Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/2098 E. 2023/34 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/2098 – 2023/34
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2098
KARAR NO : 2023/34

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/09/2022
NUMARASI : 2020/448 Esas 2022/607 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 18/01/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 14/02/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalılar … ve … vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, 10.08.2018 tarihinde davalı sürücü …’ın, idaresinde olan araç ile seyri sırasında, arkasından aynı istikamette seyreden, davacının içinde bulunduğu otomobile çarpması sonucu meydana gelen kazada davacının sağ omuzunun kırıldığını ve iki kez ameliyat olarak omuzuna yaklaşık 15 platin takıldığını, davacının yaralanması nedeniyle uğramış olduğu iş gücü kaybına dayalı zararının ödenmesi için davalılardan … Sigorta A.Ş.’ye müracaat edildiğini,şirket tarafından davacıya,sigortalının %75 oranında kusurlu olduğu ve davacının asgari ücret üzerinden gelir elde ettiği varsayımına dayalı olarak yapılan hesaplamaya göre 20.01.2020 tarihinde 77.084,37.-TL.tazminat ödemesi yapıldığını,ancak davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin davacının zararını karşılamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik iş gücü kaybı nedeniyle 1000.-TL maddi tazminatın 10.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte,tedavi giderleri nedeniyle 1000.-TL.’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,50.000.-TL.manevi tazminatın kaza tarihi olan 10.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan tahsiline karar verilmesini talep etmiş,ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 536.269,50-TL olarak arttırmıştır.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde, dava konusu aracın davalı şirkete, KTK Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu,sigorta şirketinin sorumluluğunun, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, kazanın meydana gelişinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, davacının, kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davacı tarafça talep edilen geçici iş gücü kaybına ilişkin SGK’nın sorumlu olduğunubelirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde, davalı …’ın, işbu kazada kusuru bulunmadığını,sigorta şirketinin davacıya 77.084,37 TL ödeme yaptığını, zararı tazmin ettiğini,eksik kısım kalmadığını,davacının bu kaza öncesinde de aynı kolundan ameliyat geçirdiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde, sigorta şirketinin davacıya 77.084,37 TL ödeme yaptığını,zararı tazmin ettiğini,eksik kısım kalmadığını,dava dilekçesinde fahiş miktarda manevi tazminat talep edildiğini, davalı sürücünün işbu kazada kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama neticesi, davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne,16.733,40 TL geçici iş göremezlik 440.821,16 TL sürekli iş göremezlik 3.044,25 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 460.598,81 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi kasko poliçesi kapsamında 100.000,00 TL sinden ZMSS kapsamında 267.595,91 TL olmak üzere toplam 367.595,91 TL sinden sorumlu olmak kaydıyla davalılar … ve … kaza tarihi olan 10/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek, davalı sigorta şirketinden ödeme tarihi olan 20/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 40.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 10/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, karar davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalılar … ve … vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde, kusur oranı belirlemesinin yerinde olmadığını,davacının emniyet kemerinin takılı olmamasının zararı arttırdığını,kaza ile maluliyet arasındaki illiyet bağının ispatlanamadığını, davacının maluliyetinin daha önceden geçirdiği kaza sebebiyle oluştuğunu, 21.12.2021 tarihli Adli Tıp Kurulu Raporu uyarınca davacının özür oranı %8 olmasına karşın önceki rapora göre hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, Yargıtay’ın, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmeliğe göre maluliyetin tespit edilmesi gerektiğini içtihatlarında açıkça belirttiğini,davacının gelirinin hayatın olağan akışının dışında bir şekilde tespit edildiğini, hesaplama yapılırken kaza tarihindeki verilerle kazancın açık biçimde tespiti gerektiğini,emsal ücret araştırması mümkün ise, kişi çalışıyorsa öncelikle işyeri kayıtlarının kazanca dair belgede esas alınması gerektiğini, davacının kaza tarihinde sigortalı olduğu bilirkişi raporundan anlaşıldığından geliri belge ile tespit edilebilecekken TÜİK tarafından belirlenen ücret üzerinden hesaplama yapılmasının yerinde olmadığını, davacının