Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/22 E. 2022/92 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/22 – 2022/92
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/22
KARAR NO : 2022/92

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/11/2019
NUMARASI : 2017/642 Esas 2019/875 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 30/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı … vekili tarafından ayrı ayrı süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 01/09/2017 tarihinde davalı …’nin, sevk ve idaresindeki, diğer davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olan … plakalı araç ile seyir halinde iken müvekkilinin oğlu …’a çarpması neticesinde ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde davalının kusurlu olduğunu, müvekkilinin hem ev geçimine yardımcı olan oğlunu kaybettiğini hem de bu kaybın ardından manevi olarak sarsıldığını, oğlunu kaybetmesi sebebiyle travma yaşadığını ve psikolojisinin ciddi bir şekilde zarar gördüğünü ileri sürerek 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek olan bankalara uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek olan bankalara uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 09/09/2019 tarihli dilekçesi ile 9.033,97 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek olan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı sigorta şirketi cevap dilekçesinde; davadan sonra şirkete başvuruda bulunulduğunu davadan önce başvurunun olmadığını, müvekkil şirketçe olaydan açılan dava nedeniyle haberdar olunduğunu, şirketin temerrüde düşmediğini, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumluluklarının bulunduğunu, destekten yoksunluk tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığının mahkemece araştırılması gerektiğini, sigorta şirketinin manevi tazminattan sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; dava konusu olayda davalı sürücünün %25 oranında kusurlu olarak davacının oğlunun ölümüne sebep olduğu, bu olay nedeniyle davacının 9.033,97 TL bakiye destekten yoksun kalma zararının oluştuğu yine TBK 56. maddeye göre tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, kusur durumları nazara alındığında davacının 15.000,00 TL manevi zararının oluştuğu sonucuna varılarak davanın kısmen kabulü ile 9.033,97 TL destekten yoksun kalma tazminatının her iki davalıdan, 15.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı …’den alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalı sürücünün tali kusurlu olduğu yönündeki tespitin ve bu tespit üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu konudaki itirazları değerlendirilmeden karar verilmesinin doğru olmadığını, yerel mahkemece müteveffaya asli kusur ithaf edilmesi ve bu sebeple manevi tazminat talebinin çok aşağısında karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek, istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; olay tarihinde müvekkilinin kendi sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile trafikte seyir halinde en sağ şeritte ilerlerken aniden yola koşarak çıkan müteveffayı fark ederek frene bastığını ancak çarpmaktan kurtulamadığını, müteveffa, müvekkilin bulunduğu en sağ şeride fırladığında müvekkilin hareket halinde olduğundan ve mevcut durumu tahmin edemediğinden söz konusu kazanın meydana geldiğini, kaza sonrası müvekkilinin aracını durdurarak hemen müteveffaya yardım için koştuğunu ve hastaneye kadar da eşlik ettiğini, kazanın olduğu yol üstündeki taksi şoförleriyle müvekkilin sohbet esnasında öğrendiği kadarıyla müteveffanın dışarıda tek başına yaşayan, çalışmayan bir kişi olduğunu, Ankara 25. Asliye Ceza Mahkemesi 2018/436 sayılı dosya kapsamında dinlenen davacı kaza sebebiyle maddi zararının olmadığını beyan etmiş olmasına rağmen ardından iş bu davayı açtığını, davacının beyanı mevcut durumda iş bu davanın reddi gerektiğini, davacının oğlunun geçirmiş olduğu kaza sonucu vefatı sebebiyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı …vekili ve davalı … vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile destekten yoksunluk tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı …vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Tarafların kusur oranına yönelik istinafı yönünden;
Dosya kapsamında toplanan belgeler alınan kusur raporu ve olayla ilgili Ankara 35. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/436 esas 2019/1162 karar sayılı dosya içeriği ile bu dosyada düzenlenen kusur raporu birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu olayın davalı … ‘nin, sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde iken…yola gereken dikkate vermemesi, dikkatsiz ve tedbirsizce olay yerine yaklaşması, yaya geçidine yaklaşırken hızını azaltmaması, meskun mahal içi yolda kontrollü bir şekilde seyretmemesi, sol yanında kaplamaya inen yayaya karşı yoldaki mevcudiyetini gösterecek şekilde ikaz ve fren tedbirine başvurmaması, sevk ve idare hatasıyla neden olduğu olayda %25 oranında kusurlu olduğu kanaatine Dairemizce de ulaşılmış olup, tarafların kusur oranına yönelik istinafları yerinde görülmemiştir.
Tarafların manevi tazminatın miktarına yönelik istinafı yönünden;
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda, davacı desteği müteveffanın asli kusurlu olması, davacının müteveffaya yakınlık derecesi(babası), davacı lehine manevi tazminat şartlarının oluşması, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihi, kazanın oluş şekli, paranın satın alma gücü, ülkenin ekonomik koşulları, desteğin ölümü nedeniyle davacının maruz kaldığı ve ömür boyu yaşayacağı acı, elem, keder, ızdırap, sıkıntı, üzüntü, stres, manevi tazminatın amacı, zenginleştirme ve fakirleştirme amacı taşımaması, caydırıcı olması, özendirici olmaması ve 22.06.1966 tarih,1966/7 Esas – 7 Karar sayılı YİBK kararındaki kriterler gözetildiğinde, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğinden, davacılar için belirlenen manevi tazminat miktarının hak ve nesafet kuralları çerçevesinde belirlendiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle usul ve yasaya uygun ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 1.641,76 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 445,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.196,76 TL harcın davalı …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3- Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
5-Kararın taraflara tebliğine,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usullen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 30/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.