Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/247 E. 2022/340 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/247
KARAR NO : 2022/340

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2019
NUMARASI : 2016/646 Esas – 2019/1302 Karar

DAVACILAR :
DAHİLİ DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 23/11/2022

KARAR

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı … vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 18.07.2011 tarihinde davacıların murisi olan …’ın, davalı sürücü …’nun sevk ve idaresinde olan aracın neden olduğu trafik kazası nedeniyle vefat ettiğini, davacıların müteveffanın anne-babası ve kardeşleri olduğunu, murisin annesi ve babası olan davacılar … ve …’in oğullarının vefatı ile hem desteklerini kaybettiklerini hem de manevi zarar gördüklerini, yine kazada vefat edenin kardeşleri olan davacılar … ve …’nın da mevcut kaza ve ölüm nedeniyle manevi zarar gördüklerini belirterek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile davacı … için 100,00 TL maddi tazminat ile 80.000,00 TL mancvi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline, davacı … için 100,00 TL maddi tazminat ile 80.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline, davacı … için 40.000,00 TL, davacı … için 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden (18.07.2011) itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile davacı … yönünden maddi tazminat talebini 7.425,95 TL olarak arttırmıştır.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde; … otobüsünü kullanan …’nun … işçisi olduğu, davalı …’ın, … ile hizmet sözleşmesi yaptığını, davalı şoförün hizmet sözleşmesi gereği … otobüslerini kullandığını, davalı …’a husumet yöneltilemeyeceğini, kazanın meydana gelmesinde davalı …’ın kusurunun bulunmadığını, müteveffanın kazada tam kusurlu olduğunu belirterek, davanın husumetten ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde; davalı şirkete yapılan başvuru üzerine davacılara 26.03.2015 tarihinde toplamda 21.666,00-TL tazminat ödendiğini, böylelikle davalı şirketin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, kusur raporu alınması gerektiğini, yapılan ödemenin güncelleştirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … …vekili cevap dilekçesinde; davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığını, müteveffa yayanın, önceye dayalı %60 oranında maluliyeti bulunduğundan davacılara maddi destek olmadığı gibi; aksine kaza öncesi davacıların maddi desteği ile geçimini sürdürmekte olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde; davacının talep ettiği manevi tazminat miktarlarının çok yüksek olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 7.425,95-TL maddi tazminatın 100,00-TL’sine (poliçe limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak üzere) davalı …yönünden 17/04/2015 tarihinden diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinden, bakiye kalan tutarına ise her bir davalı yönünden ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılardan …’a ödenmesine, davacılardan … yönünden talep edilen maddi tazminat talebinin reddine, davacılardan …’a 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … …, …ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacılardan …’a 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … …, …ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya (davacı …’ın mirasçılarına miras payları oranında) ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacılar … ve …’a 15.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … …, …ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak adı geçen davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş hüküm davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı … vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacı … yönünden takdir edilen 7.425,95 TL tazminata kaza tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğini, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yetersiz olduğunu, davacı … lehine maddi tazminat takdir edilmemesinin kabul edilemeyeceğini, müteveffanın destek tarihleri ile ilgili raporlamayı kabul etmediklerini, müteveffanın asgari ücretin üzerinde bir geliri ve çalışması bulunduğunu, ölenin davacılara desteğinin bekar-çocuksuz olması nedeniyle %25 olarak kabul edilemeyeceğini, bilirkişi tarafından dava tarihine göre hesaplama yapılması gerekirken rapor tarihine göre hesap yapıldığını, hükümde davalılar lehine ret olan manevi tazminat talepleri açısından tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davalı … AŞ.’den manevi tazminat talepleri olmadığı halde; ilgili davalı lehine de vekalet ücreti taktir edildiğini, davacı …’nin, dava sırasında vefat etmesi nedeniyle mirasçıları lehine ayrı ayrı lehe vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili, kazanın … …’ne ait belediye otobüsüyle gerçekleştiğini, davalı …’ın ise …’ya sadece hizmet alım sözleşmesiyle şoför tahsis ettiğini, açıklanan nedenle …’a husumet yöneltilemeyeceğini, bir an için bu davalıya husumet yöneltilebileceği kabul edilse dahi; bilirkisi raporunda …’ın kusuruna ilişkin hiçbir inceleme yapılmaksızın hesaplanan tazminattan bu davalının da müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı belirlemesinin hatalı olduğunu, davalı şoföre her yıl özel eğitimler verildiğini, kazanın meydana gelmesinde davacıların desteğinin tam kusurlu olduğunu, müteveffanın sosyo-ekonomik durumuna ilişkin yapılan tespitlerin hatalı olması nedeniyle fahiş miktarlarda maddi tazminata hükmedildiğini, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun ‘Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlıklı 34. maddesi gereğince müteveffanın anne ve babasına desteğinin toplam %25 olması gerekirken bilirkişi tarafından anne ve baba için ayrı ayrı %25 oran üzerinden tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, müteveffanın evlenme olasılığının %16‘nın üstünde olduğunu, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada peşin sermaye indirimi uygulanması gerekirken bu indirimin uygulanmadığını, mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının da fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; belirlenen kusur oranlarını kabul etmediklerini, mahkemece hükmedilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, … Sigorta tarafından düzenlenen poliçe gereği hükmedilecek manevi tazminatların sigorta şirketinden talep edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece, verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenlerin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüme bağlı maddi ve manevi tazminat istemidir.
