Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/235 E. 2022/387 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/235
KARAR NO : 2022/387

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2019
NUMARASI : 2015/736 Esas 2019/816 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 05/11/2015

BİRLEŞEN ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2019/402 SAYILI
DAVA DOSYASINDA

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ : A

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 09/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı asıl ve birleşen davanın davalıları… Sigorta A.Ş. vekili ve … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili asıl davada dava dilekçesinde; 16.01.2012 tarihinde davalı şirkete Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı aracın sürücüsü davalı …’nın, sevk ve idaresindeki araç ile davacı …’nın sevk ve idaresindeki motosikletin karışmış olduğu trafik kazasında davacı …’nın ağır şekilde yaralandığını, bu davacının tedavi görmesine rağmen eski sağlığına kavuşamadığını, davacıların bu nedenle maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek, davacılardan her biri için 2.000,00’er TL manevi tazminatın davalı …’dan, davacı … için fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek değişken oranda avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile dava değerini maddi tazminat yönünden 147.575,10 TL olarak arttırmıştır.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde; aracın davalı şirkete sigortalı olup, poliçe teminat limitin 225.000,00 TL olduğunu, olayın meydana gelmesinde araç sürücülerinin eşdeğer kusurlu olduklarının tespit edildiğini, ancak davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün olayda kusurunun bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacıların taleplerinin haksız olduğunu, davacı …’in sürücü ehliyeti olmadan trafiğe çıktığı ve seyir halinde trafik kurallarına uymadığı için davacı anne ve babanın da olayda kusurlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen Ankara 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/402 E. Nolu dosyasında davacı … vekili asıl dava dilekçesindeki maddi tazminat talebini yineleyerek 101.232,72 TL(asıl davada raporla belirlenen meblağa ilişkin ek dava mahiyetinde)maddi tazminatın davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek değişken oranda avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, 147.575,10 TL tazminatın davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen tutara davalı … yönünden kaza tarihi olan 16/01/2012’den, davalı … yönünden dava tarihi olan 05/11/2015 tarihinden itibaren değişen oranlı yasal faiz yürütülmesine, davacı … için 2.000,00 TL, davacı … için 1.500,00 TL, davacı … için 1.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/01/2012 ‘den itibaren işleyecek değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine, birleşen davanın kısmen kabulüne, 32.170,82 TL tazminatın davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen tutara davalı … yönünden kaza tarihi olan 16/01/2012’den, davalı … yönünden dava tarihi olan 05/11/2015 tarihinden itibaren değişen oranlı yasal faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karar davalı … vekili ile davalı … vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf edilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı …. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacı yanın efor tazminatı yönünde bir talebi olmamasına rağmen, davacının talebi dışında, söz konusu tazminata hükmedilmesinin yerinde olmadığını, dava dilekçesinde talep edilen maddi tazminat isteminin içeriğindeki kalemlerin davacı tarafça açıklanmadığını, mahkemece efor tazminatı yönünden herhangi bir bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, bilirkişilerce hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatına göre oranlama yaparak efor tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi hesap raporunda (2.ek rapor), davacı …’nın öğrenci olduğu, 30.06.2019 tarihinde mezun olacağı, 01.01.2021 tarihinde iş bulacağı yönündeki tespitlere göre hesaplama yapıldığını, halbuki ülke şartları ve işsizlik verileri dikkate alındığında, bu tespitlerin gerçekten çok uzak olduğunu, tazminat hesaplaması yapılırken