız Tablosuna göre belirlendiği, davalı … Şirketinin hatır taşıması ve emniyet kemeri takılmadığına dair savunması mevcut olup, aynı araçta seyahat eden destek ve maluliyetleri oluşan davacıların yakın akraba olmaları nedeniyle hatır taşıması indirimi yapılamayacağı gözetilip, bu yöndeki savunmaya itibar edilmediği, emniyet kemeri takılmadığına dair iddiayı ise ispatlar dosyaya sunulmuş herhangi bir delil olmadığı gibi ceza yargılamasında alınan ifadelerde incelendiğinde emniyet kemeri olmadığına dair kanaat oluşturacak beyan bulunmadığından bu yöndeki savunmaya da itibar edilmediği, murisin defnedildiği yer Arsin Belediye başkanlığınca verilen müzekkere cevabında …’un defin ve cenaze işlemleri için herhangi bir ücret talep edilmediği bildirildiğinden davacılar … ve …’nun kaza da ölen anneleri …’un defnedilmesinden doğan tazminat taleplerinin yerinde görülmediği, davacı …’nun annesinin ölümünden dolayı ayrıca destekten yoksun kalma tazminat talebi bulunmakta olup bu amaçla dinlenilen tanıkların beyanlarına göre, …’un her ay 800 TL kadar bir parayı elden verdiği ifade edilmiş ise de tanıkların aynı zamanda davacının eşi ve oğlu olması nedeniyle davacıyla menfaat birliktelikleri olması ve yapılan zabıta araştırmasına ve SGK müzekkere cevabına göre murisin vefat tarihinde ek ödemeler dahil 762.10 TL aylık alıyor olması, yaşı düşünüldüğünde başkaca kişilere yardım edecek kadar ek gelir elde edemeyeceği, destek tazminatı isteyen …’nun evli ve çocuklu olması itibariyle destekten düşmüş olması gerektiği gözetilerek bu yöndeki tazminat talebinin reddedildiği, davacı …’ın bakıcıya muhtaç olmadığı belirlendiğinden bakıcı gideri talebinin reddedildiği, davacı …’ın daimi iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminat hesapları yapılıp hüküm altına alındığından aynı döneme ilişkin olarak ayrıca kazanç kaybına uğramış olamayacağı, zaten iş göremezlik tazminatı talebinin kazanç kaybını da kapsadığı gözetilerek davacı …’ın bu yöndeki talebinin de reddedildiği, kaza da malul kalan davacılar … ve …’ın tedavi ve ulaşım masrafına dayalı tazminat talepleri de bulunduğundan ve esasen bazı giderlerin belgelendirilmesi söz konusu olamayacağından davacıların tedavi gördüğü hastane kayıtları, ikametgahları, yaralanma derecelerine göre yapılması gereken pansuman vb. işlemler bu işlemler için sarf edilecek tıbbi malzemelerin bedeli gözetilmek suretiyle belgelendirilmesi mümkün olmayan ve SGK tarafından karşılanmayan zararın tespiti için doktor bilirkişiden 07/10/2019 tarihli rapor alındığı, davacıların 3.000 TL yol gideri ve 1.000 TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri olarak toplam ayrı ayrı 4.000 TL tazminata hak kazandıklarının belirlendiği manevi tazminat koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davacı …’ın açtığı dava yönünden, davanın kısmen kabulü ile;
I-A) 7.297,51 TL geçici, 70.083,21 TL daimi iş göremezlik tazminatı, 4000,00 TL tedavi ve yol gideri, 1.881,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 83.261,72 TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Hükmedilen tutara davalı … yönünden 23/10/2012 tarihinden, davalı … AŞ. yönünden dava tarihi olan 22/10/2014 tarihinden itibaren değişen oranlı avans faizi yürütülmesine,
B) Davacı …’ın kendi yaralanması nedeniyle 7.000,00 TL, eşi …’ın yaralanması nedeniyle 3.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL manevi tazminatın 23/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı avansı faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
Fazla istemin reddine,
II-Davacı …’ın açtığı dava yönünden, davanın kısmen kabulü ile;
A)2.117,15 TL geçici, 34.800,94 TL daimi iş göremezlik tazminatı, 4000,00 TL tedavi ve yol gideri olmak üzere toplam 40.918,09 TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Hükmedilen tutara davalı … yönünden 23/10/2012 tarihinden, davalı … AŞ. yönünden dava tarihi olan 22/10/2014 tarihinden itibaren değişen oranlı avans faizi yürütülmesine,
B) Davacı …’ın kendi yaralanması nedeniyle 5.000,00 TL, eşi …’ın yaralanması nedeniyle 3.000,00 TL,annesi …’un ölümü nedeniyle 7000,00 TL olmak üzere toplam 15.000,00 TL manevi tazminatın 23/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı avansı faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
III-Davacı …’nun açtığı dava yönünden davanın kısmen kabulüyle;
A-Maddi tazminat isteminin reddine,
B- Annesi …’un ölümü nedeniyle 7.000,00 TL, kardeşi …’ın yaralanması nedeniyle 1.000,00 TL olmak üzere toplam 8.000,00 TL manevi tazminatın 23/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı avansı faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
IV-Davacılar … ve …’ın babaları …’ın yaralanması nedeniyle açtıkları manevi tazminat davalarının ayrı ayrı kısmen kabulü ile,
