Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/272 E. 2022/288 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C… BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/272
KARAR NO : 2022/288

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ … 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/06/2019
NUMARASI : 2017/814 Esas 2019/522 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)

KARAR TARİHİ : 26/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 14/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 06/07/2017 tarihinde, park halindeki aracına, sokaktan geri geri kontrolsüz şekilde çıkan davalı … adına kayıtlı kamyonetin çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalıya ait aracın diğer davalı … A.Ş.’ye sigortalı olduğunu, kaza sebebiyle araçta değer kaybı oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL değer kaybı tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile 6.691,36 TL değer kaybı tazminatının dava tarihinden itibaren işletilecek olan yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacının değer kaybı yönünden sigorta şirketine başvurmadığını, bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı sigortanın davacıya 6.820,68 TL hasar ödemesi yaptığını, başkaca herhangi bir sorumluluklarının kalmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a usulüne uygun şekilde dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın kabulüne, 6.691,36 TL değer kaybı tazminatının dava tarihi olan 12/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, karar davalı … tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … istinaf dilekçesinde; kendisine atfedilen kusuru kabul etmediğini, kaza tespit tutanağının gerçeği yansıtmadığını, mahkemece hükmedilen bedelin de hakkaniyete açıkça aykırı olduğunu, yapılan değerlendirmede aracın modeli, yaşı, hasar kayıtları ve piyasa değerinin hakkaniyete uygun bir şekilde ortaya koyulmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf eden davalı …’ın HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan araç değer kaybına bağlı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda maddi hasarlı kaza tespit tutanağı uyarınca, 06.07.2017 tarihinde sürücü …’ın kamyonetiyle geri geri çıkarken park halindeki …plakalı araca çarptığını, hatasını kabul ettiğini belirttiği, mahkemece alınan 28/01/2019 tarihli rapor uyarınca, kazanın meydana gelmesinde sürücü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsünün kaza mahalli ana yolda yol kenarına trafik kurallarına uygun olarak park ettiği, kaza esnasında aracının park halinde olması sebebiyle herhangi bir kural ihlalinin olmadığı, davacıya ait aracın kaza öncesi başka bir kaza kaydının bulunmadığı, aracın kaza tarihindeki kaza öncesi rayiç değerinin 79.000,00 TL olduğu, …plakalı aracın poliçe başlangıç tarihinin 15/02/2017 olması sebebiyle değer kaybı hesabının, sigorta genel şartları tebliğinin ek-1’i kapsamında yapıldığı, yapılan hesaplama neticesinde araçta meydana gelen değer kaybının 6.691,31 TL olduğunun belirlendiği, mahkemece anılan raporun hükme esas alınmasıyla yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihli, 2019/40 Esas, 2019/40 sayılı iptal kararı ile 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlede yeralan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmiş, bu iptal kararı 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anayasanın 153. maddesinde “iptal kararları geriye yürümez” hükmü, iptal kararlarının kesinleşen işlemlere etki etmeyeceği anlamında olup, elde bulunan uyuşmazlığın devam ettiği davalarda “geriye yürümeme kuralı” uygulanamaz. Diğer bir anlatımla bir davada uygulanması gereken kanun maddesi başka bir dava vesilesi ile iptal edilmiş ise bu madde artık eldeki davada da uygulanamaz. Zira davanın yasal dayanağı kalkmıştır ve Anayasa’ya aykırı olduğu tespit edilmiştir. Davacının iptal edilen maddeden dolayı sağlayacağı hukuki yararı da kalmamış olur. (Hukuk Genel Kurulunun 17.05.1989 Tarih 1989/10-250 E., 1989/361 K. sayılı kararı, Hukuk Genel Kurulunun 25.02.2020 Tarih 2017/8-1863 E., 2020/206 K sayılı kararı ) Bu itibarla Anayasanın 153. maddesi gereğince bu iptal kararı bağlayıcı olup derdest davalara ve kesinleşmemiş hükümlere de etki edecektir. Bu durumda usuli kazanılmış haktan bahsetmek mümkün değildir.
2918 Sayılı Yasanın 90. maddesinin Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonraki son hali, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir… Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindedir. Anayasa Mahkemesi; iptal kararından sonra genel şartlar ile ekindeki formüllere göre yapılan tazminat hesabının yasal dayanağı kalmamıştır.
Bu durumda Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları dikkate alınarak kaza tarihindeki serbest piyasa koşullarına göre vasıtanın kazadan önceki rayici ile onarım sonrası değeri arasındaki farkın araç değer kaybı olarak belirlenmesi gerekmekte olup, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda değer kaybı hesabının Genel Şartlardaki hükümler uyarınca yapıldığı anlaşılmaktadır.
Kural olarak araçta meydana gelen “değer kaybı” (istikrar kazanan yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre); aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle önceki kazalar araştırılarak niteliği ve etkisi göz önüne alınarak, tartışılarak hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın yaşı, modeli, özellikleri, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alınarak kazadan sonraki tamir edilmiş halinin rayiç değeri tespit edilip bu iki miktar arasındaki azalmadan ibarettir. Daha somut bir ifade ile aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş piyasa değeri ile onarılmış haldeki piyasa değeri arasındaki fark kriteri esas alınmalıdır. (Yargıtay 17. HD’nin 2016/16876 E – 2017/12161 K sayılı, 27/12/2017 tarihli ve 2015/5301 E – 2017/11098 K sayılı, 28/11/2017 tarihli kararları) Anayasa Mahkemesi iptal kararından sonra genel şartlar ile ekindeki formüllere göre yapılan tazminat hesabının yasal dayanağı kalmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybının belirlenmesi için mahkemece öncelikle dava konusu kaza nedeniyle davacıya ait araçta meydana gelen hasar bedelinin ve hasarlı parçaların belirlenmesi için hasar dosyası, ekspertiz raporu, servis onarım belgeleri ile kaza tarihinden önceki hasarlarının aracın piyasa değerine etkisinin belirlenmesi için önceki hasarlara ilişkin belgelerinin getirilmesi, ondan sonra aracın modeli, yaşı ve özelliklerine göre 2. el hasarlı ve hasarsız değerinin ve buna göre değer kaybının Yargıtay tarafından belirlenen uygulamaya uygun olarak belirlenmesi için gerekçeli, ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği halde denetime uygun olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu nedenlerle, davalı …’ın istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, istinaf eden tarafın sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı …’ın istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 26.06.2019 tarihli 2017/814 Esas – 2019/522 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMSİNE, kararın kaldırılma sebebine göre istinaf edenin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
3-İstinaf eden tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde yatırana iadesine,

4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 26/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.