Somut olayda; kaza tespit tutanağı uyarınca, 18.07.20111 günü davalı … …’nün maliki ve işleteni olduğu, diğer davalı sürücü …’nun yönetimindeki otobüs ile ışıklı kavşaktan sağa dönüş manevrası yaptığında, gidiş yönüne göre ışıklı kavşaktan yaya geçidi üzerinden yolu sağ taraftan sol tarafa geçmekte olan yaya …’a çarparak sürüklemesi sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiği, sürücü …, kendisinin yeşil ışıkta geçtiği sırada yayaya çarptığını beyan ettiğinden, yaya …’ın ifadesinin alınamadığından ve ışık ihlalini kimin yaptığı belirlenemediğinden, taraflara kusur izafe edilemediğinin belirlendiği, mahkemece alınan kusur raporu uyarınca, otobüs sürücüsü …’nun olayda %100 oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya …’ın kusursuz olduğunun belirlendiği, Ankara 4. ASCM’nin 2012/1 Esas nolu dosyasında yapılan yargılama neticesi sanık … …’nun sübut bulan taksirle ölüme neden olma suçundan eylemine uyan TCK nun 85/1 maddesi gereğince takdiren ve teşdiden 4 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği, ceza dosyasında hükme esas alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 16/08/2012 tarihli raporuna göre sanık … …’nun kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, müteveffanın ışık kontrollü yaya geçidinden yeşil ışıkta geçiş yaptığı sırada karıştığı kazada kusursuz olduğunun belirlendiği, mahkemece aktüer bilirkişiden alınan rapor uyarınca davacı … için hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatının 22.051,07-TL olduğu, davacı … için hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatının 14.249,21-TL olduğu, davalı …tarafından, 17.04.2015 tarihinde ödenen tazminatın rapor tarihine kadar olan yasal faiziyle birlikte hesaplanan tazminattan indirilmesinden sonra davacı … için bakiye tazminatın kalmadığının belirlendiği, mahkemece anılan raporların hükme esas alınmasıyla yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
1-Davalı … vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde,
Mahkemece hükmün gerekçesinde … işleten, … ise üst işveren olarak kabul edilmiş ise de, davalı … ile … arasındaki hizmet alım sözleşmesi hükümlerinin taraflar arasında iç ilişki oluşturmasına, şartları bulunduğu takdirde birbirlerine rücu imkanı vermesine, davalı sürücünün davalı … aracında ve hizmetinde çalışıyor olmasına, davacıların murisinin ölümüne sebebiyet veren aracın … nezdinde işletilen toplu taşıma aracı olmasına, davaya konu zararlandırıcı eylemin … …’ne ait belediye otobüsüyle …’ya ait toplu taşıma işinin görülmesi sırasında meydana gelmesine, KTK 85 ve 86 maddeleri gereğince davalı …’nun işleten olarak sorumlu bulunmasına, …’ın işleten sıfatının olmamasına, davada … aleyhine adam çalıştıran sıfatıyla husumet yöneltilmemiş olduğundan mahkemece davalı … aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddi gerekirken hatalı değerlendirme ile bu davalı hakkında da esasa girilerek aleyhine hüküm kurulması doğru görülmediğinden davalı … vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesinde,
Dava dilekçesi içeriğinde davanın belirsiz alacak davası mahiyetinde açıldığı anlaşılmaktadır. Bu halde mahkemece hükmün gerekçesinde “maddi tazminat istemi yönünden davanın kısmi olarak açıldığı” gerekçesi ile faize dava ve ıslah tarihi gözetilerek hükmedilmiş olması yerinde değildir. Yine tahsil talepli belirsiz alacak davalarında faiz başlangıcı davadan önce temerrüt varsa temerrüt tarihi, yoksa dava tarihidir. Somut olayda dava konusu uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup, sigorta şirketi dışındaki davalıların haksız eylem nedeniyle sorumlu oldukları dikkate alınarak hüküm altına alınacak tazminata bu davalılar yönünden temerrüt kaza tarihinde gerçekleşmiş olmakla kaza tarihinden itibaren faize hükmedilmesi, KTK 99/1. maddesi gereğince davadan önce sigorta şirketi yönünden temerrüt hasıl olmuşsa temerrüt tarihinden, olmamış ise dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken mahkemece ıslah edilen kısma tüm davalılar yönünden ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi yerinde görülmemiştir.