bakıcı gideri taleplerinin yerinde olmadığını,davacının maluliyet oranının yanlış hesaplandığını, %8 alınması gereken maluliyet oranının hesap raporunda %14 olarak alındığını,raporlar arasında fahiş farklar bulunduğunu, manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece maluliyet oranının raporlama tarihinde yürürlükte rapora göre belirlenmediğini, davanın %14 maluliyet oranı üzerinden kabulünün hukuka aykırı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davacı yanın müterafik kusurunun araştırılmadığını, hesabın TRH 2010 yaşam tablosu ve %1.8 teknik faiz ile yapılması gerektiğini, geçici iş görmezlik tazminatı ve bakıcı giderinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, davacının gelir katsayısının hatalı tespit edildiğini,kasko poliçesi kapsamında davacı yanın dava dilekçesinde talepte bulunmamasına rağmen yerel mahkemece talebi aşar şekilde hüküm kurulduğunu, davalı şirketin sorumluluğunun ZMMS poliçesi kapsamında 267.595,91 TL ile sınırlı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanmaya bağlı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda; kaza tespit tutanağı uyarınca, 10.08.2018 günü sürücü …’ın,sevk ve idaresinde olan araçla seyir halinde olduğu esnada,sürücü …’ün sevk ve idaresinde olan araçla çarpışması sonucu meydana gelen kazada her iki sürücünün kural ihlali olduğunun belirlendiği, mahkemece alınan kusur raporu uyarınca,kazanın meydana gelmesinde sürücü davalı …’ın %75 oranında, sürücü …’ün ise %25 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği,Ankara 15.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/29 esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada sanık … hakkında taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,ceza dosyasında hükme esas alınan ATK raporu uyarınca kazanın meydana gelmesinde sürücü …’ın asli kusurlu olduğu,sürücü …’ün kusursuz olduğunun belirlendiği,kazaya karışan … plakalı aracın trafik sigorta poliçesinin ve genişletilmiş kasko poliçesinin de davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılmış olduğu, kasko poliçesi kapsamında “İhtiyari Mali Sorumluluk” teminatının 100.000,00 TL olduğu, davacıya davadan önce sigorta şirketi tarafından 20.01.2020 tarihinde 77.084,37-TL ödeme yapıldığı, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Dahili Tıp Bilimleri Bölüm Başkanlığı Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 08.06.2021 tarihli kurul raporuna göre davacı …’ın geçirdiği kaza neticesi sağ humerus başında fraktüre bağlı olarak çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %14 olduğu, bakıcıya ihtiyaç süresinin 2 ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği,mahkemece aktüer bilirkişiden alınan rapor uyarınca,kaza neticesi davacının sürekli iş göremezlik zararının, 137.510,69 TL olduğu,sigorta şirketi tarafından ödenen tutarın güncellenmesi sonucu bulunan 87.196,15 TL’nin mahsubu sonucu davacı tarafın 78.840,92 TL sürekli iş göremezlik,7.621,39 TL geçici iş göremezlik,3.044,25 TL bakıcı gideri zararı olduğunun belirlendiği,bilirkişi kuruluna mali müşavir bilirkişi eklenmek suretiyle alınan bilirkişi ek raporu uyarınca,TÜİK verilerine göre: “Otel Müdürü-İşletmecisi” olarak davacı yerine çalıştırılacak bir kişiye ödenecek ortalama brüt ücretin,net asgari ücretin 2,81 katı olduğunun tespit edildiği,sigorta şirketi tarafından ödenen tutarın güncellenmesi sonucu bulunan tutarın 85.466,50 TL olduğu,davacının % 14 meslekte kazanma gücü kaybı oranı ve sigortalı araç sürücüsünün %75 kusur oranına göre 516.491,85 TL sürekli iş göremezlik zararı, 16.733,40 TL geçici iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 533.225,25 TL zararı hesaplandığı, davalı … Sigorta A.Ş. ZMMS poliçesi yönünden: bakiye poliçe limitinin 282.915,63 TL olduğu, ZMMS poliçe limiti dışında kalan 156.491,85 TL (516.491,85-360.000,00) bakiye zarar yönünden, davalı … Sigorta A.Ş.’nin ihtiyari mali mesuliyet teminatı kapsamında 100.000,00 TL ile sınırlı olarak sorumlu olduğu, 2 ay bakıcı ihtiyacına istinaden hesaplanan 3.044,25 TL bakıcı giderinin tamamından tedavi gideri teminatı kapsamında sigorta şirketinin sorumlu olduğunun belirlendiği,mahkemece anılan raporların hükme esas alınmasıyla yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
1-İstinaf eden taraf vekillerinin maluliyet raporuna yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde,
Yerleşik Yargıtay uygulamasında çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplara ilişkin zararın varlığı ve oranın belirlenmesinde, 11/10/2008 tarihinden önceki kazalarda Sağlık İşlemleri Tüzüğü ve ekindeki cetvelin esas alınması gerektiği, 11/10/2008 tarihinden sonra meydana gelen kazalarda Sağlık İşlemleri Tüzüğü yürürlükten kalktığından, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin uygulanması gerektiği kabul edilmiştir.
