Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/240 E. 2022/231 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/240
KARAR NO : 2022/231

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/12/2019
NUMARASI : 2018/503 Esas 2019/1016 Karar

DAVACI : .
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 19/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline ait … plakalı araç 21/08/2017 tarihinde Ankara İli, Altındağ İlçesi, Şehit Ömer Halis Demir bulvarı … önünde park halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybeden sürücü … yönetimindeki … plakalı aracın çarpması sonucu hasar aldığını, kaza neticesinde müvekkilinin aracının sol arka kısımdan orta şiddette hasar aldığını, kaza sonucunda Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen tramer kaza kusur tespit tutanağında müvekkilinin kusursuz bulunduğunu, … Ekspertiz Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından tanzim edilen ekspertiz raporunda aracın ikinci el rayiç değerinin 20.750,00-TL düşeceği yönünde değerlendirmeye konu edildiğini, davalı … şirketince 27/09/2017 tarihinde 4.950,00-TL ödeme yapıldığını, sigorta şartlarında yapılan değişiklikle sigorta şirketlerinin değer kaybında teminat miktarının %15 kadar sorumlu olacağına dair yönetmeliğin ilgili maddesine ilişkin olarak Danıştay 15. Dairesinin 2017/2261 esas sayılı dosyasında Yürütmeyi Durdurma Kararı verdiğini, bu nedenlerden dolayı değer kaybı tazminatından arta kalan kısım için sigorta şirketine tekraren başvuru yapıldığını sigorta şirketince herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkiline ait araçta değer kaybı zararının tespiti amacıyla Sigorta Eksperinden faydalanıldığını ve Sigorta Eksperince ekspertiz raporu tanzim edildiğini, düzenlenen iş bu rapor gereğince 354,00-TL tutarında ödeme yapıldığını beyanla, müvekkiline ait araçta meydana gelen değer kaybı bedeli ile yapılan ekspertiz ücreti masrafından şimdilik 500,00-TL’nin (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) davalıdan kaza tarihi olan 21/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket tarafından 27/09/2017 tarihinde yapılan ödemeden yaklaşık 4 ay sonra, Danıştay 15. Dairesi’nin 17/01/2018 tarihinde 2017/2261 E. sayılı dava dosyasındaki “yürütmenin durdurulması” kararı dayanak gösterilmek suretiyle davacı vekilince 12/03/2018 gönderim tarihli dilekçesi ile yeniden arta kalan miktar için talepte bulunulduğunu, davacı vekili tarafından aldırılan Ekspertiz Raporu neticesinde, tespit çerçevesindeki talebin meydana gelen kazanın gereklerine uygun ve gerçekçi olmadığını, bu hususta tekrar inceleme yapılması gerektiğini, trafik sigortasında bugün için maddi teminat limitinin 36.000,00-TL olduğunu, sigortacıların ödeyecekleri en yüksek değer kaybı tazminatının da 5.400,00-TL olduğunu, davacı vekilince, tüm talep ve tespitler açık bir şekilde ifade edilmesine, rakamsal karşılıkları yazılmasına rağmen harca esas değerinin “şimdilik 500,00-TL” üzerinden açılmasının yerinde olmadığını beyanla, öncelikle kaza tarihi, ödeme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Kanun/Yönetmelik maddesi uyarınca ve “kanunların geriye yürümezliği” prensibi uyarınca şu aşamada ve beklenmeksizin işbu haksız ve dayanaksız davanın reddine, davacı vekilince talep ve dava konusu edilen müvekkili şirket ödemesinden arta kalan miktar için, dayanak teşkil ettiği Danıştay 15. Dairesi’nin 17/01/2018 tarihinde 2017/2261 E. sayılı dava dosyasındaki “yürütmenin durdurulması” kararının neticelenmesi gerektiğinden bu hususun bekletici sorun yapılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalı … tarafından sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın davacının … plakalı aracına çarptığı hususunda düzenlenen trafik kaza tespit tutanağı, davalı tarafından düzenlenen sigorta poliçesi ile davacının zararının davalının sorumluluğunda olduğu, düzenlenen 11/02/2019 tarihli bilirkişi raporu ile davalı tarafından sigortalı bulanan aracın %100 kusurlu olduğu, davacının kusurunun bulunmadığı, buna dayalı olarak alınan değer kaybına ilişkin raporda davacının bakiye alacağının 13.793,00-TL olduğu anlaşılmış ancak davacının dava dilekçesi ile değer kaybı ve ekspertiz ücreti yönünden toplam 500,00-TL talep ettiği, ekspertiz ücretinin 354,00-TL olduğu