Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/2289 E. 2023/38 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2289
KARAR NO : 2023/38

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2019
NUMARASI : 2018/862 Esas 2019/983 Karar

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 18/01/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, başvuru şartların yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, 16/03/2015 tarihinde davalı şirkete ZMMS trafik poliçesi sigortalı olan ve sürücü…’in sevk ve idaresinde olan araçla seyri sırasında davacının üzerinde yolcu konumunda bulunduğu, …’nın sevk ve idaresinde olan ve plakası ve markası tespit edilemeyen motosiklete çarpması sonucunda çift taraflı yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza neticesi davacının %33 oranında malul kalacak şekilde yaralandığını, davacı vekilinin başvurusu sebebi ile söz konusu hasar dosyası açılıp 23/10/2017 tarihinde %12 maluliyet oranı üzerinden 66.283,00-TL ödeme yapıldığını, ancak davacının maluliyetinin %33 oranında olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 100,00-TL maddi tazminatın sigorta şirketine başvuru tarihi olan 30/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş,ıslah dilekçesi ile dava değerini 151.248,53-TL olarak artırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ; kazaya karışan aracın davalı şirket nezdinde trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacıya daha önce tahkimde açtığı dava neticesinde sulh yolu ile 23/10/2017 tarihinde 73.078,00-TL ödendiğini ve davacı tarafın bu ödeme ile bu tazminatı almakla … Sigorta A.Ş.’den 16/03/2015 tarihli kaza nedeniyle her ne isim altında olursa olsun maddi tazminat olarak hiçbir hak ve alacağının kalmadığını, sigorta aleyhine açılmış ve açılacak her türlü davadan icrayı takipten, temyizden ve her türlü hukuki işlemlerden geri dönülmemek üzere vazgeçtiğini ve kayıtsız şartsız ibra ettiğini belirten feragatname olduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde;davanın kabulüne, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatları toplamı olan 275.440,36 TL maddi tazminattan, davacının müterafik kusuru nedeniyle %20 indirim yapılarak ve davalı … tarafından daha önce ödenen tazminatın güncellenerek mahsup edilmesi sonucu, bakiye 151.248,53 TL maddi tazminatın 30/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacının davadan önce Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde başvuruda bulunduğunu, anılan yargılamada davacının % 12 maluliyetine isabet eden 92.199,30 TL tazminat talep etme hakkı olduğunun hükme bağlandığını,bu kararı takiben sigorta şirketi ile davacının 59.000,00 TL asıl alacak üzerinden sulh olduğunu,davacının 59.000,00 TL alarak bakiye alacaklarından feragat ettiğini,bilirkişi tarafından artan maluliyet oranı yerine toplam maluliyet oranı üzerinden hesap yapılmasının hatalı olduğunu Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından verilen karar kesin hüküm teşkil etmesine rağmen mahkemece bu durumun gözetilmediğini ileri sürerek mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nun 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı kalmak kaydı ile yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda kaza tespit tutanağı uyarınca, 16.03.2015 günü sürücü…’in sevk ve idaresinde olan araçla seyri sırasında küçük yaştaki sürücü belgesiz sürücü …’nın sevk ve idaresindeki motorlu bisikletle çarpışması neticesi meydana gelen kazada motosikletin arkasında yolcu konumunda olan … ve …’in yaralandığı,kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsü…’in kural ihlali olduğunun belirlendiği, mahkemece alınan kusur raporu uyarınca, kazanın meydana gelmesinde sürücü…’in %100 oranında kusurlu olduğu, kayıt-tescilsiz motosiklet sürücüsü sürücü belgesiz …’nın kusursuz olduğunun belirlendiği, sürücü… tarafından kullanılan aracın kaza tarihini kapsar şekilde davalı … tarafından ZMMS sigorta poliçesinin düzenlendiği,Ankara Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Başkanlığı tarafından düzenlenen 11/04/2019 tarihli rapor uyarınca,davacının 16/03/2015 tarihli yaralanması neticesinde vücut genel çalışma gücünden %20 oranında kaybettiği ve 9 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığının belirlendiği, davadan önce davacının Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde başvuruda bulunduğu,anılan yargılamada 26.09.2017 tarihinde davacının % 12 maluliyetine isabet eden 