Aynı dönemlerde, 06/02/1998 tarihinden itibaren Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ve bu yönetmeliği değiştiren 30/03/2013 tarihinde yürürlüğe giren Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlükte bulunmaktadır.
Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği 11/10/2008 tarihinde yürürlüğe girmiş olup ‘Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar’ başlıklı 1. maddesinde “Bu Yönetmeliğin amacı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre sigortalı sayılanlar ve bunların bakmakla yükümlü oldukları veya hak sahibi çocuklarının çalışma gücü veya meslekte kazanma gücü kayıp oranlarının tespitine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” denilmiş, yönetmeliğin çalışma gücü kaybı, vazife malullüğü, harp malullüğü ile erken yaşlanma durumlarının tespiti ile ilgili tüm hükümler Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile yürürlükten kaldırılmış, çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybına ilişkin hükümleri yürürlükte bulunmaktadır. İş kazası ve meslek hastalıkları ile ilgili olarak Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü tarafından çıkartılan 2013/34 Sayılı Genelgede de “5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na dayalı olarak yürürlükte olan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” 03/08/2013 tarihli ve 28727 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olup, 01/09/2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelik ile birlikte; 2011/49 sayılı Genelge çerçevesinde iş kazası ve meslek hastalığına ilişkin hususlar devam etmekte olup, çalışma gücü kaybı tespitine ilişkin hususlar yeniden düzenlemiştir.” denilerek maluliyet oranının tespitinden uygulana gelen iş kazası ve meslek hastalığına ilişkin olarak yönetmelik hükümlerinin yürürlükte olduğu belirtilerek, bu çerçevede uygulamanın “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine” göre yapılmasının gerekliliği açıklanmıştır. Yine Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü de 17/09/2015 tarihli 2015/23 sayılı Genelgesinde, iş kazası ve meslek hastalığının rapor düzenlemeye yetkili sağlık kuruluşları tarafından “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine” göre düzenleneceği belirtilmiştir. Bu nedenlerle 01/09/2013 tarihinden sonrası için de “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin” iş kazası ve meslek hastalığına ilişkin düzenlemelerin yapıldığı maddeleri hali hazırda yürürlükte bulunmaktadır.
Çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybının belirlenmesinde Meslekte Kazanma Gücü Azalma Oranının Hesaplanması başlıklı 23. maddesinde belirtildiği şekilde; yönetmeliğin eki olan A Cetveli listelerinde yazılı arızalardan birinin meslekte kazanma gücünü ne oranda azaltacağı hesaplanmasında, A Cetvelindeki vücudun çeşitli bölgelerine veya sistemlerine göre hazırlanmış olan 14 arıza listesinden sigortalının arızası bulunur. Bu arızanın solundaki arıza sıra numarası ile sağındaki arıza ağırlık ölçüsü bir tarafa kaydedilir. B cetveli listelerinde önce sigortalının iş kolu, sonra bu iş kolu içindeki meslek veya iş çeşidi bulunur. Bunun karşısındaki meslek grup numarası da bir yere yazılır. Sigortalının meslek veya iş çeşidi bu listelerde bulunmadığı takdirde meslek veya işinin benzeri veya en yakını esas alınır. Sürekli iş göremezlik simgesini gösteren C cetvelinin arızaya uygun tablosunun sütundaki arıza sıra numarası ile satırdaki meslek grup numarasının kesiştiği noktadaki sürekli iş göremezlik simgesi bulunarak bir tarafa kaydedilir. Tespit edilen bu meslekte kazanma gücü azalmasının sigortalının yaşına uygun oranını bulmak için E cetvelinden yararlanılır. Birden fazla sistemi ilgilendiren sekel bulgu varsa, Balthazard Formülü kullanılarak birleştirilir ve bu şekilde zarar görenin maluliyeti belirlenir.
