Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/2094 E. 2022/584 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2094
KARAR NO : 2022/584

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/06/2022
NUMARASI : 2022/457 Esas 2022/406 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 14/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 19/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili 2022/70 Esas sayılı dosyaya sunduğu dava dilekçesinde; müvekkili … adına kayıtlı … plakalı araçla, davalı şirketin … poliçe numaralı sigortalısı … adına kayıtlı olan … plakalı aracın, Ankara ili Çankaya ilçesinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, maddi hasarlı tespit tutanağına göre … plaka numaralı aracın Karayolları Trafik Kanunu uyarınca meydana gelen kazada %100 (asli) oranında kusurlu olduğunu, müvekkili adına kayıtlı araçta KDV dâhil olmak üzere 8.877,71 TL değişmesi gereken hasarlı parça ve malzemeler ile 18.939 TL onarım ve montaj işçilik tutarı olarak toplam 27.816,71 TL hasar oluştuğunu, davalı … Sigorta Şirketinin, müvekkilinin uğradığı değer kaybı tazminatı ve ekspertiz rapor ücretlerinden sigorta limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, davalı araç sahibi … Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesindeki; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklindeki düzenleme uyarınca KTK 3. maddesinde araç sahibi/işleteni olarak tanımlandığından, araç sahibi/aracın işleteni sıfatıyla davacının uğradığı hasar alacağı tazminatı ve değer kaybının tamamından sorumlu olduğunu, açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik, 1.000 TL değer kaybı tazminatının davalı … Sigorta Şirketi (poliçe limitleri dahilinde), davalı …’den müteselsilen tahsilini, 400 TL ekspertiz rapor ücretinin davalı … Sigorta Şirketinden tahsilini, alacaklara davalı … Sigorta Şirketi için temerrüt tarihinden itibaren avans faizi, davalı … için kaza tarihi olan 05.10.2021 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasını talep etmiştir.
Yargılama sırasında davalı araç işleteni (sürücü) … yönünden dava tefrik edilerek iş bu esasa (2022/457 E.) kaydedilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacı tarafça davalı … yönünden, dava tarihi itibariyle arabuluculuk süreci tamamlanmadan eldeki davanın açılmış olduğu anlaşıldığından, davanın, TTK 5/A, ve Hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk kanununun 18/A-2 maddesi göndermesi ile HMK’nın 114/2, 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı … yönünden davanın ticari dava olmadığını, bu davalı yönünden arabuluculuk dava şartı aranmasının doğru olmadığını, mahkemece verilen kararın doğru olmadığını belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle oluşan araç değer kaybı bedeli ile ekspertiz ücretinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı vekili, tefrik edilen 2022/70 Esas sayılı dosyasında davalı araç işleteni (aynı zamanda sürücüsü olan) davalı … ve trafik sigortası şirketi aleyhine dava açarak araç değer kaybı bedeli ve ekspertiz ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; sigorta şirketi ile arabuluculuk anlaşamama son tutanağını dava dilekçesi ekinde ibraz etmiş, davalı … vekilinin de kendilerine arabuluculuk başvurusu yapılmadığına dair itirazı üzerine, mahkemece davalı araç işleteni (sürücü) yönünden dava tefrik edilerek yeni esasa (2022/457 E.) kaydedilmiş ve dava açılmadan önce bu davalı yönünden zorunlu arabuluculuğa başvuru dava şartının yerine getirilmediği gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
18/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7155 Sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK’ya eklenen 5/A maddesinde; “Bu Kanun’un 4üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
Ayrıca, 6325 sayılı Hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığı ile 18/A maddesi eklenmiş olup, 6325 sayılı HUAK’nın 18/A maddesinin 2. fıkrasında; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Bu düzenlemelere göre, 01/01/2019 tarihinden sonra konusu bir miktar paranın ödenmesi talebi ile açılan ticari davalarda dava açılmadan önce uyuşmazlıkla ilgili arabulucuya başvurulup, anlaşılamaması halinde son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunludur. Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilecektir.
TTK’nın 5/A maddesi gereğince ticari davalarda arabuluculuk dava şartı olarak düzenlendiğinden ticari dava kavramının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Ticari dava ile ilgili düzenleme TTK’nın 4. maddesinde yapılmıştır. Ayrıca bazı özel Kanun’larda da ticari dava kavramına yer verilmiştir. TTK’nın 4/1 maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava niteliğindedir. Nispi ticari davalar, şarta bağlı ticari davalar olup, uyuşmazlığın taraflarının tacir olması ve uyuşmazlık konusunun da tarafların ticari işletmesine ilişkin olması şarttır. Ancak, TTK’nın 4/1. (a) – (f) bentlerinde sayılan mevzuat ile düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları herhangi bir şart aranmaksızın mutlak ticari dava olarak kabul edilir.
6102 sayılı TTK’nın 4/1.f bendi ile yapılan düzenlemeye göre bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları, ticari dava olarak kabul edilir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır.
Davacı, davalının araç işleteni ve sürücüsü olduğu aracın sebebiyet verdiği trafik kazasında aracının zarar gördüğünü ve değer kaybına uğradığını ileri sürerek, araç işleteni ve aynı zamanda sürücüsü olan davalıdan aracındaki değer kaybı bedelinin tahsili talebinde bulunmuş olup davalı kazaya karışan aracın işleteni ve aynı zamanda sürücüsü olmakla davalının sorumluluğu KTK’nın 85 vd. maddesi ile TBK.nın 49. maddesinden kaynaklanmaktadır. Davacının aracı otobüs ise de davalı yönetimindeki araç özel otomobildir. Davacı ile davalı … arasında ticari ilişki veya ticari iş olmadığı gibi, haksız fiilin bir türü olan trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davası ticari dava niteliğinde de değildir. Davalı hakkında açılan dava, zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu iddia edilen, sigorta şirketi hakkında da açılan dava ile birlikte açıldığından Ticaret Mahkemesine açılmıştır. Bu hale göre davalı hakkındaki dava ticari dava olmadığından davacının, dava açmadan önce davalı araç işleteni ve aynı zamanda araç sürücüsü yönünden arabulucuya başvuru yapma zorunluluğu bulunmadığından, davalı … aleyhine açılan davanın zorunlu arabuluculuğa başvuru dava şartının yerine getirilmediği gerekçesi ile usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi karanının HMK 353/1.a.4 maddesi gereğince kaldırılmasına, işin esasına girilerek yeniden görülmesi ve sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 06/06/2022 tarihli 2022/457 Esas – 2022/406 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacıdan alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 14/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

.
Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.