Davacı … için 1500,00 TL, davacı … için 1500,00 TL manevi tazminatın 23/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı avansı faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; sigorta şirketi yönünden faizin dava tarihinden itibaren işlemesi yönünde hüküm kurulduğunu, gerekçe olarak da davadan önce davalı … şirketine ihtarat olmaması gerekçesine dayanıldığını, davalı … şirketine, taraflarından maddi zararların ödenmesi için davacı müvekkiller adına ilk başvurunun 30.10.2013 tarihinde yapıldığını, akabinde sigorta tarafından istenilen bilgi ve belgelerin gönderildiğini, ancak bir kısım tazminat taleplerinin karşılanmayacağı cevabı verildiğini, dilekçe ekinde davalı … ile yapılan yazışmaların sunulduğunu, davalı … şirketi yönünden faiz başlangıç tarihinin sigortaya başvuru tarihi olan 30.10.2013 tarihi olması gerektiğini, müvekkil …’ın tazminata esas ücretinin tespitinde hataya düşüldüğünü, müvekkilin kaza tarihinde duvar ustası olarak çalıştığını, bir işte usta olarak çalışan kişinin düz işçiye göre daha fazla ücret alması gerektiğini, müvekkil … lehine destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkil …’nun ev hanımı olduğunu, müvekkilin eşinin de düzenli bir işi olmayıp, yalnızca arada sırada hurdacılıktan gelen çok cüzi gelirinden başka bir geliri bulunmadığının müteveffanın kızına emekli maaşı ile destek olduğunu, maluliyet oranları tespitinin hatalı olduğunu, müvekkil … yönünden hükme esas alınan 12.09.2018 tarihli Adli Tıp Raporunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkil … yönünden hükme esas alınan 23.12.2016 tarihli Adli Tıp Raporunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükme esas alınan 25.02.2019 tarihli ve 11.11.2019 tarihli hesap raporları ile 07.10.2019 tarihli tedavi ve yol giderlerinin hesabı için alınan bilirkişi raporunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının az olup müvekkillerin çekmiş oldukları acı ve ızdırabı dindirmekten uzak olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf dilekçesinde; dosya kapsamında alınan herhangi bir kusur raporu bulunmayıp; ceza dosyası nezdinde belirlenen kusur miktarlarının dikkate alındığını, hukuk hakiminin, ceza dosyası ile bağlı olmayıp, dosya kapsamında yeniden değerlendirme yapmakla mükellef olduğunu, dosya kapsamında alınan kalıcı ve geçici iş görememezlik raporları arasında bulunan çelişkilerin öncelikle giderilmesi gerektiğini, ‘Ankara Tıp Fakültesince düzenlenen 23.12.2016 tarihli raporda …’ın kalıcı maluliyet oranının %4 olarak belirlenmiş 3 ay süre ile de geçici iş göremez halde kaldığı devamlı bakıma muhtaç olmadığı tespit edildiğini, aynı raporda …’ın kalıcı maluliyetinin olmadığı, 6 ay süre ile iş göremez hale geldiğinin belirlendiğini, … bakımından işbu rapora istinaden hesaplama yapıldığını, ancak … bakımından 2. maluliyet raporu alındığını, söz konusu 12.09.2018 tarihli raporda ise …’ın %9.1 oranında malul kaldığı ve 9 ay geçici iş göremez hale geldiği, 2 ay süre ile de başkasının bakımına muhtaç olduğunun tespit edildiğini, her iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini, müteveffanın mezkur kazanın oluşumunda müterafik kusuru bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, müvekkil şirketin hiçbir surette geçici iş görememezlik tazminatından sorumlu olmadığını, kazada ticari bir iş söz konusu olmadığından ve kaza ticari bir iş yapılırken meydana gelmediğinden avans faizine hükmedilemeyeceğini, yasal faiz olmak gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı, cismani zarar nedeniyle maddi tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tazminat hesabına ilişkin olarak, tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17. HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında kaza tarihi itibarıyla PMF 1931 yaşam tablosunun uygulanması yerinde olmakla beraber, Yargıtay görüş değişikliği nedeniyle PMF 1931 Yaşam Tablosu tatbik edilmesi isabetsizdir. Bu durumda mahkemece, TRH-2010 Yaşam Tablosu ile “muhtemel yaşam süresi” belirlendikten sonra “Progresif Rant Yöntemi” uygulanarak “1/kn” formülüne göre %10 artırım, %10 indirim yapılmak suretiyle tazminat hesaplanması yöntemine göre bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması da isabetsizdir.
Bu gerekçeler ile davacılar vekilinin istinaf isteminin kabulüne, yukarıda belirtilen şekilde deliller toplandıktan sonra bir karar verilmesi bakımından, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davalı … Sigorta AŞ. vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair istinaf sebeplerinin incelenmesine bu aşamada yer olmadığına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/02/2020 tarih, 2014/1860 Esas – 2020/74 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kaldırma sebebine göre davalı … Sigorta AŞ. vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair istinaf sebeplerinin incelenmesine bu aşamada YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından davacılar ve davalı … Sigorta AŞ. lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-İİK’nın 36.maddesi gereğince, Ankara 14. İcra Dairesinin 2020/3020 Esas sayılı dosyasına depo edilen 278.000,00 TL’lik teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
7-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 09/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.