TÜİK verilerinin esas alınmasının da yerinde olmadığını, olayın oluş biçimi ve yaralanmanın davacının ayak bilek kısmından olmasına göre, motosiklet sürücüsü davacı …’in, kaza sırasında kaskını ve koruyucu ekipmanları kullanmış olsaydı, bu denli yaralanmasının mümkün olmayacağının çok açık olduğunu, bu sebeple zarar hesabından müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde; davaya esas teşkil eden kazanın 16.01.2012 tarihinde gerçekleştiğini, davanın ise 02.11.2015 tarihinde açıldığını, dava açmaya ilişkin hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacılar vekilinin, maddi tazminat talebini kısmi dava olarak ikame ettiğini, bu talebin belirsiz alacak olarak kabul edilemeyeceğini, tazminata işletilen faiz oranlarının başlangıç tarihinin ve faiz türünün haksız ve mesnetsiz olduğunu, reddedilen faiz oranları bakımından red vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, asıl davada müddeabih ıslah yoluyla arttırıldığı halde birleşen davanın kabul edildiğini, bu durumun davanın iki kere ıslah edilmesi sonucunu doğurduğunu, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, olay tarihinde davacı …’in 16 yaşında ve ehliyetsiz olduğunu, Düzce 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2013/561 E. sayılı dosyasında yapılan yargılamada kazanın meydana gelmesinde tarafların eşit kusurlu kabul edildiklerini, bu halde davacıların maddi ve manevi tazminat talebinin reddi gerektiğini, davacılardan …’in sürücü ehliyeti olmadan trafiğe çıktığı ve seyir halinde trafik kurallarına uymadığı için; diğer davacıların ise …’in trafiğe çıkışına izin verdikleri için kusurlu olduklarını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava, çift taraflı trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat, birleşen dava aynı trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemlidir.
Davacılar vekilinin asıl davada kaza tarihinde 16 yaşında olan davacı …’in kullandığı motosiklet ile davalı …’nın kullandığı aracın çarpışması sonucu davacı …’in yaralanması nedeniyle davacı …’e ilişkin maddi ve manevi, diğer davacılar olan anne ve baba için manevi tazminat, birleşen davada salt … için ek dava mahiyetinde maddi tazminat talep ettiği, dava dilekçelerinden ve dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Somut olayda davacı … kaza tarihinde 16 yaşında Yüksekokul öğrencisi olup, hükme esas alınan Ankara Üniversitesi Adli Tıp Ana bilim Dalı Başkanlığı’nca hazırlanan rapora göre bu davacının vücut çalışma gücünden %20.2 nispetinde kaybettiği, erişkin olması halinde 9 ay süreyle iş göremezlik halde kaldığı, bakıcı ihtiyacı bulunmadığı tespit edilmiştir. Hesap bilirkişisi tarafından küçük davacı … için geçici iş görmezlik dönemi boyunca %100 maluliyet esas alınarak bulunan 5.847,13 TL tazminat tutarına mahkemece %20 maluliyet oranı uygulanarak geçici dönem boyunca 1.169,43 TL efor tazminatı hesaplanmış söz konusu tutar yine bilirkişiler tarafından belirlenen kalıcı maluliyet zararı olan 358.322,41 TL ile toplanarak 359.491,84 rakamına ulaşılmış bu tutardan %50 kusur oranında indirim yapıldığında davacının hak ettiği maddi tazminatın 179.745,92 TL olduğu tespiti ile, belirlenen tutarın 147.575,10 TL’si asıl davada talep edildiğinden kalan 32.170,82 TL tutar birleşen davada hüküm altına alınmıştır.
Davacı …’in kaza tarihindeki yaşı itibariyle, kazanç getiren herhangi bir işte çalışması söz konusu olamayacağına ve bu yönden mahrum kalınan bir kazançtan bahsedilemeyeceğine göre; mahkemece geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmemesi yerinde olmakla beraber, davacı … için, aktüer bilirkişi tarafından, davacı …’in kaza tarihinden itibaren efor kaybına uğrayacağı da kabul edilerek maluliyet oranı üzerinden daimi iş göremezlik zararı hesap edilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece hatalı hesaplama yapılmasıyla karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Yine hükme esas alınan aktüer raporunda, dava konusu olay tarihinde davacı …’in … Yüksekokulu öğrencisi olduğu, mezuniyet tarihi, iş arama için geçecek süre dikkate alınarak ve dosyaya sunulan “kazanç bilgi sorgulama raporundan” hareketle 2014 Kasım ayı itibariyle ortalama net ücretin, asgari ücretin 1.85 katı olduğu belirlenerek bu oran üzerinden hesaplama yapılmıştır.