Tazminat hesabına ilişkin olarak, tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17. HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında kaza tarihi itibarıyla PMF 1931 yaşam tablosunun uygulanması yerinde olmakla beraber, Yargıtay görüş değişikliği nedeniyle PMF 1931 Yaşam Tablosu tatbik edilmesi isabetsizdir. Bu durumda mahkemece, TRH-2010 Yaşam Tablosu ile “muhtemel yaşam süresi” belirlendikten sonra “Progresif Rant Yöntemi” uygulanarak “1/kn” formülüne göre %10 artırım, %10 indirim yapılmak suretiyle tazminat hesaplanması yöntemine göre bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması da isabetsizdir.
Yine hükme esas alınan 05/02/2019 tarihli raporda, davacı anne …’ın yaşadığı (30.06.2017 tarihinde vefat etti) sabit iken raporda bu davacının 15/11/2016 muhtemel ömür süresi sonuna kadar destek göreceğinin varsayılmış olduğu, destek her ne kadar vefat ettiği tarihte bekar ise de yaşı itibariyle AYİM tablosuna göre yaşasa idi evlenme ihtimali olduğundan, bu ihtimal göz önünde bulundurularak desteğin 1 yıl içinde evleneceği ve daha sonra çocuk sahibi olacağı kabul edilmek suretiyle, evlenene kadar gelirinin %25’erlik kısmını (toplamda %50’sini) anne ve babasına ayıracağı, bu tarihten sonra ise evlenme ve çocuk sahibi olma durumlarına göre davacı anne ve babasına gelirinden ayırabileceği payların kademeli olarak azalacağı, vefat eden annenin payının muhtemel yaşam süresi sonuna kadar babaya verileceği kabul edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekirken desteğin vefat ettiği tarihte 47 yaşında ve bekar olduğu, evlilik çağının üzerinde olduğu gerekçesi ile davacı anne ve babasına bakiye ömürleri süresince gelirinin %25’erlik kısmını (toplamda %50’sini) ayıracağı kabul edilerek hesaplama yapıldığı anlaşılmakla aktüer bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmadığı anlaşılmış, açıklanan nedenlerle istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı … vekilinin istinaf sebeplerinin kabulü ile, uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanılmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, dosyanın aktüer bilirkişiye tevdii ile davacı anne …’nin davanın seyri sırasında 30.06.2017 tarihinde vefat ettiği hususu gözetilerek, desteğin 1 yıl içinde evleneceği ve daha sonra çocuk sahibi olacağı kabul edilmek suretiyle, evlenene kadar gelirinin %25’erlik kısmını (toplamda %50’sini) anne ve babasına ayıracağı, bu tarihten sonra ise evlenme ve çocuk sahibi olma durumlarına göre davacı anne ve babasına gelirinden ayırabileceği payların kademeli olarak azalacağı, vefat eden annenin payının muhtemel yaşam süresi sonuna kadar babaya verileceği kabul edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması, sigorta şirketince davadan önce yapılan ödemelerin ödeme günü ile tazminat hesabına dair alınacak rapor tarihine (hükme esas alınan rapor tarihine göre) kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizi ile birlikte toplam tutarı, hesaplanacak destekten yoksun kalma tazminatından ayrı ayrı indirilmesi ve tazminat hesabında TRH-2010 Yaşam Tablosu ile “Progresif Rant Yöntemi” uygulanarak tazminat miktarlarının belirlenmesi hususunda ek rapor alınması, davalı … aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddi, manevi tazminat taleplerinin davalı … şirketi dışındaki davalılara yöneltilmiş olmasının dikkate alınması ve davanın belirsiz alacak davası mahiyetinde haksız fiile dayalı olarak açılmış olması gözetilerek hükmedilecek tazminata sigorta şirketi dışındaki davalılar yönünden kaza tarihinden, davalı … şirketi yönünden ise temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği nazara alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılmış olması nedeniyle istinaf eden taraf vekillerinin sair istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜ ile, Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 19/12/2019 tarihli 2016/646 Esas – 2019/1302 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, kararın kaldırılma sebebine göre, istinaf eden taraf vekillerinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden taraflara iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 02/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.