Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/21 E. 2022/91 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/21
KARAR NO : 2022/91

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2019
NUMARASI : 2017/591 Esas 2019/882 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 30/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/09/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı … ve davalı … AŞ. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 14/09/2016 tarihinde davalı tarafından sigortalanan … plakalı aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasında araç içerisinde yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını ve maluliyetinin oluştuğunu, müvekkilinin zararlarından davalı ZMM sigortasının sorumlu olduğu, davalıya müracaat etmesine rağmen zararının karşılanmadığını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 100,00 TL geçici, kalıcı iş göremezlik zararları ile bakıcı gideri ve SGK tarafından karşılanmayan giderlerinin tahsilini kaza tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiş, davacı vekili 11/10/2017 tarihli dilekçesi ile talep ettiği miktarın 10,00 TL’sinin geçici iş görmezlik, 70,00 TL’sinin sürekli iş görmezlik, 10,00 TL’sinin bakıcı gideri, 10,00 TL’sinin ise SGK tarafından karşılanmayan sağlık-tedavi-yol giderleri olduğunu beyan etmiş, 30/09/2019 günlü dilekçesi ile fazla hakları saklı kalmak üzere ve HMK’nın 107. maddesi gereğince geçici iş göremezlik zararını 4.753,36 TL, kalıcı iş göremezlik zararını 6.758,82 TL, bakıcı-bakım gideri zararını 1.300,99 TL olarak arttırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkiline eksik belge ile müracaat ettiğinden usulüne uygun başvuru olmadığını, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesini, esas yönden ise sorumluluklarının sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacının kusur ve zararını kanıtlaması gerektiğini, ayrıca maluliyetini de ispatlaması gerektiğini, maluliyeti olması halinde hesaplamanın Sigorta Genel Şartlarında belirtilen usulde yapılması gerektiğini, geçici iş görmezliğin ise sigorta kapsamında olmadığını, yine tedavi giderlerinin de sigorta kapsamında olmadığını, SGK’nın sorumlu olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının sürekli bakıma muhtaç olup olmadığını da kanıtlaması gerektiğini, ayrıca bakıcı giderinin sürekli sakatlık teminatı kapsamında olduğunu, bakıcı giderinden sorumluluğunun genel şartlar çerçevesindeki oranlarda olması gerektiğini, davacının olay tarihinden itibaren faiz talebinin ve avans faizi talebinin haksız olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; davacının eşinin sürücüsü olduğu araçta yolcu iken sürücünün %100 kusurlu olarak, direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu oluşan kaza neticesinde davacının %1 malül kalacak, 1 ay bakıma muhtaç olacak ve 4 ay tedavi süresi gerekecek şekilde yaralanması nedeniyle, alınan bilirkişi raporuna göre 4.753,36 TL geçici işgöremezlik, 6.758,82 TL sürekli iş göremezlik zararı ve 1.300,99 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 12.812,18 TL maddi zararının bulunduğu, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerine yönelik delil sunulmadığından bu talebin reddi gerektiği, kusurlu sürücünün aracının davalı şirkete ZMMS ile sigortalı olduğu anlaşıldığından bu zararın davalı şirket tarafından karşılanması gerektiği sonucuna varılarak davanın kısmen kabulü ile 4.753,36 TL geçici iş görmezlik zararı, 6.758,82 TL sürekli iş görmezlik zararı, 1300,99 TL bakıcı gideri olmak üzere 12.812,18 TL’nin dava tarihi olan 14/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı …vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, davacı tarafından özürlülere verilecek sağlık kurulu raporuna ilişkin yönetmelik kapsamında alınan …Eğitim Araştırma Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu Raporu mahkemeye ibraz edildiği halde mahkemece hükme esas alınan raporun “2013 tarihli özürlülük ölçütü yönetmeliğine” göre düzenlenmesinin doğru olmadığını, diğer raporda %9 olarak engel oranının tespit edildiğini bu iki rapor arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesinin doğru olmadığını, hesap edilen tazminat tutarlarının eksik ve hatalı olduğunu, bakıcı giderinin brüt asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini, iyileşme süresi boyunca bakıcı giderine hükmedilmesi gerektiğini, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinin hesap edilmesi gerektiğini, kemik kırığı olması nedeniyle hastaneye gidip gelirken her defasında ambulans veya taksi kullanmak zorunda kaldığını, fizik tedavi almak zorunda kaldığını bu konuda Yargıtay kararlarına göre Dr.bilirkişiden rapor alınması gerekirken delil sunulmadığından talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, TRH 2010 tablosu kullanılması gerekirken PMF Yaşam Tablosu’nun esas alınmasının doğru olmadığını, faiz başlangıç tarihinin temerrüt tarihinden olması gerekirken dava tarihinden faize hükmedilmesinin ve avans faizi olması gerekirken yasal faize hükmedilmesinin doğru olmadığını, her talep için ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken tek vekalet ücretine karar verilmesinin ve Adli Yardım Talebinden önce yaptığı yargılama giderleri nazara alınmadan eksik yargılama giderine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … AŞ. vekili istinaf dilekçesinde; davacı tarafından davadan önce sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığı, bu hususun şirket tarafından belgeleri tamamlaması için davacıya bildirildiği bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, bu durumun Kanun değişikliği olan 26/04/2016 tarihinden itibaren dava şartı olduğunu, başvuru belgelerinde maluliyetini gösterir sağlık raporunun, kaza raporunun, nüfus cüzdanının ve gelir belgesinin eksik olduğunu, ayrıca geçici işgöremezlik zararı ile bakıcı gideri zararının trafik sigorta poliçesi kapsamında olmadığını, bu zararların teminat dışı olduğunu buna rağmen bu zararlar yönünden de kabul kararı verilmesinin doğru olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı … vekili ve davalı … AŞ. vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, tek taraflı trafik kazası neticesinde, eşinin sürücüsü olduğu araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacının yaralandığından bahisle cismani zarara dayalı geçici ve sürekli iş görmezlik tazminatı ve bakıcı ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi ve ulaşım gideri istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı … ve davalı … AŞ. vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; davacının davalı sigortaya başvurusu sırasında 14/07/2017 tarihinde Ankara …Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen “özürlülük ölçütü…yönetmeliği”ne göre düzenlenen heyet raporunda davacının sağ humerus şaft kırığı vs. nedenlerle %9 engel oranı bulunduğunun düzenlendiği, mahkemece yargılama sırasında alınan Hacettepe Ünv. Adli Tıp ABD başkanlığı tarafından düzenlenen raporda ise yine anı yönetmeliğe göre fakat davacının muayenesi de yapılarak sağ humerus şaft kırığı vs nedeniyle %1 maluliyet oranının bulunduğu, 1 ay bakıcıya ihtiyaç süresi, 4 ay iyileşme süresi olduğu yönünde rapor düzenlendiği görülmüş olup raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yine davacının SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderine yönelik talepleri açıklattırılarak, davacının yaralanması ile ilgili tüm tedavi evrakları getirtilip, bu giderler konusunda doktor bilirkişiden rapor alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile bu talebin reddine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
TBK’nın 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010”adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, somut olayda hükme esas alınan aktüer raporunda tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün olmadığından aktüer raporunda %1,8 teknik faiz tatbik edilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yönteminin esas alınması gerekir.
Ayrıca usulüne uygun olarak belirlenen bakıcı ihtiyacı nedeni ile brüt asgari ücret üzerinden bakıcı gideri hesaplanması gerekirken, net asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamaya göre karar verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile; uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanılmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, yukarıda açıklanan eksiklikler tamamlanarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre tarafların sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 25/11/2019 tarihli 2017/591 Esas – 2019/882 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre taraf vekillerinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı ve davalıdan alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 30/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.