Buna göre kısaca zarar görenin maluliyetinin belirlenmesinde o olaya ilişkin yaralanmalar ve arazlar belirlenerek, zarar görenin mesleği, çalıştığı iş koluna ve yaşına göre değerlendirme yapılarak rapor düzenlenir.
Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılan en son 30/03/2013 tarihinde yürürlüğe girmiş olup yönetmeliğin Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Başlıklı 1. maddesinde; “Bu Yönetmelik; özürlü sağlık kurulu raporlarının alınışı, geçerliliği, değerlendirilmesi ve özürlü sağlık kurulu raporu verebilecek yetkili sağlık kurumlarının tespiti ile ilgili usul ve esasları belirlemek; özürlülerle ilgili derecelendirmelere, sınıflandırmalara ve tanımlamalara gereksinim duyulan alanlarda ortak bir uygulama geliştirmek ve uluslararası sınıflandırma ve ölçütlerin kullanımının yaygınlaştırılmasını sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.” düzenlemesi yer almaktadır. Kapsam başlıklı 2. maddesinde ise; “Bu Yönetmelik, özürlülere sağlanan haklardan ve verilecek hizmetlerden yararlanmak üzere istenilen özürlü sağlık kurulu raporları ile özürlü sağlık kurulu raporu verebilecek yetkili sağlık kurumlarını ve özürlülerle ilgili sınıflandırma ve ölçütleri kapsar.” denilmiş, yönetmeliğin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ile Sağlık Bakanı tarafından yürütüleceği belirtilmiştir. Madde metninden de anlaşıldığı üzere Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik özürlülere sağlanan haklardan yaralanmak üzere düzenlenmiştir.
Ayrıca yönetmeliğin 6. maddesinde, Özürlü Sağlık Kurulu’nun teşkili düzenlenmiş, “Özürlü sağlık kurulu; iç hastalıkları, göz hastalıkları, kulak-burun-boğaz, genel cerrahi veya ortopedi, nöroloji veya ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanlarından oluşur. Özürlü sağlık kurulu raporu vermeye yetkili sağlık kurumunda, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman hekiminin bulunması halinde, bu uzmanın özürlü sağlık kurulunda yer alması zorunludur. Değerlendirilecek özür, birinci fıkrada sayılan uzmanlık dallarının dışında ise ilgili dal uzmanının da kurulda bulunması şarttır. Kurulda bulunan hekimler birbirlerinin yerine karar veremezler.” şeklinde belirtilmiş, 7. maddesinde ise, yetkili sağlık kurumları düzenlenmiş olmakla, özürlü raporlarını düzenlemeye Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hastanelerin yetkili olduğu belirtilmiştir. Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerinde kişinin mesleği ve iş kolunun herhangi bir önemi olmayıp kişinin genel özür oranı, hastalıkları dikkate alınarak yönetmelikte belirtilen hastaneler tarafından belirlenmektedir. Bu nedenle de iş gücü kaybını belirlemeye uygun olmaması nedeniyle Yargıtay ilgili daireleri tarafından aynı tarihte yürürlükte olmasına rağmen uygulanması kabul edilmemiştir.