Davacı …’in yaralanması nedeniyle meydana gelen geçici ve sürekli iş göremezlik zararının hesaplanması için bu davacının gerçek gelirinin net olarak belirlenmesi gerekir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının olay tarihinde öğrenci olduğunun belirtilmesine rağmen, rapor tarihi itibarıyla mezun olup olmadığı araştırılmadan, mezun olduktan sonra staj ve iş bulma süre ve alanları hususunda gerekli araştırma yapılmadan davacı …’in asgari ücretin 1.98 katı gelir elde edeceği kabul edilerek hesaplama yapılmış olması doğru değildir.
Mahkemece öncelikle davacı …’in olay tarihinde öğrenci olduğu belirtildiğine göre mezuniyet tarihinin belirlenmesi için öğrenim gördüğü okuldan mezuniyet tarihinin sorulması, mezun olduktan sonra staj süresi olup olmadığının araştırılması, askerlik sürecinin gözetilmesi, mezun olduğunda mesleğine göre emsal gelir araştırması yapılması, ilgili kamu kurumları ile meslek kuruluşlarından mezuniyetinden itibaren ne kadar sürede iş bulabileceği, emsal gelirin ne kadar olduğu, mesleğine göre yılın tamamında çalışıp çalışamayacağı gibi hususların sorulması ve buna göre mezuniyet tarihinden itibaren iş bulma süresi gözetilerek iş bulabileceği tarihe kadar asgari ücret üzerinden, çalışmaya başlayacağı tarihten itibaren ise geliri üzerinden hesaplama yapılması, ayrıca rapor tarihine kadar çalışıp çalışmadığının belirlenmesi, SGK kayıtlarının istenmesi, SGK kaydının bulunması halinde gelirinin çalıştığı iş yerlerinden sorularak gerçek gelirinin belirlenmesi ve buna göre tazminatın hesaplanması gerekirken hatalı bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan sebepler ile davalı …. vekilinin istinaf talepleri yerinde görüldüğünden, ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, mahkemece öncelikle davacı …’in olay tarihinde öğrenci olduğu belirtildiğine göre mezuniyet tarihinin belirlenmesi için öğrenim gördüğü okuldan mezuniyet tarihinin sorulması,mezun olduktan sonra staj süresi olup olmadığının araştırılması, askerlik sürecinin gözetilmesi, mezun olduğunda mesleğine göre emsal gelir araştırması yapılması, ilgili kamu kurumları ile meslek kuruluşlarından mezuniyetinden itibaren ne kadar sürede iş bulabileceği, emsal gelirin ne kadar olduğu, mesleğine göre yılın tamamında çalışıp çalışamayacağı gibi hususların sorulması ve buna göre mezuniyet tarihinden itibaren iş bulma süresi gözetilerek iş bulabileceği tarihe kadar asgari ücret üzerinden, çalışmaya başlayacağı tarihten itibaren ise geliri üzerinden hesaplama yapılması, ayrıca rapor tarihine kadar çalışıp çalışmadığının belirlenmesi, SGK kayıtlarının istenmesi, SGK kaydının bulunması halinde gelirinin çalıştığı iş yerlerinden sorularak gerçek gelirinin belirlenmesi ile davacı …’in kaza tarihinden itibaren efor kaybına uğrayacağı da kabul edilerek maluliyet oranı üzerinden daimi iş göremezlik zararı hesap edilmesi suretiyle aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davalı …. vekilinin sair ve davalı … vekilinin tüm istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 16/12/2019 tarihli 2015/736 Esas – 2019/816 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı …. vekilinin sair ve davalı … vekilinin tüm istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İİK’nın 36. maddesi gereğince Düzce İcra Müdürlüğünün 2020/789 Esas sayılı dosyasına yatırılan 396.650,00 TL tutarlı teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 09/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.