Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/244 E. 2022/331 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/244
KARAR NO : 2022/331

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/01/2020
NUMARASI : 2016/592 Esas 2020/89 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan Rücüen Tazminat)
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 24.12.2013 tarihinde davacı …’un kullanımındaki… plakalı araç ile dava dışı …’ın maliki bulunduğu … plakalı aracın çarpışması sonucunda meydana gelen kazaya ilişkin olarak dava dışı … tarafından Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/486 Esas 2016/288 Karar sayılı dosya üzerinden müvekkil aleyhine bir tazminat davası açıldığını ve davanın 14.06.2016 tarihînde sonuçlandığını, bu davada, müvekkilin 44.565,20 TL maddi tazminat, 15.000,00 TL manevi tazminat ödemesine karar verildiğini, davanın davalı ….’ye de ihbar edildiğini, … tarafından Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2016/13696 sayılı dosyası üzerinden müvekkil aleyhine takibe geçtiğini, takibe dayanak olan Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/486 Esas 2016/288 Karar sayılı kararının temyiz edildiğini, dosyanın Yargıtay aşamasında olduğunu, müvekkilin maliki bulunduğu aracın sigortacısının davalı … AŞ. olduğunu, aracın 04.10/2013 tarih ve … acenta nolu, … sayılı Genişletilmiş Mavi Ticari Kasko Poliçesi ve 03.05.2013 tarih, … acenta nolu, … sayılı KT Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçeleri ile sigortalandığını, müvekkilin dava dışı …’a ödemek zorunda kalacağı ileride bilirkişi raporlarıyla tespit edilecek tazminat miktarından şimdilik 44.565,20 TL’nin, dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınıp müvekkile ödenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın müvekkil şirket tarafından 03.05.2013 – 03.05.2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, poliçede teminat limitinin kişi başı 250.000TL olduğunu, … plaka sayılı araç aynı zamanda müvekkil şirket tarafından 04.10.2013 -04.10.2014 tarihleri arasında … Kasko Sigorta Poliçesine bağlı İhtiyari Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalandığını, trafik sigortacısı şirketin üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabildiğini, Ankara 10 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/486 E. sayılı dosyası ile açılan davanın sigorta şirketine ihbar edilmiş olduğunu ancak kararın henüz kesinleşmediğini, karar ve hükmedilen maddi manevi tazminat tutarı kesinleştiği takdirde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında dava dışı … lehine hükmedilmiş olan tazminatın Ankara 5. İcra Müdürlüğü 2016/13696 E. sayılı dosyasına ödeneceğini, bu aşamada davanın açılmasında hukuki menfaat bulunmamakta olup davanın reddine karar verilmesi gerektiği, aksi kanaat halinde Ankara 10 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/486 E. 2016/288 K. sayılı dosyanın Yargıtay’dan dönmesinin bekletici mesele yapılmasını, dosya Yargıtay’dan döndüğünde huzurda görülen davanın Ankara 10 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/456 E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/486 – 2016/288 sayılı kararı ile davacı …’un kusur oranı dikkate alınarak 44.565,20 TL maddi tazminatın dava dışı …’a ödenmesine karar verildiği, kaza tarihinde yürürlükte olan ZMMS Genel Şartlarının A-5 maddesi gereğince dava dışı …’a ödenen geçici ve sürekli iş görmezlik zararı ile tedavi giderlerinin 14.05.2013 tarihinde tanzim edilen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile 03.10.2013 tarihinde tanzim edilen Genişletilmiş Mavi Ticari Kasko Poliçesi kapsamında olduğu ve rücu şartlarının gerçekleştiği anlaşıldığından davanın kabulü ile; 44.565,20TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hükme karşı davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; Ankara 10 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/486 Esas sayılı dosyasında verilen tazminat kararının Yargıtay aşamasından geçerek kesinleşmesi sonucu Ankara 5. İcra Müdürlüğü 2016/13696 Esas sayılı dosyasına davacı/sigortalısı adına 29/03/2019 günü toplam 105.771,49TL ödeme yaptıklarını, mahkemece bu ödeme araştırılmadan kabul kararının verilmesinin doğru olmadığını, davanın reddi gerektiğini, en kötü ihtimalle davanın konusuz kaldığını, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerinden aleyhlerine vekalet ücreti ve yargılama giderine karar verilmesinin doğru olmadığını, davacı kendisi bir ödeme yapmadan iş bu rücu davası açmasının doğru olmadığını zira KTK 109. maddede rücu davasının ne zaman açılacağının düzenlendiğini, bu davanın açılmasında hukuki yarar olmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı … vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ve başka bir mahkemede davacı aleyhine verilen karar nedeniyle ödenmesi muhtemel tazminatın kendi ZMMS sigortacısına rücuu istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kabulüne dair verilen karar, davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dava dışı … tarafından davacımız … aleyhine Ankara 10 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/486 Esas sayılı dosyası ile maddi ve manevi tazminat davası açıldığı, davanın davalımız … Sigorta Şirketine ihbar edildiği, mahkemece 14/06/2016 tarih ve 2016/288 karar no’lu kararla “davanın kısmen kabulü ile 44.565,20TL maddi ve 15.000,00TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verildiği, hükmün Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 21.02.2019 tarih 2018/1253-2019/898 sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosya arasında bulunan Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2016/ 13696 esas sayılı takip dosyasında; alacaklı … tarafından 01/07/2016 tarihinde Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı gereğince, henüz karar kesinleşmeden, 44.565,20TL maddi tazminat, 15.000,00TL manevi tazminat, işlemiş faizler ve mahkeme yargılama giderleri ile vekalet ücretinin tahsili için toplam 76.811,76TL üzerinden borçlu … aleyhine ilamlı icra takibi başlatıldığı görülmüş, icra dosyasında borçlu … (davacımız) tarafından yapılmış bir ödemeye rastlanmamıştır.
Davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması, dava şartı (HMK m. 114/1-h) olup, davanın her aşamasında ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın hakim tarafından kendiliğinden gözetilir (HMK m. 115/1). Her dava açıldığı tarihteki şartlara tabidir. (YİBK 18/02/2022 tarih, 2019/5 E. – 2022/1 K. RG’de yayım tarihi 04/11/2022)
Davacı tarafından açılan dava, sigorta sözleşmesine istinaden rücuen tazminat istemiyle açılmış olmasına göre, davacının davalıya rücu koşullarının bulunup bulunmadığı ve rücu edilebilecek miktarın dava tarihi itibariyle belirlenmesi gerekir.
KTK’nın 85. maddesi kapsamındaki, işletenin sorumluğunda kalan zararların Yasa’nın 91. maddesi gereğince sigorta şirketi tarafından üstlenilmesi halinde, zarar görene karşı işleten ve sigorta şirketinin sözleşmeden ve Kanun’dan kaynaklanan müteselsil sorumluluğu bulunduğundan, borçlulardan birisinin zarar görene ödemede bulunması halinde, borçlular arasındaki rücu hakkının bulunup bulunmadığı ve müteselsil borçlular arasındaki iç ilişki TBK’nın 167 ve 168. maddeleri çerçevesinde değerlendirilir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun müteselsil borçlulukta iç ilişkiyi düzenleyen 167. maddesinde “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar.
Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir. (2)Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler.” şeklinde, TBK 168. maddesi ise “Diğerlerine rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri, ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef olur. Alacaklı diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse, bunun sonuçlarına katlanır.” şeklinde düzenlenme doğrultusunda müteselsil borçlu, ancak ifa ettiği ödeme oranında, rücu hakkını kullanabilir. Bu nedenle davacı, dava tarihi itibariyle, zarar görenin gerçek zararı yanı sıra, belirlenen zarar kapsamında kendisi tarafından yapılan ödemeyi ispatlamakla yükümlüdür.
Somut olayda davacı, taraflar arasındaki sigorta sözleşmesi kapsamında, üçüncü kişinin zararlarından davalının sorumlu olduğunu iddia ederek, dava dışı zarar gören tarafından kendisi aleyhine açılan davada verilen ancak henüz kesinleşmeyen karar gereğince hakkında icra takibi başlatıldığını belirterek, mahkemece karar verilen miktar gereğince icra yoluyla kendisinden talep edilen 44.565,20 TL maddi tazminatın rücuen tahsilini istemiş ise de, davacı tarafından talep edilen miktarın dava tarihi itibariyle ödediğine ilişkin iddiada bulunmamıştır.
Bu durumda, dava tarihi itibarıyla davacı tarafından dava konusu miktarın ödenmediği, dolayısıyla rücu şartlarının oluşmadığı ve davacının bu aşamada dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı sabit olup, ilk derece mahkemesi tarafından davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp, davalının buna yönelik istinafının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Ancak bu yanılgı nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından, davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının Dairemizce kaldırılması ve yeniden düzeltilerek davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Davalı … AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 31/01/2020 gün ve 2016/592 Esas – 2020/89 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1-HMK’nın 114/d-115/2 maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL karar harcının, peşin alınan 610,00 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 529,30 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7/2 maddesi gereğince 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
İSTİNAF YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Davalı … AŞ. tarafından yatırılan 761,40 TL nispi istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
2-Davalı … AŞ. tarafından yapılan 148,60TL istinaf başvuru harcı olan yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … şirketine verilmesine,
3-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.