Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/210 E. 2022/267 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/210 – 2022/267
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/210
KARAR NO : 2022/267

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2020
NUMARASI : 2018/592 Esas 2020/198 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 26/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 28/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 09/12/2016 tarihinde plakası tespit edilemeyen aracın yaya müvekkili …’a çarpması neticesinde müvekkilinin ağır yaralandığını, geçici ve sürekli iş göremez hale geldiğini, bakıcı ihtiyacının doğduğunu, meydana gelen zararlar için davalı …’na başvuru yapıldığını ancak taraflarına yapılan ödemenin yetersiz olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 2.000,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 600,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 3.600,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 10.01.2020 tarihli bedel artırım dilekçesi ile geçici iş göremezlik bedeli olarak 8.352,26 TL, sürekli iş göremezlik bedeli olarak 203.205,79 TL, bakıcı gideri olarak 8.352,26 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket tarafından başvuru sahibine ibraname mukabilinde ödemede bulunarak kazadan kaynaklanan tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini, başkaca bir sorumluluğunun kalmadığını, müvekkili kurumun sorumluluğunu yerine getirdiğinden faizden de sorumluluğunun bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; dava ispat olduğundan yapılan ıslah da dikkate alınarak davacının maddi tazminat davasının kabulü ile; 8.352,26 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 203.205,79 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 8.352,26 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 219.910,31 TL tazminatın 20.06.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; maluliyet raporları ve kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesinin doğru olmadığını, hükme esas alınan 30.05.2019 tarihli maluliyet raporu “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik”e göre düzenlendiğinden hükme esas alınamayacağını, sürekli sakatlık raporunun 20/02/2019 tarih 30692 sayılı “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Yönetmeliği” çerçevesinde yetkili bir hastaneden alınmasının sigortacılık mevzuatı gereği yasal bir zorunluluk olduğunu, mevcut kaza ile ilgili bir rapor alınabilmesi kaza ile ilgili tedavinin sona ermiş olması ve sonrasında yetkili ve resmi kurumdan rapor alınması gerektiğini, davacının sakatlanması ile kaza arasındaki illiyet bağının ispatlanamadığını, zira hastaneye ilk başvuru sırasında trafik kazası nedeniyle başvurulduğunun belirtilmediğini, dava tarihinden itibaren yasal faize karar verilmesi gerekirken 20/06/2018 tarihinden faiz başlatılmasının doğru olmadığını, Güvence Hesabının geçici işgöremezlik tazminatından sorumlu olmadığını, bu zarardan SGK’nın sorumlu olduğunu bildirerek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, davacının yaya olarak bulunduğu sırada sigortası olmayan aracın çarpmasından dolayı yaralanması nedeniyle geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı ile bakıcı giderlerinin tazmini istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalının kusur ve maluliyet raporları arasındaki çelişkiye yönelik istinafı yönünden;
İlk derece mahkemesi tarafından hükme esas alınan 20/09/2019 tarihli Ankara Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen kusur raporunda, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün olayda %100 oranında kusurlu, davacı …’ın kusursuz olduğu belirtilmiş, davalı … tarafından sunulan ve buna göre ödeme yapılan raporda ise, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün %65 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, yine mahkemece hükme esas alınan Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 30/05/2019 tarih, 1976 sayılı raporunda, Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğine göre “geçici fonksiyon kaybına neden olan psikiyatrik hastalıklar …” bölümüne göre özür oranının %25, baldır kaslarındaki atrofiye bağlı alt ekstremite bölümüne göre özür oranının %3 olup, sonuçta davacı …’ın 09/12/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası neticesinde toplam vücut özür oranının %27 olduğu, 6 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, bakıcı ihtiyacı süresinin 6 ay olduğunun tespit edildiği, Ankara Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu raporunda ise davacı …’ın engel oranının %17 olduğu belirtilmiş, ancak … tarafından Tıbbi Danışmanlık firmasından alınan maluliyet raporunda: “opere sağ alt ekstremite tibia ve fibulu kırıkları” nedeniyle özür oranının %9 olabileceğinin belirlendiği ve davalı sigorta tarafından bu oran esas alınarak ödeme yapıldığı, böylelikle kusur ve özür yönünden dosyada mevcut raporlar arasında çelişkiler olduğu, ancak çelişkiler giderilmeden karar verildiği anlaşılmıştır. Raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeden karar verilemez.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş;
1-Kusur yönünden; kazanın gece olması, olay yerinin hava, yol, trafik yoğunluk durumu, çarpma noktası ile davalının itirazları da değerlendirilerek raporlar arasındaki çelişkiyi giderici, denetime ve karar vermeye elverişli karayolları fen heyetinde görevli bilirkişilerden veya üniversitelerin trafik kürsüsünden oluşturulacak bilirkişi heyetinden kusur raporu alınması,
2-Maluliyet yönünden, aralarında psikiyatrist ve ortopedistin de yer aldığı heyetten, özür raporları arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde, kaza tarihindeki yönetmelik esas alınarak, davacıdaki psikolojik sorunların kazadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, kazayla illiyetinin bulunup bulunmadığı, dosyada mevcut raporda tedavinin halen devam ettiği belirtildiğinden, psikilojik sorunlarının süreklilik arz edip etmediği, süreklilik arz etmesi halinde maluliyet oluşturacak boyutta olup olmadığı, maluliyet oluşturuyor ise, hangi oranda maluliyete etki edeceği konusunda ayrıntılı, denetime elverişli rapor alınmasından sonra, gerektiğinde aktüerya bilirkişisinden hesap raporu alınmasından ibarettir.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf sebeplerinin kabulüne, 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen hususlardaki eksiklikler tamamlanarak yeniden yargılama yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davalı vekilinin diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 10/03/2020 tarihli 2018/592 Esas – 2020/198 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 32. İcra Dairesinin 2020/4498 sayılı dosyasına yatırılan teminat mektubunun yatırana iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 26/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.