Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/269 E. 2022/344 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/269
KARAR NO : 2022/344

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/02/2020
NUMARASI : 2017/187 Esas 2020/149 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 02/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 23/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … A.Ş. vekili ve davalı … … vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 07/02/2017 günü sürücü …’un, sevk ve idaresindeki araçla park alanında aracını park etmek için, boş olan yere yakın gerisini kontrol etmeden geri manevra yaptığı sırada park alanı içinden yolun karşı tarafına araçların arasından geçmek isteyen yayalar … ve …’a çarpması sonucu yaya davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi, 60.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 70.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılamanın devamı sırasında maddi tazminata yönelik davadan feragat ettiklerini bildirmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, maddi tazminat yönünden vaki feragat nedeniyle davanın reddine, manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulüne,40.000,00 TL manevi tazminatının … ve … Sigorta A.Ş den müştereken dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş hüküm davalı … A.Ş. vekili ve davalı … … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, yargılama kapsamında alınan kusur ve maluliyet raporunun kendilerine tebliğ edilmediğini, davalı şirketin savunma ve hukuki olarak dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, temerrüt başlangıcının dava tarihi değil; delillerin davalı şirkete tebliği tarihinden itibaren 8 iş günü sonrası olması gerektiğini, kusur ve maluliyet oranlarını kabul etmediklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalıya atfedilen kusur oranını kabul etmediklerini, hükmedilen manevi tazminatın yersiz ve fahiş olduğunu, hükmedilen tazminata davalı … ile davalı … arasındaki sigorta poliçesi ve limitleri dikkate alınmadan karar verildiğini, kusur raporlarının çelişkili olduğunu, kazada davalının kusursuz olduğunu, hükme esas alınan maluliyet raporunun Yönetmelik hükümlerine uygun olmadığını, mahkemece davacıya kesin süre verilmesine rağmen davacı tarafça sigorta başvuru evraklarının dosyaya süresinde sunulmadığını, tanık beyanlarına ilişkin beyanlarının mahkemece nazara alınmadığını belirterek kararı istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece, verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenlerin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davalı … A.Ş. vekili ve davalı … … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 36/1 maddesinde, “Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” düzenlemesi yer almaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesinde ise; “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir” düzenlemesine yer verilmiştir. Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup, hâkimin bu hususu re’sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılamanın aşamalarından haberdar edilmesi ile mümkündür. Adil yargılanma hakkının kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılmasını teminen konulan yasal düzenlemelerden biri de, davada esaslı işlem olan bilirkişi raporlarının taraflara tebliğine ilişkin düzenlemedir. 6100 sayılı HMK’nın 280/1 maddesi “Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir” hükmünü içermektedir. Anılan tüm bu yasal düzenlemelerde, davada taraf olanların haklarının korunması amaçlanmış olup, tarafların yargılama süreçlerine etkin katılımının sağlanması ise, mahkemece yapılan tüm tebligatların usulüne uygun olması ile sağlanabilecektir. Anayasanın 35 ve 36. maddeleri ile 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesi uyarınca, taraflar dinlenilmeden, iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm verilemez. Aksi halde savunma hakkı kısıtlanmış olur. Yine, 6100 Sayılı HMK’nın 280. maddesi son cümlesi gereğince bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edilmesi, 281/1. maddesi hükmüne göre de; tarafların bilirkişi raporunun tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecek durumda olmalarının sağlanması gerekmektedir.
Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan Ankara Adli Tıp Kurumu Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 03.05.2019 tarihli kusur raporu ile Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 05.07.2018 tarihli maluliyet raporunun davalı … A.Ş.’ye tebliğ edildiğine dair dosyada bilgi ve belge bulunmamaktadır. Bu şekilde bu davalının HMK’nın 281/1 maddesi gereğince rapora karşı beyan ve itirazda bulunma, açıklama, eksik hususların tamamlanmasını isteme vb. haklarını kullanmasının engellendiği, bir başka ifade ile bu davalının savunma hakkının kısıtlandığı anlaşılmıştır. Davalı …’ya söz konusu raporların usulüne uygun şekilde tebliği ile raporlara karşı iki haftalık beyan süresinin dolması beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalı … A.Ş.’nin savunma hakkını kısıtlayacak şekilde, raporlar tebliğ edilmeden yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabul şekli itibariyle de; kendisine rapor tebliğ edilmeyen davalı … A.Ş. her ne kadar rapora itiraz edememiş ise de diğer davalı … vekili tarafından kusur raporuna da itiraz edildiği anlaşılmaktadır. Kaza tespit tutanağında;07.02.2017 tarihinde sürücü … …’un, sevk ve idaresindeki araçla park alanında geri manevra yaptığı esnada karşıya geçen yayalar Barış ve …’a çarptığı, yayaların olayda kural ihlali görülmediğinin belirlendiği, mahkemece hükme esas alınan kusur raporunda ise kazanın meydana gelmesinde davacı yaya …’ın %25,sürücünün %75 oranında kusurlu bulunduğunun belirlendiği, mahkemece davacının olayda %25 kusurlu olduğu kabulü ile karar verildiği anlaşılmıştır.
Kusur raporu ile kaza tespit tutanağı arasında çelişki bulunmaktadır. Bu durumda kazanın oluş şekli ve mahkemece alınan rapor ile kaza tespit tutanağı arasındaki çelişki giderilmeden karar verilemeyeceğinden, davalı … … vekili tarafından alınan kusur raporuna itiraz edildiği de nazara alınarak, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden yahut Eski Trafik Fen Heyetinde görevli bilirkişilerden oluşturulacak heyetten, bilirkişiden alınan rapor ile kaza tespit tutanağında tespit edilen kusur durumu arasındaki çelişki giderilecek şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik ve yetersiz rapora göre davanın esası hakkında karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
Yine dosya kapsamından davalı sürücünün kullandığı ve kazaya karışan aracın kasko sigortacısı olduğu anlaşılan davalı … A.Ş.’den aracın kasko poliçesi, varsa başvuru evrakları, hasar dosyası ve ilgili evrakların istenmediği anlaşılmaktadır. Bu davalının yasal sorumluluğunun belirlenmesi için elzem olan evrakların dosyaya kazandırılmamış olması eksik inceleme niteliğinde olup eksik inceleme ile karar verilemez.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı … A.Ş. vekili ve davalı … … vekilinin istinaf sebeplerinin kabulü ile, uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanılmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, kusur ve maluliyet raporu davalı … A.Ş. vekiline tebliğ edilerek, HMK’nın 281. maddesi gereğince rapora karşı itiraz ve/veya beyanda bulunma hakkı sağlanarak, itirazda bulunması halinde itirazları değerlendirilerek, ayrıca kusur raporu ile kaza tespit tutanağı arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden yahut Eski Trafik Fen Heyetinde görevli bilirkişilerden oluşturulacak heyetten rapor alınarak, davalı … A.Ş.’den aracın kasko poliçesi, varsa başvuru evrakları, hasar dosyası ve ilgili evraklarının istenmesi ve davacının esasa yönelik istinafının bulunmaması nedeniyle istinaf eden davalıların usulü kazanılmış hakları da korunarak karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılmış olması nedeniyle istinaf eden davalılar vekillerinin sair, istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … A.Ş. vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜ ile, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 27/02/2020 tarihli 2017/187 Esas – 2020/149 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, istinaf eden davalı vekillerinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden taraflarca yatırılan İstinaf karar harcının istek halinde istinaf eden taraflara iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 18. İcra Dairesinin 2020/4098 Esas sayılı dosyasına yatırılan 74.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun yatırana iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 02/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.