Açıklanan yönetmelik hükümleri ve TBK 54. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, haksız eylemden zarar gören kişinin beden gücünün belli oranda yitirilmesi durumunda, kişi, yaşıtlarına oranla daha fazla güç ve efor harcamak durumundadır. Bu fazla güç kaybı yüzünden haksız eylemden zarar gören kişinin tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Talep edilecek bu tazminatın belirlenmesi için kişinin daha fazla efor sarf edip sarf etmeyeceği, maluliyetin kazancına etkisi olup olmadığının değerlendirilebilmesi için kişinin yaptığı iş önem kazanmaktadır. Doktrinde kabul edilen görüşe göre bir kişinin maluliyetinin kişinin kazancına etkisinin belirlenmesinde zarar görenin mesleği önem kazanmakta olup kişinin parmağının kopması halinde piyano sanatçısı veya katip olması halinde mahrum kaldığı kazancı ile öğretmen yada inşaat işçisi olması halinde kazanç kaybının aynı olmayacağı aşikardır. Bu durumda meslekleri farklı olan kişilerin maluliyet oranının da mesleği dikkate alınarak belirlenmesi gerekir. Maluliyet yada sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesinde asıl olan zarar görenin yaptığı işe göre kaza nedeniyle meydana gelen iş gücü kaybıdır, özür oranı değildir. Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Tespit İşleri Yönetmeliği yürürlükte bulunduğu sürece iş göremezlik oranının SGK ile aynı kurallara göre belirlenmesi gereklidir. Bu hale göre zarar gören kişinin yaralanması ve maluliyeti arasında illiyet bağı kurularak meslek grup numarası cetvelleri ile maluliyet oranı belirlenen Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre belirlenmesi yerine sağlık bakanlığı tarafından belirlenecek hastanelerden alınması gereken olay ile illiyetinin kurulması yönünden eksik hükümler içeren genel özür oranın belirlendiği Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğinin kabul edilmesi zarar görenler aleyhine durum yaratacağı şüphesizdir.
Açıklanan nedenlerle, davacı için sürekli iş göremezlik oranının Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri esas alınarak belirlenmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
2-İstinaf eden taraf vekillerinin kusur raporu,aktüer bilirkişi raporu ve müterafık kusura yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde,
Tüm dosya kapsamı ve yapılan yargılama ile toplanan delillerin değerlendirilmesinde,mahkemece hükme esas alınan kusur raporunun kaza tespit tutanağı ve olayın oluşu ile uyumlu bulunmasına, davacının kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olmadığı yönündeki beyanın salt davalı …’ın kolluk ifadesinde yer almasına,bu hususta kaza tespit tutanağında ve dosya muhteviyatında başkaca bir ispat vasıtası bulunmadığı gibi davacının yaralanma şeklinin(sağ humerus başında fraktür)emniyet kemeri takılı olmamasından kaynaklanan bir yaralanma olmadığının anlaşılmasına göre zararın meydana gelmesinde davacının müterafık kusuru bulunduğunun ispat edilememiş olmasına,hükme esas alınan maluliyet raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmasına,davacının çalışma gücü kaybının dava konusu kaza neticesi meydana geldiğinin maluliyet raporunda açıkça belirlenmiş olmasına,hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunun hüküm vermeye ve denetime elverişli bulunmasına,dosya muhteviyatından davacının kaza tarihinde otel müdürü-işletmecisi olduğunun açıkça anlaşılması karşısında gelirine ilişkin belirlemede bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına,Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince tazminat hesabında TRH 2010 Yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi uygulanmış olmasının isabetli bulunmasına,geçici iş görmezlik tazminatı ve bakıcı giderinin poliçe teminatı kapsamında olmasına göre istinaf eden taraf vekillerinin bu hususlara ilişkin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
3-İstinaf eden davalılar … ve … vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde,
6098 TBK’nun 56/1 maddesi “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini gözönünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilebilir” hükmü ve aynı Yasanın 51. maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne göre, somut olayda olay tarihi, olayın oluş şekli,yargılamada alınan kusur raporu uyarınca kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün % 75 oranında,davacının içinde yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün % 25 oranında kusurlu olduğunun belirlenmesi,anılan kusur durumunun kaza tespit tutanağı ve olayın oluşu ile uyumlu , hüküm kurmaya ve denetime elverişli olması, kazada davacının sağ humerus başında fraktür neticesi çalışma gücünden % 14 oranında kaybettiğinin ve yaralanmasının kaza ile illiyetli olduğunun belirlenmesi,davacının kaza nedeniyle çektiği acı ve duymuş olduğu üzüntünün boyutu, ödenecek tazminat miktarı, hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi ve davacının uğradığı manevi zarar göz önüne alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarının usul ve yasaya uygun bulunduğunun anlaşılmasına göre davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
4-İstinaf eden davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin, sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamına yönelik talep aşımı hususundaki istinaf talebinin incelenmesinde,
Kazanın meydana geldiği esnada davalı sürücü … tarafından kullanılan aracın davalı sigorta şirketi tarafından kaza tarihini kapsar şekilde ZMM sigorta poliçesinin ve bunun dışında kasko poliçesi kapsamında İMM sigorta poliçesinin düzenlenmiş olduğu anlaşılmakla birlikte,davacı vekilinin dava dilekçesinde davalı sigorta şirketinin İMMS poliçesi kapsamında sorumluluğundan açıkça söz etmediği, davalı sigorta şirketinden ZMM sigorta poliçesi kapsamında talepte bulunduğu, buna karşılık mahkemece yanılgılı değerlendirme ile ve talep aşılarak davalı sigorta şirketinin ZMM sigorta poliçesi limitini aşan kısma ilişkin İMMS kapsamında sorumluluğuna hükmedildiği anlaşılmaktadır. HMK.’nın 26. maddesi “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmünü içermektedir.Mahkemece, HMK’nın 24, 25 ve 26. maddelerinde düzenlenen tasarruf, taraflarca getirilme ve taleple bağlılık ilkelerinin uygulanması gerekmekte, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesi usule aykırıdır.
Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde, açıkça ihtiyari mali mesuliyet sigortasına yönelik talepte bulunmadığı halde mahkemece talep aşımı ile ZMM sigorta poliçesi teminat limitini( davalı şirketin sorumluluğu ZMMS poliçesi kapsamında 267.595,91 TL ile sınırlı olduğu halde)aşan kısma ilişkin olarak davalı sigorta tarafından tanzim edilen İMM sigorta poliçesi kapsamını da dahil eder şekilde tazminata hükmedilmiş olması yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, yukarıda 4 nolu bentte yer alan gerekçelerle davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, istinaf konusu yapılmayan kısımlar baki kalmak üzere, HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
II-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin İstinaf başvurusunun KABULÜ İLE; Ankara 11.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 15.09.2022 tarihli, 2020/448 Esas – 2022/607 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1- Islah dilekçesi de dikkate alınarak davacının maddi tazminat talebinin Kısmen Kabulüne, 16.733,40 TL geçici iş göremezlik 440.821,16 TL sürekli iş göremezlik 3.044,25 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 460.598,81 TL maddi tazminatın,davalı sigorta şirketi ZMSS kapsamında 267.595,91 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla davalılar … ve …’dan kaza tarihi olan 10/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek, davalı sigorta şirketinden ödeme tarihi olan 20/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
a-Alınması gerekli 31.463,50 TL harçtan peşin ve ıslahla alınan 2.002,61 TL harcın mahsubu ile kalan 29.469,89 TL harcın 18.279,47 TL’sinden davalı sigorta şirketi sorumlu olmak kaydıyla davalılardan alınarak Hazineye gelir yazılmasına,
b-Davacı tarafından peşin ve ıslahla yatırılan toplam 2.002,61 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
c-AAÜT uyarınca belirlenen 67.483,83 TL vekalet ücretinin davalı sigorta şirketi 40.463,43 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
d-AAÜT uyarınca belirlenen 12.107,31 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılar … ve …’a verilmesine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne,
40.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 10/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
a-Alınması gerekli 2.732,40 TL harcın davalılar … ve …’dan alınarak Hazineye gelir yazılmasına,
b-AAÜT uyarınca belirlenen 9.200.00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
c-AAÜT uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılar … ve …’a verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvuru harcı, 2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 334,50 TL tebligat, müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.488,90 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 2.137,70 TL’sinin (davalı sigorta şirketi 1.445,98 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Dava öncesi zorunlu ara buluculuk gideri olan 1.360,00 TL’nin kabul ve ret oranına göre 1.168,70 TL’sinin davalılardan, kalan 191,30 TL’sinin davacıdan ayrı ayrı alınarak Hazineye gelir yazılmasına,
5-Davalılar tarafından masraf yapılmadığından hükmedilmesine yer olmadığına,
6-HMK 333. maddesi uyarınca artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN;
1-Davalılar … ve … tarafından yatırılması gereken 34.195,90 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 7.866,00- TL harcın mahsubu ile bakiye 26.329,90 TL harcın bu davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
2-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harcının istek halinde bu davalıya iadesine,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle Davalılar … ve … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 98- TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
5- Başvuran taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6- Kararın HMK’nın 359/4. maddesi gereğince taraflara tebliğine,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 HAFTA İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 18/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.