Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/267 E. 2022/496 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/267 – 2022/496
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/267
KARAR NO : 2022/496

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2020
NUMARASI : 2018/311 Esas 2020/226 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 26/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta AŞ. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 08.10.2017 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki aracı ile seyri sırasında, sürücü …’ın sevk ve idaresinde bulunan araç ile çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında sürücü …’ın sevk ve idaresinde bulunan araçta yolcu olarak bulunan davacı küçük …’in yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hak ve talepleri saklı kalmak kaydı ile 100,00-TL geçici, 100,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 13.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile sürekli iş göremezlik talebini 52.003,11 TL olarak arttırmıştır.
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 52.003,11 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının 13.04.2018 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş hüküm davalı … Sigorta AŞ. vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı için askerlik çalışmasına yer verilmeden hesap yapıldığını, davacının çalışma yaşı dikkate alınmadan, hesaplamanın kaza tarihinden itibaren başlatılmasıyla rapor tanzim edilemeyeceğini, tazminat hesabında aktif dönem ve pasif dönem hesabına esas olarak davacı için yaşam olasılıklarının, hesap tarihindeki en yakın tam yaşı olan 12 yaşı esas alarak oluşturulan hesap raporuna göre hüküm kurulamayacağını, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %80 oranında kusurlu olduğu tespit edilmesine rağmen, %100 kusur üzerinden hesaplanan tutar uyarınca hüküm kurulduğunu, raporda davacı için yaşam olasılıkları hesaplanırken esas alınan yaşı yanlış olmakla birlikte kullanılan formülün de hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Kaza tespit tutanağına ve dosya kapsamına göre; davacı …’in eniştesi sürücü …’ın sevk ve idaresindeki araçta yolcu olarak seyir halinde iken meydana gelen kaza neticesinde yaralandığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan 25.11.2019 tarihli maluliyet raporunda, kaza tarihinde 9 yaşında olan davacı …’in, 08.10.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle, %5 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği ve bakıcı ihtiyaç süresinin 3 ay olduğu tespit edilmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ. vekili, davacının asker olacağı dönem için sürekli iş göremezlik zararı hesaplanamayacağını, bilirkişi tarafından askerlik dönemi için sürekli iş göremezlik zararı hesaplanmış olmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararı istinaf etmiş ise de;
Çalışma gücü, zarar görenin iş gücünün yani beden ve fikir gücünün gelir getirici şekilde kullanılması demektir. Burada asıl önem arz eden kazanç kaybı veya azalması değil, kazanma gücünün kaybı veya azalmasıdır. Bu kayıp ve azalmadan doğan olumsuz ekonomik sonuçlar, zararı oluşturur (EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, İstanbul 2006, s. 713).
Bununla birlikte Yargıtay’ın yerleşik uygulaması gereğince kişinin vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının, gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektirdiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazminatı olarak ifade edilmektedir.
Bu durum, ilk bakışta sorumluluk hukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de, burada vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durumu ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı, fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir.
Bu açıdan uyuşmazlık değerlendirildiğinde; davacı askerlik döneminde gelir elde etmese dahi, askerlik vazifesi sırasında daha fazla efor sarf edeceğinden, bu döneme ilişkin zararları da efor tazminatı olarak talep edebilir. Bu nedenle aktüer bilirkişi tarafından, davacının askerlik süresi için tazminat hesaplanmış olmasında isabetsizlik görülmediğinden davalının buna ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Somut olayda; kaza tespit tutanağı uyarınca, 08.10.2017 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresinde olan araçla seyri sırasında ışıklı dönel kavşakta dönüş yaptığı esnada sürücü …’ın sevk ve idaresinde olan araçla çarpışmasıyla kazanın meydana geldiği, mahkemece alınan kusur raporu uyarınca kazanın meydana gelmesinde sürücü …’ın %20, sürücü …’ın %80 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, Ankara Batı 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/396 Esas nolu dosyasında yapılan yargılamada alınan kusur raporu uyarınca da kazanın meydana gelmesinde sürücü …’ın asli, sürücü …’ın tali kusurlu bulunduğu ve neticeten sürücüler hakkında taksirle yaralanmaya neden olmak suçundan mahkumiyet kararı verildiği, kararın kesinleştiği, bununla birlikte davacı vekilinin dava dilekçesinde meydana gelen zararın davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen giderilmesini talep etmiş olduğu, haksız fiil neticesi meydana gelen zarardan kazaya neden olan haksız fiil sorumluları ve bu sorumluların ZMM sigorta poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketlerinin(limitleri dahilinde) zarar gören davacıya karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu bulundukları gözetildiğinde, mahkemece belirlenen tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, hükme esas alınan kusur raporunun olayın oluşu ve ceza yargılamasında maddi vaka olarak kesinleşen kusur durumu ile uyumlu bulunmasına, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmasına, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından gerçek zarar hesabında TRH2010 Yaşam Tablosu uygulanarak muhtemel yaşam süresinin tespit edilerek “progresif rant yöntemi” uygulanarak hesaplama yapılması gerektiği kabul edilmiş ise de TRH 2010 Yaşam Tablosu ve 1.8 teknik faiz uygulanarak yapılan hesaplamanın davalı lehine olmasına göre; davalı … Sigorta vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Sigorta’dan alınması gereken 3.552,33 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 941,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.610,86 TL harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … Sigorta tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 23/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.