92.199,30 TL tazminat talep etme hakkı olduğunun hükme bağlandığı,bu kararı takiben 16.10.2017 tarihinde sigorta şirketi ile davacının 59.000,00 TL asıl alacak üzerinden sulh olduğu ve ibraname düzenlendiği, mahkemece alınan aktüer bilirkişi raporu uyarınca,davacıya davalı … tarafından 23/10/2017 tarihinde yapılan 59.000,00-TL lik ödemenin güncellenerek hesaplanan tazminat tutarından indirilmesi ve ödeme tarihi itibari ile işlemiş yasal faizin hesaplanmasıyla davacı yönünden geçici ve sürekli iş göremezlik zararları toplamının 275.440,36-TL olarak belirlendiği,müterafık kusur indirimi uygulandığında 151.248,53-TL bakiye iş gücü kaybı tazminatı belirlendiği,mahkemece anılan raporların hükme esas alınmasıyla yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
Kesin hükmün amacı, kişiler arasındaki uyuşmazlıkların kesin biçimde çözümlenmesidir. 6100 sayılı HMK’nın 303. maddesinde kesin hükmün unsurları ile tarafları ve üçüncü kişiler açısından sonuçları düzenlenmiştir. Maddenin 1.fıkrasında “bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir” denilmek suretiyle genel olarak kesin hükmün şartları belirlenmiş; aynı maddenin 2. fıkrasında “bir hükmün, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil edeceği”; 3. fıkrasında “kesin hükmün, davanın taraflarından başka onların küllî halefleri (örneğin; mirasçılar) bakımından da geçerli olduğu” belirtilmiş, aynı maddenin 5. fıkrasında ise “müteselsil borçlulardan biri veya birkaçı ile alacaklı arasında yahut müteselsil alacaklılardan biri veya birkaçı ile borçlu arasında oluşan kesin hüküm diğerleri hakkında geçerli değildir” denilmek suretiyle, müteselsil sorumluluğun geçerli olduğu hallere ilişkin olarak kesin hükmün şartları belirlenmiştir.
6100 sayılı HMK`nın 114/1-i maddesi gereğince dava konusu uyuşmazlığın daha önce bir kesin hüküm ile çözümlenmemiş olması dava şartı olup, kesin hüküm nedeniyle davanın reddi için, aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce açılmış ve verilen hüküm kesinleşmiş olan davanın tarafları, dava sebebi ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davanın talep sonucunun aynı olduğu ikinci bir dava açılması gerekmektedir. Böyle bir halde, mahkemenin kesin hükmün varlığını kendiliğinden gözeterek, davayı esasa girmeden (usulden) reddetmesi gerekir.
Somut olayda, davadan önce davacı tarafça Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde başvuruda bulunulduğu, Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından yapılan yargılamayı müteakip 2017/31512 E-2017/45204 K nolu 26.09.2017 tarihli karar ile başvuru sahibi …’ın işgöremezlik tazminatı talebinin 73.759,44 TL üzerinden kabulüne karar verildiği,bu karar üzerine davacı … ile davalı …. arasında sulh olunduğu ve ibraname imzalandığı anlaşılmakta olup,bu durum karşısında mahkemece Sigorta Tahkim Komisyonu kararının eldeki dava için kesin hüküm teşkil edip etmediğinin değerlendirilmemiş olması yerinde görülmemiştir.
Bu durumda mahkemece Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 2017/31512 E-2017/45204 K nolu dosyasının eksiksiz şekilde dosyaya getirtilmesi ile anılan kararın kesinleşip kesinleşmediği tereddüte mahal vermeyecek şekilde belirlenerek, 26.09.2017 tarihli Sigorta Tahkim Komisyonu kararının eldeki dava için kesin hüküm teşkil edip etmediğinin değerlendirilmesiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde dava şartı olan kesin hüküm değerlendirilmeden karar verilmesi yerinde görülmediğinden HMK’nın 355. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf sebepleri sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek yapılan inceleme neticesinde davalı vekilinin istinaf talebinin yukarıda açıklanan gerekçelerle kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılması ve dosyanın belirtilen gerekçeyle yerel mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-a-4 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/11/2019 tarihli 2018/862 Esas 2019/983 Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, yukarıda açıklandığı üzere tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinafa gelen davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcı ve istinaf başvuru harcının davalı tarafa iadesine,
3-Davalı tarafından yatırılan gider avansından varsa artan kısmın karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek kararda gözetilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 18/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.