sunulan fatura ile sabit olmakla ve yine davacı tarafından yapılan ıslah talebi ıslah talebinin toplam talep olan 500,00-TL’nin 13.793,00-TL’ye çıkartılmış olduğu gözetilerek davanın 13.439,00-TL üzerinden kısmen kabulüne aracın cinsi ve davadan önce sigorta şirketine yapılan başvuru gözetilerek 23/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faize karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın KISMEN KABULÜ ile; 13.439,00-TL’nin 23/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; kaza tarihi, ödeme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Kanun maddesi uyarınca, Trafik Sigortası’nda (Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sigortası) 30121 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmeliğin ekinde yer alan Tablo 7, 8, 9 ve 10’a, 11 Temmuz 2017 tarih ve 30121 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmeliğin 3. maddesiyle eklenen “Sigorta şirketi tarafından ödenecek değer kaybı tutarı, maddi teminat limitinin yüzde 15’ini aşamaz” hükmü gereğince ve “Kanunların geriye yürümezliği” prensibi uyarınca davanın haksız olduğunu, trafik sigortasında bugün için maddi teminat limiti 36.000,00-TL olduğuna göre, sigortacıların ödeyecekleri en yüksek değer kaybı tazminatının da 5.400,00-TL olduğunu, davanın reddi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf eden davalı vekilinin HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanun’un 90. maddesinde “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve Genel Şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesi’nin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan Genel Şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve Genel Şartlarda…” ibaresi Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Danıştay ve Yargıtay tarafından kabul edilen uygulamaya göre “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulü kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin bu maddelerdeki “Genel Şartlar” ibarelerini iptal etmesi sonucu değer kaybı tazminatı öncelikle Karayolları Trafik Kanunu’nun hükümlerinin, bu kanunda düzenlenmeyen hususlarda ise Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiile ilişkin hükümlerinin usul ve esasları çerçevesinde belirlenecektir. Bu Kanun’larda açıkça düzenlenmiş hususlarda Genel Şartlar ile Kanun’un kapsamını daraltan yada genişleten hükümleri uygulanmayacaktır. Genel şartlar TTK’nın 1425 ve Sigortacılık Kanun’u 11 ve KTK’nın 95. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak idarece çıkarıldığı için, KTK ve TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerinde genel olarak temel unsurları belirlenmiş hususlarda bu temel unsurlara aykırı olmamak şartı ile Genel Şartların hükümleri uygulanacaktır. Anayasa mahkemesinin iptal kararı derdest olan eldeki davada da uygulanması gerekmektedir. Bu durumda; değer kaybının ZMMS Genel Şartlarına göre hesaplanmasının yasal dayanağı kalmamış olup, gerçek zarar ilkesi gereğince değer kaybının, kaza tarihindeki serbest piyasa koşullarına göre, aracın kazadan önceki değeri ile onarım sonrası değeri arasındaki farka göre belirlenmesi gerekir.
Değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
Araç tamir bedeli konusunda ise, meydana gelen kaza tarihi itibariyle, hasarlanan parçaların değerleri, kaza nedeniyle kullanılamaz hale gelip gelmeyeceği, onarılması yahut eski hale getirilmesi için gereken işçilik ve malzeme maliyeti belirlenerek, tamamen değiştirilmesi gerekmesi halinde, davalının sorumlu olacağı miktarın ne kadar olacağı, meydana gelen hasar nedeniyle değiştirilen parçaların kullanılabilecek durumda olması halinde, hurda tenzili gerekip gerekmediğinin de değerlendirilmesi gerekmektedir.
Şu durumda mahkemece, bilirkişiden yukarıda belirtilen hususlarda denetime elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi için, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 04/12/2019 tarihli 2018/503 Esas – 2019/1016 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı tarafından istinaf peşin harcı olarak yatırılan 175,1 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davalıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 19/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

.
Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.